-
101.
0Adam genç kadına seslendi:Tümünü Göster
- Bana gözyaşı borcun var!
Genç kadın sordu:
- Nasıl öderim?
Adam gözlerini kırptı;
- Haydi gülümse!
Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi.
Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu.
Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde.
ikisi de bahar kokuyordu...
Biri ilkbahar, diğeri güz.
Adam, seslendi yine;
- Bana mutluluk borcun var!
Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu:
-Nasıl ödeyebilirim?
Heyecanlandı adam
- Haydi yat dizlerime!
Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca.
Adam, şefkatle saçlarını taramaya başladı kadının.
Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu.
Çaresizliğini ördü sırasıra.
Sonra saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam.
Yetmedi, gizli düğüm attı... Ağladı.
Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice.
Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu.
Genç kadının gözlerinin içine baktı;
- Bana yürek borcun var!
Borcunun farkındaydı sanki genç kadın, şaşırmadı.
- Bu borcumu nasıl ödeyebilirim?
Adam kollarını uzattı
- Haydi tut ellerimi!
Sümbül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın.
Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde.
Genç kadın gitmek üzereydi.
Adam son kez seslendi;
- Bana can borcun var!
Kadın irkildi;
- Can mı?
Sigarasından derin bir nefes çekti adam;
- Evet... Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni!
Hoşuna gitti sözler kadının
- Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun?
Adam, biraz daha yaklaştı;
- Yum gözlerini!
Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini.
Adam da yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu
kadının titreyen dudaklarına.
- Bu ne şimdi yaptığın? diyerek çattı kaslarını kadın...
Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi;
- Hayat öpücüğüydü!
Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle...
Adam, şaşırdı;
- Ya senin bu yaptığın neydi?
Genç kadın kapıya yöneldi;
- Veda öpücüğü!
Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik
ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın.
Adam koştu peşinden sümbülleri geri verdi kadına.
- Ne olur iyi bak umut çiçeklerime, solmasınlar...
Genç kadın sümbülleri aldı:
- Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini!
Adam sevindi:
- Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter!
Kadın gözden kaybolurken haykırdı adam,
- Umutlarımı kefil yaptım. Unutma, bana aşk borçlusun!
Haykırışı yağmura karıştı.
Kadın, yağmuru hissetmeyen kalabalığa...
-
ucan kedinin en cok sukulananlari
-
halix cringeliği
-
şu entry aklımdan bır turlu cıkmıyor
-
zorttirizalina bir daha kayra dersen
-
ucan kedi nasil yapalim
-
çayda lipton emmi bakalım saat kaçta online
-
ucankedi ben gelmeden mezeleri hazırlamış
-
kahtanın kahinlerii
-
günün stresini ekşiye bakıp atıyorum
-
aqa kakiş yapmak çok iğrenç değil mi ya
-
cfrkn nin babaları
-
misafir gittiğim çocuğun
-
gece arabayla türk mahallesinden geçerken
-
morbid obez olan sensin oc kayra
-
etsizlikten taşaklarımdan mangal yapıp
-
zalinazurt gozunun ferini
-
sefalet cevap versene mk
-
helix gunluk mesai
-
bu resimde kahtanın delilerini bulacaksınız
-
bundan çok güzel kemal sunal taklidi olur
-
ucan kedi ve kirmizi pelerinli dayanismasi
-
bu eleman cishet erkek düşmanı trans feminist olsa
-
kuranı kerim ziyafetine nedenn kuranı kerim
-
dincileri tekfir etmek çok keyifli
-
la o çocuklari baslik aciosam
-
hazreti muhafazid peygamber gercek
-
dağdann inme
-
işten basimizi kaldiramiyoz
-
onlıne yanına yazılan sıyah yazıyı
-
beyler bali adasından bir abiyle konuştum
- / 2