1. 1.
    0
    ders çalışmak:

    vizelere 1 hafta kalmıştı ve esin ders çalışalım diyordu.ben ise iddia’yı düşünüyordum. yani kızı yatağa atabilirsem 1 tepsi baklava bizi bekliyordu. sabah ben, hakan,fatih, harun derse gitmek için apar topar çıktık çünkü geç kalmıştık ben tuvaletimi bile yapamamıştım.”ya dursanıza bir kenara yapayım, altıma edeceğim” dedim. fatih elindekileri harun’a verdi gel avucuma yap dedi.yok daha neler diyorum çünkü fatih yolun ortasında duruyor benim orda yapmamı bekliyor.o fırlama ya,çıkardım yolun ortasında yapmaya başladım.

    fatih:allah belanı versin lan, naaapiyorsun olum?
    ben:yap dedin yapıyoruz iste dur.
    hakan:kahkahalarla gülüyor.
    harun:o da gülmekle meşgul.

    arabalar geçiyordu yanımızdan ama ben umursamıyordum. bazen böyle deli zamanlarım gelir, kimseyi takmam. fatih ellerini yıkadı okula gittik, cumaydı günlerden. esin geldi yanıma oturdu ve bu gece bize gelin harun’u da çağırırsın ders çalışacağız dedi. adresi aldım ve gece olmasını bekledim, esinlere gidecektik fatihe söyledim bunu esin gittikten sonra tabi. bana bir şey yapamazsın sen o kıza falan diyordu bugün yaşadıklarından sonra…gece oldu kola, cips aldık esinlere geçtik. öğrenci eviydi ve 3 kız kalıyorlarmış.1 tanesi memleketine gitmek zorunda kalmış acil. yemek yedik, biraz konuştuk ve ders çalışmaya başladık.ama ben esin ile, harun’da selda ile.2 saat geçmiş arada muhabbet edince ama ben sıkılmıştım. tavla varmı sizde diye sordum var dedi esin. dersi bırakıp tavla oynadık. esin çok zayıftı, çıtı pıtı demek hakaret olurdu, 46-47 kilo ancak gelirdi. saate baktım 00.25 olmuş. tavlayı da harun ile selda’ya bıraktık. esin ile balkona çıktık biraz kendimizden konuştuk kolaları yudumlarken. sonra uykumuz geldi saat 01.00’i geçiyordu.ben nerde yatacağım diye sordum esine? maksat ağzını aramaktı, benimle yatacaksın tabiî ki deyince rahatladım. planım kusursuz işliyordu, selda ve harun selda’nın odasına kapandılar bende esin’in odasına..

    birlikte olduk ama esin’in aşırı zayıflığı yüzünden ben çok rahatsız olmuştum. sabah 05.30 olmuş ben hala uyumamıştım. balkona çıkıp temiz hava alacağımı söyledim esin’e ve yanağına bir öpücük kondurup balkona boxer ile çıktım. balkon genişti ve yazın oturmak için kanepe tarzı bir şey koymuşlardı. gözüm bir ara oraya kaydı harun yatıyordu. hayal mi görüyorum ben derken:

    ben:şişştt! harun ne yapıyorsun burada?
    harun:dur yaa! uyuyorum görmüyormusun..
    isparta soğuk bir yerdir ki o saatte, üzerinde de birey almamış. beni gülme tuttu. olum gitsene selda’nın odasına.”yok ben yapamam” dedi. uzatmadım,zorla birine bir şeyler yaptırmak huyum değildir. esinlerden ayrıldık ve yurda döndüm. başlarda eve çıkarım diyen ben yurt ortdıbını sevmeye başlamıştım. izin sorun olmuyordu, rahattım ve mutluydum.

    kutlama

    fatih’in isparta’da akrabaları vardı arada onlarda kalmaya gidiyordu. akrabaları’nın benzin istasyonu mu varmış tam olarak anlamadım. bana sözümü tutacağım dedi bende üstelemedim.bir gün okuldayken bana bu gece akrabalarına gelmemi söyledi. olur dedim ve harun, hakan ile birlikte gittik.bir kasa 70’lik girişte duruyor.bu ne dedim, benzin istasyonuna yanaşan bir kamyondan yürüttüğünü söyledi.oha! dedim.kamyonu getirseydin bari 1 şişe neyse de 1 kasa oğlum bu.fatih içeriden baklavalarla geldi yanında da 70’lik rakı.ilk kez rakıyla orda tanıştım.pis bir kokusu vardı ama iyi kafa yaparmış.(sonradan öğrendim) muhabbet ederken hakan ve harun’un bardağına gözüm takıldı.ben 3.bardağımı sulu alıyordum onlar az az yudumluyordu. anason kokusu burun deliklerimi yakmıştı ama hoşuma da gitmişti..(ilk ve son rakım olmuştu)

    şişe bitmiş, harun ve hakan’ın bardağını da alıp içmiştim. dışarı çıkarken hafif sendeledim. arkadaşlar gülüşüp kendi aralarında çarptı galiba volkanı diyorlar benim ise umurumda değil salak salak gülüyorum neye bile güldüğümü bilmeden. yurtta imza atıp üstümüzü değiştirdik,ben dişlerimi fırçaladım ve nerden aklıma geldiyse yatağıma balıklama atlayarak uyuma fikri geldi. koşarak atladım,son hatırladığım kafamı duvara çarptığım ve canımın yandığı idi…

    2.sene

    1.sınıfta birçok kızla günü birlik veya rayına oturmayan ilişkiler yaşamıştım ve aradığımı yani bağlanabileceğim birini hala bulamamıştım. üstelik kızlarla ilişkilerim yüzünden 4 tane alttan dersim kalmıştı.bu da yetmezmiş gibi yurtta biri bir kızı gördüğü veya hoşuna gittiği zaman bana geliyor ayrıntı, detay ya da aralarını yapmamı istiyordu. durum hiç iç açıcı değildi.

    selinle tanıştığımız günü yazmıştım. yaptıklarımı da…bunca şeyden sonra hangi aptal benle çıkardı ki?üstelik esin iddia’yı fatih sayesinde öğrenmiş, tüm okula yaymıştı.

    selinle dersten sonra bir ara verdiğimiz zaman yine karşılaştık.biz konuşurken bir çift gözün daha bizi izlediğini fark ettim. selin gözlerimden anlamış olacak ki “bırak şu salağı ya” dedi benim başka yöne dönmemi sağladı. konuyu dağıtmak ve ortamı yumuşatmak için:

    ben:bugün dışarıda görüşelim mi dedim?
    selin:olur nerde..
    ben:bakarız,ben seni alırım dedim.
    selin:tamam, olur dedi.

    selin:antalyalı, güzel,yaşından daha olgun, anlayışlı ve sempatik biri. arkadaşı su.ankaralı ve sarışın ama çakma sarışınlardan...

    i̇lk buluşma

    hiç unutamıyorum o günü..2 kat mont giymiştim üst üste ve acayip bir soğuk vardı. selin’e dışarıda bekliyorum diye mesaj attım.5 dakika sonra aşağıya geldi. titriyordu,bende…

    yürüdük ama soğuk iliklerimize kadar işlemişti,bir parka kadar ilerleyebildik. orda dolaşarak konuşmaya başladık.

    ben:kim o çocuk?
    selin:ya geldiğimden beri peşimde. kurtulamıyorum,nişanlıyım!!! dedim yine peşimi bırakmadı.
    ben:ciddi nişanlı mısın sen?
    selin:hayır ya,öyle bilmelerini istiyorum belki peşimden düşerler.
    ben:senden hoşlanıyorum..
    selin:ne?
    ben:seni gördüğümden beri aklıma takılıp duruyorsun. aynı masada karşılaşmıştık hatırlıyorsan.
    selin:itiraf ediyorum o gün defterini karıştırıp adına soyadına bakmıştım sen cay almaya gittiğinde..
    ben:yok artık…!
    selin:bende sana ısındım ama gidelimmm…çok üşüdümmm!

    koluma girdi ve onu bırakana kadar hiç yüzünden o tatlı gülümsemesini bırakmadı. hoşlanmıştım ama yazın boşta durmamıştım. eskişehir’den 2 kızla tanışmıştım yanlarına gitmek nasip olmamıştı ama sürekli beni arayıp duruyorlardı. benimde hoşuma gitmiyor değildi..

    etkinlik

    okul tarafından düzenlenen şu defile, konser tarzı bir etkinlik yapıldı.ben selin ile gidecektim. çok sevinçliydim taa ki selin su’da bizimle gelecek diyene kadar. planım yoktu daha yeni tanışmıştık ama aramızda birinin olmasının anlamı da yoktu, rahat olamayacaktım sonuçta.
    akşam selin ve su’ yu alıp etkinliğe gittim. orda ilk dans esnasında kotumun ön cebinde duran telefonum çaldı, ailem arıyor sanıp çıkardım. eskişehirli kızlarmış meğer. adı derya diye çıkınca selin dansı bıraktı dışarı çıktı. ağlıyordu…

    ben:ya açıklayabilirim,bak kapattım telefonu..
    selin:hem benden hoşlandığını söylüyorsun hemde başkaları ile mi görüşüyorsun sen?
    ben:yaa, hayır.açtım telefonu bir dakika dedim verdim telefonu seline. canın ne söylemek istiyorsa söyle dedim.
    selin:kimsiniz? neden arayıp duruyorsunuz volkan’ı?artık aramayın biz birlikteyiz ve rahatsız oluyorum
    dedi ve kapattı. çok üzülmüştü ve elleri titriyordu..ben ise daha ilişkinin başında bu kadar kıskançlık fazla bana demiştim içimden! oturduk ama surat 5 karış.ben şirinlikler yapsam da pek oralı olmuyor selin.
    bana yaklaştı ve “ben sana hiç aytaçtan bahsediyor muyum?”dedi.o kim? dedim
    i̇lk sevdiği kişiymiş, antalyadan imiş falan filan.. duyunca bozuldum, kalktım.kolumdan tuttu, otur dedi. gece soğuk ve naneli başlayıp öyle de bitti…

    raki̇p ve ilk opucuk

    murat alttan dersi olan, dersi olsa da olmasa da okulda boş boş gezinen bir tipti!tip diyorum çünkü yaşı benden büyük olmasına rağmen, çocuğu kenara çekip:

    “bak murat,biz selinle beraberiz artık. etrafımızda seni görmek istemiyoruz artık”dedim. inat yapmış ne zaman biz otursak karşımıza geçiyor çay alıp bizi izliyordu. tıpkı bir röntgenci gibi..o da yetmezmiş gibi parayla çalışan müzik kutusundan en iğrenç şarkıları seçiyor bizi rahatsız ediyordu. herşey bir kenara 1 ay geçmişti ama aynı tavırlar ve küstahlık devam ediyordu. normalde okulda öpüşmek yasak! yakalanmadığın sürece..biz kafede otururken murat geldi, karşı masaya gelip bizi süzmeye başladı.

    selin:bırak canım ya şu salağı.. eninde sonunda pes edecek!
    ben:yaklaş birazcık..
    orda öptüm ama o sinirle nasıl öpmüşüm bilmiyorum selin bi ara:

    “yeterrr canımm, herkes bize bakıyor volkan”dedi. muratta öksürük krizine girmiş ben ise o anı yaşıyordum. hayır,ilk kez öpmedim birini.ama sonradan öğrendiğimde çilekli nemlendirici ağzımda güzel bir tat bırakmıştı ve ilk kez birini içten öpmüştüm sinirden de olsa…kalktık, masadan.elini tuttum, murat kıpkırmızı olmuştu ve ellerini masanın üzerine koymuş çayla, tostuna bakıyordu..

    ramazan gelmişti, erken saatte top patlıyordu çünkü okulda yemek yiyiyorduk selinle birlikte.bir sıra vardı bedava ekmek kuyruğu sanki,5-6 sıra arkamızda da murat!ama selin görmedi, bende bozmadım. selin kulağıma yaklaştı ve:
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster