-
26.
+4Ayrıca da Rüya hakkında şimdiden söylüyorum, kız bu işten zevk aldığı için yapıyor fakat aynı anda para alıyordu hikayemizin ilerleyen bölümlerinde Zeynep'le tanışacağız, Zeynep de Rüya'nın benzeri bir modeli çıkacak beyler. Orada daha net anlayacaksınız.
-
-
1.
0devam panpa
-
1.
-
27.
+4Bu muallakler üstüme yürümeye başlıyorlardı, ben de mecbur kapandım beyler dayağı yiyip beni Ebrar'a yollayacaklardı diye düşünmeye başlamıştım. Gelene yumruk sallıyor fakat kavgadan uzak durmaya çalıştığım için maksat yanıma yaklaşmasınlar diye itiyordum, çevredeki millet kıllanmaya başlamıştı, yakında polisi ararlardı eğer bu hızla bu yavşaklar beni indirmeye çalışmaya devam ederse polis anca benim peltemi bulurdu bir de nezarete atarlardı, tam yannanlara otururduk. Baktım durum ciddi ben de elemanlardan bir tanesine bir tane geçirdim sağ elimle çocuk tabii nolduğunu anlamadı, yere yapışıverdi zaten bakmayın beyler bu yavşaklar çok artistik yapar ama koftur çoğu zaten tek kişiye 3-4 kişi gelmelerinden tahmin etmişsinizdir, hoş elemanın gözünü biraz da ben korkutmuştum. Elemanlardan ikisi beni kollardan yakaladı zar zor zapt ederek kafama tokatla, işte yumrukla vurmaya başladılar, Ege de karnıma vuruyordu, bu sırada biri "AYIIII" diye bağırarak Ege'ye öyle bir omuz attı ki çocuk 5 gün yerinden kalkamamıştır, ondan sonra tek bir tekmesiyle benim sol kolumu açtı sol kolumla da ben sağ kolumdaki dallamayı silkeledim. Boynunda atkı olan kız bu sırada donup kalmıştı, kendince kazanacaklarını bekliyordu herhalde. Beni kurtarmaya gelen Deniz'di, "Birader geç kaldın gibiyolardı belamı valla" dedim, Güldü "Ulan senin için dershanedeki muallak hocayla kavga ediyordum ayı oğlu ayı, kıymet bilmiyorsun. Sigara ver hadi bana." Deniz böyleydi işte, ona teşekkür edemezdin istesen de, etsen de önemli değil derdi veya itce bir cevap verirdi, siz de niye ediyorum lan diye düşünürdünüz öyle öyle bize de nankör cevaplar vermeyi öğretmişti, bakmayın nankörceydi cevaplar ama gerçek minettarlık duyuyorduk içten söylüyorduk. Deniz yukarı şuanda Yolgeçen Han'ı olarak bilinen mekana doğru yürürken kızın boynundan atkıyı çekip aldı, bana uzattı. Üşüme kardeşim, bak yeni atkı aldım sana, ben de abartılı bir hareketle "ALLAAAH SAĞOL KARDEŞiM" "YENi ATKIMA BAKIN" diye bağırarak boğadan yukarı çıktım, işte Ebrar'a sataşan herkese bunu gösterecektim, atkıyı boynuma sardım, öylece kaldı. Ebrar benim atkıyı aldığımı bilmemeliydi çünkü: bunu benden gizli tutmuştu. Çünkü: "Söylemiştim Ebrar" diyeceğimi biliyordu öylece mal gibi kalmamak için bana söylememiş olmalıydı. Boynuma sardığım atkıyla uzun süre takıldım, irem atkıyı aldığında bir iki gün sonra Ebrar'a vermiş, daha sonra irem'den öğrendiğime göre Ebrar da" Bu parfümü kim kullanıyorsa beni bulsun bu kadar güzel kokan çocuk mu olur?" demişti.Tümünü Göster
-
-
1.
0Devam et kardeş merak ettiriyosun
-
2.
0o parfum senın parfum mu???
-
3.
0Başka ne olacak olum
-
-
1.
0kız sevgılı bulmada master yapmıs ya lan
-
2.
+1Çok hoş bir kızdı üstelik de çok şirindi aga, o yüzden çok normaldir yani. Bir de kibardı çok hep yüz verirdi çevresindekilere, o yüzden çevre geniş tabii.
diğerleri 0 -
1.
diğerleri 1 -
1.
-
28.
+4Eve geçtiğim gün dershaneye gidemeyeceğim anlaşıldı, üniversiteyi çöpe atmış olabilirdim, babam tüm imkanlarını kullanıp elinden geldiğince elinin uzandığı bir iki kişiyi çağırdı, fakat onlar da pek yardımcı olmadı. Babamın briç ortağı olan bir özel hoca vardı, ben gelir oğlana öğretirim demesiyle benim de ders düzenim oturdu yerine. Neyse tabii konu ders düzeni değildi. Zeynep beni ziyarete geldi beyler, hem de defalarca çoğunda bir iki şiir kitabı getirdi, hikayede pek lafı geçmedi pek de kısmet olmadı ama ben şiirlere bayılırdım. Bütün gün ona şiir okurdum sonra da o bana gülüp senin biraz daha serseri olman gerekmez mi diye soru sorardı. Zeynep çok iyi kızdı, her şeyimle beni seviyordu ona yalan söylediğim zaman, ki bazen bir filmi izledin mi diye sorduğunda evet derdim. Çünkü: öyle eziklenmekten hiç hoşlanmazdım, ne kadar saçma olduğunu o dönem anlamasam da şimdi anlıyorum, izlemedim demek adama koymaz ki ama işte o dönem nasıl bir züt kalktıysa ben de beyler, koymuştu. Yalan söylediğimde omzuma vurup yalan söylemek sana yakışmıyor Allahın hanzosu derdi. Çok gülerdik beraber, şu Arçelik'in kahve yapma makinaları yeni çıkmıştı, bize geldiği zaman hep kahve yapardık. Zeynep çoğu erkeğin olabileceğinden daha iyi bir arkadaştı işin güzel kısmı onu yanınızda bir yere zütürdüğünüzde "Hop kardeş damsız almıyoruz" diyen dalyannanlar olmazdı, nitekim hoş kızdı da. Öyle güzel günler geçirdikçe Zeynep beni Ebrar'dan kopardı, ama ben okula dönmeden evvel hala aklımda Ebrar'ın olmadığını söylersem yalan olur. Zeynep'in tüm çabalarına rağmen Ebrar'ı deli gibi unutamıyordum. Fakat artık onun için giyiniyor gibi durmuyordum, marjinal veya tiki bir karakterim yoktu beyler ama serseri gibi giyinmediğimi söyleyemem, ömrüm boyunca hep serseri gibi giyindim, botlar kot pantolonlar deri ceketler gibi motorcu işi giyinmeyi çok severim. Zeynep bana bunları sade olduğu için yakıştırıyordu, bense sevdiğim için giyiyordum. Ebrar ise renkli ve küpeli elemanlardan hoşlanıyordu anlaşılan. Ebrar'ın güzel anısını hiç bir zaman kafamdan silemeyecek olabilirim fakat kendisini bir gün okula öğrenci belgesi almak için gittiğimde silecektim.
-
29.
+4Ama yarısında durdum ve sildim. Zaten Zeynep duygusal zeka konusunda bahsettiğim gibi inanılmaz iyiydi beyler. "Küfretme bana Ata, biliyorsun işte mevzuyu sen de" dedi, öylece kalakalmıştım, ben bunca defa kendimi suçlarken acaba tek sebep bu muydu? Benimle başlayan hikayesinde Ebrar beni beğenmez mi olmuştu? Zeynep sonrasında devam etti. Yaz tatiline giriyoruz Ata, eğer ki istediğin bir şey varsa söyle? dedi. Ebrar hakkında ne istediğimi direkman sordu. "Zeynep ben Ebrar'ı geri istiyorum" dedim. Bunu değiştirebilmek için yapacağım bir şey var mı diye bir iki defa sordu, onunla yatmak istemiyordum fakat içten içe de istiyordum beyler, çünkü yatmakla övüneceğiniz bir kızdı fakat aynı zamanda da övünmenin dışında size getirisi mutlaka çok olurdu. Fakat onu memnun etmek tahmin ettiğiniz gibi mümkün olmayabilirdi. Çünkü zaten kızın elinden kim bilir ne tipler geçmişti, bir kaç ay sonra anlattığı bir hikayede gözü kapalı sevişen marjinal bir tipi anlatmıştı bana, herif zaten her şeyi görüyorum, ben seni hissediyorum, hem hayatta bazen bazı duyguları yaşamak için görme duygusunu kapatmalıyız kafasında bir tipmiş. Ama neyse işin özü, Zeynep benim arkadaşım olarak Ebrar'ı geri almamı istemiyordu, sebebini sorduğumda omzunu silkip "Acınasısın Ata, farket artık şunu sana bakınca acınası birini görüyorum, tek bir kızın peşinden cehenneme mi gideceksin Ata?" Haklıydı, kızın bende zerre yüzü yoktu ama işte ben onun peşinden sonuna kadar gidiyordum, halime acınabilirdi. O akşam bir karar verdim, Zeynep bir süreliğine ne derse onu yapıp, çenemi kapalı tutup sonuçları görmek istedim beyler. Çünkü: Beni iyi yönde geliştireceğine inanıyordum. Ben de mecbur boyun eğdim.
-
-
1.
0şu marinal tipi kim anlattı kanka orayı anlamadım ebrarmı
-
2.
0zeynep anlatmıs kanks marjınal bır lavukla gozu kapalı sıkısmısler
-
3.
0dıbına kodumun lavuğu deliği tutturamadığında napıyo aq ne gibim zevk
-
4.
0kızın gozu acık kanka lavugun kapalı bende arabada sıkısırken delıgı bulamamıstım karı soktu :D
-
5.
0hüzünlendirdin kanka :D bu amk ebrarıyla nolacak amk merak ediyom barışsalar bari
-
-
1.
0ben barısmalarını ıstemıyorum ebrar ayı kardesı haketmıyor
-
1.
diğerleri 3 -
1.
-
30.
+4O akşam bu tedirginlikler içinde ciddi anlamda bu konuda her bir taku bildiğine inandığım Zeynep'e mesaj attım, beyler inanır mısınız Zeynep inanılmaz tecrübeliydi bu konularda. Okuduğu okulun adı da bu konularda az çok bilinirdi camiada, şimdi nasıl bilmem ama şöyle söyleyeyim: Bizim 1 alt dönemimizdeki bir kız ve 4-5 eleman az kalsın o okuldan atılıyorlarmış, sebep de ortaya bildiğiniz orgy, bukkake tarzı bir videonun çıkmış olmasıymış. Neyse velhasıl kelam Zeynep böyle bir okulda okuyordu ve her ne kadar okulundaki herkes böyle olmasa da Zeynep de bir çocuğu unutmak amacıyla bu işlere girişmiş vaktiyle de unutur gibi olmuştu. O dönem sevgilisi olmayan fakat sevgilisi gibi davrandığı garip bir arkadaşı vardı. Şimdi hayatıma uzaktan baktığımda sadece Zeynep'i tanımış olmak benim için büyük bir şans olurdu beyler. Çünkü: Zeynep gerçekten kendi başına da inanılmaz bir insandı, çok iyi bir dansçıydı, dolayısıyla boyu uzundu, tanıştığım en uzun boylu kızlardan biriydi, uzun boylu derken, hani kızı hem zarif hem uzun boylu gösteren o sınırda en üst skaladaydı, öyle çok deve değildi ama Ebrar gibi minnak da değildi. Hoş bana göre ufak tefek kaldığı için onunla hep minnak diye dalga geçerdim. Zeynep'e tekrar her şeyi anlatınca, ben sana bu işleri anlatırım hatta öğretirim dedi. Ama tabii bana göre az çok bir şeyler öğreneceksin ama en azından ben seçiciyim şanslısın demişti. O gün gerçekten garipsedim beyler, sonuçta tamamen içgüdüsel yaptığın bir şeyi sanat gibi öğrenmek varmış yani. Ben o gün onu da gördüm. Ama istemedim, basitçe red edip uyumaya gidecektim ki Zeynep darbeyi vurdu. "Ebrar tecrübelilerden hoşlanıyor olmasın Ata?" o anda o kadar sinirlendim ki beyler, Zeynep'i ortadan ikiye ayıracaktım, telefonu elime alıp hiddetle yazmaya başladım.
-
-
1.
+1zeynep haklı olabilir panpa
-
2.
+1aynen bende bunu demeye calısmıstım oncekı sayfalarda
-
3.
+1Zaten kız haklıydı beyler çok zeki hatundu allah için, çoğu söylediği ya doğru çıkardı ya da hani olmak üzere olan olaylar kısmına dahil olurdu.
diğerleri 1 -
1.
-
31.
+4Beyler bol bol devam edelim, belki bitimlere bile yaklaşırız kim bilir.Tümünü Göster
---
Öncelikle yaptığımız şey gündelik olarak bir rutin oturtmaktı, Ebrar gittiğinden beri tak gibi yemekler yiyor, ne halt ettiğimi bilmeden gün boyu plansız yaşıyordum, gittiğim çoğu yere (okul hariç) yarım saat geç gidiyordum. Çünkü: ya hazır olamıyordum ya da koşmaya isteğim olmuyordu, işte böyle geç kalıyordum, Zeynep bana tek bir şey demek istiyordu bu konuda: O da şuydu, "Erkek adam her yere vaktinde gider, sen ağır abi olmalısın, senin imajın buna uygun, sen o yavşaklardan değilsin Ata, yapacaksan bunu yapacaksın, ya da öyle enkaz gibi kalacaksın" Söyledikleri aklıma yatmıştı beyler, inanın imaj işine çok değer veren bir tip değilim fakat, "ağır abi" diye tabir ettiğimiz hani ziyadesiyle olgun davranan tiplerden olursanız, çok faydasını görürsünüz. ikinci olarak dinlediğim müzikleri değiştirdi, çok dramatik ve üzücü müzikler dinliyordum. Ebrarla birbirimize sürekli şarkı önerirdik beyler, slow şeyler, hareketli pek yoktu. Onların hepsini bir albüm yapıp telefona atmıştım, tek dinlediğim müzikler onlar ve kendi keşfettiğim Ebrar'a söyleyemediğim şarkılardan oluşan o albümdü. Bunları da değiştirdikten sonra, giyiniş tarzıma tekrar göz attık. Yine sade giyinmek istediğimi söyledim, eyvallah dedi. Zeynep bende saç sakalı hiç sevmezdi, fakat eski sevgilisi Derin uzun saçlı ve sakallı bir lavuktu belki ondan dolayı da etkili olabilir ama size şöyle diyeyim beyler, kafamın yapısı düzgün, o yüzden hiç sıkıntı olmazdı. Bir kere saçlarımı Kaan kesmişti ve Zeynep'e arkadan çekilmiş bir fotoğrafını atmıştım, 3 numara standarttı beyler saçlar, ama sırtla beraber fena durmuyordu. Zeynep gülüp "Sende de iyi malzeme varmış" diyip gülmüştü. Nedense kızların bir sırt fetişi vardı yalan söylemiyordu yani hatun, amaan neyse sonuç olarak Zeynep beni baştan yarattı, hem de bunu 1 ayda her şeyi bırakmamı sağlayarak, Ebrar'ı bünyemden kaldırmamı sağlayarak başarmıştı. Okullar benim için açılıyordu ve bu sefer son bir defa ben o kapıdan girerken herkes ama herkes yerini bilecekti çünkü bu sefer hiç keyfi yerinde olmayan bir Ata o kapıdan içeri girecekti ve bu sefer tahammülüm olmadığını herkes görmeliydi. En azından Zeynep'in önerdiği buydu. -
-
1.
+2Zeynebın sex hocalıgı ısı noldu bu arada?
-
-
1.
+3Atlamışız ama hemen kısacık bir sonraki bölümde anlatıyorum zaten o yüzden sıkıntı yok, abartı bir şey öğretmedi fakat açıkça söylemek gerekirse hani nasıl yapmam, nasıl bir kızı yatağa atacağımdan nasıl çok iyi bir biçimde tüm süreci geçirebileceğimi filan anlattı.
-
2.
0beklıyoruz
-
1.
-
2.
+1yüre be kanka kim tutar seni aq
-
3.
+1oo saat 5 olmus uyumıcam da dırek bayram namazına yetıseyım uyursam oglen kalkarım aq :D
-
4.
+1kasabı acamıcam babam zütümden asacak beni
-
5.
0:D acarsın kanka ya daha var
-
6.
0acarız acmasınada 2 gündür uyumuyom şunu okucam diye kanka ya gözümden kan geldi amk
-
7.
0aynen lan zombı gıbıyım :D
diğerleri 5 -
1.
-
32.
+4Uyandığımda odamdaydım beyler, sıkıntısız uyandım, ağızda kötü tat oluyor tabii. Anesteziden kalkıyoruz diye biraz da tak bir durum ama her şey iyiydi yani olumsuz hiç bir şey olmamıştı, sakatlanmam sadece minik ufak tefek bir şeydi, sadece babam sağolsun acele ameliyata alınabilmiş ve hemen iyileşme sürecine girmiştim, ufak ağrılarım oluyordu fakat 1 aya iyileşecektim. Ameliyat sırasında inanılmaz bir rüya görmüştüm, tek hatırladığımda oydu açıkçası başka bir tak hatırlamıyordum ameliyatla ilgili. Annem bana sarılıp ağlamaya başlayana kadar da çok bir şey anlamadım. Dediklerine göre ameliyatta kalp spazmı tarzı bir şeye girmiştim, az kalsın gidiyormuşum filan babam bunun standart olarak bazı hastalarda yaşandığını söylemiş ama tabii annemi bir türlü rahatlatamamış. Zaten annemi inandırması da tahminimce pek mümkün olmazdı bu duruma, malum ana yüreği. Fakat ben annemn ağlamasına rağmen rüyamı aklımdan çıkartamıyordum, beyler yanlış anlamayın öldüm de cenneti gördüm demiyorum ama ölüp cenneti gördüysem eğer, evet cennet böyle bir yer. Taşlı güpgüzel bir dere vardı, tüm taşlar mermer gibi yuvarlak bembeyaz taşlar olur, bilirsiniz onlardandı işte beyler. Bembeyazdı hepsi suyun akışıyla oyulup yuvarlaklaşmıştı, fakat hava öyle aydınlık filan değildi, zifiri karanlıktı tek aydınlatan ay ve derenin beyaz taşlarıydı. Yürüdüğümde simsiyah bir taşın üstünde derenin tam ortasında oturan bir kız gördüm, bembeyaz güzel bir yaz elbisesi giymişti. Ebrar'ım, koştum ona sarıldım bir iki defa öptüm, karşı çıkmadı sanki her şey eskisi gibiydi. "Seni her şeyden çok seviyorum Ata, benimle kal" dedi. inanın beyler hayatımda hiç bir yerde o kadar olmak istemedim, hiç bir şey istemeden orada kalmak istedim, derenin soğuk sularında başımı bir kayaya yaslayıp dinlenmek istedim. Ama o anda yavaşça sahneden uzaklaştı kamera ve bir anda uyandım. Ağzımda tak tadı vardı, başım hafif ağrıyordu, dizim korkunç ağrıyordu. Her tarafım tentürdiyotluydu, aptal olmuş gibi öylece yatabildim bir süre, ne gelen ses etti ne giden. işin sonucunda öylece kaldım, Erhan amca'dan bana bir porsiyon kebap yollatmışlardı onu yerken bile sessiz sessiz oturdum, Zeynep'in dediği gibi acınası haldeydim.
-
33.
+4Neyse beyler velhasıl kelam tabii ki hikayemizin güzel kızı Rüya olamazdı, öyle güzel kız bize yannan bakardı. Ama yalan yok kızın da ruhuna huurluk işlemişti beyler, su sebili var bizim koridorda kızlar oradan su içmez genelde malum, eğilirsin arkadan pislik olsun diye biri gelir dokundurur, tabii haklı olarak hoşlanmazsın. Rüya geçerdi bu sebile 15 dakika su içerdi huur, arkasında olurdum ben de hep şanssızlığıma bak ki kız da hep sürttürmeye çalışırdı dıbına koduğum. Beyler, yanlış anlamayın muallak filan değiliz ama böyle kızı da sevmem, böyle kız benden uzak yavşakları seven kızlardandır amaç bir gün sürttürdüğünde heh be ne rahatladım demek herhalde, bu arada kız lise bitimine kadar kimseyle de çıkmadı beyler gösterip de vermemek de ayrı bir huyuymuş sanırım. Neyse panpalar devam edelim. Rüya'yı fazla kötülemeyek, kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş. O gün de sınıf başkanı seçimleri yapılıyor, bu Rüya da zengin kız yurtdışında okuyacak, babası parasını verecek ama CV lazım, kızın notlar iyi, ah bir de sınıf başkanı olsa! Ne güzel olur halbuki, zaten bu huur da bunu planlamıştı bir iki gündür erkeklere genelde yavşayarak veyahutta ben şehre yeni geldim (Kız liseyi okumak için dışardan gelmişti) bana etrafı gösterin yaa diyerek bir iki erkekle dışarı çıkıp onlarla tanış olmuştu. Kısaca çoğu oy onundu tabii karşısına kendisinden iyisi çıkmazsa. Ben de dedim ulan adaylığımı koyayım filan haşat edeyim huuryu, sonra düşündüm dedim alt tarafı sınıf başkanlığı, yurtdışında okumayacaksan bir gibe yaramayan aptal bir şey, yannan kürek işler. Tam bu sırada Ebrar diye bir hatun vardı sol ön sırada çok sessiz ama böyle el kadar minicik 1.50 boylarında açık kumral saçlı, incecik kolları, bilekleri, narin bir suratı olan kızdı vücudu hafif balık etliydi fakat abartı derecede değildi, genel olarak kız çok narindi, zarifti, yine parası olduğu çok belliydi çünkü: çok bakımlıydı, kollarında, yüzünde hiç sakal bıyık görmedim beyler kızın ve inanın millet 9. sınıfta kendini hep böyle saldığı anlarda göreceğine inanıyor böyle şeyleri, ama hatun sağlam derecede kendine bakıyordu, büyük olasılık en güzel saç boyasından, en güzel parfümlerden kullanıyordu, hep çok güzel kokardı. Şirindi, ufak tefekti ama sessiz de bir kızdı, Ebrar öyle bir hatundu ki sınıfın yarısı zaten onun şirinliğinden etkilenip ona oy verirdi. O sırada hoca önümüze birer parça kağıt koyup,"Kapalı oylama yapalım beyler bayanlar ve de rica ediyorum bunu önemseyip, dalga geçmeyin. Bu yurtdışında okumak isteyen arkadaşlarınızın bazıları için önemli." dedi. Sınıfa gözlerini dikip kim aday oluyor diye sorduğunda ben tam el kaldıracaktım ki Ebrar'ın el kaldırdığını gördüm, büyük olasılık benden korkan tipler bana korkusuyla oy verecek, Ebrar'ın sevimliliğine de bir iki oy gidecek, oylar bölünecek Rüya başkan olacaktı. Neden bilmiyorum ama Rüya'nın başkan olmasını istemiyordum, şirret bir kız gibi geliyordu. O yüzden elimi yavaşça indirdim, Kalan eller Rüya ve Ebrar'ınkilerdiler ve ben hangisine oy vereceğimi bilmiyordum, Ebrar iyi kızdı ama Rüya da ciks objesi gibi hatundu, bu sırada hoca kağıtları toplayacam lan hadi bakışını üstüme kitledi, kağıda bir kelime karalayıp hocaya verdim, fakat ucuna ufak bir yonca işareti çizdim çünkü yoncaları çok severim ben beyler böyle ufacık fakat her yerden fışkıran yoncalar pek hoşuma gider zaten gelir gelmez sıramada bir tane kazımıştım sıramın üstünde ufacık bir yonca vardı fakat o kadar hoş kazınmıştı ki onu büyütmeye veyahutta daha fazla oymaya kıyamıyordum. Kağıdın arka köşesine yoncayı çizip katlayıp hocaya verdim, oylar sayıldığında bir sessizlik sınıfa yayıldı. Sonra da kimin başkan olduğunu öğrendik..Tümünü Göster
-
-
1.
+1Sözlükte herkesin boyu ya 1.85 ya 1.95 dıbına koduklarım nasılda sallıyorlaf
-
2.
+1Ahaha kardeşim ben sık sık boyumun kısa olmasını isteyen bir adamım, bir çok sıkıntı çıkarıyor bana, kaldı ki 1.85 bana kalırsa çok uzun bir boy da değil ya işte ortalamaya göre uzun kalıyor ülkemizde, zaten 1.85 boyuma rağmen göbekliyim, öyle tasvir et kafanda beni.
-
1.
-
34.
+4Belki ileride hikaye değerlenir bu partı da imanlı patlican kardeşime yazayım, ciğerlere kadar çek panpa.
---
Ebrar'ı nereden biliyorsun lan sen? Hayvan diye güldü Deniz. Biz tanıştık kanka sen dert etme be dememle beraber Ebrar'ın arkasından koşmaya başladım, ne diyeceğimi en ufak bilmiyordum beyler ama yetişmek istiyordum. O güzel kokusunu tekrar içime çekmek istiyordum. Kızı daha 3 dakikadır var yok tanıyordum ama çok etkilenmiştim beyler, zaten asosyal bir bin olmasam bile ilk defa bana böyle güzel, sevimli yaklaşan iki arkadaşım vardı ömrümde biri Ebrar diğeri Denizdi, Deniz'le çıkmam mümkün değildi, belki de mümkündü de ben öyle muallaklerden değilim. O yüzden Ebrar'ın peşinden kovalıyordum şimdi.. Deli gibi koşuyorduk, bu sırada Deniz arkamdan bağırdı "Oğlum dur lan dur." Önemli bir şey söyler diye hızlıca durdum, Deniz arkamdan gelip zar zor durup yanımdan geçip bir iki adım geri bastı, "Ulan Ayı, abazalıktan kırım kırım kırınıyo musun? Kafayı mı yedin ayı oğlu ayı?" Deniz'e içimden geçenleri diyemedim ama harbiden lan diye bir onay cümlesini kurdum, Kanka sen tedirgin olma dedi. inanın beyler hatırlamıyorum ama Avrupa yakasında bir mekan vardı Limonata diye, Ortaköyde veyahutta Nişantaşı gibi jet sosyete mekanıydı. Deniz dedi Limonata'da buluşucaz biz onlarla, Ebrar'ın da Melisa diye bir arkadaşı var ben onunla tanışıcam dedi. Ulan çakal, nasıl da ayarlamıştı Ebrar'ı bana yaparken Melisa'yı da kendine ayarlıyordu. O gün eve döndüğümde beyler ne tak yiyeceğimi düşünmeye başladım, karşıya geçmek zor geldi, arabayı kaçırsam peder bey ağzıma sıçardı. Kadıköye gidip vapurla yardırırdık karşıya o da olur lan diye düşündüm, akşam 7'de yemek yiyecektik, eve geldiğmde saat 4'tü tak gibi yorulmuşum okuldada, uyusam mı? diye düşünürken yatağa yattım üstüme nasıl bir ağırlık çöktüyse gözlerimin kapandığını hissettim.. -
-
1.
0Haha eyv panpam
-
1.
-
35.
+3Kağıtta "Efe'ye dikkat et Ayı, bu seferlik Ebrar için ikinizi kolluyorum" yazmıştı, Efe denen bir çocuk vardı beyler, adını duyar duymaz yıkıldım, çünkü eleman çirkin olmasına çirkindi fakat Ebrar'ın aradığı ilgiyi Ebrar'a gösterebilecek bir çocuktu, bunun dışında inanılmaz derecede zengindi, bazı günler okula spor arabayla filan gelen bir tipti, normal günlerde de şöförle geliyordu zaten, benim bu çocukla yarışmam için şansı bırakın, ihtimal yoktu. Eleman tedirgin olmadan ehliyetsiz Maserati süren bir tipti. Bunun dışında okulda force'u olan Ayhan kardeşimiz de belli ki Ebrar'dan hoşlanıyordu çünkü, bunu benim için değil Ebrar için söylemişti. işte şimdi iki kişiyi halletmemiz gerekiyordu, bunun tek bir yolu vardı o akşam ne yapacağıma karar verecektim, Ebrar'a ne olduğunu söylemeliydim. Ona her şeyi anlatacaktım. Onu nasıl sevdiğimi, aşkımın ne kadar büyük olduğunu ve onsuz bu işe gerçekten dayanamadığımı yanımda olmazsa gerçekten taku yiyeceğimi söyleyecektim. Okul çıkışı biraz konuşabilir miyiz? diye sordum. Kış geliyordu hava soğuktu, "Beni vapura üşütmeden bırakırsan olur Ata" dedi. Anlaştık dedim ben de çıktığımızda vapura doğru yürüdük aşağı doğru inerken ona konuyu açtım, seni seviyorum diyerek başladığım gibi anlattım anlattım ve anlattım iki kelimelik "Peki o zaman" cevabıyla yüreğimi yaktı, ne diyeceğini bilmiyordu çünkü: o böyle bir şeyleri hala hissedebiliyor olduğum ihtmalini çoktan bitirmişti ona göre ben yakın bir arkadaş belki uzaktan arkadaş olmak istediği eski sevgiliydim, durum hiç iyi değildi hayatta tek tutunduğum dal, belki de uzun süredir bir tanem dediğim Ebrar'ı kaçırıyordum elimden, bitiyordu beyler en sonunda. Vapurun önüne geldiğimizde, onu çok kıskandığımı söyledim. Omuz silkti Ebrar hanım, ona göre bu doğal bir olaydı anlaşılan Ebrar'ım lütfen diye yalvarana kadar uzun süre sessiz sessiz oturdu. En sonunda kafayı yiyip sokakta yürüyen dallamaları yanından geçince kıskanıyorum, onlar da senin kokunu alıyorlar, almamalılar diye sinirlendim. Elimi tuttu, gözüme bakıp Ata, sen benim en yakınımsın, gitmeni istemiyorum ama gitmek istiyormuş gibi konuşuyorsun dedi. Haklıydı, daha fazla Ebrar'ın yanında kalmam mümkün değildi, bu kıskançlıkla yakın zamanda birilerini öldürecektim ya da kız iyiden iyiye önüne gelenle çıkmaya başladığı şu dönemde beni de yine elden geçirip belamı tekrar gibecekti. Bu işin böyle kapanmasını istemiyordum fakat başımı olumlu yönde salladım, Ebrar'ım gideceğim ben dedim, mecburum dedim. Aaah, baloyu unutma ama diye yanağıma ufak bir öpücük kondurdu. Ne balosu, heee o balo mu? LAN?!Tümünü Göster
-
36.
+3Okullar tabii ki açılmıştı beyler, bahsetmedik ama lise 3 bizim için zorlu bir dönem olmaya başlamıştı, zütümüzden kan alıyorlardı ve biz it gibi çalışıyorduk, dershaneler, haftasonları dolulukları içinde bir tek ortak paylaşımım olan bizim ekiple buluşabiliyordum. Ebrar ile buluşmam zaten mümkün olmuyordu. Haftasonları o da benimle buluşuyordu, döndüğünden beri ilk defa hayatında biri yoktu ve inanır mısınız bu beni inanılmaz mutlu ediyordu, bir yanım hala onunla olmak, geri dönmek istiyordu onunla kalmak istiyordu. Napalım ben böyleydim işte beyler, haftasonları güzel yemeklere zütürüyordum onu, sonrasında o ödüyordu tabii. Aramızdaki 3 yıllık ilişkiden sonra benim paramın kısıtlı olduğunu anlamıştı, ben çaktırmamaya çalışsam da mümkün mertebe o ödüyordu her defasında ödememesini söylüyordum genelde pislik olsun diye teşekkür ederim diyip öpermiş gibi yaparken yanağını ısırıyordum. O günleri de hala özlüyorum, Ebrar insanın çevresinde olunca insanı mutlu eden bir varlıktı fakat ona aşık olduğunuzda sizi inanılmaz üzerdi, bu hikayeyi dinleyen bir kaç kişinin bile Ebrar'a aşık olmasından onun cazibesini az çok çıkartabiliriz sanırım beyler, neyse devam edelim hikayemize biz böyle devam ederken Ayhan diye bir arkadaşım vardı, iyi anlaşırdık ama çok da takıldığımız bir tip değildi, annesi kimya hocasıydı bir gün Ayhan'ın annesi Nurgül hoca beni çağırdı dedi Atakan, Ayhan sana bir şey iletecekmiş ama bulamıyormuş, sana bu kağıdı vermemi istedi dedi. Tabii benim kanım dondu kimse bana tutup da hocayla kağıt gönderecek kadar önemli bir şey yazamazdı, yazsa bile ne anlamı olabilirdi ki? Bildiğim kadarıyla Ayhan son dönem çok hastaydı bir karaciğer sıkıntısı vardı fakat okulda herkesin sevdiği tanıdığı bir tip olduğundan direk dedikoduyu da alan bir elemandı. Fakat şaşırtıcı bir biçimde dedikoduyu dağıtmazdı, sadece içinde olan insanlara söylerdi, bu yüzden onu herkes o kadar severdi, olayın aslını astarını bulmadan kimseyi uyarmayan erkek bir adamdı. Kağıdı alıp cebime attım, korkmuştum. Olabileceklerden hoşlanmıyordum, Ebrar son dönem bana çok mesafeli davranıyor, bir şey istediği zaman sadece yanıma yanaşıyordu. Bu da artık iyice beni kıllanıdırıyordu, hayatında bizim okuldan biri varsa benimle rekabet etmek istemeyeceğini biliyordum, bu yüzden belki de geçmişimizi gizliyor olabilirdi. Ne halt edecektim, kağıdı açmalıydım. Kağıdı açtığımda yüzüm düştü ama o sırada iki sıcacık el beni belimden tutup kafasını sırtıma gömdü, sonra beni güzelce kokladı, gülüp "Atkı için teşekkür ederim Şövalyem" dedi. Kağıdı saklamaya uğraşmak zorundaydım..Tümünü Göster
-
37.
+3Evet son part:Tümünü Göster
Seneler sonra bugün düşününce uzaktakileri yazmak, uzaktakilerden bahsetmek uzaktakilerden konuşmak zor ama işte seneler oldu Ne Ebrar var yanımda o günlerden ne de başka aşık olmaya yakın olduğum kızlar. Ben bağlanmaktan korkmadım diye başıma gelen her türlü eziyet, saçma sapan tüm sevgililer ve diğerlerine rağmen ben buradayken onlar yok, belki hala burada olacak olanları olurdu ama inanın, insan istemiyor. Böyle yoğun bir aşktan 1 sene içerisinde bomtak bir sertliğe iniş yapmak işte insanı asıl o üzüyor. Neden bilmem ama beyler ondan sonra üzülüyor işte insan, öncesinde bunu düşünmek üzmüyor ama zamanla işte insan alışınca üzülüyor sanırım. Neyse ne fazla kurcalamamak en iyisi. Ebrar balo günü 1 sene hiç mesaj atmadığı adama "Şövalyem beni lütfen 7'de al, söz çok güzel olacağım (;" diye mesaj atmıştı. Seneler sonra ekrana boş boş bakmak, belki de unutamamak diye tabir ettiklerini yüz bininci defa yaşamak iyi gelmedi beyler ama biliyordum bu sefer sondu, irem'den Ebrar'ın Amerika'da okuyacağını duymuştum, ses etmemiştim ama bir ihtimalle onu son defa görmüş olacaktım. Babamdan arabayı almak için rica ettim, baloya giderken arabayla gitmek istiyordum. Sağolsun kırmadı izin verdi, vermese de yürüyerek giderdim, nitekim insan her şeyin sonunda ailesiyle kalıyor. Ve ailesiyle kalınca da onları kırmış olmak iyi olmuyor be beyler. işte o gün hazırlandım, kravat takmadım. Beni hep çok sıkar be beyler kravatlar, kendi boynuna ip geçirme derler bazı filmlerdeki taşşaklı abiler, ben hala diyemedim ki "Abicim çok sıkıyor zaten, niye geçireyim?" diye. Çok güzel bir lise hayatım olmuştu, Beşiktaşta evin önüne çektiğimde de ömrümde gerçekten bir çok kişinin çıktığım en güzel kız olarak nitelendirdiği kızı mükemmel bir gece elbisesinin içinde gördüm, ince narin omuzları, ufacık çantası, kocaman parlayan gözleriyle öylece baloya zütürdüm onu. Yolda hep birbirimize önerdiğimiz şarkıları dinledik, her defasında diğer şarkıyı daha heyecanlanarak söyledik bir iki defa mırıldandık. Bazılarında ağlayacak gibi olduk, öylece kaldık. Ama sonra baloya vardığımızda yavaşça kapıyı açtım, inmesine yardımcı oldum. Balo güzel geçti ufak bir slow şarkıda dans etmek istedi Ebrar hanım, karşılıklı dans ettik. "Ata, sana bir şey anlatacağım "diye beni bir köşeye çekti. "Ata, ben gittikten sonra orada çok yalnız kaldım, artık dayanamıyordum çareyi başkalarında buldum, özür dilerim.." "Beni bıraktın gibi hissettim, her baktığım başkasında seni gördüm ama zamanla başkasında başkasını gördüm, seni görmeyi bıraktım. işte o zaman sen benim hatırlamak istemediğim bir anı olarak kaldın, senden uzaklaşmak istedim. Ama seni başkasıyla görünce delirdim, olmadı be Ata, olmadı.. Belki kafayı yedim, belki çok değiştim ama sana demiştim ya hatırlar mısın? Ben hep Rüya'yla atışmalarını görüp seninle tanışmak isteyen Ebrar olacağım diye, ben o Ebrar'ım Ata, lütfen sen de benim için eski Ata ol, ben yine gidiyorum, bu sefer güzel ayrılalım, ne dersin Ata?" Kafamı hafifçe sallayıp "Anlaştık Ebrar'ım" dedim. Öylece şarkı bitene kadar dans ettik, gecenin sonunda arabaya bindik, onu eski günlerdeki gibi eve bıraktım. Hayatta her şey istediği gibi olsun dedim. Ebrar da bana bakıp "Yalnız kalınca ben ben olamıyorum, ben insanlarla mutluyum be Ata, senin gibi yalnızlıkla mutlu olabilsem yapmazdım" dedi. Anlamadım, hala da bunu anlayamıyorum. Ama en azından kendince bahanesi vardı ve o bu bahane çapında, hayatından memnundu. Ee o halde bize tak yemek düşer. Veya senaryo yazarlarının dediği gibi Esas oğlan esas kızın arkasına dönüp apartmana girmesini izler, işte bu kadar be beyler. Biz de bizim hatunun apartmana girmesini izledik, sonra da bir daha başka bir yerde görmedik...
SON -
-
1.
0Ağladım huur çocuğu mutlumusun :"(
-
2.
0Helal olsun koca Yürekli ayicik fotografları da bekliyorum panpa ailecek takip ediyoruz
-
1.
-
38.
+3Ameliyattan 2-3 hafta sonraydı artık rahatlıkla yürür hale gelmiştim, pek koşabilecek konumum olduğu söylenemezdi fakat rahatlıkla yürüyor, günlük işlerimi halledebiliyordum. Amaç iyi bir iyileşme için dinlenmem, haftada maksimum 1 gün kendimi yormam yönündeydi. Çünkü: Tam iyileşmem için öyle şart koşmuşlardı, o dönem bu Operatörlerden birinin güzel bir tarifesi çıkmıştı beyler, inanın hangisi hatırlamıyorum. Onun için öğrenci belgesi lazım oldu, ben de okula gittim. Öğrenci belgesini aldım, eski binaların bilirsiniz büyük kapıları ağır olur, bizim kapıda öyleydi. Arkası gözükmez izi belli olmaz bir kapıydı öyle hayvanımsı da büyük dökmeydi, zar zor çekerdi herkes onu zar zor geçerdiniz zaten. Neyse beyler sonuç olarak böyle ağır bir kapıydı. Ben de çektim kapıyı girdim içeri güzelinden gidip bir öğrenci belgesi aldım, müdür yardımcısına imzalattıktan sonra çıkıyorken bizim okulun kapısı dedim ya ağırdır. Dışarıdan çekilerek açılıyor içeriden itilerek, neyse beyler şansa bakın ki, Efe denen pekekent de o gün okula gelmeye karar vermiş kapının da ağır olmasından dolayı kapıyı iterek açıldığını fakat bir türlü açamadığını düşünmüş, bu sırada da şans bu ben de aynı anda içeriden itince açılmıyor diye düşündüm, sonra aklıma geldi kapıyı yağlamadılarsa biraz zorlarsam açılır bir iki sağlam itekleyim dedim, tüm gücü verdim beyler kola omuza, bir ittirdim arkada da Efe ittiriyormuş, güce dayanamadan pekekent uçup yere yapışmış, kapı bir anda rahatlıkla açılınca ben şoka girdim. Bir baktım yere yapışmış bir eleman, burnuna kapı çarpmış burun kanıyor filan. "Kardeşim valla kusura bakma bilerek olmadı" dememle beraber herif elini yüzünden çekti, tabii ben kim olduğunu görünce biraz bozuldum çünkü karşımda Efe duruyordu. Öylece kala kaldık beyler birbirimize baka baka. "Bunu bilerek yaptın it oğlu it, ayı oğlu ayı" diye sövmeye başladı. Kavga çıksın istemiyordum beyler, herif dizime bir tekme atsa allaha havale olabilirdim. "Seni okuldan attırırım, hep Ebrar'la çıktığım için yaptın" dedi. "Özür dilerim kardeşim gerçekten bilerek olmadı" diye ısrar ettim fakat eleman inat etti. "Hayır bunu senin "Ebrar'ın" yannan yannan diye bana yalvardığı için yaptın " diyince. Elemanı tuttuğum gibi duvara savurdum beyler, herifin ciğerleri ağzından çıktı, soluğu kesildi. Sağ yumrukla bir iki defa karnına daha geçirdikten sonra iyice nefes alamamasını izledim. Öylece yere yapışmış, nefes almakta debeleniyordu. Ayağımla kolunun üstüne bastım, tam bileğine. Basılan varsa bilir çok kötü acır, hayattan bezdirir. Sonra da suratına tükürdüm. "Hayır dedim, bunu Ebrar sana yannan yannan diye yalvardığı için yaptım" Ona "Ayı'nın selamı var de, he bir de söyle ona artık Ayı'dan şovalye olmayacağını anladığına sevinmişim, mesut olsun istiyormuşum". Çocuk hiç sesini çıkarmadan dinliyordu. Anlayıp anlamadığını anlamadım "Anladın mı ulan?!" diye bağıra bağıra sordum. pekekent hala hareket etmiyordu, ben de sağ ayağıma ağırlığımı verince bağırttıdım bunu bir güzel "ANLADIM LAN HAYVAN" diye. Beyler, zevk almamalıydım biliyorum ama inanın bunu yaparken çok zevk aldım. Ebrar için ömrümde bir kere daha kavga ettim demiştim, hatırlarsınız, sürç-ü lisan eylemişiz affola sanırım bu ikinci kavgamızdı, fakat bir çok kavgada kendimi de tutmuşluğum var. Eve döndüğümde Ebrar'ı kafamdan silmiştim, çünkü: her ne kadar üzülsemde, Efe haklıydı.Tümünü Göster
-
-
1.
+2hak ettı pekekent ıyı yaptın
-
2.
+1onun zütüne kızgın sopa sokacan öyle adam olur dıbına kodumun züppesi
-
3.
+1ebrar da da hatanın buyugu var kardes
-
4.
+1dürüm kankim kız yurtdışına gitmeden önce 10 numara değilmiydi şiliye gidince kıza bişey olmuş abiicim çok belli başka ne olacak dururken kimse değişmez öyle
-
-
1.
+3aynen. Gecırdıgı tedavı surecı farklı bır ulke farklı arkadaslar degısen duygular buna etkı etmıs olabılır kankım
-
2.
0tecavüze uğramış olamazmı kanka
-
3.
+3Fatmagul tecavuze ugradıktan sonra sevgılı mı aradı?
diğerleri 1 -
1.
-
5.
+1Yoluma gitmeme izin verse gerçekten bir şey yapmazdım beyler, açıkça söylemek gerekirse işin sonu bu muallaknin bana yaptıklarında bitmiyor. Ben zaten yaptıklarını biliyorum, her gece kabuslarımda görüyorum. pekekent bunu bana gelip bir de yüzüme vurmaya çalışınca ben de çıkarttım yüzüne vurdum, çarem kalmadı yani.
-
6.
+1en ıyısını yapmıssın bu pıcler dayaktan anlar en az senın kadar benım de karsıma cıktı
-
7.
0bacısı varsa bacısına çift zenciyle girim oçun
diğerleri 5 -
1.
-
39.
+3Devam ediyoruz beyler, tam gaz hem de yazma şevkim arttı bir anda bu partı da yazayım hemen 2 dakikalık tuvalet molasından sonra size geleceğim.Tümünü Göster
---
Öyle bir an gelmişti ki artık her şey bomboştu, hani bilirsiniz ilk defanızdaki heyecan yoktur ama heyecansızlık da değildir, artık yeni bir şey değil ama zevkli bir şey yaparken, örneğin araba kullanmaktan zevk alan bir adam için, örneğin bilgisayar oynarken bir oyundan alınan keyif için, örneğin bigiblet sürerken ve ya motor kullanırken. işte o anda ben de öyle hissediyordum, Nilgün çok kısa değildi beyler, bunu da hikayemize ekleyelim dolayısıyla minnak şirin modelden çok ortalama güzellikte ortalama bir kızdı fakat davranışlarıyla ve bazen cazibesiyle bunu kapadı sanırım insanlar için, benim için sadece bir kerelik olay olduğu için bir şey diyemem. Ama kızın evinde bilirsiniz kız yanıza uzanır siz yanındasınızdır saçlarını okşarsınız filan ya öyle bir pozisyonda yatıyorduk. Sigarayı dönerek içiyorduk, bir an önce bitsin ve aksiyona başlıyim istiyordum açıkçası. Sigara biter bitmez Nilgün'ü tutup boynunu öpmeye başladım beyler sağ elimle de bir şekilde aşağıdan okşamaya çalışıyordum ama olaydan komple haberim olmadığı için öylece bir şekilde kendimce saçma bir uğraş veriyormuşum sonradan Nilgün söylemişti bunu da fakat çok libidolu bir hatun olduğu için o da sağ eliyle benimkini ellemeye okşamaya başladı pantolon üstünden. Şunu da ekleyeyim burada Nilgün öyle çok tecrübeli değil de içgüdüsüne göre ilerliyordu, öyle bir raddeye geldik ki artık ikimiz de yarı çıplaktık, ışıklar açık seviştiğim ilk kızdı beyler Niilgün o yüzden belki anısı farklıdır ama her şeyi görüyordum, tam başını koydum ki öylece bana baktı, kız gerçekten ıslaktı ve yanıyordu beyler ama gözümün içine bakıp başını iki yana salladı öylece. "Ne var kızım ağzını elimle mi kapatıyim?" (Denizden sevgilisinin komşular duymasın diye bunu istediğine dair geyikler yapardık hep) "Ayı hayır ben bakireyim" dedi. Beyler gram inanmadım, kızın sevgilisi 3 senelikti ve bir kerecik bir şey yapmamışlardı ama hafif başını dayayıp da içeri doğru zorlayınca hiç kolay girmediğini ve alırken zorlandığını farkettim, canı yandığı belliydi. Sonra ona dönüp baktım, "Sahiden mi söylüyorsun lan sen?" Başını üstüste salladıktan sonra gözünden yaşlar aktı. "Sevgilimle olsun istemiyorum, çünkü: benimle evlenceğine çok inanmış, seninle olmasını da istiyorum Ata ama bunun sadece bugünlük olduğunu biliyorum, yan tuvaletten konuşmalarınızı duydum" işte o anda bende kayış koptu beyler, kız doğru söylüyordu. "Ee dedim sevgilinle napıyorsunuz peki?" O anda hızlıca ayağa kalktı, bu sefer yüzü hınzırca gülüyordu benimkini ağzına alıp sakso çekmeye başlayınca benim de yüz güldü beyler tabii. Ama zaten çok tecrübeli değildi, üstelik çok uğraşıyordu ve de zaten 4 biradan sonra çok zorlanıyordum ben. Öyle bir süre devam ettik , kafamı kaldırıp "Amaan giberler" diye soruyu sordum. "istersen ilk seferin benimle olabilr biliyorsun değil mi?" -
40.
+312. sınıf hakkında söyleyebilecek pek bir şeyim yok, fakat belki hayatımın güzel bir dönemi denebilirdi, lisede sadece 2 senem düzgün geçmiştir, biri 9 diğeri 12. sınıftı zaten, 9. sınıfta malum Ebrar vardı, 12'de mi? 12'nin avantajı da Ebrar yoktu. işte böyleydi be beyler, bir zaman aradığınız, onsuz yapamıyorum sandığınızı, unuttuğunuzda hayat gelişiyor, sizin için açılıyordu. imajımı eskiye çevirdikten sonra bir çok kızın gelip benle konuştuğunu farkettim, G'yle başlıyan bir adı olan bir hatun vardı. Kızıl saçlı ve yeşil gözlüydü, tamam çakma kızıldı ama kızın yemyeşil gözleri vardı beyler. Görseniz, öyle parlardı gözler işte. Neyse bu G'yle başlayan hatun bir kaç defa beni inatla evine bile çağırmıştı, ders çalışırız hesabına. Ama hiç gitmedim beyler, Nilgün'den sonra, Zeynep'in anlattıklarından sonra, Bade'den sonra, Masal'ı kırdıktan sonra. Hayatımda yeni bir kız ya da ciks istemediğimi farkettim, sayısız ucuz şarap ve sigaradan sonra da bunu farkettim. Hala alkol kullanır sigara içerim ama artık takunu çıkartmıyorum. işte 12. sınıf için ben şunu diyebilirim, yaptığım hatalardan sıyrılmış bir Ata'ydım, artık kaçmıyordum, ayağıma basanın ben de ayağına basıyordum, duygularımı da gidip saklamıyordum fakat artık okulda bizim ekip hariç kimseye de bir duygu hissetmiyordum. Ebrar'ı kafamdan atmıştım. 12. sınıfım Şubat ayına kadar böyle geçti işte beyler Şubat ayından sonra ise şöyle geçti: Zeynep yurtdışına gidiyordu ve Almanya'nın üniversiteye alması için gereken tüm sınavlara girmişti, ben sınavlarıma hazırlanırken o da sabahları okula geliyordu benimle, nasıl mı oluyordu? Şöyle, okul girişinde 4 senedir zaten bizim ekiple kahvaltı ediyorduk, şimdi Ebrar'ın yerini Zeynep almıştı, işte öyle takılıyorduk. Ebrar sanırım Efe'den ayrılmıştı, pek beraber ortalıkta gözükmüyorlardı fakat komiklik bu ya, Zeynep'le ben sürekli beraberdik hatta o kadar bir seviyeye geldik ki, "sana nasıl sevişileceğini gösteririm"e kadar geldi. Ben de kabul ettim açıkçası çünkü: her şeyi bilmek istiyordum. Tüm bu olay boyunca kıyafetler üstümüzdeydi fakat ilk tanıştığımız dönem bir kere de aramızda bir yakınlaşma geçti fakat bu utandığım bir olay olduğundan pek anlatmak istememiştim ama ne de olsa artık bunları söylediğimize göre, anlatalım. Zeynep göğüs ucuna piercing taktırmıştı ve yurtdışında bir yere gitmişti, orada yaptırmıştı. Açıkçası ben inanmamıştım o da "hehe yaptırmadım" zaten dedi. Daha yeni tanıştığımızdan bir anda zorlamak istememiştim ama "Madem öyle niye yaptırdım diyorsun Zeynep kafayı mı yedin?" dememle beraber üst kısmının çıplak bir fotoğrafını atmıştı, piercing direk orada duruyordu. "Yalan söylemek, korkaklık bize yakışmaz Ata bey" demişti. Yani Zeynep her ne kadar arkadaş olsa da başlangıçta pek o şekilde başlamadık. Neyse dönelim konuya Kaan'ların evinde yurtdışından bana aldığı hediyeyi içerken Zeynep'le biraz yakınlaşmıştık, yakın oturuyorduk, sonra piercingini gerçekten görmek istedim, o da gösterdi. Biraz işler böyleydi yani beyler. Sonrasında iyice arkadaş olduğumuzda açıkça söylemek gerekirse benim kadar iri birinin ayakta yapabileceği ve gerçekten bir çok kızın memnun olabileceği pozisyonlar gösterdi diyebilirim, ben çok iri olduğum için bazı durumlarda sıkıntı olabiliyordu çünkü. Neyse, onun da sınavları bitince benim sınavlarıma beraber çalışır hale geldik, iyi bir Üniversite'ye girmemde çok büyük rolü olanlardan biri de Zeynep'tir beyler ama Zeynep'in en sevdiğim yanı bazen Efe'yle uğraşmasıydı. Ona gelip Ebrar'ın yanındayken, ona kahve zütürürken yanağından makas alıp "Naber tatlı çocuk" derdi. Sonra da "istersen bizimle otur" diyip benim oturduğum masayı işaret ederdi. Her defasında çocuk koşarak kaçardı, Zeynep de nolduğunu anlamıyormuş gibi "Allah allah" diyerek uzaklaşırdı. Zeynep tam bir çılgındı ve Ebrar onu kıskanıyor gibi hissediyordum.Tümünü Göster
-
-
1.
0ebrar kıskanıyor gibi hissetmen benim için çok iyi oldu sonunda ebrar aq giberim zeynebi tamam ebrarda kaşarlık yaptı ama CCCebrarCCC
-
2.
+1Balo sözünü unutmayalım kardeş (;
-
3.
0MERAKLA BEKLiYOZ PANPA
-
4.
0ebrarı dusunmeyı acılen bırakman gerek :D zeynep gıbı kızları hep sevmısımdır fuck body tarzı CccZeynep ReyızccC
-
-
1.
0ya benimle de amacı o olmaktı, belki de bir kere takılıp bırakmaktı ama ben yanaşmadım çünkü: her ne kadar o tip kızları zeynepten sonra sevsem de hiç sevmezdim, şimdi pişman mıyım? Asla, çünkü Zeynep harbiden sağlam bir yaşam dersi verdi bana, adeta uyan çağrısı yaptı.
-
2.
0sex yapınca da ders verebılır kardesım keske duzenlı bır sex hayatınız olsaydı onunla belkı aranız daha da ıyı olurdu
diğerleri 0 -
1.
diğerleri 2 -
1.
-
41.
+3Ben geldim beyler, başlıyoruz.Tümünü Göster
---
Ebrar'ın beni baloya davet etmesi, sözleşmemiz bunu ben nasıl da unutmuştum? Dedim ya beyler, zengin okulu her sene balo oluyor mezun olanlara diye, 9. sınıftaydık o dönem en çok onunla gitmek istemiştim ve dayanamayıp sormuştum. O da çok erken bunun için diye gülmüştü, sonra da gözlerimin içine bakıp söz vermişti. Benimle geleceğini söylemişti. işte o gün deli mutlu olmuştum beyler, şimdi Ebrar'dan bir daha konuşmayacakken, bile mutluydum, çantamı açıp bana verdiği bilekliği ve parfümüyle kazağını çıkarttım, bunlar senin Ebrar'ım, ben de kalırsa her gün deliririm dedim. O da bana güldü, o kadar güzel gülüyordu ki beyler, hiç bir şey diyemiyordum. Öylece mal mal bakıyordum. Son bir defa sarıl bana dedi, sarıldım. O vapurun turnikelerinden geçerken tanıştığımızdan beri hep arkasından bakar, hep ona bağırırdım, "Eve dönünce bana mesaj at, merakta kalmayayım" diye. Bu sefer de tekrar adını bağırdım "Ebrar!", Yüzü gülümseyerek bana döndü "Efendiim" dedi tatlı bir biçimde. Gözlerim doldu, ona artık eve dönünce bana mesaj at diyemezdim, uzak kalmak istiyordum. "Seni seviyorum" diyebildim. Hem de her şeyden çok seviyordum, görüşürüz Ebrar'ım dedim.. O da bana yavaşça el salladı kafasını bir iki defa aşağı yukarı salladıktan sonra vapura binip ortadan kayboldu, bir daha onu okulda gördüğümde sadece selam verecektim, ara ara belki sarılırdım da ama artık benim sevdiğiim, beni seven Ebrar uzaktaydı, biz birbirimiz için yaratılmamıştık, ceketimin yakalarını kaldırdım, tam Rıhtım'dan yukarı aradan yürüyordum ki gözlerim dolmaya başladı, daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum, bir iki damla gözümden yaş akarken biri yanağımı tuttu, "Pişt, ağlarda mıymış? N'oldu meleğinin meselelerini mi duydun?"
Sağ elimle Rüya'nın kolunu tuttum, hızlıca suratımdan çektim. "Rüya gibtir git başımdan hayatım. Hem senin sürttüreceğin bir insan yok mu etrafta?" diye sordum. Çok sinirlenmiştim, Ebrar hakkında saçma sapan bir şey söyleyeceğini biliyordum, elim ayağım titremişti beyler, Rüya huursu beni sokakta görmüştü ve aklı sıra bana Ebrar'ı kötüleyecekti. Tam arkamı dönmüş giderken "Bu Nagihan ve Efe hakkında, bence dinlesen iyi olur biliyorsun sen de" dedi. O gün arkamı dönüp gitmediğime üzüldüğüm tek gündür beyler, tak mu var diye her gün sorarım kendine, dinleme o hikayeyi. gibtir ol git. Ama işte aklıma gelmedi, ben de Rüya'ya baktım. O da bana baktı. "Kahve ısmarla bana Ayıcık" dedi. -
42.
+3Kaymıştım, uyandığımda bir röntgen masasında yatıyordum beyler, doktorlar endişeli gözüküyorlardı, içlerinden bir kaçını tanıyordum lan, Haydarpaşa Numune'yede ben çocukken giderdik, burası oradan farklı gözüküyordu. Gözüm Zeynep'i aradı bir türlü rastlaşamadık. Babamı gördüm, ameliyat ekipmanını üstüne giymişti, yanıma geldi saçlarımı okşadı yavaşça. "Oğlum bak korkma tamam mı? Şimdi bir iki soru soracaklar sana, anestezin için lazım" Tüm sorulara cevap verdikten sonra sağ kolumu ve sol kolumu masaya bağlayıp üstüme ışıkları tuttular beyler o anda anladım, burası röntgen odası değildi, ameliyat oluyordum. Maskelerin altındakileri yavaş yavaş tanımaya başladım, babamın arkadaşı Erhan amca, Cengiz amca, hepsi oradaydılar Abdulrezzak abi (Kendisi doğma büyüme iranlıydı fakat sonradan Türkiye'de çalışmaya gelmişti) hepsi yanyana dizilmişlerdi. Babam yanıma gelip sordu, acı duymuyordum fakat kötü durumdaydım, "Diz kapağını yerinde tutan bir tendon var oğlum, onu da tutan bir kemik, sen o kemiği kırmışsın kemiğin de tendonu ortadan ikiye cart diye kesmiş, diz kapağını içeride bulup yerine koyacaklar sonra da tendonu bağlayacaklar kemiğine iki vidayla, korkma hemen geçecek hiç sıkıntın olmayacak yalnız 1 ay kadar okula gitmen sakıncalı olabilir." Beyler inanır mısınız o anda öyle bir güldüm ki, tüm ameliyathane inlemiştir, rahatladığımı gören Erhan amca bana baktı, "Atakan korkma ağzına kötü bir koku gelecek, tatsız bir şey olacak ama 10 saniye bile geriye sayamayacağına bile iddiaya girerim" Hakikaten dediği gibi ağzıma taktan bir koku geldi beyler anlatması mümkün değil ama ilaçlı votka denebilir tadı için. Keskin ve sertti ardından bana bakıp güldü Erhan abi, "Bitirirsen eğer ameliyattan çıktıktan sonra hastane yemeği değil kebap ısmarlayacağım sana" saymaya başladım, "10-9-8-3-2-1-0" Ben kazandım demek için ağzımı açtığımda başım yana düştü, uyuyakaldım beyler.
-
-
1.
0panpa whatsapp sslerinde arkadaki kız ebrarmı
-
2.
0sex and tavuk dürüm kankim nerdesin amk
-
3.
0kendıme yıyecek bıseyler hazırlayıp hıkayelere yamuldum kanka burdayım
-
4.
0ss lerdeki kız ebrarsa paintten mütüş bir çabayla suratını birleştirdim nasıl bir tatlılığı olduğu hakkında fikir sahibiyim
-
-
1.
0Evet kanka o zaten direk ama paintten çabanı takdir ettim ahaha, helal olsun ne diyim.
-
2.
0kanka gülüşü çok güzelmiş harbiden ha kızın şimdi na yaptığını biliyormusun evlendimi kaldımı
-
3.
+1ben tumblr kız fotosu sandım ebrar mıymıs O.O
-
4.
0çok güzelmiş ha kanka bu efenin annesini kanırtim oç yüzünden ayı kardeşimiz evlenecekti belkide amk ananı gibim efe
-
5.
+2gordugum ılk efeyı tokat manyagı yapıcam
-
6.
+1kanka evlenme durumu yok ama şuanda zaten beş kıta uzaklıktaki hatunu hayatta bulamayız yani. Bir iki defa irem'den haberini aldım, hala aynıymış zaten hikayenin sonunda da kendi ağzından dinleyeceksiniz onu.
-
7.
0hala aynıymıs derken anlamadım kanka hala şu seni satıp lavuklarla yatıp kalktığı ebrarmıymıs lafta omu onları kullamıyomus hala?
-
8.
+2Aynen öyle be kanka hala öyleymiş fakat onu son kez gördüğümde söyledikleri doğruysa onun yolu da o olsun, varlığımızda bahtiyar olamayanlar yokluğumuzla mesut olsunlar kardeş.
-
9.
+1hikayenin sonunu bekliyoz dürümcü kankimle seri kanka
diğerleri 7 -
1.
-
5.
0haha merak ettım
diğerleri 3 -
1.
-
43.
+3O akşam bizimkiler toplandık, sahile hemen ucuz şarapları çektik beyler. Bu sefer Rüya yoktu erkek erkeğe öyle oturduk, sahilde saat gece 11'e kadar içtik öğlen 3'ten oturup, böyle bir keyif böyle bir çile olamaz. Bir yandan gülüyoruz bir yandan ağlıyoruz. Güzel arkadaşlıktı be beyler bizimkis ne parayla satın alınmıştı ne başka bir şey. O gün çok ağladık ama ertesi güne uyandığımda üstümde bir canlılık vardı artık Ebrar'ı silkeleyip atacaktım 11. sınıfın sonlarına doğruyduk, yaz geliyordu ve herkes bir aksiyondaydı. Benden 9. sınıfta hoşlandığını bildiğim Nilgün diye bir kız vardı beyler. Kız ne çok güzeldi ne de çok çirkindi fakat ortalama güzellikte boyu yaklaşık belli bir hatundu. Tek problem şehir dışında yaşayan ve üniversitede okuyan bir sevgilisi vardı. Kızla bunlar ayda bir küser tekrar barışırlardı beyler, kız memlekete dönene kadar küs kalırlardı. Sonra çocuk memlekete dönüp kızı bulunca hobaaa diye tekrar barışıp hemen dönerlerdi. Dedim ben bu kıza yazarım aga. Yazmaya başladım ufaktan amacım öyle gönül eğlendirmek olduğu için işte bir gün çağırayım dedim bir barda çelim. Hatta Deniz'le başka bir kız daha gelsin onlarla ortak takılalım. Bara gittik bizim hatun başladı ben kolay sarhoş oluyorum diye. Beyler inanın aklımın ucundan en ufak binlik geçmemişti o vakte kadar ne Ebrar'a karşı ne Bade'ye karşı ne Nilgün'e ne başkasına karşı ama o gün neden bilmiyorum ulan dedim ben bu kızı sarhoş ederim.
-
44.
+3emin olun ilerde ebrar diye bi tanidiğim olursa uzak duracam amk o isme karsi bi önyargi basladi amk
-
-
1.
+1kızlardan soğudum panpa
-
2.
0@216 aynen panpa
-
3.
+2hemen sevgilimden ayrilip geliyom her iliskinin sonu bu amk
-
4.
0haklısın panpa
-
5.
0sağ el en iyisi amk ne hediye derdi var ne bişe ısmarlıyorsun çürüyene kadar seninle amk organı
-
6.
0panpa kaç yaşına kadar dayanacak amk organı
-
7.
+1bu yaşa kadar dayandı bi 20 yil daha dayansa yeter 20 bile degil aslinda otomatik 31 çektiren makinalar çıktı teknoloji sağolsun her gecen gun işimiz kolaylaşıyor
-
8.
0panpa ne 20 yılı 20 yıl askerlik yaptın diyelim askerlikte sade 31 çektin illaki karı gibesin gelir be panpa
-
9.
0onun içinde ülkemin güzel ferre sitelerinde am şeklinde bi yuvarlak şey var içine sokuyon al ondam ha çok mu kari istiyon bağlanmamak şartiyla git sonu mutlulukla biten masaj salonlarina oh mis
-
10.
0yeni part geldi panpa seri :D
diğerleri 8 -
1.
-
45.
+3Deniz bana bakıp direk sarıldı, "Kardeşim benim sen Ebrar'dan sonra mı bozdun be? Sen sevgilisi olana yazmazdın Ayı, biliyorsun be kardeşim dost acı söyler en çok senin başına geldi niye hala yapıyorsun başkasına?" Öylece bakakaldım, Deniz çok haklıydı ama beyler inanır mısınız? Ben şuanda bunu istiyordum, o yüzden bahaneyi sıktım. "Ayrılmışlar oğlum" dedim. Güldü, "Ulan bilmiyor musun Nilgün'le o pekekenti, iki günde bir ayrılıp tekrar barışırlar, o çocuk o kızı tapulu malı gibi koruyor, Murat'ın başına gelenleri bilmiyorsun galiba?" Murattan pek haberim yoktu beyler, ama o gün öğrendiğim kadarıyla olay şuydu Murat Nilgün'e yazıyordu, Nilgün'ün sevgilisi bu olaydan hoşnut olmayıp şehir dışından istanbuldaki arkadaşlarını arayıp Üniversiteli tayfaya kendince liseli avlattırıyordu. Tabii ben sadece güldüm devam ettim. Nilgün'ün kadıköyde kendi evi var zaten oğlum, kimsenin haberi olmaz işte diyiverdim. Deniz de bana dik dik bakıp, birader git lan hadi dedi. Haklıydı, o halde bu son gün bir daha yapmam söz dedim? Anlaşmıştık. Kafasını salladı, hadi bugünlük eyvallah derken o ben tuvaletten çıktım. Tekrar Nilgün'ün yanına gittim. Bir bira daha söyledik artık oturmuş sanki sevgililer nasıl oturursa öyle oturuyorduk, bir elim dizindeydi fakat çok ileride tutmuyordum. Diğer elim de masadaydı öylece oturuyorduk, ömrüm boyunca sevgililerimle öyle oturmayı sevdim, arkadaşlarımla bazen masda otururken kol atarım arkadaşıma, gizli bir şey söyleceksem o zaman söyleyebilirim, ama sevgilimle bir türlü öyle oturamadım, birbirine sokulup oturmayı ben de severim ama sevgilime genelde o zaman tek kolumla tam bir sarmalama yaparım, kol atma değil yani. Neyse sonuç olarak öyle oturduk Nilgün'le sonra da 4. biradan sonra kalkıp evine gittik. Evin kapısını açar açmaz yatağın üstüne oturdum, kitaplarına ve odasına bakıyordum. Öylece takılıyordum işte, bir sigara filan yaktım etrafa bakınırken gülümsedim, Ebrar'ın odası kadar bir evde, Ebrar'ın yakın bir arkadaşını gibmek üzereyken aklımdan ne geçtiğini ben bile merak ediyordum beyler.
-
-
1.
0panpa denizle hala görüşüyormusun
-
2.
+1Evet Deniz Kaan ve Orhanla görüşüyorum geri kalan tayfa etrafa dağıldı, bir sene evvel de Deniz ve Kaanla aynı evde kalıyordum fakat aileler tabii biraz sıkıntı çıkardı, aynı şehirde yaşıyoruz niye evdesiniz lan siz diye kızıp bizi ayırdılar ama genel anlamda hep beraberiz.
-
1.