-
1.
+3Arabanın arka koltuğuna yatırdım ve uyumaya devam ediyordu. Arabaya bindim ve gaza bastım. Hastaneye gitmeden önce Rıfat’ın toplantısına gitmem lazım. Umarın Rıfat’ta da sorun yoktur. Arabayı gölge bir yere park ettim ve camı biraz açtım. Halis arabada uyumaya devam ediyordu. Daha sonra okulun içine girdim. Rıfat karşıladı kapıda.Tümünü Göster
Rıfat-“Sınıfımı biliyor musun bari?”
b-“Yalan yok bilmiyorum. Sen kardeşinin derslerde uyuduğunu biliyor muydun?”
Rıfat-“Onun uyanık olduğu tek zaman sabah kahvaltı ve akşam yemeği. Belki okulunda öğle araları da acıkıyorsa uyanıyordur.”
b-“Neden bana söylemedin bunu?”
Rıfat-“Kendin bilmen gereken bir şey. Yalan söylediğimizi anlıyorsun sadece. Onu her baba yapar.” Yapamaz. “Sınıfımı bilmediğini tahmin ettiğimden kapıda beklemiştim. Seni sınıfa kadar zütüreyim.” Dedi ve önden yürümeye başladı. Ben de arkadan takip ettim. Önümüzde kalabalık vardı. Rıfat’ın geldiğini görünce hepsi kenara kaydı ve yer verdiler. Rıfat hiçbir şey demeden yürümeye devam etti. Ben de arkasından yürüyordum. Ne saygılı öğrenciler. Bizim zamanımızda öyle miydi? Sıkışa tıkışa bir yerlere giderdik. Sonunda sınıfa vardık. Kapıda birkaç öğrenci vardı ama hemen yer verdiler. Rıfat da durdu ve arkasını döndü.
Rıfat-“Sınıf burası. Eğer beni ararsan kantinde olurum.”
b-“Paran yoksa vereyim.”
Rıfat-“Yok baba param var. Sen gir içeriye.” Dedi ve kantine doğru yürümeye başladı. Ben de sınıfa girdim. Bir sıraya oturdum. Öğretmen sınıfa girdi ve beni görünce:
Öğretmen-“Siz Bir Bine misiniz?”
b-“Evet.” ilk baş bir tereddüt hissetti. Ama bayağı yoğun yani. Bir şeyi yapsam mı yapmasam mı diye düşündü muhtemelen. Daha sonra kararını verdi.
Öğretmen-“Rıfat hastalığınızdan bahsetmişti zaten. 47 yaşında olmanıza rağmen çok genç gösteriyorsunuz. “Tüm veliler bana döndü ve şaşkın şaşkın aralarında fısıldaşmaya başladılar. “Sizinle en son konuşacağım Bir Bine Bey.” Neden ki? Herhalde dediği gibi zeki diye. Lütfen sorun çıkmasın lütfen lütfen…
Öğretmen tüm velilerle konuştu. Herkesle konuşması bittikten sonra bana döndü:
Öğretmen-“Gelelim size. Oğlunuz tüm derslerden tam puan alıyor. Hatta üniversite deneme sınavlarında bile şimdiden tam puan yapıyor. Daha bildiği herhangi bir soruda yanlış yaptığı görülmedi. Nadir yetenekte bir öğrenci.” Bir ama hissettim.
b-“Ama?”
Öğretmen-“Anlamanız beni şaşırtmadı. Zekasını sizden almış belli ki.” Hiç sanmıyorum. “Ama şöyle bir sorunu var. Çok egoist biri. Yani size nasıl anlatmam gerekiyor bilmiyorum.” Çantasından birkaç sayfa çizgisiz kağıt çıkardı. içinde bir şeyler yazıyordu. “Bunu oğlunuz yazdı. Benim velilere ne söylemem gerektiğine dair kendisi bir kağıt hazırlamış. Ve bana bunu okumamı söyledi. Elbette ki okumadım. Fark etmişsinizdir. Rıfat okulda yürüdüğünde hemen herkes ona yol verir.” Sadece Rıfat için mi yol veriyorlarmış?
Öğretmen-“Okulda öğrenciler arası bir hiyerarşi tablosu çıkarttı. En üstte de kendisi var. Tek başına. Okula ilk geldiği yıl nasıl yaptıysa herkesi etkisi altına aldı. Öyle bir konuşması var ki konuşmanın sonunda konuşulan kişi kendisini ondan daha alçak bir seviyede görüyor. ilk baş kendi sınıfına yaptı. Hem bilirsiniz her sınıfta olur. Sonra bunu okula yayınca açıkcası endişelendik. Öğretmenler arası bile hiyerarşi tablosu çıkaracağını söyledi. Politikaya atanmasını şiddetle tavsiye ediyorum. Ama önce egosundan kurtulmalı. Bir pgiboloğa göndermenizi tavsiye ediyorum.” Yuh. Ve benim bunlardan haberim yok öyle mi?
b-“Ben dersine çalıştığını görüyordum ama böyle bir şey olduğunu tahmin etmemiştim. Sizden bir ricam var. Bugün Rıfat’ı eve zütürmek istiyorum. Devamsızlık sıkıntısı yok değil mi?”
Öğretmen-“Daha 1 kere bile devamsızlık yapmadı. Daha da garibi sınıfındaki kişilerin de devamsızlık yapmasına izin vermiyor. Devamsızlık yapmak için ondan izin alıyorlar. Eğer gerçekten hastaysa izin veriyor.” Yuh lan yuh. Daha fazla konuşma Allah aşkına. Diğer velilerin arasında kıpkırmızı oldum. Rezillik resmen.
Toplantı bitti ve sonunda kantine gittim. O kadar sinirlendim ki artık. Biri uyanmaz, diğeri okulu ele geçirir… ikisi de mi bana çekmedi? Normal bir insan gibi yaşasanıza. Rıfat orada oturmuş ve pilav üstü tavuk yiyordu. Kantine pilav üstü tavuk mu satılıyor? Aslında burası özel okul. Özel fen lisesi. Burslu olarak girdi. Yani normal böyle yemekler yemesi. Rıfat beni gördü.
Rıfat-“Sinirli haline bakılırsa öğretmen yazdığım notu okumamış. Ve sana her şeyi anlatmış. Ve sen de beni eve zütürmeye geldin değil mi?”
b-“Yanlış. ilk önce Halis’i hastaneye zütüreceğim. Sonra eve gideceğiz ve konuşacağız bunları.” Son lokmasını da aldı ve:
Rıfat-“En azından notlarım iyi. Bu kadar sinirlenecek ne var?”
b-“EVE GiDiNCE KONUŞACAĞIZ. Düş önüme.” Önden yürümeye başladı.
başlık yok! burası bom boş!