1. 26.
    0
    -ya önemli değil, geçer birazdan.
    -olsun ben bakayım yine de.
    elleriyle yüzümü tutarak gözlerime baktı. birden ela gözlerinde hayranlık ifadesi belirdi.
    -oh aman tanrım. ne kadar güzel gözleriniz var.
    benimde ela gözlerim vardı ama onunki kadar güzel değildi. kız beni şaşırtmıştı doğrusu.
    -şey... teşekkür ederim. doğrusu bana daha önce kimse gözlerimin güzel olduğunu söylememişti. ayrıca sizin gözlerinizden daha güzel olduğunu sanmıyorum.
    -doğrusu gözlerimiz neredeyse aynı sayılır, acaba kardeş miyiz neyiz * şey adım alev.
    -ben de mahmut. tanıştığıma memnun oldum.
    -sende bize katılmak ister misin?
    -şey, oyununuzu bölmeyeyim. zaten pek iyi oynayamam.
    -olsun, bizlerde çok usta değiliz bu oyunda.gel hadi nazlanma
    beni elimden tutarak arkadaşlarının yanına zütürdü. çok tatlı bir kızdı ama bir o kadarda çılgın ve uçuk kaçıktı gördüğüm kadarıyla. beni de oyunlarına dahil ettiler ve koşturmaya başladık. her ne kadar oynayamasam da acemi şansı olsa gerek birkaç sayı çıkarmıştım.i̇ncecik kumlar üzerinde bir süre koşturduk oynadık. bu arada gruptaki diğer arkadaşlarla da tanışmıştım. hepsi de tam kafa dengi iyi çocuklardı.bir ara içlerinden birisi bağırdı.
    -hey arkadaşlar mustafa geldi.
    dönüp baktığımda şaşırmıştım. gelen mustafa benim kankinin ta kendisiydi. mustafa:
    -selam beyler ve hanımlar.ya kocaman adam oldunuz hala top peşinde koşturuyorsunuz.
    -spor yapıyoruz işte oğlum. senin gibi sürekli karı kız peşinde koşturmuyoruz.
    -ne var yani oğlum benimki de bir nevi spordur.
    mustafa’nın gözleri bana ilişti.
    -oo kanka bizimkilerle tanışmışsın bakıyorum.
    yan gözlerle alev’e bakarak gülümsedim.
    -evet tanıştık. gerçi biraz çarpıcı bir tanışma oldu ama çok memnun oldum tanıştığıma.
    -arkadaşlar, mahmut benim üniversiteden arkadaşım. konya’dan misafirim olarak geldi.ona göre dikkat edin, sakın bir yanlış yapayım demeyin.
    i̇çlerinden biri:
    -sen kendine söyle bunu oğlum. senden zarar gelmezse bizden hiçbir zarar gelmez
    kızlardan biri lafa karıştı.
    -eyvah mustafa’nın misafiri ha.çokta gençmiş yazık olacak.
    mustafa’ya göz kırptım.
    -hayırdır mustafa,ne diyorlar böyle?
    -bilmiyorum, arkadaşların kuyruk acıları var galiba,sen bakma onlara.
    bu şekilde şakalaşmalarla muhabbetimiz devam etti. arkadaşların hepsi bana hoş geldin dedi ve sonra hep beraber denize girdik.her türlü çılgınlığı yapıyor, neşeli oyunlar oynuyorduk. arkadaşlarla bir anda kaynaşmıştık. hepside kafa dengi, dost canlısı çocuklardı. özellikle alev benimle ayrı bir samimi olmuştu. kız yanımdan hiç ayrılmıyordu. denizde türlü şakalar yapıyor, çılgınlığını her fırsatta belli ediyordu. bazen omzuma bindiriyordum ve onu denize atıyordum. bazen de omzuma ayaklarını basarak çıkıyor ve dengede durmaya çalışıyordu. sonra çığlıklarla denize düşüyordu. bende bazen suyun altına giriyor ve alev’in bacaklarının arasından geçiyordum.bu arada suyun altında çaktırmadan ayaklarını dikizliyordum. bazen şaka olsun diye ayaklarını yüzüme değdiriyordu.bir ara yine su altına daldım. alev’in yanından geçiyordum ki alev birden ayağı ile sırtıma bastı.az daha boğulacaktım. kız şımarıkça gülüyordu yaptığı şakalara.bir ara ayağını yine yüzüme değdirdi. bende bir çılgınlık yapıp ayağını öpüverdim. yüzünün aldığı şaşkınlık ifadesi görülmeye değerdi.bir süre daha plajda vakit geçirdik. daha sonra akşam arkadaşların her zaman takıldığı bir cafede buluşmak üzere sözleşerek evlere dağıldık. akşam güzel bir yemekten sonra dışarı çıktık. mustafa o akşam izinliydi. beraber cafeye gittik. sahile yakın bir yerde açık bir alana kurulmuş bir cafeydi bu.masaların birinde bizim arkadaşlardan bazılarını gördük ama alev içlerinde yoktu. arkadaşlarla muhabbet etmeye başladık. biraz sonra alev iki kızla beraber geldi. kızlardan biri sırtında bir gitar taşıyordu. alev ise mini eteğiyle askılı tişörtüyle harika görünüyordu. ayaklarında parmak arası terlikler vardı. hemen gelip yanıma oturdu. muhabbetimiz şakalaşmalar, gülüşmelerle devam ediyordu. daha sonra gitar taşıyan kız gitarını çıkardı ve çalmaya başladı. çalışından daha acemi olduğu anlaşılıyordu. tahminen iki aylıktı gitarda. kız fazla parça bilmediğinden aynı parçaları dolaşıp duruyordu. mustafa:
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster