1. 1701.
    +25 -2
    http://fizy.com/tr#s/2b7lea

    elim hala elinin üzerinde, gözlerimi gözlerine dikmiş bir şekilde konuşmaya başladım..bir an bile kaçırmayacaktım gözlerimi..bir an bile tereddüt etmeyecektim..daha önce üzerinde 1 salise bile düşünmediğim, tamamen doğaçlama olan oyunumu oynarken, bir an bile..duraksamayacaktım..

    "maçı kazandık biliyorsun... sıradan bir zafer değildi sevgilim..orada olup görmeni isterdim..(karşı atak başlangıcı)..soyunma odalarına doğru giderken, tanımadığım iki kızın bana işaret ettiğini gördüm, yanlarına gittim..tanıştık.."

    gerçekçiliğim onu hem sevindirmiş, hem de rahatsız etmişti..huzursuzca kıpırdandı..evet, "ne kızı? hangi kız? kim söyledi?" filan dememiştim..ama ya bu anlattıklarımın da sonunda hayırlı olmayan bir şeyler vardıysa?

    "... çıkışta uygun olup olmadığımı sordular, neden dedim..kızların ikisinin de erkek arkadaşı var bu arada, onu da söyleyeyim.."

    1 yalan..

    "..neyse, bunlar beni çocuklarla tanıştırmak istediklerini söylediler, hayırolsun? diye sordum tekrar..ne alakaydı yani.."

    2 yalan..

    "bu ikisinin erkek arkadaşları, biliyorsun hepsi sporcu çocuklar zaten..sokak basketbolu turnuvası için bir kişiye daha ihtiyaçları olduğunu söylediler... bende o maç resmen coşup maçın adamı moduna girdiğim için, gözlerine kestirmişler işte..bir konuşayım istediler.."

    3 yalan..

    sözümü kesti.."onca basketçi, sporcu adam var o bölümde..sana mı kalmışlar?" deyip inanmaz bir şekilde gözlerini kırpıştırdı..

    bu lafının üzerine ben iyice yüzümü asıp,

    "o salondakilerin en iyisi bendim (gibtir lan) bir tanem.." dedim.. "e tabi sen olmadığın için göremedin, böyle demen normal".. aynı yerden 2. saldırı..duvarlarında gediği açtığımı hissettim, zira normalde benim yüzümde olması gereken, rahatsızlık ve suçluluk duygusunu, şimdi onun yüzüne yapışmıştı..ağır şerefsizim değil mi?..çok ağır şerefsiz...

    devam ettim,

    "bunların kantinine gittik..çocuklara da haber verdiler o ara, 5-10 dakikaya onlar da geldi..oturduk, konuştuk..ama anlaşamadık..çünkü takımda biz dışında 2 kişi daha var ve maçlar 3 e 3 oynanıyormuş..arada yedek kalabilirsin dediler..bir de onların idman temposuna uymamı istediler..nefret ederim biliyorsun..biliyor musun? (bir ima daha..)..bu mesele de bu şekilde kapandı..kızın adına gelince,adı ayşen evet..artık pek de umrumda olmayan, beni etkilemeyen bir tesadüf..ama sen bu olaydan, buralara nasıl geldin onu da sana sormak lazım..ne birliktesi mine?? ben sana bunu yapar mıyım? (!)"

    soluk bile almadan, saniyeler içinde yazdığım senaryoyu oynamış, üzerimden ağır bir yükü atmıştım..itiraf etmek gerekiyordu ki, daha önce farkında olmadığım şekilde, profesyonel bir yalancıydım..ben??... ben yalancı ha?... azıcık zütten element uydururken bile yüzü kızaran, yalanın y sinden bile nefret eden ben??... vay be..

    istediğimi aldım sayılırdım... elini daha da sıktım... o ise son bir koz daha oynamaya karar vermiş gibiydi..

    "iyi tamam ama..(bocalamıştı..çünkü bu geceyi böyle hayal etmemişti..kendini alacaklı sanarken, borçlu çıkmıştı..ben ise, adeta şeytana pabucunu ters giydirmiştim, kendimi de şaşırtan bir rahatlıkla hemde)..ama yine de bu o kızla kol kola olmanı açıklar mı?"

    oha..oha be..bu kadar ayrıntıyı nerden biliyordu bu kız aq..iyi bari ne konuştuğumuzu duymamış..oha..

    "ya mine..bak bana bir soru sordun..ben de sana bir cevap verdim..tamam mı? inanmak zorunda değilsin..ama inanırsan bizim için hayırlısını edersin..ben bir kez daha senin gidişini izlemek zorunda kalmak istemiyorum..anladın mı? el ele, kol kola filan..geç bunları..ben sana anlatacağımı anlattım mı? anlattım..beni bunun üzerinden değerlendir..ya da değerlendirme bile..ama yazık etme bize... duyuyor musun bebeğim?..mine??"

    ağlamaya başlamıştı..aniden bastıran sağanak bir yağış gibi bastıran hıçkırıklarıyla sarsılırken, ben yanına geçip başını göğsüme aldım..

    o, haksızca yaptığını düşündüğü suçlamalarının altında ezilir, sevdiği adamı neredeyse aptalca bir hata yüzünden kaybetmeye ne kadar yaklaşmış olduğunun farkındalığıyla kendini mahvederken,

    ben, tamamen haksız olduğum bu yarı-aldatma meselesinden böyle kolayca yırttığım için seviniyor, bir yandan da içten içe yaptıklarım için kendimi çarmığa germek istiyordum... gerçek anlamda bölünmüş bir kişiliğin sahibi, iki raket arasında savrulan pin pot topu minvalinde bir insan müsvettesine dönüşmüş olmamdan iliklerime kadar utanıyordum beyler...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster