+4
Her neyse, Sinan yaptığı planı devreye sokuyor ve benim nöbette olduğum bir vakitte kendi şarjörünü sanki benimkiymiş gibi bulup,o günkü nöbetçi assubayın yanına
gidiyor. Nöbetçi assubay karakol komutanına durumu anlatıyor, karakol komutanı da Sinan'a " Gözünüz aydın, Fasist nöbetten inince şarjörü ona verirsin, fişekleri iyice
silip, temizlesin." diyor. Yani konuyu fazlaca önemsemeyip, sorgu sual yapmıyor.Bu sayede tezkere gününe kadar ben rahatlamış oluyorum.
Bir diğer konu olan, hatun meselesine gelecek olursak beyler, hatundan ses seda çıkmıyordu.O gün,ben şarjörü kaybedip kendi zütümü kurtarmanın peşindeyken
söz konusu askerliğimin yanma ihtimali olduğundan, çok sinirlenmiş ve o defteri artık kapatmıştım. Eften püften bir kavga olmasına rağmen beni 2 ay boyunca hiç aramadı.
Bir kez bile, ulan mayına mı bastın, roket mi yedin, nasılsın diye sormadı. Dolayısıyla artık benim nazarımda iş işten geçmişti.
Tüm bunların ardından, zaman su gibi geçmiş, tezkere zamanımız gelmişti. Sinan benden önce sülüs aldığı için, benden 2 gün evvel tezkere alıp istanbul'a gitmişti.
Artık tek başımaydım ve hala 1 şarjörüm ekgibti.2 günüm vardı ve bu 2 gün içerisinde birinin şarjörünü ayıklamam gerekiyordu.Son güne kadar beklemiştik, çünkü Sinan
zaten kantin görevlisi olduğu için nöbete çıkmıyordu.Bu yüzden onun şarjörünü yanımda taşırken kafam oldukça rahattı.O da nöbete çıkmadığı için hücum yeleğini
silahını hiç kullanmadığından, farkedilmesine imkan olmamıştı. Fakat şimdi yalnızdım. Sinan gibi bana akıl veren
biri de yoktu yanımda.. Kimseye de söyleyemezdim. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik dıbına koyayım, söylenir mi?
Sinan'ın tezkere aldığı gün çömezlerden birinden şarjörü ben çaldım beyler.Çaldım ama ,yani inanır mısınız bilmiyorum,ben hala düşünüp gülerim bu mevzuya, inanılır gibi değil çünkü.Ben şarjörü çaldığım gün, yani Sinan'ın
tezkeresini alıp gittiği gün, benim şarjörüm bulundu. gibik çömezlerden biri nöbete giderken, karın da bir hayli erimesinden dolayı bir kısmı gözüken şarjörü bulmuş.
Gitmiş nöbetçi assubaya teslim etmiş.iki günüm vardı lan,az daha bekleyemedi amın çocuğu...
Şarjörün anası gibilmiş, heryer pas tutmuş..E 2 aydır karın altında duruyor tabi, normal.Fakat şansıma şarjörün üzerinde bir eziklik, kırıklık,tamir edilemeyecek bir şey yok.
Her neyse nöbetçi assubay olan lavuk da gidip karakol komutanına durumu anlatmış. Karakol komutanı da karakolda o tarihe kadar şarjör kaybeden tek dalyarak ben olduğum için
beni çağırdı yanına.
Krk:Ulan dingil,sen demedin mi bana ben şarjörü buldum diye?Sen ne şerefsiz,ne yalancı,ne düzenbaz adamsın?Şimdi ben daha evvel işleme koymadığım tutanağı şimdi işleme koysam
ceza yemeyecek misin? Devletin malına zarar vermekten, ceza almayacağını mı sanıyorsun?Bu şarjörün hali ne?iki günün kaldı diye işlemler yetişmez mi sanıyorsun?
Ben:Komutanım, şunun şurasında tezkereme iki gün kaldı. Gözünüzü seveyim, iyisiyle kötüsüyle bir askerlik yaptık, uğraşmayın gideyim.Şarjörü kaybettiğimde hapis
cezası alacağımı söylediniz, korktum ve böyle bir şey yaptım. Pişmanım komutanım
dedim.
Daha sonra odasından beni kovdu,ben dışarıdaki bir sigara yakmış derin düşüncelere dalmışken, karakol komutanının postası olan gibik elinde benim paslı şarjörümle yanıma geldi.
Çabuk şarjörün üzerindeki pası temizleme yağı ve bir zımpara ile temizle, karakol komutanı tutanağı işleme koymayacak.Sen iyice temizle, yeter dedi..
Tümünü Göster