bu konu kafamı çok karıştırıyor, dindar bi insanım ama bu konu beni düşünmeye yönlendiriyor.
mesela kuranda bir erkek nasıl olurda 3-5 kadınla evlenebiliyor? kadının sevme hakkı yok mudur?
https://fbcdn-sphotos-a.a...88840727_1495885252_n.jpg
bu konuda beni aydınlatacak panpam varsa seve seve dinlerim.
edit: bu yazı kafamı karıştırdı.
islam dini tüm genel hatlarıyla ele alındığından inananlar tarafından bir “özgürlük” dini olarak görülse de (ya da gösterilmeye çalışılsa da) bu dine şüpheyle bakanlar için aslında tamamen kadını boyunduruğu altına almaya çalışan tam bir ataerkil dindir. ki bu en basitinden “iki kadının tanıklığı bir erkeğin tanıklığına bedeldir” diyen bakara suresi 282. ayette görülebilmektedir.(1)
islam öncesi dönemin bedevi kadınları, kuran’ın kendilerine gönderildiğinden daha yüksek bir toplumsal yere sahiptiler.(2) birlikte olacağı erkeği kendi seçen, istediği taktirde boşanma hakkına sahip olan, giyim kuşam ve ticari yaşama katılmada son derece özgür kadınlardı. bunun en temel ve ilginç örneği zaten muhafazid’in ilk karısı olan hatice’dir.(3)
islam dininin insanı yanılgıya düşüren en temel özelliklerinden biri kadını özgürmüş gibi gösterip aslında sınırlamasıdır. örneğin azhab suresinde “sabreden, oruç tutan, iyi” müslüman kadınlara büyük mükafatlar vaat edilmiştir. nisa suresi’nde “inanmış olarak yararlı iş gören” kadınların cennete gidecekleri belirtilmiştir. nalh suresi’nde “kadın erkek inanmış olarak kim iyi iş işlerse, onu temiz bir hayat ihya ede yaşatırız” diye yazılmıştır.(4)
işte bu ya da buna benzer metinlere bakılarak islam’ın aslında bir cinsiyet ayrımı yapmadığı, kadınları özgürleştirici bir misyonu üstlendiği düşünülebilir. oysaki bahsedilen hükümlerin her birinde kadını hak ve özgürlüklerinden yoksun eden, küçülten ve erkeğin hizmetine ve sömürüsüne terk eden gizli amaçlar yatmaktadır. bu sureler kadına reva görülen itaatkarlık, hizmetkarlık ve aşağılık durumu hiç sezdirmeden ona kabul ettirmek ve hazmettirmek için düşünülmüştür. örneğin “mü’min kadınların tıpkı mü’min erkekler gibi cennete alınacaklarına” ya da “analarının ayakları altından cennetler geçtiğine” dair sözler özünde, gerçek olarak kadına ne kadın olarak ne de ana olarak hak ve değer tanıyan bir anlam taşır. çünkü bir kere kadınların cennete girebilmesi her şeyden önce kocasının hizmetlerini en iyi şekilde görmesine, onu memnun etmesine, ona mutlak şekilde itaat etmesine ve onun şehvetini, yine onun dileğine ve zevkine göre gidermesine bağlıdır. öte yandan cennete alınan kadın için mutluluk ya da huzur diye bir şey söz konusu değildir. çünkü cennetler, sadece erkeklerin mutluluğu ve saltanatı için öngörülmüş ve buna yarar sağlayacak şekilde hazırlanmıştır. örneğin e’n nebe suresine “çekinenlere bir kurtuluş ve murada eriş yeri” olarak belirtilen cennette “memeleri yeni sertleşmiş kızlar ve dopdolu kadeh” olduğu yazılıdır. el-vakıa suresinde, cennete giren mü’minlere “kara gözlü huriler” vaat edilmiş ve bu hurilerin “kız oğlan kız olarak” hak edildiklerini ve “cilveli ve şirin sözlü” olup “eşlerine aşık ve onlarla yaşıt” kılındıkları eklenmiştir. burada hatırlamak gerekir ki bu huriler ve kara gözlü dilberler, mü’min erkeklerin “asıl ve gerçek” eşleridir. buradan da anlaşılıyor ki mü’min erkekler yeryüzündeki eşleri önünde her zaman ve her bakımdan üstündürler.(5)
bilindiği gibi bir islam geleneği olan erkek çocuk sahibi olmanın verdiği sevinç ve kız çocuk sahibi olmanın verdiği üzüntü hala günümüzde görülmektedir. erkek çocuk sahibi olan ana bana kutlamalar yaparken kız çocuk sahibi olan ana babaya bir dahaki sefere erkek çocuk sahibi olması temennisinde bulunulması durumu hala günümüzde bile görülebilmektedir.
islamda kadın erkek ayrımcılığı bunlarla sınırlı kalmamaktadır. örneğin kur’an müslüman erkekleri için “hoşunuza giden kadınlara, iki, üç, dörde kadar evlenebilirsiniz”(4 nisa 3) şeklinde bir imtiyaz tanımıştır.(6) fakat elbette ki kadın için böyle bir imkan ve olanak diye bir şey söz konusu bile değildir.
aynı zamanda cinsel yönden de fazlasıyla gerici bir üslubu olan kuran’da cennete gidecek müslüman erkeklere vaat edilmiş “biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır, onları bakire kılmışızdır”(56 vakıa 35-38), “cennetlerde bakışlarını yalnız erkeklerine çevirmiş, daha önce ne insan ve ne de cinlerin dokunmuş olduğu eşler var”(55 rahman 56) şeklinde ayetler bulunmaktadır.(7)
bu verilen örneklerin sayısını arttırmak mümkündür fakat en temelinde buradaki örneklerden bile yola çıkarak islam dininin de “toprak ana” inanışı ardından gelen tüm inanışlar gibi tamamıyla erkek egemen bir yapıya sahip olduğunu ve kadınların ikinci plana atıldığını görebilmek için sanırım yalnızca “kör” olmamak bile yeterlidir.