1. 10701.
    +8
    http://fizy.com/#s/1ahybj

    film çıkışı, ikimizde mayışmıştık, biraz da içimiz şişti doğrusu, sonu her zamanki gibi duygu seliydi aq..insan ne kadar klişelere alışsa da etkileniyor işte naparsın..

    avm den ayrılmaya karar verdik, şubat havası biraz kendimize getirsin bizi..sonra da zaten gece sona erecek malum..

    saat 00.00 a doğru yeniden kordondaydık,

    "acıktın mı?" dedim..

    "evet ama çok da değil, yemesem de olur..başka planın yoksa tabi (: hani şurdan ellerinde kokoreçlerle birisi fırlamayacaksa :p"

    güldüm..

    "tamam kokoreç yiyoruz o halde (:"

    "ya..ciddi değildim (: sonra bir ara yurda gidince yerim valla.."

    "sen kokoreç seviyor musun sevmiyor musun? (:"

    bir "illallah" ünlemi koyverdi,

    "seviyorum (:"

    "bende " dedim.."kokoreçi" diye ilave ettim sonra aceleyle..benim bu sempatikliğim ikimizinde boşluğuna geldi..gülmeye başladık yolun orasında..zaten film nedeniyle de sinirlerimiz biraz allak bullak..kopuverdik..

    ..hala kabalık ve çiftlere ev sahipliği yapmakta olan kordon boyunda, ellerimizde kokoreçlerle yürüyordum 15 dakika sonra.. deniz tarafına yaklaştık yeniden..

    yarım ekmek ayranlarımız bitti, çöplerini çöp kutusuna salladık, aheste aheste ilerlemeye başladık hafif esintide... adımlarımız ahenkli..ağır..keyifli..

    sonra, ne olduğunu anlayamadan ben, koluma girdi ürkekçe... bir anda kalp atışlarımı iki misline çıkarmaya yetti bu hareketi..allaah be..koluma girdi? olm..kol kola geziyoruz len?..kordonda, gece vakti, kol kola geziyoruz? sevgililer gününde, kordonda, gece vakti, kol kola geziyoruz..

    şimdi bayılajaaım..

    "uyum sağlıyalım demi?" dedi muzip bir gülümsemeyle..

    "aynen" dedim sakin bir şekilde karşılık vererek bende..aynen..ses tonum, yürüyüşüm, tavırlarım belki sakin, ama içeride midem, kalbim, ciğerlerim, dalağım filan poga yapıyorlar..

    "bu gece hep senin planlarına uyduk?" dedi canlı bir sesle..

    "hıı..olmamış mı?" dedim tedirgin bir gülümsemeyle.. "planlar"

    "harika olmuş" dedi içten bir şekilde.."çok güzel bir akşam geçirdim..teşekkür ederim (:"

    gülümseyerek karşılık verdim... rica ederim bebeğim... bir şey değil bitanem... sağ ol hayatım...

    "ama şimdi de benim dediğim yere gidicez?" diye konuştu yine aynı canlı sesle,

    herhalde yurdunun önünden bahsediyor..hay hay..benim için bir zevktir buse hanım (:

    "tabi?" dedim sıcak bir şekilde..

    "kızlarla gittiğimiz bir yer var, benim hoşuma gitmişti..oraya zütürmek istiyorum seni, gerçi zaten biliyorsundur belki de"

    aa..daha bir yerlere mi gidicez? geç olmadı mı bebeğim? yurda geç kalma?

    bu düşüncemi ona da söyledim,

    "izin aldım bugün komple..ne zaman gitsem sorun olmaz..yarın gece on iki buçuğa kadar serbestim (:"

    "aa.iyi yapmışsın ya (: insanın aklı saatte olunca tam eğlenemiyor.."

    "aynen (: ..ne diyorsun? gidiyor muyuz?"

    "gidiyoruz (:"

    dediği yeri biliyorum... ama hiç oturmamıştım daha önce, parkın içindeki şu "bistro tarzı" (: mekanlardan biri..canlı müziği de var, ortam da pek bi hoş, böyle eski tip kandil gibi süslerin içinde mumlar yanıyor masalarda filan..

    "nasıl? (:"

    "valla güzelmiş (:"

    "gelmiş miydin daha önce?"

    "cık, ilk defa senle geliyorum (: ... önünden çok geçmişliğim var ama oturmak hiç kısmet olmamıştı"

    "bu geceyeymiş artık (:"

    "öyle (:"

    mutlu mesut oturuyorum..arkadan müzik sesi..her yandan yayılan pozitif, aşk dolu bir aura..çok güzel be..insanın içi kaynıyor..sebepsiz yere gülümseyesi geliyor..aldığın nefesin bile tadı şekerli oluyor..

    çalışan çocuk masaya gelip ne istediğimizi sorunca buse 50 lik söyledi, oo..şaşırdım..eşlik ettim kendisine..bir de ortaya fıstık...

    içen yönünün de olduğunu görmek güzel oldu tanımak açısından... eyvallah..her türlü muhabbete, ortama varım diyorsun yani..her hareketinde, ve hakkında öğrendiğim her yeni şeyde de, beni kendine daha da aşık ediyorsun (tabi artık bu ne kadar mümkünse)..

    saat 03.00 gibi, hafif yalpalar vaziyette onu yurduna zütürüp, ayrılırken kocaman bir sarılış aldığım o gece, tek bir olay haricinde mükemmel, mükemmelden de öte, rüya gibi geçmişti benim için..

    ama, her zaman olduğu gibi, sinirimi yerinden oynatacak, bana gerçek-acımasız-anlamsız dünyada olduğunu kanıtlayacak bir kanıtla da yüzleşmekten geri bırakmamıştı beni melankolik kaderim..

    ha, peki ne mi bu sinir bozucu olay?

    pek de ciddi bir şey değil canım?..

    alt tarafı, 14 şubat gecesi, saat gecenin bilmem kaçında, ve tesadüfün böylesi ki, nilay hanımla necati beyi aynı masada baş başa eğlenirken görüverdim o kadar..

    bunda moral bozacak ne var yani allasen?..

    aah..ah.. gidi ah..

    sorucam ikinize de..hele bir yarın olsun..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster