-
26.
+3Bir Bine
Hastaneye vardım. Rıfat yanımda oturuyor, Halis ise arkada uyuyordu. Halis’i dürttüm. Uyanmamak için ne kadar çabalasa da sonunda sinirlendim ve
b-“HALiS. UYAN.” Diye bağırdım. Yerinden fırladı. Biraz kendimi kötü hissettim kabul ediyorum.
Halis-“Neredeyim ben? Okulda değil miydim?” ve esnedi.
b-“Hastaneye geldik. Senin bu kadar uyuman hayra alamet değil. in bakalım arabadan.” Arabadan indik.
Rıfat-“Ben sizi burada bekliyorum.”
b-“Hayır efendim. Sen de geliyorsun. Kardeşinin sorunu çözüldükten sonra senin sorununla ilgileneceğiz.” Arabadan indi ve içeri yürümeye başladık.
Rıfat-“Beni de mi hastaneye yatıracaksın?”
b-“Seninle konuşacağız evde. Aslında hepinizle konuşacağım.”
Halis-“Hepimizle derken?” Hala sesi uykulu geliyordu. Normal sesi bu galiba. Tamam. iyi bir baba değilim ama işlerim yoğun ne yapayım? Hem gezgini de arıyorken falan vaktim olmuyor.
b-“Annenizle de konuşacağım.”
Rıfat-“Annem ne alaka?”
b-“Evde öğrenirsin.” Danışmaya geldik. Ve bütün günümüz hastanede geçti. Dahiliye, nöroloji… Akla gelebilecek uyku sorunu ile alakalı her yere gittik. Ama sonuç yok. Değerleri hep normal çıkıyor. Acaba pgibolojik bir şey mi? Ya da keyfi mi uyuyor? Keyfi uyuyorsa benden çekeceği var. Arabaya geri döndük. Yapacak bir şey yok. Halis arkaya geçti oturdu. Rıfat ise yine öne geçti. Rıfat’a kızgın olmama rağmen hala yanımda oturması büyük cesaret dedim içimden. Kaypak bana eskiden kızdığında değil yanına oturtmak arabasına bile almazdı. Kumarhanesine yürüdüğüm zamanları bile hatırlarım. Otobüs biletim bile yoktu o zamanlar. Kan ter içinde kalırdım. Öleceğimi hissederdim. Bir de kumarhaneye istediği eşyayı geç getirdim diye eve gidince dayak yerdim. Valla benim çocuklar çok rahat. Biri derste uyuyor, biri okulu köle kampına çeviriyor… Dersleri iyi bari. Ama dersleri iyi olsa da karakterlerinin kötü olmasına izin veremem.
başlık yok! burası bom boş!