1. 1.
    -1
    hayatınızın belli bir döneminde sürekli kullanmak zorunda kaldığınız sözcük grubu ve bu dönem genelde üniversiteden mezun olduğunuz günlere denk düşer. aslında bu dönem çok şeye denk düşer de yazarsam eğer başlıkla alakasız entry diye tarafımca silinebilir. o yüzden susup, başlıkla alakalı devam ediyorum:

    internetten başvuru yapmanın avantajlarından mıdır bilmem ama ilanda yazılı olan gerekli yeterlikleri (gereksiz yeterlik var mı ki, neyse) sağlamasanız da “amman başvurayım ne olacak ki” diyip ilana başvur butonuna tıklarsınız. sonra tabi ne arayan ne de soran olur. hal böyleyken bir gün telefonunuz çalar, arayan bilindik bir şirketin insan kaynaklar elemanıdır ve sizi mülakata çağırır. hem de yeni mezun olmanıza rağmen çağrıldığınız pozisyon ürün müdürlüğüdür. iki gün göğsünüz ilerde bir şekilde evin içinde mülakatta sorulabilecek sorulara çalışırsınız ve o an gelir. giyersiniz takımları, size söylenen yerde tam vaktinde olmak için terden yapış yapış olmuş bir şekilde usulca sıranızı beklersiniz...

    iki günlük göğüs büyütme antrenmanının etkisi kendini gösterir ve göğsünüz kapıdan sizden önce içeri girer. sekretere iş görüşmem var benim dercesine bakarsınız, anlamaz tabi. konuşarak anlaşılıyormuş o şirkette:

    - pardon ben iş görüşmesi için gelmiştim.
    - ürün müdürlüğü, spa bey… doğru mu?
    - evet! (göğsünüz kızın göğüslerine dokunacak kadar ilerde)
    - şöyle geçin ben haber vereyim..

    bir telefonla geldiğim, şirkete haber verilir. her katta karşılama töreni bekliyor bu körpe bünye. beklerken sekreterle ikide bir göz göze gelinir ve her seferinde garip bir gülümseme ile son bulur. içten “tabi buldun yakışıklı ürün müdürünü iş at” diye de havalara girilir, kendi kendine gelin güvey olunur, sonrasında beraber bölüm müdürünün odasına doğru ilerlenir...

    klagib tanışma faslından sonra can alıcı sorulara gelinir ve bölüm müdürü canınızı almak için giriş yapar:

    - cv’nizde yeni mezun olduğunuz yazıyor. ürün müdürlüğü hakkında ne biliyorsunuz?
    - falan filan… ezberlenen cümlelerden bir buket sunulur..
    - pazarlama dediniz, pazarlama hakkında ne biliyorsunuz diye sorsam?

    iç ses: aha! hadi ezberinde ne var görelim..
    iç sese cevap: olum bu soru nerden çıktı, sırada en beğendiğiniz özelliğiniz sorusu vardı. hassittir…
    dış ses: yani bölümümle çok alakasız olsa da ilgilendiğim bir sektör.

    - yani şöyle sorayım, pazarlamanın 4 p’si desem bir cevabınız olur mu?

    iç ses: bakalım ne yumurtlayacak?
    iç sese cevap: lan ne desem, kafa karıştırma!
    dış ses: çok bir bilgim yok ama...

    iç ses: pekekent de pekekent..
    iç sese cevap: ya bir sus allasen. planning mi desem..
    dış ses: planlama olabilir, kem küm...

    iç ses: lan planlama ne lan. pekekent de pekekent..
    iç sese cevap. ya planlama, planning ikisi de her iki dilde p ile başlıyor. o yüzden şeyettim.
    iç ses: nolmuş olum pekekent de ingilizce pimp. ahhaahhaa..
    iç sese cevap: kadının yüzü değişti lan. anladı mı yoksa...

    - neyse ben size başka soru sorayım.

    iç ses: dur be ablam eğleniyorduk..
    iç sese cevap: aslında tam sayacaktım... tüh!
    dış ses: evet sizi dinliyorum..

    - en beğenmediğiniz özelliğiniz nedir?

    iç ses: işkembeden acayip sallarım. bilmiyorum benim lügatımda yoktur.. ha ha ha..
    iç sese cevap: ne sallaması be, az kalsın sayıyordum..
    dış ses: başarısızlığa tahammülüm yoktur, bu yüzden aşırı tepki veririm, bu yönümü pek sevmem..

    iç ses: yalanını..
    iç sese cevap: evde çalıştık olum bu soruya..

    - hımm.. ortalamanız pek öyle demiyor ama.
    - nasıl?
    - yani okul hayatınızı pek sorun etmemişsiniz diyorum..

    iç ses: ahhhahhaa! bu kadın benim ruh ikizim lan!
    iç sese cevap: ikinizi de… töbe töbe..
    dış ses: burası çok mu sıcak oldu ne?
    ···
   tümünü göster