-
326.
+3Ahmet “ Burak gel bu taraftaydı sanırım” dedi sessizce…
Sonradan Doğan “ LANET OLSUN “ diyerek bağırdı.
Hızlıca yanına gittik…
Doğan bir mağazanın içindeydi….mağazanın köşesindeki bir fayansa bakyordu…fayans kırılmış ve etrafında kan izleri vardı…
“ evet burasıydı “ dedi Burak….” Sanırım bizden sonra birileri fark etmiş burayı….hadi girelim…”
Can Tekin “ bu güvenlimi Burak…etrafta çok fazla kan izi var…” dedi.
“Ne fark eder ki” dedi Ahmet….”buraya ilk geldiğimizde çok gizli bir yerdi…tek çaremiz burası….başka yol yok…zaten eğer bizim düşündüğümüzü onlar düşünmüş olsaydı burası bu kadar sessiz olmazdı inanın…hadi gidelim” -
327.
+4Önce ihtiyarlar girdi delikten içeri sonrada biz…en son Akrep girmişti….
indiğimiz zaman göz gözü görmeyecek şekilde karanlıktı….sonra Burak ve Kutay yanımıza geldi ve Ahmet’le Doğan’a “Burada bir elektrik düğmesi olacaktı…yerini hatırlıyor musunuz” diye sordu.
Doğan şurada bir yerde olacaktı diyerek el feneri ile yanımızdan ayrıldı…sonra biraz uzaktan sesi geldi.
“ buldum….hazırsanız açıyorum” dedi. -
328.
+4“ hazırız “ dedi Can Tekin….
Doğan ışıkları açtığı zaman gördüklerimize inanamadık ilk başta…..burada yerin altında bambaşka bir şehir inşa edilmişti…her şey düşünülmüştü burada….tabelalarda yazılıydı herşey…..cephane…yatakhane…mutfak….banyolar…yemekhaneler…silahlık…bir sığınak için olması gereken herşey burada vardı…Ahmet konuşmaya başladı…. -
329.
+4“Ankara’da 90’lı yılların ortalarından sonlarına doğru çok fazla sayıda alışveriş merkezi yapılamaya başlandı….burada yaşayanlar bunların insanların vakit geçirmesi ile ilgili olduğunu sanıyorlardı ama durum öyle değildi tabi ki….Irak ve Ortadoğu’dan sürekli yapılan nükleer tehditler sonrasında şehrin altında bu gibi sığınakları yapılarak tünel sistemleri ile birbirlerine bağlandılar….amaç olası bir nükleer saldırıda en fazla insanı hayatta tutmaktı…burası bir memur kentiydi zamanında….nasıl olurda dev gibi binalar dikilir diye soran olmadı hiçbir zaman….son geldiğimizde burada yaşayan bir grup insan vardı…şimdi kimse yok…aradan 20 sene geçti….ilerde şu tarafta Ankara’nın her yerine gidilebilecek tüneller var…o zamanlar genel kurmay tarafına gidilemediğini söylemişti buranın lideri…çok fazla yürüyen olduğu için o kapının sürekli olarak kapalı olduğunu açmadıklarını söylemişti…o zaman giremediğimiz yere demek bu sefer girecekmişiz….”
Hem konuşuyor ve hem de ilerliyorduk sonunda bir kapının önünde durduk Furkan kapının yanındaki yuvarlağı çevirerek demir büyük kapıyı açtı… -
330.
+4Bir raylı sistem çıkmıştı karşımıza ve çok sayıda vagon vardı.
Duvardaki yol haritasına bakarak Furkan gitmemiz gereken yeri tarif etti….” Tamam önce şu yöne gidicez….sonra buradan şu yolu takip etmemiz gerekiyor” diyerek harita üzerinde her şeyi tarif etti ve ekledi “ eğer Ahmet’in anlattıkları şimdi halen geçerliyse o bölgede çok fazla yürüyen olacaktır”.
Vagonlara binerek Furkan’ın anlattığı yoldan ilerlemeye başladık.
Yolculuk neredeyse yirmi dakika civarında sürdü…tünellerden ilerlerken beyaz eskimiş bir yazıyla “ GENELKURMAY “ yazdığını fark ettik..
Fark ettik çünkü yazı çok eski ve okunması çok zordu.
Vagonlardan indik biraz ilerlediğimiz zaman demir kapının üzerinde “ GiRiLMEZ “ yazdığını….önünün de her malzeme ile sıkıca kapatıldığını gördük….
Burkay ve Can Tekin kapının önündeki demirleri elleri ile kontrol ederek “ Burası normal şartlarla açılacak gibi değil…..yanımızda patlayıcı madde var mı” diye sordular… -
331.
+3Kutay “ çantama attım ben…ben hazırlarken sizde geri çekilin “ dedi ve çantasındaki patlayıcıları kapının önündeki hurdalığın içine yerleştirdi.
Fakat kapının öteki tarafından sürekli olarak yürüyenlere ait sesler gelmeye başlamıştı…
“ öteki taraf dolu olmalı “ dedi Furkan. “ kendimizi nasıl koruyacağımıza karar vermeliyiz”
Akrep, sırtının arka kısmındaki büyük karambitleri çıkardı ve “ siz benim gerimde durun….onları ben hallederim” dedi…
Burak ve Can Tekin Akrep’in hemen arkasında duruyorlardı….
Can Tekin iki tarafındaki tabancaları çıkardı….Burak’ta tüfeğini hazırladı….Furkan çok daha geride kendine bir yer bulmuş ve Burak ve Can Tekin’e yaklaşan olursa uzaktan vurmak için hazırlandı…
Kutay 3’ten geriye doğru saymaya başladı.
1 dediğinde elindeki Kumanda ile o bölgede ne varsa patlattı…
Tam tahmin ettiğimiz gibi kapıdan oluk oluk yürüyen akmaya başlamıştı adeta….Akrep elindeki karambitleri daha sıkı tutarak önce etrafında bir tur döndü sonrasında tam ortalarına girerek bıçaklarını etrafa savurmaya başladı. -
332.
+3Onu yürüyenlerin arasında kaybolduğunu gören Hulusi baltasına sarılarak Akrep’in yanına gitti. ikisi beraber yürüyenleri paramparça ediyorlardı.
Burak ve Can Tekin kapıdan gelmeye çalışan yürüyenleri kurşun yağmuruna tutmuşlardı ama yetersiz kalıyorlardı. Can Tekin iki elindeki tabancası ile sürekli olarak ateş ediyordu.
Deniz bir ara yanımda kayboldu….
Denizi ararken Taner ile beraber Burak ve Can Tekin’in yanlarına gittiğini gördüm onlarda ateş ediyorlar ve Akrep ile Hulusi’yi koruyorlardı.
Burkay ve Tolga beni alarak kapıdan içeri girmemiz gerektiğini yoksa burada cephanemiz bitene kadar onlara ateş edeceğimizi söyledi.
ipek arkada Furkan’ın yanında etrafımızı koruyacak bizde içeri girecektik. -
333.
+3Fakat bu göründüğünden zor bir şeydi zira çok fazla yürüyen vardı ve çok hareketlilerdi…
Hulusinin olduğu yerden kalın bir vınlama sesi geldiğinde Baltanın tekrar çalıştığını anladık.
Hulusi Baltası ile kapıya doğru Akrep ile beraber yürüyenleri parça parça ederek ilerliyorlardı.
Sonunda kapıdan içeri girebildik ama bina içindeki durumda farklı değildi her yerden yürüyenler geliyor her odadan çıkıyorlardı.
Burak ve Kutay yanlarına Ahmet ve Doğanı alarak bir kalkan oluşturdular…önlerine Hulusi ve Akrep’i alarak yürüyenleri biçerek ilerlemeye başladılar…en arkada ipek ve Furkan geliyor geride bıraktıklarımızı vuruyorlardı….
Burkay, Tolga ve ben odaların içindekileri yok etmeye başladık… Can Tekin yanına Deniz ve Taner’i alarak Furkan ve ipek’i koruyarak grubun arka kısmını temizliyorlardı.
Bu şekilde on beş dakika durmadan çatıştıktan sonra…Nükleer başlıkların olduğunu düşündüğümüz yere vardığımız zaman yürüyenler birden etrafımızdan koşarak uzaklaşmaya başladılar….. -
334.
+4Kimse bir anda neden koşarak uzaklaştıklarını anlamadı….
10 saniye önce deli gibi onları parçalarken birden ne olduğunu bilmediğimiz bir halde koşarak uzaklaşmaya başladılar….
Merdivenlerden aşağı indik…..
Kalın demir kapı açılmıştı….
içeri girdiğimizde içerinin tamamen boşaltıldığını gördük….
Ne başlıklar….ne silahlar….
Hiçbirşey….
Hiçbirşey yoktu….
“ BURADA Bi S.KiM YOK ” dedi Burak….” BOŞU BOŞUNA GELDiK “ -
335.
+4“ geç olmadan gidelim buradan “ dedi Taner….
Evet dedi Akrep…..Burası fazla sessiz….
Temkinli adımlarla dışarı çıktık….yürüyenler yeniden karşımıza çıkabilirdi…
Ana kapıdan dışarı çıktığımızda eskimiş yolun ortasında tek bir adam vardı….
SiYAH TAKIM ELBiSELi ADAM…..
ilk defa bu kadar yakından görüyordum onu…
Simsiyah bir ceketi vardı…..tozlu ve kirli gömleğinin bazı yerlerinde kan izleri vardı….parntolonuda simsiyah ve tozlu bir haldeydi….kravatı biraz aşağı inmişti ve simsiyahtı…. -
336.
+3ARKASINDA TOPLAYICILAR VARI VE ARAÇLARINI SÜREREK ORADAN HIZLA UZAKLAŞTILAR…..ADAM TOPLAYICILARI ETRAFINDA TOPLAMIŞTI….BAŞLIKLARI KAMYONLARA YÜKLEMiŞLERDi…..NÜKLEER BAŞLIKLAR ONLARDAYDI….TAM 12 PARÇA NÜKLEER BAŞLIK ŞU ANDA TOPLAYICILARIN ELiNDEYDi….
Adam tek başına duruyordu….. -
337.
+3“ yeniden sizle karşılaşmak gerçekten çok güzel çocuklar……ne kadar oldu ?..20 sene mi…o zamandan beri ihtiyarlaşmışınız….gördüğünüz gibi halen yaşıyorum ve beni bıraktığınızdan daha gencim…imkanınız varken beni karanlık bölgede öldürmeliydiniz….böylesi hepimiz içinde çok iyi olacaktı…ama öldürmediniz….işin ilginci üzerime yıkılan binadan da kurtuldum….ve 20 sene boyunca yaşadım….hepinizi izlemek istedim….ama başaramadım….AMA iÇTEN iÇE HEPiNiZDEN NEFRET ETTiM…..HEP ÖLECEĞiNiZ GÜNÜ GÖRMEK iÇiN YAŞADIM….ŞiMDi BUNU GÖRMEK iÇiN HEPiNiZi BURADA YOK EDiCEM….”
“ BAKALIM BUNDAN G.TÜNÜ NASIL KURTARACAKSIN .MINA KODUMUN DELiSi” dedi Burak ve aynı anda Burak, Kutay, Furkan ve Can Tekin adamın üzerine ateş etmeye başladı. Adam aldığı darbeler ile iki adım geriye sendeledi…
Heryerinde kurşun delikleri vardı…. -
338.
+4Ateş etmeyi bıraktıkları zaman adam önce vücudundaki deliklere baktı….sonra bize bakarak gülmeye başladı…
Gözlerimize inanamıyorduk….
Adamın vücudundaki delikler teker teker kapanmaya başlıyordu….
“ SEN NASIL BiR OR.SPU ÇOCUĞUSUN” dedi Burak…
Yolun iki tarafından yüzleri gaz maskeli, ellerinden fürbüz ve alev makinası olan adamları çıktı ve onlarca adam üzerimize alev salmaya başladı…
Temizleyicilerin burada işi ne diye bağırdı Can Tekin… HEMEN KENDiNiZE SAKLANACAK BiR YER BULUN !!! -
339.
+4Kendimize siper bulduktan sonra Temizleyicilere ateş etmeye başladık Tolga ve Burkay arkalarındaki tüplere ateş edin diyerek uyardı hepimizi….
Bizler ateş ederken yolun sağ tarafından temizleyicilerin üzerine seri halde ateş edildiğini gördük….
DESTEK KUVVETLER GELMiŞTi….
Kısa sürede adamları delik deşik ettiler….
Yerimizden çıktığımızda TAKIM ELBiSELi ADAM’ın gittiğini gördük….
Ortalıkta cesetlerden başka hiçbirşey yoktu….
Araçların birinden Salim Albay çıktı ve hızlıca yanımıza geldi….
Can Tekin “ nükleer başlıklar şu anda onlarda” dedi.
iŞiMiZ GERÇEKTEN ÇOK ZOR….
ADAMLARIN ELiNDE 12 ADET NÜKLEER BAŞLIK VAR…. -
340.
+1Rezerved yeni partları bekliyoruz (büyük ihtimalle yarın atarsın ama olsun unutma)
-
-
1.
0Iyi okumalar kardeşim
-
1.
-
341.
+1Rezervasyon
-
-
1.
0iyi okumalar... gün içinde yeni partlar gelecek
-
1.
-
342.
+1Rezerved
-
-
1.
0iyi okumalar
-
1.
-
343.
+1Rezerved hadiiii bekliyoruz
-
-
1.
0yeni partları attım kardeşim
-
1.
-
344.
+318 KASIM 2036….
ANKARA…
ÜMiTKÖY….
Dünkü yaşadığımız olaydan sonra aklımızda sürekli olarak kafa karışıklığı yaratacak düşünceler oluşmaya başladı….
Siyahlı adamı bizim ihtiyarlar nereden tanıyordu….
TEMiZLEYiCiLER kimdi….
Amaçları nelerdi….
Bu adam neden bizim ihtiyarların peşindeydi….
Bunun gibi cevaplanması gereken bir sürü soru vardı ve sanırım bazı şeyler bizden saklanıyor yada sonradan açıklanacaktı…
Ama açıklandığı zaman çok geç olabilirdi….
Konuşmalıydık…
HEMDE HEMEN….
Deniz dünden beri uyuyamadığını söylüyor….
Taner’in zaten uykusu pamuk ipliğine bağlı tek gözü açık uyuyor denebilir….
Akrep’inde kaliteli bir uyku çektiğini söylemek zor çünkü sabaha kadar sayıkladı….
ipek’ten haberim yoktu ama sabah gözlerine oturan kandan onunda uyumadığını söylemek yanlış olmaz. -
345.
+4Hepimizin aklında sanırım aynı şey vardı…
Düşmanımız kim ?
Biz kime karşı kendimizi koruyoruz…
Hiç birimizden ses çıkmadan önceden ayarlanmış gibi ekipmanımızı ve silahlarımızı kuşandıktan sonra ihtiyarları beklemeye başladık.
Ahmet ve yanında Doğan yanımıza gelerek bugünkü eğitimi anlatacaklardı ki Taner “ DÜNKÜ GÖRDÜKLERiMiZ NEYDi ?... BiZDEN NEDEN HERŞEY SAKLIYORMUŞSUNUZ GiBi HiSSEDiYORUZ” dedi.
Doğan ve Ahmet birbirlerine baktılar önce ve sonra Doğan “ sizden saklayacak bir şey yok çocuklar….nerden çıkarıyorsunuz bunları” dedi.
“ O adam kim….takım elbiseli adamı siz nerden tanıyorsunuz….ayrıca o TEMiZLEYiCiLERDE neydi….neden yürüyenler onlara saldırmadı….neler oluyor….biz kime karşı savaşıyoruz….” Diyerek hem Ahmet’e hemde Doğan’a bakarak konuşuyordu…
başlık yok! burası bom boş!