Teşhis(Yeni konsept)
1526-1728 arası bize karşı Rus'ları en çok kullanan Vatikan..1728-1922 arası bize karşı Rus'ları en çok kullanan ingiliz'ler..
1922-1989 arası Türkiye güçten düşünce Rus'larla karşı karşıya bile gelmedik..
Rusya'nın bölgedeki en büyük ortağı Katil Esad ingiltere Kraliçesi'nin bir köpeğidir..
iran'daki Rus ortakları ingilizlerin köpeğidir..
Çin'deki Rus ortakları ingiliz köpeğidir..
Moskova ile zamanında ortak bağ kuran Türkiye'deki komünistlerin merkezi hep Londra idi..
Türkiye Rusya üstünden ingilizlerle görüşüyor.Abd ye karşı ittifak kuruyor.Bu güzel fakat ...
10-15 yıl sonra ittifak kurduğumuz güçler bize karşı harekete geçtiğinde tek başımıza mücadele edemeyiz. Yeni bir oluşum kurmak zorundayız.
Aksi taktirde bizi Anadolu'da bile tutmazlar..
Şangay'da yer almayalım diye bir şey demedim. Avrasya ile ittifak kurmak zorunda olduğumuzu yazılarımda hep söylemiştim..
Yeni konsept oluşturmak zorundayız. Bunun nasıl olacağı hakkında bazı fikirlerim var. ilerde yazacağım...
işimiz kolay değil

DEVLET ViZYONU
3000 yıllık Tarihimizi bile ingilizlerin oluşturduğu ideolojilere göre anlatan zihniyet yüzünden halk hiçbirşeyin farkında değil.
Bir birlik sevdası almış gidiyor. Fakat olayları duygusal düşünüyorlar. Türk tarihi ne yazık ki doğru okutulmuyor.
islamiyet Dünya'daki tüm kıtalara devlet eliyle yayılmıştır.Cihat anlayışı Türklerin tarihsel bir vizyonudur. Amaç islam'ı yaymaktır.
islam'ı çevreleyen yani koruyan duvar Devlet'tir. Eğer bir birlik oluşacaksa bu Devlet içinde olur. Türklerin vizyon anlayışında devletlerin birleşmesi yoktur. Türklük ve islamiyet adına birleşme olmaz.Devlet içi birleşme olur.O Devlet'te islamiyet'i korur.
Tarihe dönelim..
Candaroğulları ve Karesi beyliği kendilerini fesh ederek Osmanoğullarına bağlandılar. Aralarında Turan birliği değil, Devlet içi birlik oldu. Osmanoğulları'ndan daha güçlü olan iki beylik Nizam-ı Alem için biat ederek kendilerini fesh ettiler.
islam birliği veya Turan birliği ?
Olası bir darbe veya iktidar değişiminde bu birlikler bozulabilir.Bu yüzden bu oluşumlar çok risklidir. Böyle birliklerin oluşması nifak tohumu etmekte ustalaşmış dış güçlerin işine gelir.
Eğer birlik olunacaksa Konsept üzerinden oluşmalı.D8 benzeri..
Yani Ekonomik işbirliği Örgütleri gibi.. Siyasal birlik risklidir..Her an dağılma tehlikesi var. Birde paraya zaafı olan insanların yaşadığı dünyada bu dönem de böyle oluşumlar çok daha risklidir.'
Asya Hun, Avrupa Hun, Göktürk,Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti hepsinde vizyon ''Türk Devlet'inin Dünya'da tek süper güç olması yani Nizam-i Alem egemenliğidir.'' islamiyet'te bu vizyonun önemli bir parçası olmuştur.''
Avrupa Birliği'nin durumu ortada.Bir asrı tamamlayamadı. ingilizler yakında bu birliği yok edecek..
NATO Yarım asrı zor tamamladı. Gücü gittikçe bitiyor. Yakında dağılması bekleniyor..
Bir sistemin uzun süre yaşaması için Devlet içinde merkeziyetçi bir yapının içinde oluşması gerekir.
Devletlerin bir birlik adı altında değil, Devletlerin birleşip tek bir Devlet haline bürünmesiyle bu olur.. Aksi halde sistem uzun süre yürümez..
Türklerin gelecek planı ne?
Musul, Halep,Kerkük vilayeti diye isimlendirme yapılıyor..Bu bir ingiliz oyunudur. Bizim istediğimiz Suriye, Irak,Lübnan, Bosna Vilayetidir. Peki bu nasıl olacak?
Türkiye'nin ilk hedefi Orta Doğu'daki merkeziyetçi devletlerin kendi içinde birliği sağlaması. Yani rejimlerin tekrar güçlendirilmesidir.Biz Irak, Suriye,Mısır güçlü olsun istiyoruz. Oradaki iktidarlar yıkılsın, bize bağlansınlar oyunu bir ABD Projesiydi. Türk Devleti tuzağa düşmedi.
Emperyalistler bu rejimler güçlendikten sonra tekrar o devletleri işgale gelecek. Halklar aynı acıları yaşamamak için Türkiye'ye bağlanmak isteyecek. iktidarlara büyük baskı kuracaklar.Biz istemesekte bu olacak.Bu Coğrafyanın kaderidir.Biz onları istemesekte onlar bize bağlanmak isteyecek. Fakat bunların oluşmasına daha 20-30 yıl var. Kısa vaade de bunlar oluşmaz.

DEVLET&DiN&iDEOLOJi 2

Kanuni Kanunnamelerinden örnek verelim..
Şarap fıçısı taşıyan gemiler fıçıları Trabzon’da satarlarsa, her fıçıdan yirmi beşer akçe alınır. Trabzon’da değil de bir başka limana çıkartırlarsa, on beşer akçe alınır. ‘‘Miso fıçı” denilen yarım fıçılardan beşer buçuk akçe alınır. Rakı fıçısından 28, yarım rakı fıçısından da dokuz akçe alınır (Kanuni Sultan Süleyman’ın ‘‘Trabzon Sancağı Kanunnamesi”, madde: 9).
Kuran'a göre içki içilmesi haramdır. Osmanlı içki içenlerden ve satanlardan vergi alırdı. Devlet içki üstünden kasasına para koyuyordu.Şeriat nerede? Padişah istediği Kanunname'yi çıkarabiliyor. Osmanlı'da şeriat siyaseti değil, siyaset şeriatı dizayn ediyordu.Çünkü Mutlak Monarşi var.
Şimdi asıl konuya gelelim...
Laiklik'in tanımı nedir? Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması..
Devlet işleri nedir? Yürütme Peki Şeriat Yargı'nın konusu değil mi? Yargı ile Yürütme kuvvetler ayrılığında birbirinden ayrı değil mi?Eyy Kemalistler size soruyorum..Şeriat kurallarının gelmesi Laikliğe aykırı mı? Türkiye Cumhuriyeti Şeriat'ı, Yargı'nın bir kolu olarak getirebilir. Buna Laiklik kanunu engel değildir.Hem Yürütme Yargı'ya karışmasın diyorsunuz hem de Din işleri devlet politikalarına karışmasın diyorsunuz.Çelişki değil mi? Yürütme ve Yargı birbirinden ayrıysa Şeriat Hukuk'unun gelmesi, Devrim kanunlarına engel değildir.
Yürütme eğer yasama ve yargı'ya karışamıyorsa Şeriat kurallarının Anayasa'ya girmesine hiçbir engel yoktur!..Laikliği kendi kafasına göre biçimlendiren, bunuda baskı aracı kullanan kesim yüzünden Kavramlara düşman oldunuz. Sorun kavramlarda değil, o kavramları kendi zihniyetine göre biçimlendiren gözleri körelmiş cahil kesimdedir.
Son kez özet geçiyorum...
Osmanlı'da Şeri Hukuk Yürütme ve Yasama'ya karışamaz.Sadece tavsiye verir.Padişah isterse uygular, isterse uygulamaz. Osmanlı Kanunanamesi'nde Şeriat'a uygun olmayan maddelerin çokluğu bu yüzdendir. Osmanlı'da Siyaset Şeriat'ı dizayn eder.Şeriat Siyaset'i dizayn etmez. Halifelik Makam'ı(Padişah) siyasi bir eylemin dine uygun olup olmadığını sorar. Kime sorar ? Şeyhüsliam ! Bugün o makamın yerinde olan kurum kim ? Diyanet işleri. Peki Osmanlı'da Padişah Şeyhüsliam'a uymak zorunda mı? Hayır !.Yine son karar kendisindedir !.Cumhurbaşkan'ı isterse Diyanet'e sorabilir. Uygulamak zorunda mı ? Hayır !..
Bugünkü solculara sorarsak Atatürk'ün Diyanet işlerini kurması da hatadır. Onların Laiklik tanımına göre Diyanet işleri de kaldırılmalı.Çünkü Laikliğe engeldir. Bizim savaşımız bu zihniyeti onlara empoze eden dış güçlerledir. Kavramlarla savaşarak oyalanmayın. Sorun kavramlar değildir. Devlet güçlü olduğunda kelimeleri kendisine göre tekrar dizayn eder. Asıl sorun laiklik değil, körelmiş zihniyettir.
Osmanlı'da Şeriat var mı ? Evet var..
Osmanlı Şeriat ile mi yönetiliyor ? Hayır..
Şeriat bir islam hukukudur, düzendir..Yargı'nın konusudur !..
Osmanlı'da Din ; vakıflar ve tarikatlar üzerinden dizayn ediliyordu.Bu vakıfları ve tarikatları denetleyen devletin kendisinden soyutladığı bağımsız kurullar vardı.Din ve Devlet işleri birbirinden ayrıydı. Halkın din ile ilgili sorunu yoktu.Bu toplumun Sosyal Çimentosu dindir. Bunu aradan kaldırınca toplum sosyalojık olarak çöker..
Din ile Halkın arasına devlet girmemeli..Din ve Halkın arasında hiçbirşey olmamalı.. Halk Din'e direk ulaşmalı..Din vakıfların ve Tarikatların kontrolüne verilmesi gerekir. Devlet kendisini bir denetleme mekanizması olarak görmeli. Yönetici olarak görmemeli. Gladio örgütü en çok Laik olan devletlerde rahat hareket eder. Laik olan Türkiye'de uzun yıllar deşifre olamamasının sebebi Laik düzendir.. Cemaatler arasına sızan bu örgütün elamanları bu düzende çok rahat kamufule olup, devlet kurumlarına sızdı. Fetullah Gülen Cemaati Laikliği neden savunur ? Halk ve Din arasına devleti koymazsan, Gülen Örgütü Devlet'e sızamaz.
Hadi Ters okuma yapalım...
Selçuklu Devleti Laik bir devletti Haşhaşi ve Batini sorunu bu sistemden dolayı başımıza bela oldu. Türkiye Cumhuriyet'i Laik bir devlett.Fetö sorunu Laikliğ'in yerine Seküler dizaynı tekrar esas olarak getirmeliyiz..ABD bizi örnek alırken,biz geriye doğru geçiş yaptık.
Unutmayın Arkadaşlar ; Devrim'i Siyasetçiler değil, Liderler yapar..
Mustafa Kemal taktiksel davranmak zorundaydı. Mevlana ve Hacı Bektaşi türbelerini açık bırakarak iki ekole ışık yaktı. Devrimin kendini yenilemek olduğundan bahsetti. Amaç Laiklik değil, Sekülerlikti.
Liyakat ve ilkelerimiz esas olandır.. Devlet-i Ebed Müddet Fikrimizdir.. islam ise yolumuzdur..
Türk Devlet'i hangi sistemde yönetilirse yönetilsin, islam vizyonundan vazgeçemez.
Devlet vizyonumuz kişilere göre değil, Allah'ın çizdiği sınırlara göre şekillenir. Bizim ülkü anlayışımız bellidir. Devlet vizyonumuz Cihattır. Ordu ve istihbarat Milli ise dinsiz bir adam bile kazara başa gelse devlet vizyonunu uygulamak zorunda. Başka seçeneği yoktur. Anayasa'da yazılan maddelerin hiçbir önemi yok.!! Hepsi Hikaye. Devlet vizyonunu yasama belirleyemez. Kurallar veya kanunlar belirleyemez. Kalpler,Gönüller çizer.Ülkümüz çizer.3000 yıl önce töre yazılmış, islamla bu töre tekrar yenilenmiş, bugüne kadar gelmiştir.3000 yıl önce töre neyse bugünde geçerlidir.
Devlet'in dini olmaz. Devlet'in vizyonu olur. Devlet'in dininin olup olmamasınında bir önemi yoktur. icraat'a bak. Yazılana değil...
Atatürk"ün 27 Temmuz 1937 tarihinde Hakimiyeti Milliye gazetesine verdiği demeci ibretle okunmalıdır. Ortadoğu"da bütün bir bölgede çıban başı olacak bir Yahudi Devleti"nin kurulma aşamasında olduğunu sezinledikten sonra “Filistin"e el sürülemez Türkler bölgedeki yabancı işgali kabul edemez Hz muhafazid"in ve kutsal değerlerin hürmetine islam"ın mukaddes topraklarının Yahudilerin ve Hıristiyanların nüfuzuna girmesine engel olacağız Ordumuzun buna gücü yeter Birinci Dünya Savaşı"ndan sonra Arap kardeşlerimizden uzak kaldık ancak onların aralarındaki karışıklıkları kimse bizden iyi bilemez” demiştir. Atatürk..
Atatürk Deist olsa bile bu açıklamayı yapıyor. Burada esas olan Devlet vizyonudur. Atatürk'ün son iki yılında gerçekleştirdiği Sadabat Paktı ve Balkan Atantı'da aslında aynı amaca teşkil eder. Atatürk'ün ölümü hızlandırılmıştır.Çünkü son iki yılında yaptığı siyasi hamleler Devlet'in istediği şekildedir.Devlet onu veya bazı idealleri koruyamamıştır.Çünkü son 250 yıldır kurumlar işgal halinde..(Abdülaziz, Abdülhamit'te olduğu gibi)
Erbakan Hoca, Akşam Gazetesinden Adnan Akgünel’e yaptığı röportajındaki sözleri:
“Şöyle bir bakalım ve anlamaya çalışalım. Atatürk kendi yönetim döneminde, hiçbir dış seyahat yapmadı. Niçin?! Çünkü Türkiye, asırlar boyunca lider ülkeydi; şanlı bir medeniyetin varisi ve temsilcisiydi. Lider ülkeyi yöneten bir insan, (zillet ve mahcubiyetle) başkasının ayağına gitmezdi.. ingiltere Kralı O’nun ayağına gelmiştir.. Batılılar ve Müslüman başkanlar Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Atatürk gitmemiştir. (Bu, milli bir haysiyet ve hassasiyet meselesidir.)
Lider hangi görüşte olursa olsun Devlet ne isterse o olacaktır.. Devlet kurumları milli ise Devlet te milli olarak hareket eder..
Lider eğer Dindar, Milli,nitelikli ise o zaman herşey daha kolaydır. Devlet onu her zaman başta tutar.!!..Çünkü geniş kitleleri kutlu yürüyüş için ortak inançları doğrultusunda ileriye zütürecek büyük bir lidere ihtiyaç duyulur.1919-1923 arası Halife adayı Mustafa Kemal gibi.. 2003-2016 Erdoğan gibi..

DEVLET & DiN & iDEOLOJi 1
Devlet'in dini olur mu? Laiklik dinsizlik mi? Osmanlı Şeriat ile mi yönetildi? Bu soruların cevaplarını aramaktan ziyade önce kavramların ne olduğunu öğrenmek zorundayız.
Osmanlı Devlet'i Mutlak Monarşi sisteminde yönetildi. Yönetim & Yürütme aynı odakta merkezlendi. Yasama'da Yürütme'nin kontrolüne girdiğinde Mutlak Teori ortaya çıktıYargı'nın da kontrolü Yürütme'ye girerse bunun adı Monarşi olur. Yani bu sistemin adı Mutlak Monarşi dir.
Kanun koyucu Padişah'dır. Yürütme'nin başı Padişah'dır. Yargı yürütmeye müdahele edemiyor. Yani tek otorite Padişah'tır.
istanbul'un Fethi'nden sonra Mora despotluğu bir ferman yayınlayarak Bizans'ın varisinin kendilerinin olduğunu ilan ettiler. Fatih Mora'ya sefer düzenledi. Mora'yı fethetti. Peki bu fethin dinen gerekçesi nedir? Mora fethedildikten sonra Müslüman mı oldu? Hayır! Siyasi Operasyondur.Şeyhülislam örneğin bu fetih dinen caiz değil dese bile Padişah'ın buna uymak zorunluluğu yok. Devlet kararı esastır.
Selçuklu'ya gelelim..
1058 yılında Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, Abbasi halifesi ile din işlerinin halife tarafından yürütülmesi ve saltanat işlerine karışmaması gerektiğinde anlaşır. Halife kendi belindeki kılıcı sultanın beline takar. Halife'nin siyasete etkisi sınırlandırılır..
Şeriat!
Osmanlı'da Şeriat vardı! Ama Şeriat ile yönetilmiyordu..
Devlet üç ana organa ayrılır. Yürütme-Yasama-Yargı..
Osmanlı'da şeriat Yargı'nın bir koluydu.Şeri hukuk,Örfi hukuk diye ikiye ayrılırdı. Şeri Hukuk sadece Müslümanlara uygulanırdı.Bu bir yargı biçimidir. Hukuk düzenidir. Yürütme ve Yasama Kanunname'ye göre şekillenir. Kişilere uygulanan Yargı ise Şeri ve Örfi hukuka göre şekillenirdi.Bir devletin şeriatla yönetilmesi için o devletin Anayasal Monarşi'ye göre yönetilmesi gerekir. Yani Devlet kararlarının Yasama üstünden alınması gerekiyor. Osmanlı'da Mutlak Monarşi vardır. Devlet kararları Yürütme üstünden alırdı. Yasama'yı da Yürütme dizayn ederdi.
Açık konuşalım. Osmanlı Devlet'inde Seküler bir devlet dizaynı vardı.13.yy-17.yy arası.Şuanki ABD'de olan sistem.ABD zaten kurumlarını Osmanlı Devlet'ini örnek alarak dizayn ederken biz ise Fransa'daki Laikizm'i örnek aldık.
Seküler ve Laik kelimelerini türeten ingilizlerdir.Var olan bir sisteme isim koydular. Osmanlı Devlet'i belki bunun yerine başka bir kavram getirecekti.Bu Osmanlı'nın Seküler olmadığını göstermez. Avrupa Sekülerliği ve Laikliği Fatih Sultan Mehmet'in fikirlerinden yola çıkarak türetti. Reform ve Rönesans sürecini Fatihi zehirlemeselerdi, Osmanlı Devlet'i başlatacaktı. Avrupa ise sadece bizi izleyecekti. istanbul Fethi'nden sonra italya'ya kaçan bilim adamları hangi önemli dosyaları alıp zütürdüler?
Osmanlı Devlet'i 17.yy da Teokratik bir devlet anlayışına doğru geçiş yaptı.Şeyhülislamlar o kadar çok güçlendiler ki Padişah'ın kararlarına karışacak kadar yetkilendirildiler.17.yy da tüm Avrupa okyanusta gidebilen gemiler inşa ederken Osmanlı Devlet'i neden bir tane gemi bile üretemedi? Kimler yapılacak yeniliklere caiz değildir diye fetva verdi? Karlofça Anlaşmasına giden süreç nasıl başlatıldı? Yeniçeri ağları ile anlaşma yapan Şeyhülislamlar Devlet'i nasıl ele geçirdiler? Osmanlı'da yaşanan darbe süreçleri neden birden fazlalaştı?

Atatürk Öldürüldü mü?
Bana göre Atatürk direk suikasta uğramamıştır. Yani Turgut Özal gibi direk zehirlenmemiştir.
Yanlış ilaç tedavisi ile ölümünün hızlandırıldığını düşünüyorum.Şiroz hastalığından ölüm vakası çok azdır.Bir insanın her gün 4 litre alkol alması gerekir. Falih Rıfkı Atay'ın kitabında Atatürk'ün ortalama her gün 1,5 litre alkol tükettiğini yazar.
Biraz garip bir örnek olacak ama ben kısa süre yaşayan hain daha duymadım. inönü,Demirel hepsi 90'na dayanmıştı.
Muhsin Yazıcıoğlu,Özal, Atatürk,Menderes, Adnan Kahveci, Fatih Sultan Mehmet, Genç Osman, Abdülaziz hepsi erken dönemde hayatlarını kaybetti. Daha adlarını sayabileceğimiz nice isimler var..
Atatürk'ün öldürülme nedeni Dış Politika ile alakalıdır.. Tarihte suikasta uğrayan devlet adamlarının suikasta uğrama sebebleri hep dış politikadır..
1936 ; Mustafa Kemal , ingilizlerin adamı Recep Peker hükümetini istifaya zorladı..
1937 ; Mustafa Kemal ingilizlerin devlet içindeki birinci adamı inönü'yü Başbakanlıktan azlederek Malatya'ya sürgüne yolladı..
Bunlara iç politik hamleler olarak bakabiliriz...
Devam ediyoruz...
1937!
Kafamızı karıştıracak asıl mesele ise Kral Faysal öldükten sonra oğlu Kral Gazi zamanında yaşandı. Abdülhamit'in zamanında yanında yer almış Irak Genel Kurmay Başkanı Bekir Sıtkı Paşa, Kral Gazi'nin desteğiyle ülkede ingiliz karşıtı darbe yaptı. ve başbakanlığa Hikmet Süleymanı getirdi. Hikmet bey, Bekir Sıtkı Paşa ile Türkiye ve Irakın birleşmesi için gizlice Mustafa Kemal ile görüşüyorlardı.Bu plan ingiliz istihbahratçılar tarafından öğrenildi. Bekir Sıtkı Paşa 1937'de Türkiye'ye gelmek üzere yola çıkmışken Kerkük'te suıkasta uğrar ve öldürülür.Bu olaydan kısa süre sonra Hikmet Süleyman zorla istifa ettirilip tutuklanır. ingilizlerin gizli desteğiyle iktidar Suud Hanedanı'na yakın Nuri Said Paşa'ya geçer. Nuri Said Paşa Hikmet Süleyman'ı hapse attırır. Suıkasttan hemen sonra bir olay daha olur, Kral Gazi'nin kullandığı arabanın freninin boşaldığı söylenir,ve kafatası parçalanan kral ölür,Bu sukastı Nuri Said Paşa'nın yaptığı söylenir.. Hikmet Süleyman bey ,Prof ihsan Doğramacı'nın kayınpederiydi. Merhum ihsan bey, Kerküklü Doğramaczade Ali Beyin oğludur,1913 yılında suıkasta uğrayan Abdülhamitin yanında sadrazamanlık yapan Mahmut Şevlet Paşa'nın yeğeniydi.Bu olaylar olurken de Mustafa Kemal inönü'yü başbakanlıktan azleder. Savaş büyüktür. Musul için hareket eden Abdülhamit'in sırdaşları tek tek suıkasta uğrar.(Karar Odası kitabında ayrıntılı anlatılmış.)
1937!
Sadabat Paktı..
Türkiye iran Afganistan ve Irak arasında yapılan işbirliği...
Şimdi size soruyorum..Bu hamleleri yapan Devlet Lideri'ni yaşatırlar mı?
Mustafa Kemal bu hamlelerin aynısını 1925'te yapsa hemen öldürülürdü. Yaşamak için inönü ile koalisyona mecbur kaldı..
Erdoğan'ın Gülen hareketi ile koalisyona mecbur kalıp,2013'te yani zamanı gelince onlara karşı harekete girişmesi gibi.. Mustafa Kemal'in 1936'da harekete geçmesi gibi..
Tayyip Erdoğan umarım finalden galip çıkar.. Atatürk galip gelemedi.. Dolmabahçe Saray'ında ölüm döşeğinde iken yanında kimse yoktu..Tek başınaydı.. Başında sadece nöbet bekleyen asker vardı. Yaverleri bile inönü'nün etrafına toplanmış,M Kemal'in ölümünü büyük zevkle bekliyordu...
Ben SiYASETi yorumladım.. Olanları yazdım.. Atatürk'ün dini görüşü ve karakteri sıkıntılı olabilir.( Sebebi de o dönemki Pozitivizm akımları etkisinde kaldı..)..Karakter olarak da örnek alabileceğim bir insan değildir.Ama bu devletin bağımsızlığı için uğraşmış bir devlet adamıydı.. Akıbeti de bellidir..

Başından beri FETÖ'ye kanmayan yüzlerce insan tanıyorum.
Belki de bilmediğimiz milyonlarca insan var.
Yüzlerce siyasetçi tanıyorum. Belki de daha da yüzlercesi var..
Hepiniz varolun!..
Beni uzun yıllardır tanıyanlar bilir. Başından beri Gülen Hareketi'nin Gladio hareketi olduğunu söylerdim.Bu şerefsizler hesabımı kapattırmıştı.
Şimdi gelelim asıl meseleye..
Örgüt lideri uzun yıllardır Pensilvanya'da yaşıyor.CiA'nın kontrol ettiği bir malikane de yaşdıbını sürdürüyor. Rusya bile CiA ile ilişkisi olduğu için seneler önce bunları ülkesinden kovmuş.. Mavi Marmara olayında bile otorite izni gerekli diyerek efendilerine selam yollamış bir şerefsizin ajan olduğunu 17 Aralık'tan sonra anlayan gerizekalıların! (Belki de çok akıllılar) şuan kanaat önderi olduğu bir Türkiye'de yaşıyoruz. Sizi herkes kandırır.. Sizi herkes satın alır.. Zora düştüğünüzde Erdoğan'ı ilk satacak olan sizlersiniz.Bu satma olayı ise 2-3 sene içinde gerçekleşecek.(Sözlerim millet veya siyasi liderler için değildir.)
Herkesi uyarıyorum...
15 Temmuz Darbesi çok önemli hücreleri açığa çıkarmışsa da diğer yandan çok önemli siyasi hücrelerin ise açığa çıkmamasını sağlamıştır.
15 Temmuz'un siyasi ayağı nerede diye soruluyor.. Darbe de siyasi ayağa bağlı hücreler kullanılmadı. Aksine darbeye karşı gelerek ilk saflarda yer aldılar. Nokta!..
CiA bir operasyon yaptığında tüm hücrelerini kullanmaz. Hepsini kullandığı anda eylem başarısız olduğunda hepsi tasfiye olur..
15 Temmuz Darbesini önleyenler Özel Kuvvetler Komutanlığı ile Polis Özel Harekat Dairesidir. Dikkat! FETÖ her kurumda güçlendi ama bu iki noktada güçlenmesine izin verilmedi.Bu noktada Bahçeli-Kıvrıkoğlu Paşa'yı göreceksiniz.DEVLET haberdar...
Millet peki ne yaptı? (Çok önemli)
Polis ile Asker'in arasına girerek kurumlar arası iç savaşı önledi. Sürecin 7-15 gün daha uzamamasını sağladı.Bir haftalık iç savaş bile ülkeyi ekonomik olarak bitirirdi. Halk devletini korumuştur..
Böyle büyük bir kalkışmanın bir gecede bitirilmesi büyük bir başarıdır.
Batı şoka girdi...
Önümüze bakalım...
Ekonomi üstünden yapılacak operasyonlardan sonra gizli çekirdek kadro Erdoğan'ın yerine gelmek için harekete geçecek...
Açık yazıyorum... Hepsi birer ihtimaldir...
A- Devlet Başbakan'ın da etkisini bitirerek, Erdoğan'ı direk sahaya sürecek. Kendisini riske atarak mücadele edecek. Yıldırım Beyazıt'ta Abdülaziz'de bunu denedik başarısız oldu.1000 yıl önce Sultan Alparslan'da başarılı olundu. Karar Kurultay'dan çıkar...
B-Erdoğan üstünden yumuşak geçiş sağlanacak. Erdoğan görevi istediği kadrolara bırakıp bir dönem kenara çekilecek. Bunun kararı da Kurultay'dan çıkar..
C-Erdoğan karşı tarafa ekibini sızdırıp, kendisine post-modern yargı darbesi yaptıracak.28 Şubat'ta Erbakan'ın operasyonu başarılı olmuştu. Erdoğan ve kadrolar ABD'ye yem edilmişti. Kararı yine Kurultay verir...
Türk Devlet'i tarihte genel olarak uyguladığı A seçeneğinde karar kılacaktır. Diğer planların ihtimali olsa da düşüktür.
C planı Ordusu ve istihbaratı milli olmayan devlet tarafından tezgahlanır. Yani o seçenek artık çok uzak ihtimal..Şuan daha Milli bir devlet var..
B planı etrafı hainlerle çevrilmiş, rahat hareket edemeyen yorulmuş bir devlet lideri varken tezgahlanır.Cye göre daha yüksek ihtimal olsa da bu plan da düşük ihtimaldir..
Sadece Ekonomik meseleler değil, Suriye meselesi de çok kelle zütürebilir. Yaşanacak olan Mülteci Krizi ülkeyi daha büyük ekonomik çıkmaza sokabilir.
Millet'in sınavı yeni başlıyor..
1-2 yıl milletin cebi yanacak.Ülke belirli dönem kriz altında yaşayabilir. Erdoğan'a bu sürede destek verilecek mi? Konu para olduğunda aynı destek sürecek mi?
Tayyip Erdoğan bu işi yapamadığını anladığında bırakır.Bu yönden kendisinin güvenilir bir insan olduğunu biliyorum.O görevi bırakana kadar veya görev süresi bitene kadar halk ona ne olursa olsun desteğini sonuna kadar vermelidir..
Bazı günler olacak ki,artık yoruldu denilecek Bunu en yakınındaki kriptolar söyleyecek..Sakın bu algıya düşmeyin...
Arkadaşlar Temmuz başında bir paylaşım yapmıştım.Tek cümle ; Türkiye Cumhuriyet tarihinin en zor beş ayına giriyor.
Kelle alınacak, Kelle verilecek..
Savaşın sonucunu bu sefer Liderler tayin edecek. Devlet desteğini kaybetmeyen Lider yaşamaya devam eder. Halk desteğini sonuna kadar kaybetmeyen Lider savaşı kazanır.

1978-1981 arası APO'yla MiT içinde beraber olan Ülkücü-Alperen kadrolardan haberiniz var mı? Bu isimlerden bazıları bizim gözümüzde bir efsane! APO, Suriye istihbaratı olan Muhaberat ajanıydı. Türkiye ile de o dönem Suriye ortak çalışıyordu.APO, MiT ile içli dışlıydı..PKK'yı kuran Suriye-Türkiye konsorsiyumudur.. Büyüten ise sonradan kontrolüne alan CiA'dır..
PKK'nın kurulmasındaki amaç Barzani'nin Büyük Kürdistan hedefine karşı Kürtleri ikiye ayırmak.Çünkü Gladio milliyetçi bir öldürücü tim oluşturmuştu. Bunun adı jitem ..ilk adımı 1976'da atıldı .Hedef oradaki halklara zulm edeceklerdi.. Buda Doğu'nun bölünmesi için isyan sebebiydi. Bizde önlem gerekçesi olarak PKK'yı kurmaya mecbur kaldık.PKK oradayken TSK heryere konuşlandı. Sınır hattı Türk askerinin kontrolüne girdi...
Doğu Perinçek,Öcalan'ın yanına o gün "gazeteci" sıfatıyla gitti.O dönem APO ile çoğu gazeteci röportaj yapmaya gitmişti.APO ile devlet her dönem temas içinde olmuştur. Bunun en belirgin örneği Çözüm Süreci..APO'nun en yakınlarıyla Dolmabahçe'de toplantı yapan oy verdiğiniz partinin bakanlarıydı... (Devlet kontrolü dahilinde)
Doğu Perinçek'in partisi TiKP Diyarbakır'da PKK tarafından saldırıya uğruyor. Saldırıya uğrayan isimlerden biride Ethem Sancak. Yıl 1977.O Partinin Diyarbakır il Başkanı idi.. Ethem Sancak,Ak Parti'yi savunan medyanın şuan ana patronu..
inşaat sektöründe de Tayyip Erdoğan'ın en çok destek verdiği iş adamı ,aynı zamanda Perinçek'in çok yakın dostu. Ethem Sancak'ın eşi Nurperi Sancak da Perinçek'in avukatıdır..
Ulusalcı olan Perinçek'in yakın dostu Ethem Sancak ne oluyorda son 10 yılda birden bu kadar yükseliyor?
Bir ilginç durum ise "Tayyip Erdoğan" Erbakan'ın partisinin gençlik kolları başkanı olduğu zaman ilk röportajını ulusal bir gazete olan Aydınlık'a vermesi.. Aydınlık kimin?
17-25 Aralık'ta Erdoğan'ı daha doğrusu devleti kurtaran "dört savcı" kimin adamı? Perinçek'in asıl gücü Yargıdadır. Yüzde 1 oy bile alamayan bir partinin genel başkanı nasıl oluyor da Rus derin devletinin önemli ismi Aleksandr Dugin ile çok yakın dost olabiliyor. Dugin geçenlerde Türkiye'de Bakanlar Kuruluna katıldı.!
Türkiye'de (Özel Yetkili Mahkemeler) Milli isimlerin etkisini bitirmek için kuruldu.Bu mahkemeler gerekirse Cumhurbaşkanı'nı bile tutuklayabilirdi.Bu mahkemeler kendilerinden olmayan savcıların bile elini kolunu bağladı..
Kimlerin gücüyle lağv edildiği bellidir...
Bugün Devlet içinde bir savaş var..
Devletçilerle-Particiler arasında...
Bu savaşta saflara dikkat edin...

BABiLE HAKiM OLAN DÜNYAYA HAKiM OLUR ARTIK HiÇBiRŞEY ESKiSi GiBi DEĞiL...

GÜNLÜK YAKIN TARiH SiYASi YAZILARI VE ANALiZLERi...
BÖLGEDE OLAN BiTEN HERŞEY...

DÜNYA TARiHi ŞiMDi BAŞLIYOR.

2016

Ölemedim başaramadım

Dinleyen varsa anlatıcam yaşadıklarım yaşadıklarınız

Bi kız sevdim. Kız uzaktaydı. Konuştuk , görmüyordum onu hissetmiyordum. Dokunamıyordum. Ama sevdim be abi. Uzaktaki insanı nasıl seversin diyebilirsiniz sevdim abi işte. Gerçekten hiç kimsede hissetmediğim şeyleri nedense o kızda hissettim. Yemin ederim daha önce böyle bir yogun duygu yaşamadım. Birgün bana ben evliyim dedi, imam nikahı var ama resmi nikah yok dedi. Şok oldum, ama yinede seni her halinle kabul etmeye hazırım dedim. Kız bana kaçıcaktı. Beni gel al dedi. Kızı zorla evlendirmişler aile baskısıyla. O da beni sevdiğini, bana kaçıp evleneceğini söyledi. Aileme de durumu anlattım. Kızı kabul ettiler. Ama gidemedim, kızın yuvasını yıkmak istemedim. Ailesini karşısına almasını istemedim. Sonuçta onunda ailesi vardı. Ben aşkımı gömüp kıza gitmedim. içimde bir ukte kaldı onu yaşayamadım diye...

Hikaye yerine giremedim modlar taşırsa iyi olur

n
Bi kız sevdim. Kız uzaktaydı. Konuştuk , görmüyordum onu hissetmiyordum. Dokunamıyordum. Ama sevdim be abi. Uzaktaki insanı nasıl seversin diyebilirsiniz sevdim abi işte. Gerçekten hiç kimsede hissetmediğim şeyleri nedense o kızda hissettim. Yemin ederim daha önce böyle bir yogun duygu yaşamadım. Birgün bana ben evliyim dedi, imam nikahı var ama resmi nikah yok dedi. Şok oldum, ama yinede seni her halinle kabul etmeye hazırım dedim. Kız bana kaçıcaktı. Beni gel al dedi. Kızı zorla evlendirmişler aile baskısıyla. O da beni sevdiğini, bana kaçıp evleneceğini söyledi. Aileme de durumu anlattım. Kızı kabul ettiler. Ama gidemedim, kızın yuvasını yıkmak istemedim. Ailesini karşısına almasını istemedim. Sonuçta onunda ailesi vardı. Ben aşkımı gömüp kıza gitmedim. içimde bir ukte kaldı onu yaşayamadım diye...

Kimisi aç kimisi tok , biri zengin diğeri fakir , umudu olan umutsuz olan , sağcısı solcusu , aşığı terkedileni , dindarı laiği , yaşlısı genci falanı filanı derken eleştirmekten içimiz çürüdü be beyler biz ne ara bu kadar kötü olduk ? niye birbirimizi üzüyoruz ? neden böyleyiz beyler ?

BiZiM BiZDEN BAŞKA KiMSEMiZ YOK

1508 kasım selim han yeni tahta çıktı
Kış bu sene ağır geçecek çok ulema selim hanın ah aldığını diyor ama çok sinirli Bi Ada'm bu diğerlerine benzemiyormuş
Bu dersaadet dedikleri de pek büyük bir yermiş.
Hiç gitmedim emme enderun seçmeleri var imiş sancak beyinden izin alıp Oray'a gidiyorum beyim mutlaka haber etmemi söyledi bakalım at çatlamadan varırsak Eyi olacak yol uzun Karamanoğlu sancağından dersaadet 16-17 gün sürecek gibi
Yakın Bi yerde kervansaray çıkarsa bahtıma hem karayı dinlendiririm hem de yemek yerim biraz

http//link.tl/JWjt

Hepinizin tanıdığı bir ünlünün çok bomba capsi ilk ve tek

Okuyan var mı ?

Müzik Molası:

Filistinliler gerilla savaşını bildikleri kadar iyi marşta yazıyorlar mesela ;

https://youtu.be/m7Vaia7tLHc

Vakit geceye ulaştı şimdi Marina'ya sızmam gerek aracı uzak bir yere parkettim Silahı sırtıma alıp yavaşça kısa bir keşif ile nereden girebileceğime baktım.
Kapı çok korunaklı değil ama çok aydınlık mutlaka belli olurum onun yerine Marina binasının arkasındaki tellerden gireceğim herşeyi kontrol edip maskemi indirdim.
Yavaşça telleri yırtıp girdim içerde 3 takım elbiseli orta yaşlı Ada'm vardı tipleri Türk'e benzemiyordu. Kapıdaki nöbetçi herşeyden habersizdi.
Binaya girebileceğim bir pencere bulup içeriye atladım odanın kapısını tıklattım ki kendileri açıp sessizce içeri sokabileyim kapıyı çalıp silahı doğrulttum silahı gören Ada'm ibranice bişeyler söyledi.
içeri girip sessiz olmasını söyledim içeri girdi diğerlerinede aynı şekilde sessiz olmalarını söyledim yavaş yavaş dolaplara bakmaya başladım en son kasayı farkettim kasayı açmasını söyledim kasayı açtı sonunda ulaştım Metehanın kayıp planı önümdeydi hemen bana uzatmasını söyledim küçük bir dosya uzattı onu değil diğerini uzatmasını söyledim tereddüt etti silahın kolunu çekince uzatmak zorunda kaldı Planı alıp yeleğimin içine koydum hepsine yüz üstü yatmasını söyledim teker teker uzandılar hepsini birer dipçikle bayılttım.
Tekrar girdiğim gibi çıkıp hızlıca uzaklaştım.
Bu iş sandığımdan daha kolay olmuştu.
Hemen eve gidip kurumla iletişime geçtim.

Kültür olgusu ; bir yıllık ya da kısa sürelik birşey değil Kıbrıs Ada'sını aldığımız dönemden beri burada bir Türki-Yunan kültürü ortaya çıkmış .
Çok garip ama Rumların Yunanistan ile hiçbir bağı yok ne coğrafi ne dil ne de ırk bakımından.
Ama kendilerini Yunanistan'a bağlamak için ENOSiS planını sürekli canlı tutuyorlar bu arada ENOSiS planı MEGALO iDEA'nın bir parçasıdır. Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlayıp BÜYÜK HELEN iMPARATORLUĞUNU daha doğrusu Batı Bizans'ı tekrardan canlandırma planıdır MEGALO iDEA.
Yunan ve Rum okullarında ilkokuldan başlanıyor bu plan anlatılmaya ne garip değil mi bizim TURAN ülkümüz ise eğitim sistemimiz arasında yer almıyor bile.

Uzun uğraştan sonra Rum kaçakçıdan AK-47 almayı başardım Rumlar çok yavaş insanlar sorgulamadan kimseye birşey vermezler neyseki silahı almayı başardım.
Araç işini elçilikten hallettiler geceye az bir vakit kaldı.
Yemek yemem gerek ama çok dikkat çekmeden hareket etmem gerek.

Kıbrıs'a inişimin üstünden 1.5 ay geçti Buradaki yerel örgütlerden hiçbişey çıkmadı ingiliz bir çok ajan olduğunu biliyorum adada fakat onlarında bu planın peşinde olduğundan şüphem yok ama Mossad'ın hamleleri benden bizden bir adım daha öndeydi .
Ada'nın sivri ucu olan karpaz bölgesinde israil ticaret gemileri için küçük bir Marine kurulduğu bilgisini aldım galiba aradığım şey oradaydı önce silah ve araç işini halletmek gerek buradaki kurumun irtibatlı olduğu silah kaçakçılarından AK-47 bulmam gerek daha sonra aracı halledip geceyi bekleyeceğim.

israil bayrağı içinde bambaşka mesajlar taşır beyaz deseni toprağı ifade eder iki açık mavi çizgi ise Fırat ve Dicle nehridir aradaki Davut yıldızı israiloğulları kabilesini temsil eder ve Tevrat'ta şöyle der:
"Öldüreceksin bütün arz-ı mevt senindir "
Büyük israil projesi budur genel itibariyle şu an bulunduğumuz durum da Büyük israil için gereken herşey yapılmakta.
Mossad bir adım öndeydi bizden ama unuttukları birşey daha vardı bizim teşkilat ruhumuz onlarda yoktu.

BÖLÜM 4 - EYLEM

"Eğer eylemlerinizin seyrinden emin değilseniz bir girişimde bulunmayın. Şüpheleriniz ve tereddütünüz uygulamalarınızı bozacaktır. Çekingenlik tehlikedir. Cesaretle girişmek daha iyidir. Gözüpeklikle giriştiğiniz işteki herhangi bir hata aynı gözüpeklikle kolayca düzeltilebilir. Cesura herkes hayrandır ; kimse çekingene saygı duymaz ."

Kısa bir pgibo- analizden sonra büyükelçinin yanına girdim sakin bi adamdı hoşgörüyle karşıladı kurumun haber verdiğini istediği an izin verebileceğini söyledi teşekkür edip çıktım. Şimdi Metehanın kayıp planını aramam için uygun ortamı oluşturmam gerek bunun için önce yaşadığım alanı öğrenmem gerek iyice.