benimkisi garip bir aşk hikayesi

evdeyiz. altın yarağı arıyorum. gelirken tavuk tarzı birşeyler ve ekmek alması için. ezgi balık yemiyor. bu açık market bulamıyor. ben iniyorum aşağı market aramaya. buluyorum marketi. idil'i arıyorum sor ezgi'ye ne istiyormuş diye. parmak köfte istiyor. alıyorum buna parmak köftesini. yanına da kalamar, puding, pringles, first dua, iki şişe 1.5 luk ice tea alıyorum. 60 lira falan ödüyorum. bu arada bana 300 lira para lazım. 150sini daha gece başlamadan harcadım. neyse dönüyorum eve. eve dönerken baran'ı arıyorum. içeri telefonla konuşarak girersem daha cool olurum diye düşünüyorum. baran'la konuşuyorum. bu bine de anlatıyorum durumları. olum siz o kızla sevgili den daha ötesisniz. herşeyi yaparsınız ama sevgili olamazsınız falan diyor. ordan geçiyor microsoftta işe başlıycagını,4 milyar maaş alcağını anlatmaya. o ara kapıyı çalıyorum ben. ezgi açıyor. ohaa 4 milyar mı, iyimiş falan diyorum sesli sesli. ezgi hiç giblemiyor beni. mutfakta salata yapmaya devam ediyor. kapatıyorum telefonu. altın yannan kafamı gibiyor olum nasıl 4 milyar maaş alıyo diye. lan az dur hele diyorum. o esna ezgi blowjoee diye sesleniyor..