0
Ayrıca Deniz Gezmiş ve tayfasının
sözde mücadelesi neydi? Türk
milletinin mutluluğunu, refahını mı
düşünüyorlardı? Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin ilimde,
teknikte ve endüstride ilerlemesini
mi istiyorlardı? Ya da, Mevla’sı bir,
Peygamberi bir, dini, dili, kültürü ve
tarihi bir (o zamanlar) esir Türk
illerinde yaşayan soydaşlarımızın
bağımsızlığını mı hayal ediyorlardı?
Buna evet diyebilmek çok zor.
Hatta hayır! Onların kafalarında
böyle bir düşünceye yer vermeyi bir
kenara bırakın, dilleriyle bile
söylemeye niyetleri yoktu. Çünkü
onlar, yani Deniz Gezmiş ve tayfası
birer komünisttiler. Ne demekti
komünist? En kısa tabirle, “Din
insanı uyuşturan bir afyondur”
teorisini benimsemiş, Allah’ı
önemsemeyen, peygamberi
tanımayan, Türklük nedir, vatan
nedir bilmeyen bir görüşün
temsilcisiydi.
Deniz Gezmiş 1972 yılında idam
edildi. Yalnız 1968 kuşağı olarak
anılan birçok Deniz Gezmiş
taraftarının ve hayranının hep bir
kuyruk acısı kalmıştır. Çünkü
devrim diye diye memleketi
böleceklerdi ama muratlarına
eremediler. Onlar hesapta
Amerikan emperyalizmine
karşıydılar ancak, Marksizm,
Leninizm çağrıları altında Sovyet
emperyalizminin Türkiye’yi nasıl bir
uçurumun eşiğine getireceklerinin
de farkında bile değildiler. Çünkü
şahıs idam sehpasında canını teslim
ederken bile sarf ettiği son sözleri,
‘hakkınızı helal edin’ olmamıştır.
Tutanaklara geçen resmi bilgilere
göre, “Yaşasın Marksizm, Yaşasın
Leninizm!” demiştir. Bu ne perhiz,
bu ne lahana? Onun için diyoruz,
onlar birer hayalperestti diye.
Peki, hal böyle iken niçin Deniz
Gezmiş ve tayfasını Türkiye’nin
büyük televizyon kanallarından
birisi bir dizi film olarak ekranlara
taşıdı. Acaba sebebi ne olabilir?
Aslında sebebi çok açık ve nettir. Bu
ülkede maalesef televizyon,
sinema, tiyatro, müzik ve sanat
kolları sol zihniyetin
egemenliğindedir. Nasıl oldu? Diye
soracak olursanız, onun da cevabı
yine çok açık ve nettir. Mesela, bir
CHP vardır ki, ‘Mustafa Kemal’in
partisidir’ diyerek, Cumhuriyetin
bütün kurum ve kuruluşlarından
rahatlıkla her türlü istifade
edebilmeyi bilmiş, maddi olarak
yükselmiş ve elde ettiği
kazanımlarla da memleketin
aleyhinde çalışacak ne kadar insan
varsa hepsini bir şekilde sosyal ve
kültürel alanlara yerleştirerek,
başımıza musallat etmiştir. işte
bunların sonucudur ki, bugün
televizyon dünyası da bu köhnemiş
zihniyetin kontrolündedir
Tümünü Göster