0
aynı senenin mayıs ayında, hangi gün hatırlamıyorumda, bende dedemi kaybettim, babamın babası olan dedemi,
annem sırf kendisi babamın ailesi tarafından istenmiyor diye ben doğduğumda dedemin adını koymuş bana, yalakalık olsun diye.
neyse sonra babam girmiş araya bir isimde ben koyacağım diye, iki isimli oluşumu rahmetli dedeme borçluyum, aslında güzel bir ikili oldu ismim, gayet memnunum.
kendisiyle bir bağ kuramamıştım, zira yunanistan buraya göçmüş, annesini ve babasını hayatında hiç görmemişi okuma yazma bilmeyen biriydi,
tahmin edeceğiniz üzre hiç birşey paylaşamadım onunla, küçükken utanırdım ailemden, babamdan falan ,dedemden, yörük bunlar kro ya bunlar off gelmeyin okuluma diye,
ancak yaş ilerledikçe, nereden geldiğimi unutmuyorum ve onlardanda utanmıyorum, ortaokuldan terk babam ankaraya geliyor ve devrim'e gidiyoruz, bira içiyoruz ve onun çok istediği şeyi "tek yol devrim faşizme ölüm" sloganını bağıra bağıra atıyoruz.
yani anlatmak istediğim, liseli kardeşlerimizin saat itibariyle yoğunlukta olması sebebiyle, ailenizden utanmayın, şu hayatta çıkar ilişkisinin bu kadar maximum seviyede yaşanıpta gündeme getirilmediği tek kurum, ailedir.
sevin onları, arada su verin.