
- 1 / 1 / 27 entry
- 4 başlık
- 139.43 incipuan
pentaboss "Majestic Gaming Jail Break"
-
+1 -1
görevlinin verdiği dehşetülvahşet ayar
16 yaşındayım o zamanlar. sonunda turnayı gözünden vurmuştum ve aklıma da koymuştum ben bu kızı gibecektim. aşktan meşkten anlamam o zamanlar aklım fikrim gibiş. okuldan ayarlamıştım kızı patlak diyorlardı. kipa'nın orda ormanlık bi yer vardır izmirli olanlar bilir oraya zütürdüm kızı. ıssızdır tenhadır yani. ilk önce öpüştük koklaştık sonra elimi yavaş yavaş bacaklara zütürdüm baktım izin veriyor ordan da sıcak olan kısma yani amcığa zütürdüm baktım yine tık yok elimi daldırdım amcığa hafif inlemeler eşliğinde amıyla oynuyorum. herşey çok güzel gidiyor. aklıma dıbını yalamak geldi. hay aklıma sokaydım da bu düşünce gelmeseydi o anda.
çıkardım eteğini başladım dillemeye. amın tuzlu olduğunu bilmiyoruz tabi. midem bi bulandı beyler anlatamam yani. kız zevkten ölüyor ama ben de ölüyorum. midem kaldırmıyor kusacam nerdeyse ama durduramıyorum kendimi. sonunda foşş diye çıktı sabahki yediklerim. kızın üstüne başına kustum. kız da iğrendi tabi ne yapıyon be salak diyor bana. lan dedim dıbını tuzlamışsın gelmişsin gibmeyelim diye bi de ne yapıyon diyosun delirtme bak beni dedim. arkadan gülme sesleri gelmeye başladı. aha dedim şimdi sıçtık. meğer ordaki güvenlik yarım saattir bizi izliyomuş ne yapıyo bunlar diye. pişmiş kelle gibi sırıtmış napıyonuz siz diyo bide kafir pekekent. dedim yok bişi midem bulandı yeşillikleri seyrediyoruz dedim. öyledir öyledir hadi gidin burda fazla kalmayın dedi. bizimki de oturuyor orda üstüne kusulmuş halde, sen burda bekle dedim. gittim kipadan 20 liraya pantolon aldım giydirdim kıza. iyi ki yanımda para var amk. giydikten sonra bir daha görüşmeyelim dedi tamam amk görüşmeyiz dedim. bindirdim dolmuşa gitti. güvenliğe de sinirlendim amk attı tepem tabi. gittim yanına ben konuşmadan baktım bana öğüt vermeye başlıyor miden kaldırmıyosa yapmıcan olum diye. lan dedim sus pekekent gibecem seni kovdurtacam burdan diye yerden ne bulduysam atıyorum. daha kızı gibemiyon beni mi gibecen diyo bi de laf sokuyo zütveren. ulan zaten rezil olmuşuz kıza gibemedik diye. söve söve gittim eve oturdum . açtım ferreyi çektim osbiri. kurban olun siz elizabethe osbire devam.
Edit: Bazı bölümler alıntı. -
+6
telefonun titremesiyle uyandim
Serkan gibi bir arkadaşım olması iyiydi. Akıllı, nazik ve ciddi biriydi. Hayatımda örnek alacağım tek kişi oydu. Çay bahçesinde 2 saatdir onu bekliyordum. Geç kalmıştı. Ama bu iyiydi. Çünkü o yokken 2 çay içmiştim. bu içtiğim bayat çaylarlada karımın yaptığı demli çayın kıymetini anlamıştım. Serkanı beklerken yan masadaki amca dikkatimi çekmişti. Bir dakika. Bu o. işte hayatın karşıma çıkardığı mükkemmel ötesi bir sürpriz daha. Metrobüste bana dayayan amca orada evet. Yanında bir amca daha tavla oynuyorlardı. Seslendim ve elimi kaldırıp selam verdim. Dönüp bana baktı. “oğlum gibtir git dıbına goyim” diye bağırdı. Bu harikaydı. Amca beni tanımıştı. Demekki bana önem veriyordu. Tam o sırada kafama sert bir şaplak yemiştim. “vay napıon pekekent!” evet bu serkandı. Çok komik bir sulu şaka yapmıştı bana. Hemen karşıma oturdu ve bir kahve istedi.
Güzel bir muhabbet geçti aramızda. Dedim ya serkan kültürlü, aklı başında ve nazik biridir. Beşiktaşın yenilmesi üzerine bütün takıma tek tek sövmesiyle muhabbetimiz başlamıştı. Ben futboldan pek anlamadığım için ne dese evet derdim. Sonrasında gittiği masaj salonlarını ve apartman yöneticisini nasıl dövdüğünü anlattı bana. Aramızda geçen bu koyu muhabbetin sonrasında serkanın nasıl bu kadar harika bir insan olduğunu düşünüyordum. iyiki onunla arkadaş olmuşum. Tam evimin kirası için ondan para isteyecektimki serkan hızlı davrandı. “geçen iddiada sağlam maçlara 500 lira bastım dıbına koyayım yattı kupon bana acil para lazım banko maç var versene” ne kadarda sporla ilgili biri. Hemen cebimdeki parayı çıkardım ve serkana verdim. Oda bana “rahat ol dıbına koyim paranı katlayıp sana getircem” dedi. Ona güvendim. Daha önce bu şekilde benden milyarlarca borç alıp hiç birinide geri getirmemişti. Ama bu parayı vermemle hem arkadaşıma yardım etmenin vereceği manevi hazzı kazanacaktım. Hemde bu sefer güvenim boşa çıkmayacaktı. Doğru bir iş yapmıştım. Donra bir anda “hadi gömdüm” deyip masadan kalkıp gitti. Lakin bu iyiydi. Vedalaşmayı sevmem. -
+4
telefonun titremesiyle uyandim
Televizyonu açtım biraz. Türk televizyonlarının kaliteli yapımlarıda olmasa sanırım evdeyken zaman hiç geçmez. Önce adanalının bir bölümünü izledim. Bir senaryo bu kadarmı zekice yazılır. Bu kadarmı heyecanlı olur. Bu diziyi yapanlar gerçekten kazandıkları paranın hakkını veriyorlar. Hele o bakışmalar, dizinin neredeyse yarısı zaten bakışmalar. Daha sonra kanal değiştirdim. Akasya durağı. Sanırım bu dizi komedide son nokta. O ince espiriler, o zekice göndermeler. Kahkahalara boğuldum. Akşam olduğundada muhteşem yüzyıla bakmaya karar verdim. Muhteşem yüzyıl özet, reklam, muhteşem yüzyıl geniş özet, reklam, muhteşem yüzyıl yapım belgeseli, reklam derken yeni bölüme gelemeden uykum geldi ve televizyonu kapadım. Ahahah bu güzel günde keyfime keyif kattım. Televizyon gerçekten bambaşka bir dünyaydı. Karım sağolsun rahat yatmam için bana koltukta yatak yapmış. Düşünceli karım benim. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın var derler ya işte benim arkamdaki kadın buydu.
Sabah kalktığımda karım evde yoktu. Buzdolabının üstünde bir not buldum. “ben annemlere gidiyorum sakın beni almaya gelme” ahahah bu kadını bu yüzden seviyorum. Hem yaşlı annesini ziyaret etmiş. Hemde tek geri dönebileceğini, benim yorulmamamı söylemiş. Cebimde son 500 lira param var. Güzel bir tatil olacağa benziyor benim için. Bayat bir dilim ekmek ve zeytinden oluşan mütavezi kahvaltım sırasında telefonum çaldı. Arayan en sevdiğim arkadaşım serkandı. Aslına bakarsanız tek arkadaşım serkandı. Çay bahçesinde buluşup sohbet edecektik. Oh mis bu günde canım sıkılmayacak serkandan borç para isterim verdiğindede kirayı ödeyebilirim sanırım. Çok şanslıyım ben. -
+4
telefonun titremesiyle uyandim
Çıkmadan ofisteki iş arkadaşlarıma “hoşcakalın ben uzun bir tatile çıkıyorum” dedim. hepsi o kadar üzüldülerki kimse dönüp bakamadı bile. Bende gülümseyerek yürüdüm gittim. Şemsiyemi yanıma almamıştım. yağmur başladı. bu iyi bir haberdi. Metrobüse kadar bu uzun yolu bu güzel yağmurun altında yürüyecektim. donuma kadar ıslandıktan sonra metrobüse bindim. Bu sefer o kadar kalabalık değildi. Ama sabah bana arkadan dayayan amcanın biraz ötede oturduğunu farkettim. tıpkı eski bir dostu, eski bir sevgiliyi görür gibi oldum. Sevindim. Oda bana baktı. Elimi kaldırıp gülümseyerek selam verdim. Amca beni pek giblemedi bile. Sanırım tanımamıştı.
Hayat bana güzel diyorum bazen. Hayatımda her şey yolunda gidiyor. Eve geldiğimde benim anlayışlı karım mutfaktaydı. Romantik anları seven biri olduğunu biliyordum. Bu yüzden ona arkadan sarıldım. tıpkı metrobüste amcanın bana yaptığının bir benzeriydi bu. karım irkilerek “ne yapıosun be salak” diye bağırdı. Kocaman bir kahkaha attım ona. “günaydın” dedim sımsıcak bir gülümsemeyle. “senin bu saatde işte olman gerekmiyomu, genemi kovuldun allahın belası” diye bağırdı bana. Her şeyi yanlış anlamıştı. Patronumun iyi niyetinden tamamen habersizdi. “hayır hayatım sadece tatildeyim” dedim. Bana bir tokat patlattı. insan sevdiğine zarar vermek istermiş. Beni sevdiğini her zaman biliyordum. Biricik karımdı o benim. Gülümseyerek oturma odasına geçtim.
Edit: up up up -
+9
telefonun titremesiyle uyandim
Ön masamda oturan iş arkadaşım sude. Dakikalardır gözlerimi ondan alamıyorum. Genç, güzel, yetenekli tıpkı benim gibi. Bu gün yine her zamanki gibi çok güzel. Ruhunun güzelliği yüzüne yansımış sanırım. Oda benden hoşlanıyor. sonunda göz göze geldik ve o bal dudaklarıyla bana “ne bakıyorsun sen aptalmısın” dedi. Hahaha benimle konuştu. Gülümsemeye devam ettim. Oda benimle samimiyet kurmak istiyor aslında belli. Bana orta parmağıyla hareket çekti. Çok tatlı bu kız. sonra yerinden kalktı ve patronumun odasına girdi. Gerçi patronumun odasındanda pek çıktığı yok ya. sürekli elinde dosyalarla patronumun odasına giriyor. Canım benim patronum artık onu ne kadar bunaltıyorsa çıktığında hep göğsündeki düğmelerin ilikleri açılmış olarak çıkıyor. Ama genede yüzünden gülümseme ekgib olmuyor.
Patronum beni odasına çağırttı. Bugün aldığım en güzel haber bu olsa gerek. Aylardır beklediğim zammı sonunda verecek. Heyecenla fırladım yerimden ve ceketimi ilikleyip kapıyı çaldım. O narin ses tonuyla “gir” diye bağırdıktan sonra içeri girdim. Patronum çalışanlarıyla arkadaş gibidir. Onun en çok bu yanını severim. Bizimle konuşurken hiç kendini kasmaz, sokak ağzıyla konuşur. Odaya girdiğim gibi bana baktı ve “kovuldun şimdi gibtir git burdan” diye bağırdı. O farkettirmek istemesede yüzündeki masum adamı gördüm. ona dikkatle baktım. Şirketin mali durumu yüzünden beni istemeyerek işten çıkarttığını hemen anladım. Beni üzmemek için yaptığı numaraya devam etti. “hala yüzüme bakıyor oğlum gibtir git diyorum hayvan herif defol git burdan” bende hafifce gülümseyerek odasından çıktım.
Edit : Destek Verin herkes Okusun - daha çok