1. 51.
    0
    hava kararmıştı tamamen. saatin kaç olduğuna dair bi fikrim yoktu ama 11 falan olmalıydı. defteri çıkardım, kalemi elime aldım, kağıda büyük harflerle arnhem yazdım. ilk gelen adam markete girerken yanına gittim ve arnhem yazısını gösterdm gülerek. eleman direk türk müsün'ü yapıştırdı. ben de sevindim amk tabi abi dedim atarmısın beni arnhem'e gidiosan dedim, bekle dedi, markete girdi. geldiğinde elinde iki sandviç, iki tane de meyve suyu vardı. birini kendisi yiyip birini bana ikram etti, şaşırdım tabi amk. atla dedi arabaya. bu kadar kolay olacağını hiç düşünmemiştim tabi, şaşkınlık içerisindeyim. adamla konuşmaya başladık, almanyada yaşıyormuş normalde, antepliymiş, hollandada kuzeninin yanına gelmiş. türkiye'den konuştuk vs derken bana paso kardeş amsterdam'dan geliosun yanında madde falan yok dimi diye sormaya başladı. hayır diyorum, 5 dakka sonra yine soruyor, kardeş bak burnunu silip duruosun züte gelmeyiz dimi bişey kullanmadın varsa söyle diyor. abicim hastayım da ondan siliyorum dedim, cebimdeki pastil kutusunu cıkarıp gösterdim. normalde otostopa insan alma alışkanlığı olmadığını söyledi, insan tedirgin oluyor dedi özür diledi, anlayışla karşıladım. 1.5 saat süren yolculuktan sonra arnhem'e geldiğimizi söyledi, taşağını yiyim abim dedim dikkat et kendine dedi, vedalaştık ayrıldık. bundan sonra ne olacaktı bakalım. gecenin 1'inde araç bulmak o kadar da kolay olmayacak diye düşündüm ve elimi defterime attım, kalemimi çıkarıp büyük harflerle dusseldorf yazdım.
    ···
   tümünü göster