1. 126.
    +3
    çok uzun bir 5 dakika oldu benim için panpalar. aklımdan binbir türlü düşünce geçti. hiç aklıma gelmeyecek şeyleri düşündüm durdum. bazen olur hani, birden bir şeyi yahut bir kimseyi hatırlarsınız. ondan sonra vay amk, ben bunu nereden hatırladım falan dersiniz. işte o 5 dakika içinde hatırladığım, düşündüğüm şeylere tepkim bu şekilde idi.
    reyizin kapıdan geldiğini görünce toparlandım. aslında biraz daha rahatlamıştım. çünkü her şeyi reyize anlatacaktım. yani içimi dökecektim ve sonrasında muhtemelen şu an bulunduğum durumdan daha iyi olacaktı pgibolojim.

    reyizin elinde iki tane şişe kola vardı. 5 dakikada onları almaya gitmişti anlaşılan. geldi, karşıma oturdu. kolayı uzattı, buyur dedi. teşekkür ederim içmiyorum dedim. bozuldu, iç be dedi. yanlış anladınız hocam, midemden rahatsızım asitli içecekler içmiyorum dedim. (yalan değil panpalar, hala asitli içecekler içmem.) geçmiş olsun dedi reyiz ve teşekkür etmeme fırsat vermeden haydi dedi. neye haydi dediğini bildiğimden hafif doğruldum ve lafa başladım;
    hocam artık bakışlarımın sesinin duyulduğunun farkındayım dedim. tebessüm etti. keyfi yerine gelmiş gibi duruyordu. devam ettim, 13 yaşındayım ama 13 yaşında bir insana göre çok fazla yüküm var ve sanıyorum ki beni iyi anlıyorsunuz.

    sonra o şefkatli bakışları gördüm panpalar. anne gibi bakıyordu bana. aslında reyiz çok yaşlı sayılmazdı. tam hatırlamıyorum ama 20 li yaşlarında idi o dönem. ama o bakışlar çok daha yaşlı ve tecrübeli gözlerin bakışı idi. reyizin tabiri ile çok şey anlatıyordu. sesini duyuyordum o bakışların. şefkat, güven, umut nağmeleri söylüyor gibiydi o bakışlar. ben o sesleri yalnız anne bakışında duymuştum o güne kadar panpalar. öğretmenlik kutsaldır derler hani. bazıları bu söözü pek ciddiye almazlar. ne bileyim geyiğe dönmüştür artık bu söz. panpalar istisnaların amk ama ben o an sadece o bakışlarla bu sözün boş yere söylenmediğini anladım.

    kısa sayılamayacak bir süre daha baktı bana, sonra toparlandı ve,
    kerkenez, ben seni çok iyi anlıyorum, derin bir nefes aldıktan sonra devam etti, çok mu seviyorsun onu dedi. başımı öne eğdim evet der gibi. devam etti, ee sorun ne o zaman dedi. durdum, ne diyebileceğimi düşünüyordum. reyiz az daha hafif bir ses tonuyla haydi anlat dedi. artık çok rahatlamıştım ve söze başladım;

    - ama hocam, esra...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster