+8
Bir erkeğin yalnızca kaybettiği, elinde bir şey kalmadığı zamanlar ağladığını düşündüğüm zamanlar; dedem bana bambaşka bir dünyayı göstermişti. Belki de yalnızca bana göre başkadır bu dünya. Meyve bahçesinin ortasında, güneşin alnında oturuyorduk öylece. O zamanlar yeni terk edildiğim zamanlar, üzüntüsünü yaşıyorum bu durumun, ve durumu bu halde de bırakmayıp abartıyorum, adeta kızın öldüğünü düşünüyorum. En azından benim için öldü gibi bir varsayım işte. Dedemin ağladığını hayatımda hiç görmedim. 4 5 yaşlarında onla kavga ederdim, aldığı oyuncakları kırardım, yeniden tamir etmeye çalışırdım, sarılırdım dedeme, onunla gezerdim. Dedemle çok zaman yaşadım. Otururken durduk yere sordum ona; dede annen öldüğünde ağladın mı, baban ölünce hiç üzüldün mü falan filan diye. Oğlum, o kadar çok ölen var ki hangi birine yanak diyerek karşılık verdi. Her ölene üzülemezsin. Dedemin babası çok çok iyi bir adamdı, kimseye kötülüğü olmadı derler onun için. Dedem belki çok üzülmüştür, ama ağlamadım dedi, o yüzden ağlamamıştır. Benim içinse durum başka... ölenim o kadar az ki hangi birine yanmayayım? Kim aklıma gelse o an, sessizce ağlarım. Çocukken de içli ağlarmışım zaten. Dedemin sorusu daha başka sanki... Ölen o kadar çok ki hangi birine yanalım oğlum?