-
1.
+6 -2Merhaba panpalar, bu sene 15 yılını doldurğumuz 17 Ağustos 1999 Gölcük depremini Gölcük'de yaşamış bir panpanızım. Daha önce az buçuk çevremdekilere yaşadığım bazı olayları anlatmıştım. Çoğu tatsız şeylerdi. Öncelikle deprem öncesi yaşamıma ve depremden öncesi yaşadığım tuhaf olaylara değinip, ardından da deprem ve deprem sonrası yaşadıklarımı anlatmak istiyorum. Yaşımdan ötürü burada ki panpalarımın bazılarının abisi sayılırım. Her ne kadar sözlük de ki her hikaye de, yaşanmıştır kesin doğrudur vb. gibi söylemler söylense de çoğu atmasyondur. Birçok akrabamı uzak diyarlara zütüren ve hayatımı değiştiren bu olayları tamamiyle yaşanmıştır. Anlatımlar da abartma kesinle olmayacaktır. Ne yaşadıysam bire bir aktaracağım. Sonlara doğru yıkılan evimin 2 tane capsini yayınlayacağım. Eğer dinleyen varsa, sözlüğe yazarlarsa sevinirim.
@savasarabacii link için teşekkürler, verdim şukunu.
http://inci.sozlukspot.co...9-depremi-hikayem/@agacan -
2.
+2Öncelikle biraz kendim hakkında bilgi vereyim. Yaşadığım yer Halıdere ismin de Gölcük’ün şirin bir kasabasıydı. Evimiz yani apartmanımız sahile 50mt mesafedeydi. Apartmanız ile deniz arasında okul bahçesi ve (depremden önce yıkılan) tek katlı bir okul vardı. Neden bu bilgiyi verdiğimi iler ki safhalarda anlayacaksınız. Bu arada bu olaylarla ilgili ne sormak isterseniz sorabilirsiniz, bildiğim kadarıyla cevaplarım.
-
3.
+2Deprem malumunuz olduğu üzere Ağustos ayında oldu. Bense yazlarımı şu şekilde değerlendirirdim. Sabahları balık tutarak, misket oynayarak, top oynayarak, öğlenleri ve öğleden sonraları yüzerek, bigiblete binerek ve akşamları ya saklambaç ya istop yada kuka veyahut da buna benzer eski neslin oynadığı oyunları oynardım.
-
4.
+2Caps isteyen olmuş buyrun apartmanımızın capsi : Okulyolu Caddesi inci Bir Apartmanı. Küfür edenlere de cevap vermiyorum. Başlarına böyle bir hadise gelirse beni hatırlarlar.
Sarı olan apartman: Toplamda 6 kattır. Gördüğünüz üzere ne hale gelmiştir.
http://imgim.com/285284_1...10254169_1227209839_n.jpg
http://imgim.com/7858incib1397394.jpg -
5.
+2Hatırladığım kadarıyla havalar depremden önce çok sıcaklamıştı. Bense sabahları balığa gidiyordum. Balık tuttuğum yerler, yalı mah. iskele ve Roma mezarlığı tarafında ki kayalıklar. Eğer Gölcük üzerinden Bursa istikametine doğru giderseniz Halıdere’yi geçince sol tarafta roma mezarını görebilirsiniz.
-
6.
+3Depremden yaklaşık on gün önce olağan dışı şeyler gelişti. Bunları bir bir anlatacağım. Belki anlattıktan sonra sizin için normal olabilir fakat stabil devam eden olaylar bir anda yüz ciksen derece değiştiğinden kafa kurcalayıcı olabiliyor.
-
7.
+2Yalı mah. Tarafından kamışla çapariyle istavrit ve yemli olarak mezgit tutardım. iskeleden kefal, lapin ve zargana tutardım. Roma mezarlığı tarafından ise kalkan, mirmir gibi daha kaliteli balıklar çıkardı hiç tutamamıştım oradan da lapin tutuyordum sürekli.
-
8.
+2Balık tutma ile ilgili tuhaf gelişmelerden bahsedeceğim. Olayları sırası ile değil de grup grup anlatacağım. Balık tutma, yüzme vb. gibi.
-
9.
+2Yalı mah. Tarafından genelde çok balık çıkmazdı. Depreme yakın ne hikmetse istavrit akını olmuştu. Ama öyle böyle değil. Yalı tarafında tek tük balık tutan olurdu ama depreme iki üç gün kala öyle bir balık çıkmaya başlamıştı ki sahilde olta atacak yer yoktu. Günde birkaç sefer resmen balık akını oluyordu. Fakat olduğu zamanda at çek yapıyordunuz. Ama çapari de en az altı balık oluyordu. Yarım saatte kovanızı dolduruyordunuz. Fakat kimse gitmiyordu sahilde balık tutacak yer yoktu. Eğer yerini ter edersen bir daha yer bulamıyordunuz. Bu akınların zamanı genelde sabah 10:00 – 12:00 ve akşam üstü 16:00-18:00 arasında oluyordu. Tuhaflıklardan biri buydu, şimdiye kadar böyle bir balık akını hiç olmamıştı ve acayip balık çıkıyordu.
-
10.
+2Diğer balık ile ilgili olan durum ise, sahil kısmına vatos ve iskorpit akınıydı. Yüzdüğümüz kıyı kesmine ve sahil kenarlarına görünür biçimde yani kıyıya çok çok yakın vatos ve iskorpitlerin gelmesiydi. Normalde yemli kamışla olta attığım zaman bazen iskorpit tutardım. Fakat kıyıya bu kadar geldiklerini hiç görmemiştim. Sahil adete canlı bir akvaryuma dönüşmüştü.
-
11.
+2@14 ben pek anlamıyorum sözlük formatından. Bir panpa arkadaşın istediği linki ayarlayabilir mi?
-
12.
+1Gelelim diğer tuhaf balık olayına. iskele kısmından yemli tek kancalı oltayla kefal tutardık. Tuttuğumuz kefallerin en büyüğü bilekten dirseğe kadardı. Daha büyük kefal ne tuttum ne de tutanı gördüm. Eğer hava güzelse ve sabah erken gitmişsem öğleye kadar 3-5 kefal tutardım. Öğle saatlerinde kıyıya uzak kesimlerden acayip bir kefal akını olmuştu. Nasıl desem hani yunus sürüsü geçer hoplayıp zıplarlar ya, aynı bu şekilde. E deniz tabi ne var balık yüzebilir gezebilir diyebilirsiniz. Ama bu kefaller çok büyüktü. Hatta herkes çok şaşırmıştı. Bizim oralarda bu şekilde çok büyük kefallere rus kefali derlerdi. Gerçek cinsini bilmiyorum. Daha önce kimsenin ne tuttuğu ve ne gördüğü bu kefaller hoplaya zıplaya yunus sürüleri gibi halıdereden gölcük tarafına doğru sürü şeklinde yüzüyorlardı. Kocaman kefal sürüsü. Tanığımın bi abinin kayıyı vardı ağ ile kefal tuttup kıyıya getirmişti. Şimdiye kadar o kadar büyük kefal görmemiştim. Sahildeki herkes gelip kefallere bakıyordu. Görseniz sanki 1 tonluk orkinos yakamıştı. Kefallerin yan yüzleri acayip sarıydı. Normalde bu kadar sarı kefal görmemiştim.
-
13.
+2Diğer balık olayımda şu şekilde, iskele kısmından yemli midyeyle lapin tutardım ve çorbası çok güzel olurdu. Neyse işimiz yemek değil. Yine lapine atıyordum fakat bu sefer at çek yapıyorum ama öyle böyle değil. 5 kiloluk büyük bir kovam vardı. Onu yarım saatte doldurmuştum. Aşırı derece bir balık vardı. Daha önce günde bir iki tane tutsam şükür diyordum. Kocaman kırmızı kovam ağzına kadar dolmuştu. Hatta eve dönerken taşıyamadım sapı koptu, beş altı tane balığı kedilere vermiştim.
Gelelim diğer ve benim en çok tuhafıma giden ve korkutan olaya. Bir gün arkadaşım Sefa ile roma mezarlığı tarafındaki kayalıklara gitmiştik. Amacımız balık tutmaktı. -
14.
+2Kayalıklardan biraz bahsetmek gerekirse, bazı kayalıklar çok sıktı. Moda veya Üsküdar sahildeki gibi. Bazı kayalıkların arası ise biraz açıktı ve denizi içerisindeki balıkları tekeleri midyeleri görebiliyordunuz. Bizde böyle bir kaya bulup suya bakıyorduk. Üç beş tane teke ve cinsini bilmediğim iki üç balık vardı. Biz biraz serinlemek maksadıyla terliklerimi çıkartıp kenara koymuştuk. Bir yandan balık tutmak için olta atıyoruz bir yandan da kayalıkların arasından denize bakıyoruz.
-
15.
+1Bir anda ne olduysa kayalıkların arasındaki teke ve balıklar bir anda kayboldu. Hadi balıkların gitmesine anlam verebiliyorduk. Sonuç da balık tabi ki gezecekti. Ama tekeler öyle çok yer değiştirmezdi ve işin ilginç tarafı bir anda kaybolmuşlardı. Biz ne olduğunu anlamaya çalışırken yaklaşık 2-3 metre yüksekliğinde 3 dalga geldi. Ne olduğunu nereden geldiğini nasıl geldiğini görmedik bile . Sefa ile beni kayalıklardan Kocaeli-Bursa karayolunun kenarına kadar atmıştı. ikimizde donumuza kadar ıslanmıştık ve ne olduğunu anlamadık. Kurtulduk diye sevinirken baktık ki dalgalar bizim terlikleri zütürmüştü. Moralimiz bozuldu gençlik işte. Bu olay beni çok etkilemişti. Sahilde doğup büyüdüm o kadar vaktim geçmişti ilk defa böyle bir şey yaşamıştım.
-
16.
+1Balık olaylarını toparlamak gerekirse, olmadığı kadar balık akını olmuştu. Ve birde bu dalga olayı vardı. Şimdi ise diğer bir deniz olayı yüzme de ki ve denizde ki tuhaflıklara geçiyorum.
-
17.
+1Benim yüzdüğüm yer halıdere girişindeki yalı mah. Tarafında ki sahildi. Hem evime yakındı hemde kendi mahallem olduğu için çevrem vardı. Bir de halıdere’nin çıkışında roma mezarlığı tarafında sahil vardı. Benim yüzdüğüm sahili biraz anlatayım. Yüzülen taraf da kıyı kesim de yosun midve vb olmazdı. Arada deniz kestanesi olurdu. Fakat biraz açıklara gidince yosun ve midyeler başlıyordu. Hani kandıra sahilinde denize girdiğiniz de yürürsünüz yürürsünüz deniz seviyesi çok az yükselir. Arkanızı dönüp baktığınız da çok gitmişşinizdir fakat su yükselmemiştir. Oysa ki bizim yüzdüğümüz yer bunun tam tersi bir yapıya sahipti. Beş metre gidiyordunuz dizinize geliyor altıncı adımda birden boyunuza geliyordu. Sahilde yüzme bilmeyenler için çok sakıncalı bir durumdu. Nitekim Resul adında ilkokula giden bizim mahalleden bir çocuk o yaz maalesef boğulmuştu. Çok efendi ve çalışkan bir çocuktu çok üzülmüştüm.
-
18.
+1Depremden önce sahildeki bu durumun ne olduğunu bilmiyorduk yani deniz bir anda yaklaşık bir bir buçuk metre derinleşiyordu. Tıpkı uçurum gibi. Ama sahile yakın bir kısımda bunun olması olağan değildi. Ki sonradan öğrendiğim kadarıyla o yüzdüğümüz yerler bir nevi fay hattıymış. Sismik geminin depremden sonra yaptığı araştırmalar ve deprem esnasında ki yaşananlardan ve edindiğim gözlemlerden bunun büyük olasılıkla doğru olduğunu söyleyebilirim. Bu arada yanlış okumadınız sahile bu kadar yakın bir yerin olası bir fay hattı olduğunu düşünüyorum.
-
19.
+1Gelelim denizle ilgili olaya. Denizden acayip balık çıkıyordu. Bizim oralarda balık deniz sakin olduğu zaman çıkardı. Dalgalı olduğu zaman bilin ki ya hiç balık tutamazdınız ya da tek tük. Gittiğinize uğraştığınıza ve zamanınıza değmezdi. Ama depremden önce son 2-3 günde öyle bir dalga oluyordu ki sahil kısmında akıllara zarar. Denize girmek imkansız, hadi dalga var yine yüzülür diyebilirsiniz fakat kumsal kısmı bilek boyunda midye taş yosun ne ararsanız var yani dalga çok olduğundan dipte ne var ne yok kıyıya taşımış. Aynı zamanda hala da taşımakta. Ve kıyı kıymı çamur gibi. Bu çamurluğun dalgadan kaynaklı mı yoksa başka birşeyden mi kaynaklı olduğunu bilmiyorum. Ama o güzelim su gitmiş adeta haliç gelmişti. Acayip bir koku sürekli dalgalar. Yosun ve çürüşümüş midye sahili kokudan yürünmez hale getirmiştir.
-
20.
+1Gelelim misket olayına. Misket de ne alaka diyebilirsiniz. Açıklayacağım. Misketi iki yerde oynardık. Biri sahilde ki parkın içinde diğeri evin arka tarafında ki boş arsada. Boş arsada genellikle baş oynardık. Yani biz baş diyorduk hani misketleri ip gibi dizip vurmaya dayanan oyun. Sahil kısmında da ya kuyu yada üçgen oynardık. Ev tarafındaki arsada karınca olmazdı. Fakat sahilde ki park da çok karınca vardı. iki tip karınca vardı. Biri siyah küçük olanlardan hani evlerde falan oluyor. Biride biraz daha büyük kırmızımsı ve hızı siyah karıncaya göre fazla olanlardan. Depreme yakın zamanda küçük siyah karıncalar adeta kaybolmuştu. Sanki yer yarıldı da yerin içine girmişlerdi. Gariplik bu ya ama oysaki o kırmızımsı karıncalar olduğu gibiydi. Onlar yine ortalıklarda dolanıyordu fakat siyah karıncalardan eser yoktu.
-
anlık hava 44 derece
-
millet tepki verdikten sonra
-
varlıklı bir bin lazım
-
bu gidisle kaptan kirkle evlencem galiba
-
telefondan anlayan var mıııı
-
seven kız belli eder mi
-
minguziyi öldürenler 15 yıl sonra çıkıpppp
-
bazı şeyleri başınıza gelmeden anlayın lan
-
yerli ve milli vaciş
-
yangınlar gerçek değilmiş
-
ne istediğini bilen elit pasifler yazsın
-
giden kız gittiği gün bitmiştir aga
-
banana koy anana
-
canım sıkılıyo ağlıcam sıkıntıdan bak
-
beyazniganin bullugu yalasak
-
illa bir sey uykumu mahvediyor
-
ferro altincisi silindiği an sözlük ölmüştü
-
lan bu ozgur ozel her gun bagiriyor
-
berber çırağına bahşiş verdim
-
abi yediğim seylerden tat gelmiyor noldu bana
- / 1