şu, başlıkta yazdıklarım:
http://inci.sozlukspot.co...eist-olma-hikayem/@mrlary
inci plus da yüklüyse başıktaki tüm muhabbeti okursunuz burdan.
--- --- ---
giblenmeyeceğini bilsem de. bu tamamen bir iç dökme seansı. yazı hiç bir şekilde materyal, kanıt arama, soru-cevap gibi unsurlar içermiyor. hayatımdan bir kesit, özeti.
-sürç ü lisan ettim
* affola-
ve yazıyı okumadan, bir kaç güne müslüman bir hocaya şüphelerimi açacağım. dayım zütürecek hatta, benim halimden tavrımdan bi şeyler çaktığını söyledi. eğildi üzerime. argümanları bir kağıda dökerken hikayemi de yazdım. yazı, hocaya hitaben yazıldı.
--- --- ---
her şeyden önce, evrensel (yerel değerler dışında ulaşılabilir bütü değerleri kapsayabilecek,- tam anldıbını karşılamasa bile- kucaklayabilecek) biri misiniz. ön yargılarımızdan, tabularımızdan, ön kabullerimizden arınalım (arınırsak) muhabbet daha keyifli olur kanısındayım. bu içinde bulunduğum durumu anlatmaktan ziyade, olması gerekeni ifade biçimim.
öncelikle yaşantıma baktığımda (dinle tanışıklığımdan bu yana veya hatırlayabildiğim kadar eskiye gittiğimde) inançlı olmanın değil de, inançlı görünmenin bir gereklilik olduğu düşüncesindeydim. inancın olmasa bile öyle görünmen gerekliydi yaşadığım ortamda. sûreler ezberledim. çoğu yaşıtımdan önce kurana başladım, kıssadan hisseler okudum. hadisler, özleriyle de olsa -okuduklarımın çoğu- aklımda kaldı. bunlar beni daha inançlı biri mi yapar veya yaptı. hayır. inançlı biri yapmadıysa bunlar beni, ne işime yaradı veya neden yapmıştım zamanında ben de yaşıtlarım gibi ağırdan alabilir, mesela ekstradan hadisler, kıssdan hisseler okumaya iştahla girişmezdim. okudukça, okuduklarımı sözlerime ve hareketlerime yansıtır takdir toplamaya bakardım.
lise dönemiyle birlikte bu takdir toplama girişimleri albenisini yitirdi gözümde. babam da beni daha özgür yetiştirdi. baskı yapmadı. bana, iyi olanı olduğunu öğretti ve bununla amel etmem gerektiğini dikte etti. ve hep giriştim bi şeylere. ezberlemelere. dini hikayeler okumalara. etrafımdaki büyüklerimi eleştirmeye –dini açıdan-. dediğim gibi, lise dönemiyle birlikte içimde bi şeylerin boş, yerinde olmadığını fark ettim. hayatımda yaşadığım ilk trajediydi. dini değerlere, ritüellere ailemin yanında, bu zaman kadar hep yanında olduğum populasyonda sahip idim. ama yarın bir gün onlardan ayrılsam bunları kaybedecektim. bunu fark ettim. bi inanç boşluğu, iman zayıflığı. tam olarak sosyolojik müslümandım. bu, soru-cevap eyleminden çok bi iç dökme seansı gibi olacak sanırım.
korktum. daha ezik bir birey oldum. kendime güvenimi kaybettim. sudan çıkmış balık gibi. aynen bunun gibi. daha sonra, balık örneğinden gidecek olursam, karada da ilerleyebildiğimi nefes alabildiğimi fark ettiğimde, tabirinizle, eksenim kaydı. dini ritüelleri yerine getirmemeye başladım. bir dışa vurum, bir isyandı benim için. anne babaya itaatsizlik, bir baş kaldırı hali. neden anne babaya bir öfke hali içinde olduğumu şimdi de tam olarak açıklayamam. veya bu öfke, içimdeki inançsızlığı örtecek olduğu için, inançsızlığımı yakalayacakları bir nokta vermemek adına, ailemin bu yöndeki potansiyel tepkisinden korktuğum için, sığındım bu öfkeye. bi şeylerden nefret ettim. hayat amaçsız dedim. küfrettim bi şeylere. niye böyle de, istediğim gibi değil dedim. istediğim şeklini sorsalar bi şey diyemezdim. yapıcılık değil de bi yıkıcılık hali.
korkuyorum şu an da. bu toplumda, en azından yaşadığım yerel toplumda açık açık çıkıp da ateistim diyemezsin. allah yok, din yalan diyemezsin inandığın düşüncelerindoğrultusunda. öte yandan mustafa islamoğlu çıkar der ki ateizm insan zekasına hakarettir. toplumun tepkisini çekmez. neden çeksin değil mi? ikisi de inanılan değerlere yönelik tepkiler halbuki.
annem, kocakarı inancına sahip. babamın dediklerini tekrar eder. beni yargılama yöntemleri de hep aynıdır. babam, öğretmen. hep öğrencilerinin sevdiği bir öğretmen olmuş iş hayatında. sigara kontrolünde, baskında, babamı bilen öğrenciler hep babamın kontrol ettiği sıraya yönelirmiş. babam direkt ele vermezmiş öğrencilerini. göz göze gelirlermiş. sahip olduğu makamın gücünü affetmekten, sevdirerek öğretmekten yana kullandığını çıkarıyorum buradan. inançsızlığım, nasıl bir ortamda ailede yetişti bunu göstermek açısından baba profili çizdim. ha bunun yanında. bir çok baba da olduğu gibi, sanıyorum, aydın bir kişi değil. babamdan inançsızlığıma saygı göstermesini bekleyemem. yüksek ihitmalle göstermez. ya da yüksek ihtimalle hissedilir derecede bi soğukluk girer aramıza diye tahmin ediyorum. bu yüzden de çekiniyorum.
sigaramı bilse de, namazlarımı geçirdiğimi bilse de, iddia (kumar) oynadığımı bilse de, hayatımda bi kere de olsa alkol aldığımı bilse de bunları hep saklamaya çalışıyorum. babamdan sigara parası istediğimi hatırlarım. annemin yanında sigara içtim. bunun saygı-saygısızlık ve diğer boyutlarını bir kenara bırakacak olursak hala cebimde paket yakalaması, sanki ilk defa öğrenecekmiş gibi korkutuyor gözümü.
sanki öğrenince bi şekilde inançsızlığımı ifşa etmişim de bana o şekilde muamele edecek. ilk iddia oynadığımı öğrendiğini anladığımda çok korktum. bu çocuk bu sefer çizmenin boyunu aştı diyecek gibi hissettim. demedi. o şekilde de davranmadı. ama hep bi güvensizlik, korku durumundayım.
hocam bunları, kimseye anlatmadığımı anlatmak, size de naçizane (bu konuyu samimi bir ağızdan dinlemek gibi) bir katkısı olur düşüncesiyle anlattım.