1. 26.
    +1 -1
    doğum günün kutlu olsun
    ···
  2. 27.
    -1
    Yangınlar,
    Kahpe fakları,
    Korku çığları
    Ve irin selleri, aç yırtıcılar,
    Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
    Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!
    Pusatsız, duldasız, üryan
    Bir cana bir de başa
    Seher vakti leylim - leylim
    Cellat nişangahlar aynasındasın.
    Oy sevmişem ben seni...

    Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu!
    He canım...
    Çiçekdağı kıtlık, kıran,
    Gül açmaz, çağla dökmez.
    Vurur alnım şakına
    Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
    Küfrünü, Medetsiz, Munzur.
    Şahmurat Suyu kan akar
    Ve ben şairim.

    Namus işçisiyim yani
    Yürek işçisi.
    Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,
    Ne salkım bir bakış
    Resmin çekeyim,
    Ne kınsız bir rüzgar
    Mısra dökeyim.
    Oy sevmişem ben seni...

    Ve sen daha demincek,
    Yıllar da geçse demincek,
    Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
    Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
    Yaran derine gitmiş,
    Fitil tutmaz, bilirim.
    Ama hesap dağlarladır,
    Umut, dağlarla.

    Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
    Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
    Düşün, olasılık, atom fiziği
    Ve bizi biz eden amansız sevda,
    Atıp bir kıyıya iki zamanı
    Yarının çocukları, gülleri için,
    Koymuş postasını,
    Görmüş restini.
    He canım,
    Sen getir üstünü.

    Uy havar!
    muhafazid, isa aşkına,
    Yattığın ranza aşkına,
    Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!
    Benim de boş yanım hançer yalımı
    Ve zulamda kan - ter içinde asi,
    He desem, koparacak dizginlerini
    Yediveren gül kardeşi bir arzu
    Oy sevmişem ben seni...
    ···
  3. 28.
    -2
    gayri haram bu can bana
    bu toprak damlar bu yollar bana
    bu sevdalar bu ağaçlar haram bana...

    lan kardaş bu nasıl yara
    kanar her yerimden
    dövülmüşüm, sövülmüşüm, kovulmuşum ben...
    gibtir çekilmişim yani kendi öz yurdumdan
    çeker giderim...
    ···
  4. 29.
    -2
    ben ağladıkça aklımda hep sen,
    terk edilirim ayrılığın hediyesi yine sen,
    denizde yakamoz sen,
    arka mahallede adı yılmaz kendi yılmaz sen,
    bazen korkarım bazen yakarım geceleri yine yanımda sen,
    kum gibi ezer giderim başım beladadır,
    dostlar gider akşam olmadan ortalık kararır dudağımda bir mahur beste,
    acılara tutunmak zor gelir beni vur diye haykırırım o da senle,
    ben ağladıkça yine ağlarım, kulağımda ağlama bebeğimle yine sen,
    bi bakmışsın bahtiyarım
    söyle ahmet abi, yüreğim kanıyor bi daha söyle,
    kim yaşamamış bi daha söyle;
    yaşamadın sen değil, hala yaşıyorsun gözüm.

    doğumgünün kutlu olsun mutlu ol senelerce gözüm...
    ···
  5. 30.
    -1
    şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
    ki bu yaşlar
    utangaç boynunun kolyesi olsun
    bu da benden sana
    ayrılığın hediyesi olsun

    soytarılık etmeden güldürebilmek seni
    ekmek çalmadan doyurabilmek
    ve haksızlık etmeden doğan güneşe
    bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
    mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
    şimdi iyi niyetlerimi
    bir bir yargılayıp asıyorum
    bu son olsun be bu son olsun
    bu da benim sana
    ayrılırken hediyem olsun
    ···
  6. 31.
    -1
    Lele kurban ben olaydim
    Ah gögsünde ben olaydim
    Seni yerin sicak kalsin
    Ah yine giden ben olaydim
    Lele kurban zor gelir
    Daglara giden zor gelir
    Avci yaralar kekligi
    Altum"a giden zor gelir
    Lele kurban bosa gider
    Ne söylersen bosa gider
    Çignelir ektigin güller
    Ah emeklerin bosa gider
    Lele kurban gülü verin
    Dönemsem de gül verin
    Mayin tarlasina düstüm
    Kan kirmizi gül verin
    ···
  7. 32.
    -1
    bal değildir ölüm bana,
    idam gül değildir bana,
    geceler çok karanlık,
    gel düşümdeki sevgilim,
    ay ışığı yedir bana"
    ···
  8. 33.
    -1
    ···
  9. 34.
    0
    Dağlarda öfkeli başım
    Serhatta hep akşam oluyor
    Nasipsiz kıştan mı
    Yağmurdan mı yoksa aşktan mı

    Ağladıkça ağladıkça , dağlarımız yeşerecek
    Görecek göreceksin ,
    Geceyi tutacağız , görecek göreceksin
    Ağladıkça ağladıkça güneşi tutacağız
    Görecek göreceksin

    ilk yazda bitti telaşım
    Alnımda hep kavga duruyor
    Vakitsiz hırstan mı
    Bahardan mı yoksa aşktan mı

    Ağladıkça ağladıkça , bozkırlar yeşerecek
    Görecek göreceksin , ağladıkça ağladıkça
    Güneşi tutacağız , görecek göreceksin
    ···
  10. 35.
    -1
    Neden hala gelmedi?
    Saati mi şaşırdı bu hıyar?
    Gerçi hiç saati olmadı ama..
    En azından birine sorar.
    Cebimde bir lira desen yok!
    Madara olduk meyhaneye
    Ahh eşek kafam benim.
    Nasıl da güvendik bu hergeleye?
    Gelse balığa çıkacaktık
    Ne çekersek kızartıp rakıyla yutacaktık.
    Kafamız tam olunca şarkılar döktürüp,
    Enterasan hayellere dalacaktık.
    Bu sandalı geçen hafta çalıntıdan düşürdük
    Arkadaşlar ısrar etti,
    Biz de iyi olur, bize uyar diye düşündük.
    Saat sekizde gelecekti.
    Bana beş milyon borç verecekti..
    Yoksa O nemrut karısıkaçtı da,
    Onun peşinden mi gitti?
    Eğer öyleyse yandık!
    Gudubet gene yaptı yapacağını!
    Geçen sene merdivenden itip
    Kırmıştı Rıza’nın bacağını
    Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
    Ya da horlarken Rıza’yı boğacak.
    Bak şimdi acıdım, aşkolsun adama...
    Ben olsam vallahi başedemem!
    Hele beş tane velet var ki boy boy,
    Allah’tan düşmanıma dilemem
    Aslında iyi çocuktur Rıza , efendi huyludur.
    Herkesin suyuna gider.
    Yoksa, kalıba vursan hani,
    Tek başına on tane adam eder.
    Bir keresinde hiç unutmam,
    Üç beş zibidi haraca dadandı.
    Rıza sandalyeyi kaptığı gibi
    Herifleri hastaneye kadar kovaladı!
    Aynı mahallede büyüdük,
    Aynı kızları sevdik,
    Aynı kafadaydık.
    Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu.
    Biz başka havadaydık.
    Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,
    Aynı takımı tutardık.
    Fener’in maçına iddiaya girer,
    Millete az mı yemek ısmarlattık.
    Bir tek askerde ayrı düştük.
    Bana Bornova düştü, ona Gelibolu.
    Döner dönmez evlendirdiler,
    En büyük salaklığı da bu oldu.
    Ben se hiç düşünmedim, zaten param yoktu.
    Hep tek tabanca gedim...
    Benim beğendiğimi anam istemedi,
    Onun gösterdiğini ben sevmedim.
    Neyse bunlar derin mevzu..
    Anlaşıldı bu herif gelmeyecek
    Ufaktan yol alayım.
    Anam evde yanlız, şimdi meraktan ölecek.
    Gittim, vurdum kafayı yattım.
    Rüyamda gördüm gülümseyerek geldiğini...
    Ne bilirdim yolda kamyon çarpıp,
    Hastaneye kavuşmadan can verdiğini?!
    Vay be Rıza...
    Sonunda sen de düştün Azrail’in peşine!
    Dün boşuna günahını almışım.
    Ne olur kızma bu kardeşine...
    Öğlen kahvede söylediler. Rıza ölmüş! dediler.
    Ne kolay söylediler.
    Sanki dev bir taş ocağını,
    Kökünden dinamitleyip, üstüme devirdiler!
    Ahh dostum... O kocaman gövdene
    O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
    O zalim tabutun tahtalarını,
    Senin üzerine nasıl böyle çivilediler?
    Yani sen şimdi gittin!...
    Yani bir daha olmayacak mısın?
    Yani bir daha borç vermeyecek,
    Rakı ısmarlamayacak mısın?
    Peki, beni kim kızdıracak?
    Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
    Peki, beni bu köhne dünyada
    Senin anladığın kadar kim anlayacak?
    Ulan Rıza...
    Ne hayallerimiz vardı oysa...
    Ne acayip şeyler yapacaktık.
    Totoyu bulunca dükkan açıp,
    Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.
    Talih yüzümüze gülecekti be...
    Karıyı boşayıp,
    Sıfır bir Mercedes alacaktık.
    Hafta sonu iki yavruyu kapıp
    Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık.
    Ah ulan Rıza...
    Bu mahallenin nesini beğanmedin de,
    Öte yana taşındın?
    Arasıra gıcıklaşırdın ama inan...
    Benim en kral arkadaşımdın.
    Ulan Rıza... ben şimdi bu koca deryada tek başıma ne halt
    ederim?
    Senden ayrılacağımı sanma...
    Birkaç güne kalmaz ben de gelirim.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 36.
    +1 -1
    onun anasını gibeyim ben
    ···
  12. 37.
    0
    An gelir
    Paldır küldür yıkılır bulutlar
    Gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
    O eski, o eski heyecan ölür
    An gelir biter muhabbet
    Şarkılar susar heves kalmaz
    Şataraban ölür

    Şarabın gazabından kork
    Çünkü fena kırmızıdır
    Kan tutar / tutan ölür
    Sokaklar kuşatılmış
    Karakollar taranır
    Yağmurda bir militan ölür

    An gelir
    Ömrünün hırsızıdır
    Her ölen pişman ölür
    Hep yanlış anlaşılmıştır
    Hayalleri yasaklanmış
    An gelir şimşek yalar
    Masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
    Direkler çatırdar yalnızlıktan
    Sehpada pir sultan ölür
    Son umut kırılmıştır
    Kaf dağı' nın ardındaki
    Ne selam artık ne sabah
    Kimseler bilmez nerdeler
    Namlı masal sevdalıları
    Evvel zaman içinde
    Kalbur saman ölür
    Kubbelerde uğuldar baki
    Çeşmelerden akar sinan
    An gelir
    -la ilahe illallah-
    Kanuni süleyman ölür
    Görünmez bir mezarlıktır zaman
    Şairler dolaşır saf saf
    Tenhalarında şiir söyleyerek
    Kim duysa / korkudan ölür
    -tahrip gücü yüksek-
    Saatli bir bombadır patlar
    An gelir
    Attila ilhan ölür
    ···
  13. 38.
    -1
    tarifi imkansız acılar içindeyim
    gurbette akşam oldu yine rüzgar peşindeyim
    ···
  14. 39.
    -1
    yaşamak için ölmek sırası bizde
    gitmeden yetişelim gemiye.
    çabuk
    ···
  15. 40.
    0
    sana yazdığım şarkıyı
    sazımdan söker giderim
    ben ağlayamam bilirsin
    yüzümü döker giderim
    ···
  16. 41.
    0
    Diyarbakır etrafında tanklar var
    Kuşatmışlar dört bir yandan kenti ordular
    Kalkacak neredeyse ayağa surlar, surlar
    istemezler gün görmeden ölesem aman.

    Namlular göğsümüze dayandı, dayandı
    Gece bastı gene zulum dadandı vay vay
    Yağlı ilmik boynumuza dolandı, dolandı
    isterler ki gün görmeden ölesem aman.
    ···
  17. 42.
    -1
    yağmur gibi gözlerinden akan yaş niye
    ···
  18. 43.
    0
    ölüm bir ısırgan otu gibi
    sarmıştı her yanını...
    devrilmiş bir ağaçtı, ay ışığında gövdesi..
    uzanıp, bir damla yaş ile
    dokundum kirpiklerine..
    göğsümü çatlatırken nabzının tükenmiş sesi..
    sanki bir şakaydı bu!.. birazdan uyanacaktı,
    birazdan ateşi karıştırıp bir cıgara saracaktı...
    oysa ölüm, sadık kalmıştı randevusuna, ah...
    ···
  19. 44.
    0
    Ne demeli şimdi
    Bir çiğdemin toprağı yırtışını seyredişim
    Göğe mi dokunmalı, ucuna mi körpe filizin
    Öyleyse karanlık sokaklarda koştuğumu düşün
    Ay gene bir kadın gibi sarkıyorken denize
    Dirseklerimle böğrüme gömdüğüm titremeyi düşün
    Oradan göğsümü kaplayışını soğuk bir terin
    ilk sözcüğü anlamla birleştiren çocuğu düşün
    Onun kavradıkça derinleşen şarkısını
    Vay perçemle günün huysuzluğu dolaşan kısrak
    Vay acemi öpüşlerden gövdeme boşalan acımtırak haz
    Telaş, kıvranış parıltılı gözlerdeki atılganlık
    Ya görevin ne senin görevin.
    Oynaşmak değil mi içimdeki savaşmak duygusuyla
    Ve benim nevresimim kararmışsa kirden, rutubetten



    Sarhoşsam gülümseyişlerden ağlayışlardan
    Ve kaynak sularıyla üstüme yağan aydınlık hulyaları
    Senden gelen ısıyla koruyorsam
    Ne demeli simdi
    Ey serçelerin sabahlarla doluştuğu cıvıltı
    Ey bir romanın olur olmaz yerinde dikkatti çeken hayal
    Kalbimi çevreleyen sevda gözeneyi
    Acıyış, şefkat, umursayış, hırçınlık seli
    Beni düşün öyleyse
    Beni hayretin ve karanlığın eşiğinde
    Beni fitillerde başlayan bir fısıltı
    Anında ilk satırı yazarken bir bildirinin
    Kulaktan kulağa dolaşan haberlerin bağrında
    Beni dar camlarda değil
    Bir bulutun seyrinde düşün
    Burada ortasında sıçraya sıçraya kabaran alevlerim
    ···
  20. 45.
    0
    ... acımasız olma şimdi bu kadar
    dün gibi dün gibi çekip gitme
    bırak da sarılayım ayaklarına
    kum gibi kum gibi ezip geçme...
    ···