• 26 / 104 / 168 entry
  • 59 başlık
  • 1 trend
  • 1,814.02 incipuan

the bad cat shero önüncü nesil silik

  • +6
    pid0fili lerin cezası
    Arkadaşlar başlık açıyor zina yapan şöyle ceza alacak böyle alacak tmm kardeşim bizde müslümanız allaha inanıyoruz..

    ulan ipneler işinize geleni yazıyorsunuz binler.. gözümüzden bile esirgediğimiz çocuklarımıza ensar vakfında hacı hocalar erkek çocuklara tecavüz ettiler onları niye söylemiyorsunuz?
    yoksa onlar akp'li oldukları için hükümleri yokmu

    hepiniz dini çıkarınıza göre kullanıyorsunuz 80 yaşındaki sakallı cübbelileri 13 yaşındaki kızlarla evlendiriyorsunuz. 7 yaşındaki kızlarla evlenilebilir diye vaaz veriyorsunuz utanmaz ipneler
    ···
  • +1
    bune la allahı pide yapıp yemisler
    sağda oturan bıyıklının bıyıklara 5 posta
    ···
  • 0
    adam kalkmış vahşiye muaviyeye yezite
    altına imzamı atarım yezide hz yezit felan bune lan bunlar mallaştı iyice amk
    ···
  • 0
    zina yapanların ahirette çekecegi azaplar
    ulan bin iyi güzel yazmışsında bizde allaha inanıyoruz ama işinize gelenleri yazıyorsunuz bu ensar vakfında tecavüz uğrayan erkek çocukları var onlara tecavüz eden hacı hocalar ne olcak hele onu söyle bin
    ···
  • 0
    aslında çok zor şeydir türk olmak
    şiir benim değildir sözlükte ekgibti ekleyelim vatansızlar görsün istedim
    ···
  • 0
    aslında çok zor şeydir türk olmak
    o.çocukluğu karı satmak sizin gibi kürtlere hastır tarihsiz onun bunun çocukları
    ···
  • +1
    aslında çok zor şeydir türk olmak
    biri arap bulsun şunu gibtirsin
    ···
  • 0
    aslında çok zor şeydir türk olmak
    küfür etmen senin ne kadar cahil bir pekekent olduğunu gösterir buda araştırmadan yazman demektir bence az araştır aç oku taşşak teri
    ···
  • -2
    babama bile güvenmiyorum artık
    geçen annemin üzerinde yakaladım bini..
    ···
  • 0
    babamın verdiği ubersikikkolojik ayar
    iki B-B yapsak konuşmaları nasıl anlıcaktın sokuk pnp
    ···
  • -3
    babamın verdiği ubersikikkolojik ayar
    ailecek pikniğe gittik pnp lar babam mangal hastasıdır amm giyer çizgili gaffur pijamasını atlet var oturur mangal başına. amk babama dedim bukadar uğraşmayalım gidip bi et lokantasında yiyelim diye gibtir lan pekekent dedi.. pikniğe gittik gölge bi yere yayıldık babam başladı mangalı yakmaya amk kömürler yaşmış herhalde yanmıyor 2 saat uğraştı amk gittim yanına (b) ben (P) Peder

    B- baba ne yapıyon?
    P- takla atıyorum amk görmüyomusun ne yaptığımı
    B- Kızma tamam..
    P- Amk mangalı yanmadı gitti kömürlermi ıslak nedir
    B- ben sana dedim uğraşma gidelim biyerde yiyelim diye değdimi okadar uğraşmana? olmadı bak
    P- Seni yaparkende çok uğraştık ama bak olmadı..
    ···
  • 0
    aslında çok zor şeydir türk olmak
    ulan sanki ben yazdım şiiri yazmışım sanki pekekent burdakilerin hepsi aptal senmi akıllısın millet bilmiyormu benim yazmadığımı amın feryadı 1235 şuku vermişler sağolsunlar milliyetçilik duygularını kabarttım milletin

    edit: bu o.çocuğu k urt
    ···
  • -1
    tansu çillere verilen uberskadnasnfdsonic ayar
    ananın amı çilli liseli
    ···
  • +51 -13
    tansu çillere verilen uberskadnasnfdsonic ayar
    Dönemin başbakanı olan tansu çiller erzuruma mitinge gider ve miting baya kalabalıktır konuşmasını yapan tansu çiller su içmek için ara verir ön sıralardaki bir amca senin pıttığını Yiyem der ve tansu çiller bunu duyar korumalarına danışmanlarına eyilir pıttık denemek der.. ee. ne desinler ? buralarda amcuğa pıttık derler diyecek halleri yok ya...

    geçiştirmişler. demişler ki; "sayın başbakanım, pıttık buralarda bir sevgi sözcüğüdür. canım, ciğerim gibisine.."

    tansu çillerin hoşuna gidiyor bu deyim ve kürsüye çıktığında alkışları tezahüratı tebessümle izledikten sonra patlatıyor bombayı..

    ''bu bacınızın pıtığı size feda olsun... "

    bunu duyan ön sıralardaki amca yere yatıp şınav çekmeye başlıyor bununla yetinmeyip otobüse tutunup barfix çekiyor korumalar twerk yapmaya başlıyor
    ···
  • +2 -1
    tabiyyyy kardeş
    alo selamün aleyküm serkan nasılsın kardeş ?
    hamdolsun, hamdolsun kardeş napıyosun nasıl gidiyor ?

    kayıtları yaptırdın inşallah. hiç sesin çıkmaz oldu mübarek nerelerdesin ?
    arıyoruz arıyoruz hiç aramıyosun sormuyosun mahmut abin de diyo hiç aramıyo sormuyo diyo

    haha nasılsın iyi hadi bakalım hadi hayırlısı yeni bir sene eee kardeş o zaman akşam müsaitsin inşallah

    hmmm ama konuştuk cuma akşamları dedik muhabbet var dedik pilavlı

    hmmmm ona sonra gitsen ama kardeş konuştuk bak bayram abi gelecek çok feyzli bir abi ama ben sana söyledim ben sana söyledim tabiy tabiy söyledim ya o gün dedim ya yâ tabiy

    sen onu iptal et sen maçı her zaman yaparsın bak bayram abi bi daha gelmez bayram abi gelecek akşama haftaya haftaya işte var tabi ama bayram abi yok haftaya hmm

    tüh kızlara sonra gitseydin ya da onlar da gelsin kim bunlar merveler mi
    hmmm onlar da gelsin bişey olmaz bizim yutta yurtta bizim her zamanki yerde ya hm gelsinlen olmazsa gelsinler bişey olmaz ablaları ordan yollarız
    hahahaa tabiiyyy kardeş şaka canım sen gel sen gel mübarek adam sen gel bu akşam mutlaka gel bu akşam bekliyorum hayır

    öyle bişey yok ben seni bekliyorum akşam tamam mı ya gel bi sıkılırsan bi daha gelmezsin sıkılma falan yok haha yok yok yok yok tamam kardeş allaha emanet ol hadi

    aleyküm selam baş üstüne oldu tamam sen de sen de tamam oldu tabii tamam tamam ararım ben tamam çok yazdı tamam mı akşam gel mutlak suret hadi cık cık cık pilavlı diyoz
    ···
  • +3 -3
    akp li olmak istiyorum yardım
    çok parasız kaldım dürüst yaşadım bugüne kadar para bulamadım biraz sakal yada badem bıyık bırakıp gömlek giyip boğazıma kadar ilikleyip pantolonun altına beyaz çorapla sandalet giyip akp li olmak istiyorum..

    ağzım iyi laf yapar paralel felan derim.. hülooaağğğğğ diye bağırırım ama biraz antreman yapmam lazım eksiğim var

    ıstırırım yalarım bile derim birisi bana yardım etsin elimden tutun bi kaç yerde ben parselleyim
    ···
  • 0
    aslında çok zor şeydir türk olmak
    modların amk pnp asıl sirkanı gibmek lazım böyle modları alıyorlar
    ···
  • 0
    binlerce suriyeli türkiye sınırına geliyor
    insan Hakları izleme Örgütü, son 48 saatte 30 bin kişinin çatışma bölgesinden kaçtığını ve Türkiye sınırına doğru yürüdüklerini belirtti.

    Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü IŞiD ile Suriyeli muhalifler arasında şiddetlenen çatışmalardan kaçan binlerce kişi Türkiye sınırına yöneliyor.

    30 BiN KiŞi TÜRKiYE SINIRINA YÜRÜYOR

    insan Hakları izleme Örgütü, son 48 saatte 30 bin kişinin çatışma bölgesinden kaçtığını belirtti. Örgüt, sınırlarını açması için Türkiye'ye çağrıda bulundu.

    Kaynak: Hürriyet

    Not: Referanduma başkanlığa evet diyenler savunanlar ve akp'lilerin maaşlarından kesinti yapılıp bunlara verilsin dexer'e bişey olmuyor olan bize olur biz bunlarla yaşıyoruz dexer koca sarayında kebap yapıyor
    ···
  • 0
    suikastçi oluşum
    devam et partalcı hasan
    ···
  • 0
    osmanlı devletinin borçlarını kimler ödedi
    Bölüm 2

    Osmanlının yıkılması ile Lozan’a giden yolda Türkiye Cumhuriyeti Devleti doğmuştu. Ama Osmanlının borçlarının büyük kısmını yüklenmek zorunda kalmıştı. Lozan’da varılan antlaşma ile batılı devletler alacaklarını Osmanlı imparatorluğu’nun enkazı altından çıkan devletlere paylaştırdılar. Bu paylaşma, sadece faizleri değil, anaparayı da kapsayacak biçimde hesaplanmıştır.

    OSMANLI iMPARATORLUĞU’NUN BORÇLARININ HER DEVLETE DÜŞEN HiSSESi ŞÖYLEDiR:


    Türkiye 84.597.495
    Suriye – Lübnan 11.108.858
    Yunanistan 11.054.534
    Irak 6.772.142
    Yugoslavya 5. 435.597
    Filistin 3.284.429
    Bulgaristan 1.776.354
    Arnavutluk 1.663.233
    Hicaz (S.Arabistan) 1. 499.518
    Yemen 1.182.104
    Ürdün 733.610
    italya 243.200
    Necit (S.Arabistan) 129.150
    Maan (Güney Ürdün) 128.728
    Asir (S.Arabistan) 26.138


    Lozan’dan sonra Düyun-u Umumiye idaresi kaldırıldı ve yerine Paris’te bir yönetim kuruldu, Düyun-u Umumiye’nin malları Türkiye’ye devredildi.
    Daha sonra 1933’te borçlar yeniden gözden geçirildi ve bu tarihten yapılan muntazam ödemelerle, konulan süreden 29 yıl önce,1954 yılında genç Türkiye Cumhuriyeti kendi payına düşen bütün borçları ödedi.
    italya 1926’da,Filistin 1928’de, Suriye ve Lübnan 1933’te, Irak 1934’te, Ürdün ve Maan 1945’te, Bulgaristan 1955’te, Yugoslavya 1960’ta, borçlarını ödemişlerdir.
    Bunlara karşılık, Yunanistan, Suudi Arabistan,(Hicaz-Necit-Asir) Arnavutluk ve Yemen hiçbir borç ödememişlerdir.
    Yukarda ki durumda gördüğünüz gibi batılılar her zaman olduğu gibi, alacaklarında bile devlet ayırımı yapmakta sakınca görmemişlerdir
    Sonuç olarak ilk olarak kapitülasyonlar şeklinde karşımıza çıkan ticarî anlaşmalar, 18. yüzyıla gelindiğinde, bütünüyle Osmanlı Devleti aleyhine gelişmiş ve sonuçta devleti bir açık pazar hâline getirmiştir. Batılı kapitalist devletlerden borç almak zorunda kalan Osmanlı Devleti, tekerrür eden bu borçlar altında ezilerek hızlı bir çöküş sürecine girmiştir.
    Osmanlı Devleti’nin güçlü olduğu dönemlerde, bu ticaret anlaşmalarının devlet bünyesine olumsuz bir etkisi olmamış, fakat siyasal ve ekonomik zaaf dönemlerinde devletin çöküşüne hızlandırıcı bir etki yapmıştır. Alınan borçlar, imparatorluğun tarih sahnesinden silinmesinden sonra bile problem olmaya devam etmiş, bu imparatorluktan toprak alan devletler, özellikle Osmanlı borçlarının yüzde yetmişi yüklenen Türkiye Cumhuriyeti, uzun süre bu borçlarla uğraşmak zorunda kalmıştır.
    Yazımızı şu sonuçla bağlamak istiyorum; Kırım Savaşı sonrası Türklere \"borç prangası\" takılmıştır. Avrupa ile bu borç süreci Düyun-u Umumiye adıyla 1854\'den 1954\'e kadar sürmüştür. Ancak Avrupa\'nın yerini 1946 yılında Amerika Birleşik Devletleri almış, Düyun-u Umumiye koşulları hemen hemen aynı kalmakla beraber borç yönetiminin adı IMF (Uluslararası Para Fonu) olarak değişmiş ve devam etmektedir, öyle veya böyle ülkemiz 150 yıldır batı tarafından denetleniyor.


    Geçmişini hatırlamayanlar onu tekrardan yaşamaya mahkumdurlar !
    “Santaiana”

    Faydalanılan Kaynak

    Büyük Ekonomik Angiblopedisi
    Tarihimizle Yüzleşmek (Emre Kongar)
    Osmanlı’da Ekonomik Yapı ve
    Dış Borçlar ( Emine Kıray)
    Devlet Borçlanması ve Osmanlıdan Cumhuriyete Dış Borçlar
    (Yrd. Doç. Dr. Faruk Yılmaz)
    ···
  • +3
    osmanlı devletinin borçlarını kimler ödedi
    Tarihler geçmişten geleceğe haber zütürücüdür. Görünüşte bir hikâye sanılır, fakat gerçekte ilimlerin en yükseği olan tarih, devlet idaresinin en büyük yardımcılarındandır. Bir Milletin tarihi bilinmez ise, yaşamasına, ilerlemesine ve de gerekli olan sebeplerin varlığı ya da yokluğu o zaman nerden öğrenilecek(Namık Kemal)

    yakın tarihimizin az bilinen bölümlerinden biride Osmanlı borçlarının Lozan Antlaşmasından sonraki durumudur.
    Önce Lozan’ı hatırlayalım:
    Lozan’da Osmanlı borçları için ismet inönü ve ekibi büyük bir başarı kazanmıştır.
    Birinci olarak bu borçlar, Lozan’la kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin dışında kalan ve eski Osmanlı imparatorluğu’nun toprakları üzerinde bulunan ülkeler arasında da paylaştırılmıştır.
    ikinci olarak bu paylaşma, sadece faizleri değil, anaparayı da kapsayacak biçimde hesaplanmıştır.
    Ayrıca Osmanlının borç batağına nasıl düştüğünün tarihsel sürecine göz atalım.
    Osmanlıyı çökerten dış borç süreci Kırım Savaşıyla başlar.1853’te başlayıp 1856’da biten bu savaş, genellikle Osmanlının Ruslara karşı kazandığı bir zafer gibi anlatılmasına rağmen, asıl ekonomik yıkım bu savaşta başlamıştır.
    Kırım Savaş’ı, Osmanlı’nın maddi, siyasi ve fiili çöküş sürecine yol açan mekanizmayı yani dış borç batağını başlatan ve böylece sonuç olarak imparatorluğun tarih sahnesinden silinmesine yol açan savaştır.
    Bu savaş hem bir Rus saldırısı hem de bir ingiliz – Fransız kışkırtması sonunda başlamıştır.
    1774’teki Küçük Kaynarca Antlaşması’yla, Rus Çarı’na Osmanlı’nın Ortodoks tebaasının koruyuculuğunun verilmesiyle doruk noktasına ulaşan Rus – ingiliz rekabeti, araya Fransızların da girmesiyle, Kırım Savaşı’na yol açmıştır.
    Anlaşmazlık konusu da çok ilginçtir:
    Osmanlı imparatorluğu Kudüs’teki hizmetlerin görülmesinde Katolik Hıristiyanlarla Ortodoks Hıristiyanlar arasında bir denge gözetmektedir.
    Rusya bu hizmetler konusunda Ortodokslara haksızlık edildiğini öne sürer ve belli ayrıcalık ister.
    Fransa ise Kudüs’teki hizmetlerin Katolikler tarafından yerine getirilmesinde ısrarlıdır.
    iki ateş arasında kalan Osmanlı imparatorluğu, Hıristiyanlar bakımından kutsal olan yerlerin Müslümanlar için de kutsal olduğunu belirtir ve hizmetlerin Müslümanlarca yerine getirilmesine karar verir.
    işte bu noktada Osmanlı’nın paylaşılması anldıbını taşıyan “Doğu Sorunu” fiilen gündeme gelir; Rusya, ingiltere’ye Osmanlı imparatorluğu’nun paylaşılmasını önerir. Bu paylaşma önerisi sırasında o tarihi ifade kullanılmıştır. “Hasta Adam”
    Bu teklif karşısında ingiltere, Rusya’nın güneye inmesinden çekindiği için bu gizli öneriyi Osmanlıya haber vermiştir.
    Sonunda Rusya, kutsal yerlerin yönetiminde Ortodokslara öncelik verilmesi isteğini bir ültimatom(kesin uyarı) ile Osmanlı imparatorluğu’na bildirir.
    Osmanlının buna yanıtı, Ortodoksların konumlarının Padişah Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman, dönemlerindeki fermanlarla belirlendiği ve bu fermanların dışına çıkılmayacağı biçiminde olur.
    Bu karar Rus ültimatomunun(kesin uyarı) reddi anldıbına gelmektedir; Rusya Osmanlıya karşı savaş ilan eder.
    3 Temmuz 1853’te Rusya, 35.000 asker ve 72 topla Osmanlı topraklarına (Eflak- Buğdan / bugünkü Romanya ) saldırmasıyla Kırım Savaşı fiilen başlamıştır.
    Osmanlı bir süre Rusya ile tek başına savaşır. Fakat mali kaynakları böyle bir savaşı sürdürmeye yeterli değildir. Daha sonra Fransa ve ingiltere Osmanlının yanında Rusya’ya karşı savaşa girerler.
    Osmanlıya ilk parasal yardım daha doğrusu ilk borç 1854 yılında 2,57 milyon Osmanlı Lirası para verilir.
    Bu borç yetersiz kalınca 1855 yılında 5,64 milyon Osmanlı Lirası daha borç alınır.
    Artık dış borç sarmalı başlamıştır. Bu sarmal imparatorluğun iflasına yani yok oluşuna kadar sürecektir.
    Endüstri üretimi yetersiz olan, yabancı ülkelerin sömürüsü altında gelişemeyen Osmanlı ekonomisi, aldığı dış borçları ödemek için yeni dış borçlar almış, bu süreç onun tarih sahnesinden silinmesine yol açmıştır.
    Dış borçlar Osmanlı imparatorluğu’nu batırmıştır ama Türkiye Cumhuriyeti 1954 yılına kadar bu borçları ödemeye devam etmiştir. Demek ki 1854 yılında başlayan bu süreç, tam yüz yıl boyunca Anadolu’nun dış borç boyunduruğu altına girmesine yol açmıştır.
    Değerli okuyucular, Osmanlı imparatorluğu dış borçlarını ödemede zorluk çekince, 20 Aralık 1881‘de alacaklarla bir anlaşma imzalayarak moratoryum ilan etmiştir.(Moratoryum: Borç ödemelerinin belirli bir zaman için, geçici olarak durdurulması ve ertelenmesidir, yani kısaca borç ertelemedir.) Bu anlaşma hicri takviminde 28 Muharrem1299(Yani 20 Aralık 1881) tarihinde yapıldığı için“Muharrem Kararnamesi” olarak adlandırılmaktadır. Bu işlem sonucu Duyûn–u Umumiye (Genel Borçlar) idaresi kurulmuştur. Bu kurum, Osmanlı borçlarının ödenmesi için ayrılan devlet gelirlerinin tek yöneticisi oldu. Buna göre borçların bir kısmı silindi ve faiz oranları bir miktar düşürüldü. Ancak borçların ödenmesi düzenli bir usule bağlandığı için alacaklara güvence verilmiş oldu. imparatorluğun alacaklıları, devletin en sağlam gelirlerine el koydu.
    Batı ülkelerin alacaklıları tarafından kurulan Düyûn-u Umumiye idaresi ingiliz, Hollandalı, Fransız, Alman, italyan, Osmanlı ve öncelikli alacaklılar temsilcilerinden oluşan yedi kişilik bir kuruldu.
    Bütçenin üçte birinden fazlasını oluşturan tütün, tuz, ipek, içki, pul ve av vergilerine el konmuştu. Çünkü bu vergiler toplanması en kolay ve güvence altında olan vergilerdi.
    Düyun-u Umumiye memurları, yanlarında jandarmalarla, köylünün tarlasında ki ürüne el koyarak gerekli tahsilâtı yaparlardı.
    Düyun-u Umumiye Meclis üyeleri, yılda 2000 ingiliz Lirası maaş alırlardı.
    Osmanlı Devleti memuruna para ödeyemezken, Düyun-u Umumiye’de çalışanlar, maaşlarını düzenli alırlardı. Çünkü borç ödemeleri, yapılan tahsilâttan masraflar düştükten sonra yapılırdı. Bu komisyon gerçekte imparatorluğun mali haklarını zedeleyen, hükümranlık haklarına gölge düşüren ve mali yapıyı kontrol altına alan uluslararası bir yönetim biçimiydi. Adeta devlet içinde devletti. Bu idare kendi memurlarını dilediği gibi atama yetkisine haiz idi. Nitekim Düyun idaresi 5000 kişilik bir kadro oluşturdu. Bu sayı 1912’de 9000 olmuştur.
    1881 yılında kurulan Duyun-u Umumiye 9000 kişilik kadrosu ile Osmanlı\\\'nın vergi kaynaklarını yüzde 40 yakınını tahsil ediyordu. Bu rakamın doğruluğunu kim kontrol edecekti? imparatorlukta böyle bir idari birim yoktu.

    Tipik bir gösterge olarak Osmanlı Devleti’nin mali denetimine ilişkin şu örneği verebiliriz: 1910–12 yıllarında Osmanlı Maliye Nezareti’nde 5500 memur çalışırken, Duyun-u Umumiye emrinde 9000 memur çalışmakta idi. Bütün devlet gelirlerinin %31,5’i Duyun’ca tahsil edilmekte idi.


    Konsey başlangıçta yalnız kendisine ait vergileri toplarken, daha sonra bir takım sanayi ve ticari yatırımlara da girmeye başladı. Böylece Osmanlı Devleti’nin ekonomik iflası ve yabancı egemenliğine geçişi daha da hızlanmış oldu. Kısacası devletinizi siz kendiniz denetlemezseniz yabancılar denetler. Bu onur kırıcı duruma borç batağına saplanmış bir devlet karşı koyamazdı işte Osmanlı bu felaketi yaşıyordu
    ···
  • 0
    tabularınızı yıkın artık
    bu kadar anne lafını ilk fırsatta kullandığına göre ya anan yok yada kerhane çocuğusun
    ···
  • +2
    tabularınızı yıkın artık
    insanların günahlarını, sevaplarını iftiralar atmayı bırakın

    insanların sevaplarını, günahlarını tartışır olduk. kafamıza göre sen cennetliksin sen cehennemliksin diyoruz.. ulan sanki ahiret resepsiyonu yeni yeni hocalar şeyhler türedi tarihçiler türedi. insanlar için hüküm vermeye başladılar

    Tarihçilerden örnek: en önemlisi kadir mısırkoçanı bu adamın atatürke küfür ettiği hakaret ettiği kadar allaha dua etseydi yüzüne azda olsa nur gelirdi. atatürkün ruhuyla konuştuğunu idda ediyor. artık nasıl bir ot sarıyorsa kafasını yaşıyor.. bide buna inanan harbiden küçümsenemeyecek bir kitle var..

    bu zamanda atatürke küfür etmek hakaret etmek moda olmuş. lafa gelince müslümanlar ama ölüye küfür hakaret ederler takunyalı binler. ulan sizin dedelerinizde kurtuluş savaşında şeyh sait gibi iskilipli atıf gibi vatana ihanetten asıldılar sizin kuyruk acınıuz bundandır..

    yalakalık şerefsizlik okadar had safhaya geldiki.. küçük çocuklara tecavüz eden vakıflara bile tek kelime atmeyen çok övündükleri %51 var..

    ramazanda yakşalıyor yine tv de hocalar çıkacak paranın anasını gibecekler aylık 600, 700 binler havada uçuşacak.. adam sana fakirliği anlatıyor şükür etmeyi anlatıyor hz muhafazid fakirleri severdi diyor kendini oteline kaçak kat çıkıyor kendisi yetmediği gibi oğlunuda tvye çıkartıyor bana kendimi dinimi öğretmeye çalışıyor..

    hoca çıkar derki kızları okutmayın ama hastalanınca zütü tutuşunca kendini hastaneye atıp bedenini prof olan kadın kardiyologa teslim eder örnek: cübbeli ahmet

    yıkın kardeşim tabularınızı yıkın allah size akıl vermiş. düşünün az düşünmek günahdeğil kimin n ereye gideceğini allah bilir. cemaatlere takirkatlara itimat etmeyiniz kendi dininizi öğrnmeniz için bu şarlatanlara prim vermeyin açın kuran okuyun türkçe mealine bakın.

    düşünün türkiyede birsürü tarikat cemaat var bunlar her sene topladığı yardımların kurban derilerinin haddi hesabı yok bu paralar nereye gidiyor? bazıları dicek yardıma gidiyor pardon ama yannan gidiyor.. eğer yardım etseler türkiyede fakir insan evsiz insan aç insan kalmaz kandırmayın kendinizi paralarınızı bir güzel yiyorlar..

    aklınızı kullanın...
    ···
  • +3
    k rtler kavga edemez
    Kürtlerin tarih boyunca erkek gibi kavga ettikleri görülmemiştir bir çok kezde başımdan geçmiştir

    1. Hayatta takıştığı kişiyle hasmıyla teke tek kavga etmezler en az 4 kişi 1 kişiye saldırırlar onuda pusuya düşürmek şartıyla

    2. kavga etmesini vurmasını bilmezler karı gibi tırnak atarlar taş atarlar kürek, sopa ne bulurlarsa..

    3. kavga ettiklerinde bacıları anaları yengeleri gelir babalarından önce

    4. teke tek kalırsın anlar dayak yiyeceğini hemen cebinden kelebek bıçak ne varsa çıkartır

    5. döversin bu sefer adam toplar gelir yada hemen biz diyortakirliyiz oğğliim seni yazdom ben deftore gibi sözler söyleyip tehdit ederler

    Kafadan salladığımı sanmayın oturduğum yerde bu insan bozmaları çoktu kavga etmişliğimde vardır. özeti şöyledir

    mahalledeki düğünde arkadaşlarla eylendik ve evlere dağıldık kekonun biri önümü çevirdi para istedi telefonumu istedi vermeyince itiş kakış derken bunla birbirimize girdik ozamanlar 20 yaşlarındaydım bilenler bilir ankarada emniyetin taks takımı vardır oraya gidiyorum 13 yaşımdan beri bunu vben bi güzel dövdüm bana küfür edip burada beklememi söyledi bende gençliğin verdiği cesaretle bekledim bu o.çocuğu 17 kişi getirmiş amcası dayısı kim varsa bunlarla birbirimize girdik ben bunların hepsini dövdüm.. şaka lan hemen küfür etmeyin huurlar :D dayak yedik tabiki hangisini dövecem amk daha sonra giberttik hepsini yani anlatmak istediğim bu tiplere dikkat edin beyler kahpelerdir
    ···
  • +6 -1
    kavgadaki 10 tipi
    kürtler kavga etmeyi bilmez sen teksen ve onlar en az 4 kişiyse senle kavga eder teke tek kavga eden kürt görmedim kavga etmeyi bilmezler taş sopa eline ne buldularsa atarlar teke tek kıstırdınmı eziklikten nerdeyse gibini öper
    ···
  • daha çok