1. 11126.
    +14
    http://fizy.com/#s/1d77s6

    gözlerimi, yüzüne bakmak için zorlayarak konuşmaya başladım tekrar,

    "sen güzel bir kızsın buse..bir kere, güzelden de öte, bir ışıltın var bence..insanları çekiyor..o yüzden, kız olsun, erkek olsun, insanların ilgisine alışkınsındır diye tahmin ediyorum..rahatsın yani..sen rahat olabiliyorsundur ama ben olamadım..olamıyorum..sana karşı diğerleri gibi sıradan olmak istemiyorum bir yandan, ama bir yandan da hayatın sadece iki insan arasında geçen bir hikayeden ibaret olmadığını bildiğim için, engel olamıyorum herkesin yaptığı ve belki de artık senin görmekten bıktığın şeyleri yapmaya.."

    kız karmaşık bir yüz ifadesiyle beni dinliyordu..az önceki iltifatım için alçak sesli bir "teşekkür ederim" den başka ses çıkarmadı..diyeceklerimi merak ediyor, içinde bulunduğum müşkül duruma (ki bence artık her şeyin farkında) saygı duyuyor ve konuşma işini bana bırakıyordu..

    devam ettim,

    "lisedeki yüzeysel arkadaş ortamında çıkıp da buraya, yani..bu şehre, üniversiteye ilk geldiğimde, hiç bir şeyin farkında olmadığımı, hiç bir şeye sahip olmadığımı anlamam pek zamanımı almadı..aslında ben hiç bir şey yaşamışım meğer..onlarca sandığım dostlarım, arkadaşlarım, bir elin parmakları kadar bile yokmuş..
    zaman geçtikçe yavaş yavaş, sahip olabildim bazı şeylere..çok şükür yani..iyi dostlar edindim..kimisini daha yolun başında kaybettim..mesela tolga, biliyorsun işte (: şu hayatta kanka diyebileceğim bir kaç adamdan biri, aynı zamanda az önce yediğimiz sotelerin ve kekin de gerçek mimarı (: (lan ne diyorum ben?)..senin yemeğe geleceğini günler öncesinden söylediğimde bana yardım etmeyi teklif eden, biz eve gelmeden önce son ana kadar bekleyip yemeklerin soğumasını, mumların devrilmesini engelleyen adam aynı zamanda.."

    kız şaşkın şaşkın bana bakıyordu..durmadım,

    "sonra nilay var, kankam nilay, ;) ..ya bir insan nasıl bu kadar bana tahammül eder, hep mi arkamı toplar, her düştüğümde de mi kaldırır, derdimi dinler, benimle ağlayıp benimle mi güler? dersen..işte nilay da o..annemin üniversite şubesi..(gülümsedi)(: ... sonra okan var tabi..bahsetmiştim sana da..dostluğumuzun tadı damağımızda kalan arkadaşım..bilmem kaç bin kilometre öteden bile birbirimize yetişiyoruz hala..

    ailem..arkadaşlarım..öyle denk geldiler, öyle güzel girdiler ki hayatıma..baktığın zaman sanki şikayet edecek hiç bir şeyim yok gibi..

    ama tüm bunların ötesinde, tüm bunlardan farklı, bambaşka bir boşluk oluyor insanın içinde..çünkü ailenin kalbindeki yeri farklı, dostlarının ki farklı..o boşluk bunlarla dolmuyor..

    21 sene..düşün koca 21 senedir dünyadayım, bu toprağa ayaklarım değiyor yani neredeyse çeyrek asırdır..belki yaşadığım dünyaya aklım ereli daha 10 seneden fazla olmadı ama, sonuçta onca zamandır buradayım..o boşluk da benimle beraber..hep içimde..yalan değil zaman zaman doldurmaya çalıştım ama, hep ekgib kaldı, ekgib geldi ölçüsü, tartısı..

    sonra bir gün birini gördüm işte..kısmet..(: ..bana hiç hissetmediğim şeyleri hissettirdi..hiç yapmadığım, yapamam, utanır, çekinirim dediğim şeyleri yaptırdı..planlar kurdurdu, sonra "yapay" görünmekten korktuğum için bozmak, ama işi de şansa bırakmaya korktuğum yeni baştan yapmak zorunda kaldığım planlar..hayatımda hiç olmadığı kadar hızlı koştum peşinden, erken davrandım kendimce, çünkü, nihayet, sahibini buldum dediğim o ekgib kısmın, geç kalırsam sonsuza kadar öyle kalmasından korktum..

    korktum buse..sana doğru, senle ilgili bir şeyler yapmak isterken, yaparken de korktum, seni ürkütürüm, beni terslersin diye..ama bir şeyler yapmadan beklemekten, ağırdan almaktan da korktum, ya geç kalırsam diye.."

    işte bu be..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster