Bir tahmin ile yürüyorsun o yoksa bu varsa şuda varsa diye. Ama kurana inanan biri ve en azından mealini okuyan biri insanın yaratılmışlar arasında en şereflisi olduğunu bilir. Ayrıca Allah kuranda cinleri insanları ona kulluk etsinler diye yarattım demiştir. Uzaylıların var olduğunu olup olmaduğını bilmeden böyle şeyler diyemezsin

1-) Allah neden yemin eder ?

Bu soruya haftasonu başlık açacaktım ama nasip bugüneymiş. Kısa cevaplar verecem anlamaya çalış uzun uzun anlatmayacam yani.

Allah Kuran-ı Kerim'i bizler için indirmiştir. Peki bizler için indirdiyse yine bizlerin kapasitesinde konuşacaktır. Yani Allah bizim anlayabileceğimiz bir seviyeye indirmiştir.

Yusuf 2 "Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik."

Allah'ın bu gibi yeminleri bizleri ikna etmek , inanmamız için söylemiştir. Yani şöyle düşünürsen biri sana herhangi birşey hakkında yemin etse sen dersinki "eğer ki yemin ediyorsa vardır bişeyler" dersin. Allah bu yüzden bir nebze olsun ona , kitabına , yarattıklarına inanmamız için böyle yeminler etmiştir. Yoksa Allah'ın kimseye yemin etmeye ihtiyacı yoktur.

2-) Allah neden beddua eder ?

Öncelikle Allah bir kişiye beddua etmez . Evet ebu leheb e lanet etmiştir. Ama bu sadece ebu leheb için değildir onun gibi olanlar için çünkü kuran ebu lehebe değil bütün insanlığa inmiştir. Yani kuran kişilere hakaret etmez o kişilerin vasfında olanlara hitap eder . Ayrıca bu hitap şekli , bu sert uslüp insanların aklını başına devşirmeleri içindir.

Tevbe 30 "Yahudiler: “Uzeyr Allah'ın oğludur” diyorlar. Hıristiyanlarsa: “isa Allah'ın oğludur” diyorlar. Bu sözler, daha önce inkâra sapanların söylediklerine benzer şekilde ağızlarıyla geveledikleri cahilce sözleridir ki, Allah kahretsin onları, nasıl da haktan sapıp yüz çeviriyorlar"

Cımbızladığın ayette de görüldüğü gibi kardeşim. Böyle sapmışlara karşı Allah'ta onların anlayabileceği şekilde onları sert bir dille uyarmıştır.

3-) Allah neden dua eder ?

Muminun 97 "De ki: “Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım.”"

Bu ayette ve bunun gibi diğer ayetlerde de görüldüğü gibi "de ki" şeklindedir. Allah bunun gibi ayetlerde bize nasıl dua ediceğimizi yada ; “insanlardan öylesi vardır ki" gibi cümlelerdir. Akıbetimiz söylemiştir.

"Evren nasıl meydana geldi ? " sorusu bugüne kadar birçok insanın özellikle de bilim adamlarının merak ettiği bir sorudur. Bu soruya ise ilk cevap verenler 1920 yılında rus kozmolog ve matematikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi Georges Lemaitre olmuştur.

Bu iki  bilim addıbına  göre evren bir " büyük patlama " yani "big bang " ile oluşmuştur. Bu teoriye göre evren aşırı derece de yoğun ve sıcak bir biçimdeyken , ayrıca bütün âlem tek bir bütün içindeyken şiddetli bir patlama sonucu şimdiki halini almıştır. Bu teori günümüzde de birçok ,  hatta neredeyse bütün bilim adamları tarafından kabul edilir.

Yani insanlığın merak ettiği , hakkında binlerce hurafelerin uydurulduğu , ancak 19.yy'da keşfedildiği bu gerçeği 1400 sene evvel teknolojinin t'sinin bile bulunmadığı kuran tarafından keşfedilmiştir.

Kuran'ın Enbiya suresinin 30.ayetinde buyurduğu gibi ;

 “O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, göklerle yer birbiriyle bitişik iken biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Hala inanmıyorlar mı?”

Ayette geçen "ratk" kelimesi birbiriyle bütün , iç içe anlamlarına gelir .

Yine ayette geçen "fatk" kelimesi bitişik nesneleri birbirinden ayırıp , yarıp  dışarı çıkarma anlamlarına gelir .

Gerçekten de big bang teorisine göre herşey bitişiktir. Yani her bir madde tek bir maddenin içindedir buna daha yaratılmamış olan yer ve gökte dahildir . Ayette ki "ratk" kelimesi bunu kastetmiştir. Daha sonra büyük bir patlama sonucu yarılıp ayrılmıştır. Ve yine ayette geçen "fatk" kelimesi bu olayı ifade etmiştir.

işte , Kuran-ı Kerim  "evren nasıl meydana geldi ?" sorusuna böylesine muazzam bir cevap vermiştir. Peki bunu 1400 sene önce modern teknolojinin bulunmadığı bir devirde okuma yazma bilmeyen biri nasıl olurda yazabilir yoksa onun gizlediği bir teleskopu mu vardır ? Tabi ki de yoktur. Bu kitap ancak ve ancak Allah'ın kelamıdır.

Muminum suresinin 80.ayetin de buyurduğu gibi ;

" Ve O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? "

Yoksa siz ! " Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız ? "

Allah'a emanet olun.

Herşeyden önce bir insana ,  herhangi bir kişiye , bir zâta hakaret etmeden önce ettiğimiz hakaretin ne mânâlara geldiğini bilmemiz lazımdır. O yüzden " egoist ne demektir ? " önce bunu bilmemiz gerekir.

Egoist , kendinden başka kimseyi düşünmeyen , sadace kendi menfaatlerini  düşününen anlamlarına gelmektedir.

Oysa Allah'ın yeryüzünü yaratıp içine insanlar için binbir çeşitli nimetlerle bir sofra sergilemesi , Allah'ın kullarına , yarattıklarına , sanatına ne kadar değer verdiğinin göstergesidir.

Ve Allah Kuran-ı Kerim'de de yüzlerce yerde kullarına verdiği nimetlerden bahsetmektedir.

Şimdi aşağıdaki ayeti tarafsızca okuyalım.

Bakara 164 - “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün sürelerinin değişmesinde, insanlara fayda sağlamak üzere denizlerde gemilerin süzülüşünde, Allah’ın gökten indirip kendisiyle ölmüş yeri canlandırdığı yağmurda ve yeryüzünde hayat verip yaydığı canlılarda, rüzgarların yönlerini değiştirip durmasında, gökle yer arasında emre hazır bulutların duruşunda,  elbette aklını çalıştıran kimseler için Allah’ın varlığına ve birliğine nice deliller vardır.”

Ayrıca Allah kendisine Samed demektedir. Yani hiçbirşeye muhtaç değildir , aksine herkes ona muhtaçtır. Allah'ın buna rağmen bizim ihtiyaçlarımızı karşılaması bize nimetler vermesi O'nun sonsuz yücelikte olduğunun belirtisidir.

Bunları bilip de hala , eğer ki akıl varsa Allah'a -haşa- egoist demek vicdansızlıktır ve akli sağlığının yerinde olmadığının delilidir.

Allah'a emanet olun.

Hadi diyelim Allah var. Yani ne gerek var bu kadar övmeye , zaten o farkında değil mi ne kadar büyük olduğunun , yani niye tekrar tekrar ben en merhametliyim en cömertim der. Allah niye bize üstünlüğünü göstermeye çalışıyor , bizler ile yarışıyor ?

Diye sorabilirler ateist kardeşlerimiz.

Herşeyden evvel şunu bilmemiz lazımdır. Allah bu evreni bizler için yaratmıştır. Ve Allah bizlerin edebli , takva sahibi kişiler olmamızı buyurmuştur.

Evet , şimdi böyle bir soru bir insan için söylenseydi haklı olabilirdiniz. Ama bahsettiğiniz zât Allah ise ona böyle bir yaklaşımda bulunamazsınız. Oysa Allah'ın övgüye veya yergiye ihtiyacı yoktur O sadace kendini hatırlatır. Çünkü bu soruyu sorduğunuz da bile Allah'ın bu kadar kendi sıfatlarını hatırlatmasında hiçbir kusur olmadığı görülür. Günümüzde ateistler dünyanın %16'lık ( yaklaşık 1.1 milyar ) kesimini oluşturmaktadırlar. Bu rakam bile Allah'ın neden bu kadar kendini tanıttığının göstergesidir. O yüzden de kendi sıfatlarını tekrar ederek bizleri uyarıyor ki kurtuluşa erebilelim.

Ve son olarak da yukarıdaki gibi sorular sorabilirsiniz. Ama bunun gibi sorular sormazsınız ;

- Neden hergün su içeriz ? Yada neden hergün yemeğe ihtiyaç duyarız ? Peki doktor bize ilaç verdiğinde , o ilacı doktor ne kadar kullanmamızı isterse o kadar kullanırız ? Neden sürekli nefes alıp veririz ?

Çünkü bunlara sürekli ihtiyacımız vardır . Bu sorular hepimizin diyeceği gibi " saçma sorular " dır. işte bunun gibi Allah yarattığı Mahlukatı bildiği kendini sık sık hatırlatmıştır. Kuran da hangi sureyi açarsanız açın Allah'ın sıfatlarını okuyacaksınız. Unutmayın " Tekrar sabit kılar " .

Allah'a emanet olun.

Allah razı olsun kardeşim

Kardeşim diğer soruları bişey demediğine göre anladın farz ediyorum.

Kardeşim sen şimdi cennet veya cehenneme gideceğini bilmiyorsun. Ama Allah biliyor . Allah her anı aynı anda yaşar. Belki Allah katında ben cehennem de yanıyorumdur. Bunu bilemeyiz Allah bizim bilmemiz için bizi sınava tabi tutuyor.

Kardeşim diğer soruları bişey demediğine göre anladın farz ediyorum.

Kardeşim sen şimdi cennet veya cehenneme gideceğini bilmiyorsun. Ama Allah biliyor . Allah her anı aynı anda yaşar. Belki Allah katında ben cehennem de yanıyorumdur. Bunu bilemeyiz Allah bizim bilmemiz için bizi sınava tabi tutuyor.

7-) Peki kardeşim Allah bol bol nimetler veriyor falan e bu durumda da Allah merhamet ve rahmet sahibi olmuyor mu ? Peki islamı yaşayanlara (gerçek islamı) haksızlık olmaz. Ayrıca Allah bunlardan neden zevk alsın biz yaratıldık diye Allah'ın yüceliğine bişey katmadık bişey eksiltmedik de.

1-) Kardeşim dediğin gibi levh-i Mahfuz'da kaderimiz yazılır . Ama biz süekli kaderimiz buymuş diye hareket edemeyiz. Çünkü irade var. Yani sen durduk yere koluna şiş sokmazsın veya durduk yere küfür etmezsin çünkü aklını kullandığında bunların yanlış şeyler olduğunu bilir. Ve son olarak levh-i Mahfuz'da senin yapacağın en son seçim vardır yani kesindir.

2-) Kardeşim yaptığım günahların bedelini bilmek zorundasındır. Aslında olaya şöyle de bakabiliriz. Biliyoruz ki Allah'ın zaman kavramı yoktur. Allah geçmişi , geleceği , şimdiki zamanı aynı anda yaşar. Yani Allaj katında kıyamet kopmuştur. Ama zaman bizim için yaratıldığından biz zamana göre yaşarız.

3-) Kardeşim "neden insanları yarattı" sorusu kısaca Allah'ın izzet ve cemalini bilmemiz , ona kul olmamız istenildiği için yaratılmıştır. Eğer ki dediğin gibi sadace cennete gidecek kişileri yaratsaydı ki buna melekler diyebiliriz. Durum böyle olsa idi bu sınav sonucu belli bir sınav olurdu , doğruyu yapmanın bir anlamı olmaz hatta iyi-kötü kavramları olmaz zaten iyilik yapmanında anlamı olmazdı . Yani sınavda yanlış şıklarda olmak zorundaki sıra farkı olsun yoksa hepimiz aynı mertebe de kalırdık.

4-) Kardeşim bu sorun biraz saçma olmamış mı ?
Allah Samed'dir kimseye muhtaç değildir aksine herkes ona muhtaçtır. Kısaca bu soruya " lan tanrı işte " diye de cevap verilebilir.

5-) Kardeşim eşit şartlarda yaratmış olanlar vardır bunlar meleklerdir. Herkesin imtihanı farklı olacağı gibi cennet veya cehennemdeki yeride farklıdır.

6-) Dediğin şeyi hristiyanlar veya müslümanlar yaşadılar diyelim. Allah gaybı bildiği için onların cennet veya cehennem ehli olduklarını da bilir ve ona göre imtihan eder. Ayrıca küçük yaşta ölen kafir bir çocuk için alimler cennetliktir demişlerdir kaynakları ise hadisler bu konuda farklı görüşler var araştırabilirsin. Yani kısaca Allah herşeyi bildiğinden o kişilerin ilerde de ne olacağını bilir ve ona göre mukabele eder.

O insanlara o din güzel anlatılıyor mu ? yada onların dinleme şansı oluyor mu ? Bahsettiğimiz ülkeler ya açlık ya savaş yaşıyor. Birçoğunun da din işine gelmiyor. Zaten bizim ülkemizde de çok anlatıldığı da yok. işte bu yüzden insanlar süper ilac yerine yanlış ilacı alınca yada ilaç verilmeyince böyle oluyor. Unutma dünya en şerefli günlerini islamı tam yaşadığı ülkelerden sağladı.

Öncelikle adam akıllı sorduğun için teşekkür ederim.

1-) Evet dediğin gibi günümüzde zamanını kuran ile geçirenler 7/24 onu okuyanlar var , hafızlar falan var ama bunlar sadace okuma da kalıyor . Yani anlamasalar bile okuyorlar. Birde onları amacı farklı yani sonuçta kuran tamamen bilim kitabı değil. Ahlak kuralları , ibretlik kıssalar vs. var.

Neden müslüman bilim adamı yok diye sorarsanda zamanında , müslüman birçok bilim adamı alim yetişmiş bu kişiler bilimede meraklı oldukları için kuranı araştırıp , anlayıp ordan yürümüşler. (ibni sina , ibni haytam , ibni rüşd , mimar sinan vs. araştırısan baya bulursun )

2-) Kardeşim eğer ki sınavda yanlış şık olmazsa doğru şıkkın ne anlamı kalır . Hiç yanlış yapmama gibi bir durumumuz olsaydı melek olarak yaratıldık. Ayrıca sen hangi günahını işlerken Allah'ı hatırlıyorsun ki zatem hatırlasan günahı işlemezsin vicdan azabı duyardın. Kaderin yazılması da şöyle bişey , Allah zaten gaybı bildiği için yani gelecekte ne yapıp yapmayacağını bildiği için senin kaderin zaten belli oluyor . Ama sen bana bir tane vursan durduk yere bende sana sorsam niye vurdun diye sen bana herhalde kaderin böyleymiş kardeşim demezsin çünkü senin vurmama imkanın da vardı. Yani Allah bize irade vermiştir.

Umarım bu ve diğer cevaplar açıklayıcı olmuştur.

Kuran demire dikkat çektiği gibi dağlar hakkında da bilgi vermektedir.

"Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık.” (Enbiya Suresi: 31)

Burada da gördüğümüz gibi dağların sarsıntıyı önleyici görevleri vardır . Halbuki dağlar önceleri sadace yeryüzünün üstünde kalan çıkıntılar olarak düşünülüyordu.

Ancak bilim adamları dağların sadace yüzey yükseltisi olmadığını , ayrıca yüzeyinden 10 - 15 kat dahasının da  aşağısında dağ kökü denen kısımlarının da  bulunduğunu ispatlamışlardır. Hatta 9 km yukarı da bulunun Everest dağının  125 km'den fazla kökü bulunmaktadır.

Yani dağlar dünyanın dengesini sağlamakta , onu sabit ve sarsılmaz tutmaktadır. Aslında bakarsak  bir bakıma yer kabuğu sıvı bir ortamın üstünde yüzer gibidir. Çünkü yer kabuğunun kalınlığı  5 km civarlarındadır. Oysa dağların kalınlığı 35 km ye kadar çıkabilir. Bu yüzdendir ki dağlar kuran da da bahsedildiği gibi dünyaya çakılmış birer kazık şeklindedir.

Nebe suresi 6. ve 7.ayetlerin de der ki ;

“Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık?

işte bunun gibi de dağlar aynı bir çadırın kazık yardımı ile yere sabitlenmesi  gibidir.

Bir başka konu ise  son yapılan çalışmalar sonucu dağların sabit olmadığını savunan bilim adamlarıdır. Bu bilim adamlarının en büyük kanıtı ise " kıtaların hareketi dağları sabit kılmayacağını " söylemeleridir . Birçok bilim addıbına göre de  bu tez çürütülmüştür çünkü dağlar kıtalar ile birlikte hareket etmektedirler ve bu kanıtlanmıştır. Yani ne kadar ayağımızla yer değiştirsek de başımız bedenimizden ayrı hareket etmeyecektir.

Zaten Herşeyden önemlisi de kuran da , 1400 sene evvel dağların hareket etmediğini söylememiş ve inkar etmemiştir.

Neml suresi 88.ayetin de der ki ;

“Bir de o dağları görür, donuk ve hareketsiz sanırsın; Oysa onlar bulutların yürüdüğü gibi yürümektedirler. Bu iş, herşeyi sağlam ve mükemmel yapan Allah'ın sanatıdır... "

Modern jeolojik ve sismik araştırmalar sonucu bulunan bu hakikat kuranda 1400 sene önce , henüz bilimin dahi olmadığı bir devirde işitilmiştir.

Şimdi kuran beşer kelamı diyenler bu mücizenin de yalan olduğunu kanıtlasınlar.

Kuran-ı Kerim  Enbiya suresinin 10.ayetin de der ki ;

" Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hâla aklınızı kullanmayacak mısınız? "

Allah'a emanet olun.

Aksini idda eden Kardeşim ben patlama sonucu tüm evrene yayılmıştır dedim ispat et demekten kastım ise kuranı yanlış olduğunu ispat et demek istedim

Aksini idda eden Kardeşim ben patlama sonucu tüm evrene yayılmıştır dedim ispat et demekten kastım ise kuranı yanlış olduğunu ispat et demek istedim

Aksini idda eden Kardeşim ben patlama sonucu tüm evrene yayılmıştır dedim ispat et demekten kastım ise kuranı yanlış olduğunu ispat et demek istedim

Senin sormak istediğin şey tam olarak ne kardeşim ?
Bir insanı dua ile iyileştirebilir miyiz? bunu mu demek istedin ?

Kardeşim benim dediklerim de bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Süpernova olaylarıda big bang den çıktı zaten kardeşim.

Ayrıca Allah sadece dünyayı değil tüm evreni yaratmıştır. Yani o sıcaklığı yaratan da demiri dünya ya indirende Allah sadace biz kulları bu mücizeleri görelim diye sebepleri yaratmıştır.

Kardeşim hem anlatayım diyon hem yazamam diyon. Senin dediğin olay şey galiba demir dünyanın çekirdeğinde vardır . Yani dünyanın çekirdeğinde demir ile nikel bulunur. Eğer böyle diyorsan bu bazı bilim adamları tarafından kabul gören bişey çünkü günümüz teknolojisiyle bunu bilemeyiz. Bunun aksini yani benim dediğim diyenlerde var yani tam bişey yok.

Aman ha cımbız ile seçin ha !
Bu ayetin öncesi felan yok sanki ki böyle bile cevap verilebilir. Ama siz böyle tek bir ayeti aldıkça mümkün olduğunca cevap vermeyeceğiz.

ispat et.

işte şimdi göstersin iman edelim diyorsun sana göstermiyor anlatıyor peki şimdi neden iman etmiyorsun çünkü sana hayali geliyor çünkü sen aklını değil gözünü kullanıyorsun aklının vazifesini gözüne yükleyerek aklını bir nevi yok sayıyorsun peki nerden biliyorsun iman edeceğini yada o zaman da olsaydın iman edeceğine inaniyormusun ? Boşuna iman ederdim deme !

Allah'a neden şimdi yapmıyorsun diyemezsin . Çünkü sen daha Allah'ın sıfatlarını bile bilmiyorsun . Gaybı yalnızca o bilir onun hidayete erdirdiği kulları yani kurtuluşa erdirdiği kulları zaten kurtuluşa erecektir. Eğer böyle bir mucize gönderirse inanıp inanmayacağimizi bilmiyoruz. Belki de hologram diyecektik belki de foto montaj diyecektik bunu biz bilemeyiz.

Ayrıca cevabı vermemişsin demişsin. Hâlbuki sen anlamak istemedin. Çünkü orda eğer mucize görmek istiyorsan kurana bakmalısın dedim . Ama sen anlamadın çünkü sen kurana tarafsız bakayım derken " acaba bunu bir insan yazmış olamaz mı ? " diye baktın sence bu ne kadar tarafsız haydi şimdi de şöyle bak " bunu Allah göndermiş olamaz mı ? " de ve öyle oku kardeşim .

Demir kuran da kendisine dikkat çekilen bir elementtir. Bu yüzdendir ki kuran "Hadid" yani "Demir" manasına gelen bir sureye ad vermiştir.

Hadid suresinin 25.ayetinde der ki ;

"Biz demiri indirdik ki, onda çetin bir sertlik ve insanlar için faydalar vardır.”

Bu ayetteki indirdik kelimesi kafanızı karıştırabilir. Çünkü demir dünyadan çıkan , var olan , oluşan bişeydir. "indirdik" yerine "çıkardık" yazsaydı muhafazid  (!) daha iyi olabilirdi diyebilirsiniz.

Ama bilimsel çalışmalar sonucu demirin dünya da oluşmadığı kanıtlanmıştır. Çünkü demirin oluşabilmesi için değil dünyanın , güneşin ısısı bile yetmezdir.( Güneşin yüzey sıcaklığı 5500 °C ve çekirdeğinin sıcaklığıysa 15,6 milyon °C’dir. ) Demirin oluşabilmesi için yaklaşık birkaç yüz milyon ısının oluşması gerekir. 

Yine yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda demirin dünyaya " nova " ve  "süpernova " adlı yıldızların bünyesinde ki demiri artık taşıyamaması sonucu patlamasıyla tüm evrene yayılmıştır. Evrendeki bütün olgular demirin dış uzaydan geldiğine işarettir. Dünyaya da dış uzaydan gelmiştir.

Yani kuranın " Biz demiri indirdik " demesi bundan kaynaklanır.

Ayrıca demirin olmaması sonucunda olabilecek şeyler ;

- Demir atomu olmaksızın evrende karbona bağlı yaşam olması mümkün değildir.

- Dünya’nın ilk dönemlerinde ısınması gerçekleşmez, atmosfer ya da hidrosfer olmazdı.

Ozon tabakası olmazdı
 
- insan kanındaki hemoglobini meydana getirecek hiçbir metal bulunmazdı

-oksijenin reaktifliğini yatıştıracak metal oluşmazdı.

- oksidasyona dayanan bir metabolizma meydana gelmezdi.

Bu yüzden kuran " insanlar için faydalar vardır " buyurmuştur.

Son olarak "hadid" arapçada sayısal olsrak " 26 " rakdıbına denk gelir bu da demir atomunun numarasıdır.

Şimdi kuran beşer kelamı diyenler bu mücizenin de yalan olduğunu kanıtlasınlar.

Unutmayalım ki kuran yarıdan fazlasında " düşünün " der " düşünün ki anlıyasınız "

Ve kuranın ilk kelimesi olan  " ikra " sadace " oku " anldıbına gelmez aynı zamanda "araştır " , " sorgula " , " öğren " anlamlarına da gelir.
Sizde kardeşlerim araştırın , sorgulayın , öğrenin ama doğru kaynaklardan yapın.

Allah'a emanet olun.

(bkz: hiçbirşey yokken allah ne yapıyordu)

Şöyle böyle derler sıyrılırlar diyorsun . Mantıklı düşün kardeşim Allah dağlara göklere " Ben Allah'ım " veya " Allah'tan başka ilah yoktur " yazsaydı kim inanmayabilirdi sıkıyorsa inanma demi .

Şimdi baston olayını kaba taslak söyliyelim ;

Hz. Musa peygamber olduğunu iddaa ediyor. Firavun senin yaptığın sihir diyor.
Bütün sihirbazları topluyor Musa nın sihirini bozun diyor. Sonra olay günü binlerce sihirbaz toplanıyor çeşit çeşit yılanlar ve numaralar sergiliyor. Musa korkuyor. Sonra Allah " korkma Musa " diyor. Sonra da Musa asasını yere atınca asa birden yılana dönüşüyor ve diğer bütün yılanları yutuyor . Sonra sihirbazlar diyor ki Musa nın uyumasını bekleyelim . Musa uyur. Bakarlar ki asa hala yılan sihirbazlar " bu sihirbaz değildir çünkü biz sihirbazların uyuduğunda sihiri bozuluyor " derler ve iman ederler.


Ayet kelimesinin bir diğer anlamıda mucizedir. Sen o kadar mucizeyi görmüyorsun. Sonra neden bize böyle bir mucize gelmedi diyorsun. Sanki diğer mucizeleri kabul ediyorsun da tek bu kalıyor.

Bir de derler ki: "Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!.." De ki: "Gayb yalnızca Allah'ındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim." (Yunus Suresi, 20)

Öncelikle biz insanların ilk hatası Allah'ı bir kabın içerisine yerleştirmeye çalışmaktır. Yani biz yaratıldıysak ve zaman da yaratıldıysa elbette zaman bizim için yaratılmıştır.  Zaman bizim için vardır yani Eşrefi Mahlukat için ama Allah için böyle birşey söz konusu değildir. Çünkü zamanı Allah yaratmıştır. Bizim için " dün , bugün , yarın " kavramları vardır . Fakat Allah bu ve bujun gibi zaman  kavramlardan münezzehtir.

Şimdi gelelim konumuza ilk olarak Allah'ın şu  sıfatını bilmek lazım ; EZEL

Ezel , kelime anlamı olarak öncesiz olmak , başlangıcı olmamak demektir.
Allah'da öncesizdir ve başlangıçsızdır.

" Lem yelid ve lem yûled "

Yani " O (c.c) , doğurmamış ve doğurulmamıştır "

Yani Allah ezelden beri vardır ve ezelde onun beraberinde hiçbirşey yoktur .

Ayrıca Allah zaman ve mekan kavramlarından münezzehtir yani uzaktır. Allah için 0 yılında vardı denilemez yada m.ö 10000 yılında da vardı denilemez.  Bu yüzden de yaradan yaratılana bağlı değildir ve olamazdır da .

 Zamam bizim için mühimdir ama Allah için bir önemi yoktur çünkü O Samed ' dir ( hiçbirşeye muhtaç olmayan , herşeyin kendisine muhtaç olduğu ) .

Diğer bir soru ise ;

Peki ezel de Allah vardı beraberinde hiçbirşey yoktu. O zaman Allah ezel de ne yapıyordu ?

 Kısaca Allah Kendi cemal ve kemalini bizzat kendisi müşahede ediyordu.

Çünkü Allah sonsuz kemalini yine ancak kendisi sonsuz anlamıyla bilebilir. Miraç gecesinde gördüğü halde  Peygamber Efendimiz  (asm.) bile , “Seni gerektiği gibi bilemedim.” demiştir. 

Ayrıca Allah ezel de -haşa- birşey yapmak zorunda değildir. Birşey yapmadığı onu eksiltmez. Aynı zaman da birşey yapması da onu yüceltmez çünkü  O sonsuz yüceliktedir.

Allah'a emanet olun .