1. 951.
    +21
    http://fizy.com/tr#s/16ncb9

    "merhaba?" dedim.

    "dostum, basket oynuyorsunuz? değil mi?"

    yok aq fantezi yapıyoruz...

    "evet? ne oldu?"

    "bizle oynar mısınız?"

    "yorulduk ama çok.."

    "tamam bir daha ki beden dersine? ona göre 5 e 5 filan ayarlarız, ciddi maç olsun" * "

    "valla olabilir, hangi sınıfsın sen?"

    "makine 3. sınıfım ben, oynar mısınız?"

    "ya bana uyar, ama arkadaşlarla da bir konuş istersen" deyip başımdan savmaya çalıştım..lan ölüyorum yorgunluktan zaten...

    bu baktı arkaya doğru, "haa, tamam ben serhat a da söyleyeyim dur" dedi..vay aq, serhatla bu nerden tanışıyor? pekekentin tanımadığı yok..

    baktım bunlar birbirini görünce "kardişiimmm" mardişimm ayağı dönmeye başladı..hemen kaçtım ordan aq..tahammül edemem böyle vıcıklara..

    içeri doğru giderken hoca tam soyunma odalarının önünde önümü kesti,

    "nereye bakalım?"

    "hocam basket oynadık, öldük valla" arkadan da bizim elemanlar geliyor o ara, herkesin suratlar domates gibi..e bu kadar adamın böyle morarmasını sağlayacak olan şey basket ya da futbol değildir de nedir? birbirimizi gibmiş olacak değiliz ya..

    hoca baktı, "heaa orda zıplayanlar sizdiniz demi..e tamam sizin bitsin o zaman bu günlük, imza atıp çıkabilirsiniz"

    eyvallah..

    biz içerde giyinirken serhat da geldi,

    "beyler..haftaya bugün makine 3 lerle maç ayarladım (ayarladım!). oynuyorsunuz demi? tsigalko? oynuyorsun demi?"

    haftalar sonra benimle muhatap olmaya karar vermişti beyefendi,

    "bakarız"

    "ya kesin bir şey söyle"

    "tamam oynarız işte.."

    "adamlar ciddiye alıyor, biz de düzgün gelelim"

    neyse giyindik çıkıyoruz,

    birden beni şeytan mı ne dürttü artık, biraz da az önce konuşmayı başlattığı için, bir anlığına serhatla şöyle bir konuşayım bakalım dedim..

    "serhat..baksana bi"

    geldi,

    ben gayet asabi ve konuşmayı kontrol altına almaya çalışır durumda,

    "olum, bir sorun mu var aramızda lan?" dedim.

    bu hıyar,

    "bak böyle lanlı lunlu konuşma bana" dedi, ama öyle artislik yaparak değil, daha ziyade kendine yapılmakta olan artistliği savuşturmaya çalışarak

    "ya tamam bırak..sen soruma cevap ver"

    "abi bak bana öyle konuşamazsın"

    "tamam sen soruma cevap ver"

    "hala aynı frekanstasın serhat kavga edicez bak."

    "tamam sen bana emretmeyi bırak okey?"

    "okey okey..ee sorumun cevabını verecek misin?"

    o an aşırı sinirlendi beyler ama gülümsüyorum böyle, resmen patlamak üzere olan volkan gibiyim * bir daha ters cevap verirse bir anda girivericem..hiç yoktan yere ağız burun gidicez..

    neyse ki bu daha fazla tahrik etmedi,

    "ya abi, sorun sende var bence yani..biz beraber takılıyorduk..ama sen kendin gitmeyi seçtin..biz sana ulaşamıyoruz ki dıbına koyim? çağırıyorum bir yerlere gidelim diyorum, gelmiyorsun, erteliyorsun.. en kral sensin aga sana yetemiyoruz.."

    haydaaa..

    ne diyor lan bu yarak?

    ne kralı, ne ulaşılmazı..ne havası? lan ben ölmüşüm ağlayanım yok be bebe..

    "serhat,sen kafanda kurmuşsun dostum öyle bir durum yok yani..ulaşılmaz falan filan..benim derdim bana yetiyor..artı ben size söyledim uzaklaşmamın sebebini, biliyorsun.."

    "tamam sigara muhabbeti filan biliyorum da..yani senin hareketler artık bize karşı tamamen antipatik, itici, bizi istemiyormuş gibi, bizle yan yana olmaktan rahatsızmış gibi..ben de sinirlendim sonuçta... (burada cık cık cık efekti çok iyi gider)"

    "yanlış anlamışsın o zaman, öyle bir düşüncem yok..aksine daha fazla ihtiyacım var şu an tanıdığım insanlara.."

    "e iyi o zaman benim için de bir sorun yok..ben, sen öyle yapıyorsun diye tavır alıyordum"

    "tamam o zaman, sorun yok?"

    "yok okey"

    el sıkıştık..

    serhatla da aramız düzelmişti..gerçi ben nasıl bozulduğundan da emin değilim ya..neyse..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster