1. 626.
    +1
    kapıyı açtığımda sınıf sessizlik oranının neredeyse tüm sınıf mevcudunun gelmiş olması sebebiyle normal seviyeye geldiğini hissetmiştim. herkes sanki bir şey olmamış gibi sıradan bir biçimde öğrenci olmak işini yapıyordu.
    aslında evet onlar için olan biten bir şey yoktu. yani misal gözlüklü emine için hayat muhtemelen akışında gidiyordu. yahut göçmen metinin de sorunu yok gibi gözüküyordu. sınıfta kendimi yabancı hissettiğim o an ve bana okulun ilk zamanlarını hatırlatan bu yabancılık bir tanıdık gözle bitti. evet panpalar esra ile gözgöze idim. bakışı bakışıma değiyordu. ama bunun keyfini çıkarabilecek pgibolojide olmadığım için rahat olamadım. yüz ifadesi idi asıl merak ettiğim ve yüzüne bakmaya başladım.

    tepkisiz duruyordu. hiçbir şey ifade etmiyordu suratının şekli. benim suratımın kireç gibi olması dikkatini çekmiş olacak ki azıcık acımış insan duygusu geldi yüzüne. ben ise oldukça sıkılgan ve üzgün duruyordum. daha fazla bakamadım esraya ve yoklama almak üzre sınıf defterinin başına geçtim.

    o gün benim adıma başladığı gibi bitmeyen bir gündü panpalar. sabah okula gelirken içimden geçenlerin mutluluğu, cansel ile esrayla karşılaşmamda bir süreliğine sekteye uğramışsa da, olayların iç yüzünü öğrenmem sonucu kat kat artarak bana geri dönmüştü. ama funda ile panpam arasında yaşananlar ve ucundan değil doğrudan bana dokunan bu olaylar gün sonunda benim artık yabancılamadığım ruh halime bürünmemi sağlamıştı. güç bela biten o gün, aklımdaki sorular bölümüne onlarca yeni soru ekleyerek eve geldim.

    ertesi gün okula geldiğimde sınıfta değişik bir hava yoktu. klagib bir gün onları bekliyordu. ben uzaktan uzağa esraya bakmaya çalışıyordum ama hiç gözgöze gelemiyorduk.

    o gün öğleden sonraki son iki ders beden eğitimi idi panpalar. öğle arası erkekler olarak sınıfta üstümüzü değişir, eşortmanlarımızı ve spor ayakkabılarımızı giyerdik. kız panpalar için soyunma odası vardı, onlar gider orada giyinirdiler.

    beden eğitimi dediğime bakmayın. bizim için bu ders top oynama dersi idi. yani sanıyorum türkiyede büyük bir çoğunluk içinde böyle idi. hoca derse geldikten sonra 1-2 ısınma hareketi yaptırır. ardından belki 1-2 tur koşturur sonra serbest bırakırdı. hatta bir hocamızın felsefesi, rahat-hazır ol kaybol şeklinde idi. o günde öyle oldu. kofti bir kaç hareketin ardından erkekler futbol, kızlar voleybol oynamak üzere ayrıldılar.

    işte bu ders uyuyan binlerden onurun tekrar gözükmesine sebep olacaktı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster