1. 26.
    +1
    güzel günlük,

    adliye forever.

    şimdi "insan manzarası" dicem böyle bi nebil özgentürk tribi gibi olucak ama napim yani bunun adı bu. komik yani.

    dün aile mahkemesinde duruşma bekliyorum, tabi boşanmaya gelen bir sürü çift de var benim gibi bekleyen. listedeki davacılar genelde kadın. neden boşanmak ister kadınlar, adam hayırsızdır, sorumsuzdur, içkisi kumarı vardır filan...

    tam da buna uygun şekilde, kapının önündeki koltuklardan birine birisi at yarışı cetveli bırakmış. yeni puanlı koşu cetveli vardı, hala var mı bilmiyorum, onun gibi bişey. koridorda basacaktım kahkahayı nerdeyse, "puhohahaha bu ne lan bari mahkemeye getirirken alma şunu" diye. hayır başka bi mahkemenin kapısında olsa hiçbir anlamı yok, ama adam boşanma duruşmasına da elinde kuponla cetvelle gelir mi ya... ben karşı tarafın avukatı olsam celsede bunu söylerdim hakime valla.

    bugün de, bakırköy adliyesi'ndeyim. bilmeyenler için anlatmaya çalışayım, eşşek gibi bi adliyedir kendisi. 7 katlı ve her kat herhalde en az bir futbol sahası kadar filan. ortasında bir meydan gibi bişey var, yani binanın içinde bir meydan bu. yuvarlak bi boşluk. bu boşluğun zeminle bağlantısını sağlayan kolonlardan birine (doğru bişey mi söyledim bilmiyorum, anladın sen) amcam bi yaslandı önce. sonra duvarı/kolonu her neyse bi tavana kadar süzdü. adliyeye şöyle bi baktı. sonra duvara/kolona birkaç kere vurdu filan, çıkan sesi dinledi. sağına soluna baktı... sonra geri yaslandı. amcam benim ya. 7. kattan izliyordum hadiseyi, aşağı atlayıp ellerine sarılasım geldi, "sen de bu memleketin güzide bir rengisin güzel amcam" diyerekten.

    işte öyle bir şey.
    ···
   tümünü göster