+2
hayal edin, ya da düşünün işte ne bileyim. aşık olduğunuz, sadece sizi gülüşüyle sizden alan, kalp atışlarınızı hızlandıran, gördüğünüz zaman kelimeleri bir araya getiremediğiniz, ellerinden tutmayı bile hayal ettiğinizde yüzünüzde aptalca gülümseme oluşan insanın trafik kazası geçirdiğini ve öldüğünü düşünün.
ne kadar salaksınız biliyor musunuz? 'seni seviyorum' diyemediğiniz o insan mezar altına yatıyor olacak. biliyorum, kimse olmadığı zamanlarda onun mezarına gidip 'seni seviyorum, lütfen duy beni seni seviyorum' diye hıçkıra hıçkıra, salak salak ağlayacaksınız. kafanızı vuracak bir yerlere arayacaksınız 'keşke yaşarken seni seviyorum diyebilseydim' diye.
ama ne demiş biliyor musunuz müslüm baba, "son pişmanlık neye yarar, her şeyin bir bedeli var."
ve işin kötü tarafı, o da sizi seviyor muydu hiçbir zaman bilmeyeceksiniz. içinizde hep 'belkide o da beni seviyordu. söyleseydim trafik kazası geçirmesine engel olurdum belki. beraber bir gün geçiriyor olurduk.' diye bir şeyler kalacak.
neyse, uzun olunca sıkıcı oluyor. siz benim söylemek istediklerimi anladınız.
o yüzden diyorum ki.
'ya hepsin, ya hiç.'
en azından öldüğü zaman sana bu kadar koymaz; hiçbir zaman beraber olamayacağınızı bilirsiniz.
hadi bi şey yapalım.
sevdiğiniz kişiyi arayıp hiç durmadan, susmadan ve konuşmasına izin vermeden 'naber? ben de iyiyim teşekkürler. seni seviyorum demek için aramıştım, seni seviyorum bay.' diyerek telefonu suratına kapatalım.
unutmadan. şu an mutlu olabilirsiniz; bu anlattıklarımın 10 dakika sonra olmamasını kesinleştiren bir olasılık yok.
cesaretinizi toplayın ve yapın şu lanet dıbınakodumun şeyini. arayın ve onu sevdiğinizi söyleyin.
by.
