1. 1.
    +1
    > Bir Perşembe günü kız tarafıyla sözleşip düğün alış verişine çıktık...
    Nişanlım sanki yanımda köle gibi duruyordu. Ben ne göstersem olur beğendim
    diyordu. Bir insan bu kadar mı mütevazi bu kadar mı ince olabilirdi. Onun
    bu durumunu gördüğüm zaman ben en kaliteli en güzel olan eşyaları
    alıyordum. Onu mutlu etmek için elimden geleni yapmak istiyordum... Evimizi
    döşemiştik her şey çok güzel gidiyordu... düğün günü gelip çatmıştı...
    heyecandan ölecek gibiydim elim ayağıma dolaşıyordu adeta. Düğün tam
    istediğim gibi olmuştu...
    >
    > Evliliğimizin ilk yılları diğer evlikler gibi tartışma ya da kavga ile
    geçmiyordu. Biz islamın etrafında birleşmiştik. Hiçbir sorunumuz da
    olmuyordu. Eşimin zekasına güzel ahlakına güler güzüne hayrandım... Onsuz
    zaman geçmiyordu, işteyken fırsat buldukça arıyordum, sesini duyuncada çok
    mutlu oluyordum. Konuşmasında içimi rahatlatan bir tesir vardı. Bunu nasıl
    yapıyordu bir türlü anlayamıyordum. Eve gittiğimde beni her zaman güler yüz
    ile karşılardı, o anda bütün yorgunluğum giderdi. Yemek hazırlarken yardım
    ederdim. Sen otur yorgunsun der, ben de içeri gidip otururdum. Onun
    üzülmesini hiç istemiyordum çünkü. Her ne isterse yerine getirmek için can
    atıyordum... Benden bir şey istesin diye gözlerinin içine bakardım. Arada bir
    arabamla gezerdik, gezdirince mutlu olurdu... Yine bir gün gezdirmek için
    çıkıp arabaya bindik. Dönüp bana baktı. Sabır çok güzeldir, sabır insanı bu
    araba gibi ulaşmak istediği yere zütürür dedi. Neden böyle bir şey
    söylediğini anlamamıştım... biraz gezip eve gelmiştik... Birkaç gün önce yatak
    odasının kapısı bozulmuş, kilidi zor açılıp kapanıyordu.
    >
    ···
   tümünü göster