0
ertesi gün saat 6 gibi,
davul çalışma stüdyoları vardır;
iki bateri karşılıklı durur,
birine hoca oturur birine öğrenci,
o stüdyolardan birine gittik.
bir davula önder oturdu,
diğerine doruk'u oturttum.
önder önce bagetlerle bir iki kolay ritim çaldı,
doruk'un tekrarlamasını istedi.
tekrarladı, becerdi bizim kereta.
zilleri de katarak bir iki ritim daha çalıştılar önderle.
doruk çok mutluydu,
ve önder darbeyi indirdi.
ayağıyla davulun kick pedalına dokundu.
doruk'tan da aynı sesi çıkarmasını istedi.
gözlerinin dolduğunu hissettim.
bagetleri yavaşça trompetin üzerine bıraktı,
gözleri dolu dolu bana baktı, gülümsedi;
beni sandalyeme zütürür müsün dercesine.