hamdi sopayi getir

Trafikte hayatının bir parçasını heba edenler..

Geçen gün işim olduğu üzre kadıköy'e gitmek için, minibüs e bindim.. tam kadıköy evlendirme dairesinin oraya geldiğimde trafik tıkandı.

bi huur çocuğunun arabasını ambulans ın park yerine bırakmış haldeyken, hemen dipteki künefeciden alışveriş yaparak çıkıp arabasına binmesini seyrettim.

aklıma şu geldi..

bu dünya da, bazı durumlarda insanlar ;

yasak olduğu için ambulans ın yerini işgal etmekten kaçınanlar,

yasak olmasıyla ilgili olmasada bir gün birilerinin hayatları tak olmasın diye o park alanına saygı duyanlar

ve yasak olmasına aldırış etmeden kendilerine göre bahanelerle bu park alanına saygı duymayan huur çocukları olmak üzere 3 e ayrılır dedim kendi kendime..

haklıydım, kendi bahanelerim vardı..

şimdi mevzuya gelecek olursak. içimizden bazı arkadaşların, tanımadığımız yada kimilerimizin tanıdığı insanların şahsi fotoğraflarını yayınladığına şahit oldum.

kendilerinden izin almadan.. bu ortamda onlara küfür edileceğini bilerek..

ve bekledim, birilerinin yaygara kopararak, insanları yönlendirmeye çalışmalarını seyrettim.. çünkü biliyordum, dakikti bazı şeyler.. tezgahın ahşap kokusu vardı lan kaldırımda..

şimdi benim aklımdan geçen şey şu.. bunu yapan kişilerin kafasından geçen, koymasaydı kardeşim internete, altı üstü aldık paylaştık nedir yani midir yoksa daha güzel bi sebepleri var mıdır kafalarında?

benim buraya geliş amacım eğlencedir diyen adam, gelir eğlenir dost edinecekse edinir, deşarj olacaksa olur, sonra monoton sıkıcı hayatına geri döner.. ama çıkıp kimsenin karısına, kızına, sevdiğine, sevilenine "off anam ne giberim seni sahile domaltıp, yerden yere vururum seni bee" demez..

ama inci anarşidir, kimse bize karışamaz diyorsanız, gidin yapmacık şeylerle uğraşın.. sizi kandırmaya çalışan televizyon programlarını taşşağa alın, annenizi kandıran kolpa doçentleri düşürün oltaya.. dayatılan düzeni değiştirmeye çalışın.. özel hayatlarını kendince paylaşanları rencide ederek yapmayın bunu..

benim burada kimseye delikanlığı öğretmek haddime değil, öyle olduğumu düşünmüyorum da.. ki kimse delikanlılığı buradan öğrenmesin zaten..

elbet bana cevap verecek insanlar çıkacaktır.. kendilerine tavsiyem, bana söyleyecekleri şeyleri hazırlarken Depeche mode – In your room (Portishead mix) ini dinlemeleri yönündedir.. agresif bir parçadır, agresif yapar adamı.. vuracaksanız sert vurun.. keyfim kaçmasın..

iyi süzülmeler..

---

tek ciddi yazım bu lan, kendi başlığımda saklayayım dedim.