almanyada kaçak çalıştım anlatıyorum

reserved

yaaaa bi gibtir git amk nerde görünmüs almanyada yaninda kimlik yok diye karakola gitmek zorunda kalmak?
hem burger kingde bi kola alip bedava icmek yok o saece mcdonalds ve subwayde var!

reserve belki okurum

a.q neden kızdırıyosunuz adamı huur çocukları bi hikaye okutmadınız

reserved

'arbeiten 'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten'arbeiten

sizin dinliyceğiniz hikayeyi gibiyim anlatmıyorum gibtirin gidin.

dinleyen var mı gençler?

part4: almanyada yeni bir hayat

kavga olayından sonra herşey karmakarışık. ne yapıcam bilmiyorum. basıp türkiyeye gidicek kadar cebimde param yok. evsizim, açım. burger kinge gittim. öğrenci dostu burger king, orda da cansın kansın adamsın amk. orda burger king hiç tutulmaz, mcdonalds hınca hınç kalabalıktır. burger sinek avlar. gittim o gün steakhouse bide tasty bacon (domuz burger) günüymüş. 6 eurodan 3,50 euroya düşüyo menüler. gittim bi menü aldım. 1 litre kadar kola içip bir bardak da şişeme doldurdum yola düştüm. tren istasyonunu aramaya başladım. tren almanyada herşeydir. şehirlerarası yolculukta araba pek kullanılmaz tren öncelikli tercihtir.

istasyonu bulmam biraz zaman aldı. tageskarte aldım bir tane (günlük tren kartı. seçtiğin güzergahta günlük limitsiz yolculuk.) kart satan makinelerde türkçe menü de var. allah razı olsun valla. saat öğlen 2 buçuk 3 falandı. 3:22 de tren gelicek. biraz dinleneyim oturayım derken uyuyakalmışım.

uyandığımda saat 8 suları. son trenin raylardaki gürültüsüyle uyandım. can havliyle koştum yetiştim trene. yetişemesem, gece garda yatıcam, günlük biletim boşa gidicekti.

reserved

part3: erdemle kavga

karakoldan çıktığım sabah konuşuyoruz erdemle. izni bitmemişti. akşamdan kalma bi halde geldi. arabayı ben kullanıyodum herife üflesem yere düşücekti. bu yine konuşmaya başladı ayrıldığı kızdan yelizden bahsetmeye. ondan sonra laf benim manitaya geldi. bu it oğlu it sarhoş kafayla ileri gitmeye başlamıştı. günlerden pazardı marketler falan kapalı. sürdüm boş bi marketin otoparkına. bunla konuşmaya başladım dedim ileri gidiyosun. küfüre falan sarınca vurdum ağzına. indi arabadan falan iki yumruk sallamaya çalıştı. tokadı yapıştırdım gerisin geri kalktığı koltuğa düştü. bırakıp gidicektim ama o an o kadar önemli birşey geldi ki aklıma...

pasaportum... pasaportum erdemdeydi. muallak kafasını kaldıramıyo alkolden. bunun cebinden evin anahtarını aldım pasaportu aldım. o kumar günü verdiğim 50 euroyu da geri aldım. bıraktım onu otoparkta bastım gaza. bunun evinin oraya geldim. çıktım yukarı topladım eşyaları. anahtarları evin içine bıraktım çektim kapıyı. çıktım gittim.

karakoldayız gece. bi türk daha varmış o pazarlıkçıların içinde adı mustafa. dedi sen kimsin ne işin var burda diye. dedim ben misafirim erdemin misafiri diye. dedi o muallakden hayır gelmez yol yakınken dön türkiyeye. işten kıllanmaya başlamıştım ama gurbet elde korkuyodum anasını satıyım. o muallak olmadan burnumu çıkaramıyodum sokağa. ilk birkaç gün böyle geçti.

birkaç şuku gelmiş, dinleyen vardır herhalde. başlıyorum

reserved

pasaportum yoktu. bastık gittik karakola. erdem ben de geleyim dedi, zütürmediler. arkamızdan atlamış arabaya eve gitmiş benim pasaportu aldı geldi ama, ben o gece karakolda yattım. o andreanın yanındaki pislik herif falan hep aynı yerdeydik. almanca bağıra çağıra bişeyler söylüyodu ama anlamayana sivrisinek saz.

bu andrea nın pislik yine otoparktaydı. herifin tekiyle pazarlık ediyodu. orda ne oldu bilemem ama birkaç dakika sonra gürültü patırtılar çıkmaya başladı. bu herif almış birinin ağzını burnunu kırıyo arkadaşları atlamış arabaya kaçıyodu. hemen polisi aradı çalışanlar. 2 dakika içinde 3-4 ekip polis geldi. herkese kimlik sordular. veeeeeee sıra bana geldi...

kasabaya gittik. kasaba girişinde benzin istasyonu, arkasında da casino var. girdik casinoya adam pokere oturdu. ben de türkler bj oynuyodu onların masaya geçtim. 15 euroyla başlayıp 190 euroyla kalktım. erdem 50 euroyla girdi boş çıktı. attım 50 euro herife. gittik mc donalds a bişeyler yedik

okuyorum üçüküncü hızlı yaz

devam edelim.

bu flohmarkt dedikleri yerden bilgisayar oyunu kıyafet falan aldım. örneğin 50 euroluk model araba 2. el 10 euro. fiyatlar bu derecede oynuyo. yiyecek falan da var. bi tane türk kasa ile üzüm satıyodu almadım. keşke alsaymışım.

işte alışverişi falan tamamladık bu itle gezmeye başladık frankfurtta. arabayı büyük bi otoparka bıraktık yemeğe gittik dönercilerin çok olduğu bir caddede. o kokuyu ve o simaları görünce bir an rahat hissettim, memlekette hissettim kendimi. girdik birine, adam kırşehirliymiş. selahattin usta. selamun aleyküm dedik oturduk. adam türkiyeden geldiğimi anladı hemen. memleket muhabbetine girdik. adam kırşehirliyim deyince hemen nuri şahinden konuşmaya başladı. selahattin ustayla da vedalaşıp çıktık bunların kasabanın yoluna.

rizorvud