0
GRANiT DUDAKLI KADINA
Kelimelerin ikiz kardeşliğiyle sesleniyorum sana
Derin uykularında sarmalıyorum omuzlarını
Korkma kravatım halen kırmızı
Korkma – anlamsız işaretlerine halen bir neden bulamadılar
Bülbüller kaç defa geldi – kaç defa nara kondu?
Çok oldu – çok oldu - ben geldim, gittim. Çok geldim ama…
incilere işlenmiş maşrapalarda boğuldum
Dudaklarını aradım. Likörü severdin. Likörden anlardın çünkü.
Sarhoş arı bir meyhanenin önünde öldü, bir yaz sıcağıydı
Kelebekler… sen bıraktığın gibi sağlıklı, diri
Bakışlarım can çekişirdi seni görünce. Severdin bunu
Bilirdin, yalan değildi. Çırpınışımın tarifi olmazdı, çırpınırdım
O yaz ‘’ Umut ‘’ adında bir köydeydik
Sen ‘’ umut tüylü bir şeydir! ‘’ dedin
‘’ sözsüz ezgiler söyler ‘’ dedim ben
Sen bunu tüy gibi hafif bir mürekkeple yazdın
( Emily Dickinson’ a )
Ömer HARMANKAL