0
hastane 2
su ile sigaralarımızı bitirdik ve ben” geliyorum birazdan deyip” uzaklaştım. daha geç olmadan fatih’i aramam gerekiyordu. fatihin numarasını bulup, arama tuşuna bastım.
fatih:alo.. volkan?
ben:fatih sakarya’dan akrabalar gelmiş, onlarla ilgilenmem gerekiyor,sen durumu idare edebilecek misin?
fatih:baştan söyleseydin ya geleceklerini..
ben:ne biliyim geleceklerini,sen halledersin tamam mı?
fatih:ne zaman döneceksin?
ben:deli misin oğlum.. bıraksalar hemen geleceğim, sibel ile ilk günüm.şu hale bak.. bilmiyorum.
neyse sen sibel’e kusura bakmamasını söylersin işte.. kapatıyorum,hadi görüşürüz..
fatih’e gerçekleri anlatsam, sibel ile ilişkimin o an bittiğinin resmidir, asla izin vermezlerdi böyle bir şeye…
hastane’nin kantinine geçip, poğaça ve nescafe alıp su’ya zütürdüm. aslında sevemediğim bu kızı, sırf arada selin var diye hatırla katlanıyordum ve o asla selin’i yalnız bırakmamıştı.
bekleme salonuna geçtim.
ben:su,bana yardımcı olurmusun?
su:onlar ne öyle?
ben:acıkmışsındır diye bir şeyler aldım.
su:sağol dedi ve ilk kez inatlaşmadan elimdekileri alıp atıştırmaya başladı.
ben:selin ne zamandan beri farklı davranıyor?
su:antalya’ya gidip geldiğinden beri bir garip aslında.ama son hafta iyice içine kapandı.
ben:ne zaman antalya’ya gitti?
su:hatırlamıyorum 1 günlüğüne gidip gelmişti, ağlayarak girdi içeri. neden ağladığını sordum ama “bir şey yok su” dedi.
selin antalya’ya gidip gelmiş miydi yoksa bizim otelde kaldığımız günden mi bahsediyordu soramadım daha fazla.
ben:ailesi gelecekmiş, sakın bir şey ağzından kaçırayım deme..
su:ufff ya !tamam volkan. selin nasıl oldu? beni almıyorlar içeri?
ben:iyi dedim.sen bekle ben geliyorum deyip son durumunu öğrenmek için acil servise yöneldim.
3 hemşire oturmuş kendi aralarında konuşuyordu.
ben:pardon! midesi yıkanan hasta nasıl oldu acaba?
hemşire:son serumu taktık sonra taburcu edeceğiz.
teşekkür edip oradan ayrıldım ve selin’in odasına geldim. yakalanmamak için sağa sola baktım kimse yoktu.
i̇çeri girdim. selin’in gözleri kapalıydı.yan taraftaki yatağın kenarına oturarak elini tuttum..
selin eliyle elimi sıkmaya çalıştı ama güçsüz kalmıştı.. bunu hissetmiştim..
yanına doğru yaklaştım.
ben:merak etme,her şey yoluna girecek. buradan seni çıkaracağım selin..
selin:(gözlerini aralayarak) sen mi geldin canım?
ben:evet, benim kendini toparla canım…
selin:beni kim getirdi hastane’ye?yeni mi geliyorsun sen?
ben:birlikte geldik, hatırlamıyor musun?
selin:hayır.
ne çabuk unutmuştu beni…serumu bitmiş, geç farkına varmıştım.
ben:selin elimi bırak, serumun bitmiş. hemşireyi çağırmam gerekiyor dedim.
selin:hayır, gitme dedi.
ben:döneceğim merak etme deyince bıraktı..
yine acil servise yöneldiğim sırada su beni gördü. yanıma geldi ve durumu nasılmış? diye sordu.iyi olduğunu söyledim ve bir dakika bekler misin diyerek acil servise girdim.
ben:pardon.. serum bitmiş. yardımcı olabilecek biri var mı dedim.
hemşirelerden biri kalkarak tabi dedi kayıt için verdiğimiz nüfus kağıdı ile bir kağıt getirdi.
hemşire:selin’i bir süre ilaçlardan uzak tutun, durumu iyi. dedi.
ben:merak etmeyin dedim.
hemşire, selin’in boş serum şişesini çıkardıktan sonra “geçmiş olsun, gidebilirsiniz” dedi.
selin’i kucaklayıp getirmiştim ve öyle de zütürmem gerekiyordu. dışarı çıkıp arabayı hastane girişine çektim ve selin’i kollarıma alarak arabaya taşıdım.
arabaya binerek hastaneden uzaklaştık ve onların evine geldik…su’ya önden gidip kapıyı açmasını söyledim.
merdivenlerden yukarı doğru çıkarken selin zorla konuşmaya çalıştı.
selin: (kısılmış sesiyle) beni balayına mı zütürüyorsun canım?
ben:hayır, sizin eve geldik..
selin’in odasına girdim ve yatağına bıraktım.. ardından arabanın kapılarını kapatmak için aşağıya indim.
mesaj geldi. gecenin bu vaktinde kimdi bu?
su:sakın gitme volkan..
arabanın kapılarını kapatıp, anahtarlıktaki otomatik kilidine bastım ve yukarı çıktım.
i̇çeri girince su’ya ne oldu neden öyle mesaj yazdın? dedim
su:gidiyorsun zannettim. selin’i bu halde bırakma lütfen.
ben:arabayı kilitledim. merak etme o kadar kalpsiz değilim dedim.
su:selin,bir şey istiyor musun?
selin:susadım..
i̇çeriden gidip damacanadan su doldurdum ve selin’e içirdim.
ben:su hadi sen yat,ben başındayım. merak etme dedim.
su:tamam bir şey olursa çaldır beni…
ben:iyi geceler dedim ve odanın kapısını kapattım.
selin’in yatağının kenarına oturdum..
minik bir bebek kadar masum uyuyordu.ben neler yaptım oysa bu kıza dedim.
yanına uzandım ve yanağına dokunarak onu sevdim.
selin:gözlerini araladı ve yaklaş bana, sarıl dedi.
yanına uzandım ve ona sarıldım
Tümünü Göster