-
26.
0bir iletişim yöntemi olarak düzüşmek. böylesi çok rahat geliyor insana, hesap vermek zorunda değilsin, sevmek zorunda değilsin, sevilmemeyi umursamak zorunda değilsin, uzun uzun sohbetler gereksiz. sana bir şey anlatmıştım, deli vardı delik deşik edip öldürüyordu bir kişiyi bırakıyordu. hatırlarsın, unutmuyorsun çünkü sen, her türlü detay aklının içinde geziyor. düzüşme teklifini sana iletmeden önce tek niyetim bunu yaşayıp arkama dönüp bakmadan gitmekti, açıkcası öyle yapacaktım. hissettiğin şeyleri de umursamayacaktım, mal gibi bırakacaktım seni ve bir daha görüşmeyecektim, uzun zamandır tanışıyor olduğumuz gerçeği benim için önemsizdi. senden önce biri vardı, çok sevdi beni, bir gün sevmesi sıkıcı geldi. hani diyorsun ya kötü birisin diye, doğru.Tümünü Göster
ama sana karşı kötü olamadım, hak ettiğin çok zaman oldu, kıyamadım. önemli olan iyi ya da kötü olmak değil, ben bunu anladıktan sonra farklı hissetmeye başladım. bir zamanlar insanların kolayca kırıp darmadağın ettiği kişi bendim bir gün bunu yapan kişi oldum. insanı hayat kötü yapıyor. o ilk görüşmeden sonra senden uzak duramadım, aşık oldum, ilk başta beni sevmen önemliydi sonra bana karşı ne hissettiğin de önemsizleşti, benim ne hissettiğim önemli hale geldi, yıllar sonra birini çok sevmenin keyfini çıkarmaya çalıştım. izin vermedin. sen benim her zaman kötü yanım oldun, bu yüzden saygı duydum. bana aslında nasıl biri olmamam gerektiğini öğrettin.
bir kaç gün önce eski sevgilim buldu beni, telefon numaramı değiştirdiğim halde, ulaşabildi, çalıştığım yere ulaştı, oradan görüştük. sen de tüm bilgiler olduğu halde bir kez olsun günaydın mesajı çekmedin mesela, bir kez olsun nasılsın mesajı gelmedi. o zaman anladım kimi seçmem gerektiğini. kimi sevmem gerektiğini fark ettim. bir de o doyamama hali var, yapılamayan onca şey. yapılamayan o sohbetler, ne biliyoruz birbirimiz hakkında, bir gece uyuyamadık, sarılamadık uzun uzun, sevişmeyi başlatmayan öpücükleri keşfedemedik henüz, el ele yürümedik, el ele oturamadık, bir film açıp izleyemedik, nasıl uyursun sen? uyurken nasıl görünüyorsun? sinemaya gittiğinde nerede oturmayı tercih edersin? o balkonda otururken nasıl vakit geçiriyorsun? benim için zaman yaratsaydın ve içinde fiziksel şeyler olmasaydı neler yapardık? merak var, özlem var, o doyamama hali. bazen vazgeçmek ne kadar zormuş. bir dünya insanı bıraktım arkamda, bir an olsun bunları düşünmedim şimdi düşünüyorum. hani kırmadan, üstüne basmadan, gücendirmeden gitmek lazım demiştim ve gidememiştim. bu sefer biraz değişti işler. -
27.
0içimde biriken zehri dökmem gerek galiba.Tümünü Göster
bugün doğum günün. yanında olmak isterdim aslında. hani şu aylar öncesinden planlarını yaptığımız gibi. ama giderken aldın zütürdün tüm planları hayalleri güzel şarkıları kendinle birlikte. evet ya şarkılar. mesela severek çaldığım ve kaydettiğim aşk durdukça. hani çok sevindiğin 'sevildiğimi hissettim şu an' dediğin. artık eski tadı yok. biliyor musun o günden beri hiç çalmadım o şarkıyı. hiç dinlemedim.ya da sunshine of your love. çok severdim bu şarkıyı biliyor musun? biliyorsun tabi. onlarca kez söylemişimdir bunu sana. hani 'önceden de severek dinlediğim şarkıların öznesi oldun, daha anlamlı geliyorlar artık' demiştim ya.şimdi boş kaldı orası. halbuki senden önce de boştu.ama şimdi daha boş. boşluklarımı da aldın giderken.
insan hayal kurmak için yaratılmıştır. hayal kırıklığına uğrasa da yeniden kurabilir. zaten hayaller kırılmaz, buz gibi erir damla damla gözlerinden.sen 'tamam erimiştir artık'dersin.ama yeni bir buz dağına çarptığının farkına bile varamamışsındır. bir gün yeniden güzel hayaller kuracağım içinde sen olmayan. zaten hayal kurmayı bıraktığın gün ruhen ölmüşsün demektir.ama bugün kuramıyorum biliyor musun?ah-haa, işte bunu bilmiyorsun bak.en baştan başladım ben de.yeniden çocuksu hayallerle. mesela bugün sokakta mahallenin bebelerinin yaptığı tek kale maça dahil oldum.5 de biter dediler, bizim takım kaybetti.ama ben 1 gol 1 asistle oynadım.-kamu spotu. sigara sağlığa zararlıdır-.hatta canla beraber vizelerden sonra bilyalı yapmaya karar verdik. mavi duraktan aşağı kayacaz. ben yine maçtaki gibi seni bir anlığına unutacağım .erik ağacı bulabilseydim eğer eriğe dalacaktım. kısmet işte, bazen her şey istediğin gibi gitmiyor. haa bi de geçen gece can sıkıntısından çocuk parkına gidip kaydıraktan kaydığımı da eklemem lazım. gerçi öylesine atmıştım fikri ortaya ama kabul etti eşekler geri vites yapamadım.
yani öyle işte. kendimi yeniden büyütmeye başladım. kök hücremden yeni bir kalp yapmaya çalışıyorum.bu kez kırılmayanından. ama yapamacağımı biliyorum. çünkü en son 'bu seferki yaptığım kırılmıcak' dediğim kalbi sen verdin elime paramparça halde.
yazıya bak. aynı kafamın içi gibi saçma sapan. hangi düşüncenin eteğinden tutup gittiği yere sürüklensem hiç gitmemesi gereken yerlere gidiyor. yazı da öyle.kim bilir başlarken ne anlatmak istemiştim. muhtemelen gece kafamı yastığa koyduğumda aklıma gelecek. sonra ben o düşünceyi kazağın sökülmüş ipini çeker gibi çekiştireceğim. ilmekler söküldükçe gecenin karanlığı sökülecek. gecenin sökülen ilmeklerinden sızan gün ışığı vuracak camıma. hadi kalk bak ben yüzyıllardır aynı inatla doğuyorum yeni güne.sen şunun şurası yirmi küsur senelik adamsın nedir bu bezginlik diyecek.ben de bir anlık gazla 'haklısın lan' diyeceğim. her zamanki gibi kulaklığımı takıp yollara düşeceğim. carry on my wayward son diyecek müzik çalarım.
yani uzun lafın kısası kadın, ben bir müddet daha böyle devam edeceğim. sen ise arkadaşlarında doğum gününü kutluyor olacaksın. duymadığın onlarca fısıltım gibi söylüyorum yine taze taze çökmüş karanlığa. nice yıllara. -
28.
0bir yandan moonlight sonata çalıyor bir yandan penceremden saçlarımı kulaklarımın arkasına hafifçe okşayarak iten rüzgar esiyor.
yatağımın yanındaki masada eskilerden bir fotoğraf etrafında bir kaç adet boş bira şişesi ve henüz bitmemiş yarım kadeh şarap.
odamda sadece gece lambası açık yüzümün ve odanın bir kısmını aydınlatıyor camımdan içeri küçük küçük ay ışıkları buseler olarak düşüyor göğüs kafesime.
sen gideli aylar oldu soğuk ve beyaz ellerim buğulu gözlerim ve acıyan yüreğimle derin bir keder ve hüzün içindeyim.
bir ölü gibiyim tıpkı bir sonbahar gününde engin okyanusların ortasında salıyla kaybolmuş yetim bir denizci edasında.
yolun nereye gittiğini bilmiyorum akıntının nereye sürükleyeceğini bilmiyorum sadece üşüyorum soğuk ve kapalı bir hava var.
zaman zaman seni unuttuğumu düşünüyorum önce derin bir sevinç ve mutluluk duyuyorum daha sonra yerini kapkara bir keder alıyor.
seni unutmalıyım seni unutmamalıyım!
seni nasıl unuturdum bu aşka güzelliğe dünyaya evrene hakaret olmaz mı nasıl olmamışsın gibi devam ederim o zaman ki duygularımı nasıl yok sayarım belki de sarhoşum sadece.
seni nasıl unuturum bakışını gülüşünü kuruyan bir ağaç gibiyim yapraklarıma çiğ düşmüş kahırdan acıdan.
söyle bana sadece söyle sen benim hayatımın aşkısın derken bir an olsun ciddi miydin ?
benimle sonsuzluğa ulaşmak isterken ciddi miydin?
göğsümde uyurken boynumu koklarken ciddi miydin?
nen var niye yoksun neden gelmiyorsun nasıl unutursun beni?
nen var söyle neden yoksun kimdir seni benden uzaklaştıran nedir seni duygularından koparan?
söyle bana yalnızca söyle fısılda kulağıma bekle de.
sonsuzluğa kadar beklerim bedenim toprak oluncaya kadar beklerim.
biliyorum dönmeyeceksin yolun sonundayım sen ise başındasın benim hikayem seninle bitti seninki ise benimle başladı!
seni seviyorum, seni seviyorum... -
29.
0çalıntı cümleler geliyor kulağıma. oturup dinlemek zorunda kalıyorum. engel olamıyorum kendime ve sonunda kulak verdiğim için hırsıza yardım ve yataklıktan suçluyorum kendimi. “beyin tutulması” diyorum.Tümünü Göster
senede kaç kere âşık olunuyorsa o kadar meydana geliyor tutulma. çıplak seyretmemek lâzım. çıplaklık samimi değil, masumiyeti öldürüyor ve sonunda masumiyet ölünce tutulma sona eriyor. tutulma bitince de beyin kapatılıp koltuk altına giriyor. kazanan yok bu oyunda.
son zamanlarda beynim çin lokantasında böcek yiyen insanlara benziyor. kemiriyor içten içe. her ısırıkta farklı şekillere bürünüyor, tanıyamıyorum kendimi. en son dalgası ekgib olmayan bir okyanusu andırıyor. tam ortasında bir kız kulesi, tek umudum… akıntıya kaptırmıyor kendini, kemirgenlerden korkup kaçmıyor, duruyor olduğu yerde. cesaret aşılıyor, beni yanına çağırıyor. param yetmiyor tekne kiralamaya. geceleri tahta çalıyorum köy evlerinin önünden. beynim zaten tutuklu, ellerim hırsız olmuş ne fark eder. tahtalar yıkıcı değil, yapıcı. birleşiyorlar, el ele veriyorlar ve beni umuda taşımaya hazırlanıyorlar. akıntı beni de korkutmuyor ama tahtaların gücü yetmiyor. elleri kayıyor birbirinden, su sızıyor aralarından. batmak çok mühim değil de kız kulesi ne olacak şimdi? bir başına kalacak, öne eğecek yine kafasını. sorun değil restorasyon edilir diyor birileri. restorasyon ne bilmiyorum ama gülerek söylüyorlar; iyi bir şey olduğuna inanıyorum. hiç de öyle olmuyor. birileri geliyor yine; onların parası var tekne kiralayabilmişler. rahat ulaşıyorlar kız kulesine. söylesem beni de zütürürler miydi acaba? sanmam. başlıyorlar çalışmalara, kandırıyorlar onu da beni de. makyaj yapıyorlar kuleme. yapmayın diye bağırıyorum, rüzgâr dağıtıyor sesimi. rüzgar yapıcı değil, yıkıcı. tahtalar olsaydı iletirlerdi isyanımı. kız kulesi makyaj yapmayı sevmez ama gülümsüyor şimdi. başı dikleşiyor, eskisi gibi ihtişamlı olmasa da. yüzü gülümsüyor, isteyerek değil makyaj zoruyla. o da mutlu değil biliyorum. yapaylaştırıyorlar, herkes gibi. uzaklaştırıyorlar, karakterini değiştiremiyorlar ama. bastırıyorlar üzerine, çiğniyorlar benliğini. o an geçmişimi yitiriyorum, geçmişimizi. göz yaşlarıma engel olamıyorum. kız kulesi de ağlıyor karşımda belki makyajı akar umuduyla; biliyorum. akmıyor.
kulemi alıyorlar benden izinsiz. kim hırsız karar veremiyorum. ya sadece ben hırsızım ya da herkes hırsız bir tek o hariç. dalgalara göğüs geren umudum daha fazla dayanamıyor. üzme beni, dayanabilirdin.
her sabah geçiyorum karşısına, salep söylüyorum bol tarçınlı. tarçın kokusu huzur verirdi eskiden. rüzgâr tarçınımı kız kulesine üflerdi. onda da bir tebessüm. artık rüzgârlar da düşman bana. salep yetmiyor, bir de kahve söylüyorum. ben ağlıyorum, karşımda kız kulesi ağlıyor. kimse görmüyor, bilmiyor. martılar dumanımı zütürüyor ona. o da ağlıyor, deniz kabarıyor. ben ağlıyorum, kahvem soğuyor. -
30.
0ananı gibeyim seni orspu.
-
31.
0anlamlı kıldın benim için kısacık zaman dilimlerini. utandırdın kendinden, bakamadım yüzüne. kalbimi sana bağlayan yüzüne bakamadım, kaçırdım gözlerimi.
-
32.
0@5 olm ne terbiyesiz adamsın lan sen
-
33.
0aşk patlamaya hazır bir volkan gibidir en sevdiğim tatlı kazandibidir
-
34.
0sonuna şarkı koymak lazım bu yazıların.
-
35.
0biliyorum, hiç bir zaman benim olmayacaksın. ona aşıksın sen, deliler gibi hem de. ben hep arkadaşın olarak kalmaya dayanabilir miyim bilmiyorum ama.
al aq oldu mu? -
36.
0azdım azdım bunu sana yazdım..
-
37.
0oraya buraya yazmayayım dedim ama dayanamadım işte tak ediyo insana bi yerde. zütüne bi yannan giriyo onu çevirip başkasına sokamıyosun ya ben hırs yaparım normalde yapamadım. sen geldin aklıma hep. herkesin ağlayacak bi omzu vardı. babama gidemedim, babam değil gibi çünkü. sanki çağrının omzuna yatacakmışım da ağlayacakmışım gibi hissettim, ertesi gün dalga geçer gibime geldi. geçmeyeceğini biliyorum ama yapamadım yine de. annem zaten beterdi. çok az insanın yanında ağlayabildiğimi fark ettim bugün gizli gizli ağlarken. ehe insanın dayısı ölünce aklına sevdiği kız gelir mi lan? çok saçma. ben hep senin ya da benim cenazemi düşünürdüm. çok saçma di mi? sevdiğim insanların hep cenazelerini düşünürdüm. ama dayım hiç gelmemişti aklıma. annem babam arkadaşlarım halalarım kuzenlerim sen. senin cenazende sahte gözyaşları vardı. biraz elçin biraz miray biraz da liseden arkadaşların bi de ben ağlardım. eski sevgililerin falan pis pis bakardım. ağlaya ağlaya. ölürsen çok ağlarım. sana bişi diyemiyorum. ne iyi ne de kötü. dersem kötü olurum, sen de kötü olursun. en iyisi böyle. kendi yolumda. senin yerine başkalarını koyarak yaşamak. sonra kendi cenazem, en çok annem beyza sen ağlardın. en büyük pişmanlık sende olurdu. bundan çok korkuyodum, öyle ölümü yakınlarından çok tatmış bir insan değildim. ama hep bunu düşünürdüm. ehe hatta bizimkilere söyledim ben ölürsem aradan sahte göz yaşları dökeni ayıklayıp gibtir edin ordan demiştim cenke.Tümünü Göster
çok garip be hatun, adam geçen hafta okula bıraktı beni şakalaştık. şahinle okula bıraktım diye karizman mı çizilcek muallak benden mi utanıyon dedi. yok be dayı alakası yok dedim. harbiden de böyle takıntılarımın olmadığını biliyodu. ama içimde o kaldı işte. bi de ondan önceki gece geldi oturdu seninle konuşuyodum ben durmadan odama gidip geliyodum. git içeri oğlum boş ver beni dedi. biz sonra da görüşürüz dedi. ha işte bi de ondan sonraki sabah görüştük. yaptığımız gibtiri taktan bi geyik benim içime böyle oturdu. adam ölüverdi.
sandığım kadar ben değilsin. ben karı gibiyim sen erkek. ama haklıymışsın. çıkmaya başladığımız ilk gün anladım beni neden ertelediğini. ama öyle mutluydum ki kafamı çevirip olan bitene bakamadım. aptal değilim biliyosun. sandığından fazla her şeyin farkındayım. almak istediklerini verememiş olabilirim. belki yazmadım. belki nasıl olsa seni elde ettim diye saçma davrandım. ama kendimi çok ezik hissettim be. yanında olduğum elini tuttuğum her dakika daha da ezildim. ama mutluydum, heyecanlıydım. biliyodum bi gün biteceğini, ama tadını çıkar dedim kendi kendime kokusunu ezberle dedim. ezberledim de. aynı kokuyu duyar duymaz gözlerim doluyo.
bi gece beyzayla yatmıştım geçen sene bizim oda soğuk oluyo diye salonda yatmıştık birlikte. yeni banyo yapmıştı. seninle uyuduğumuz ilk gece kokladığım koku. bazen gerçekten allahın beni sınadığını düşünürüm. bugün düşündüm de ben hep sınanıyorum. ama ilk o gece hissettim. döndüm sırtımı ağladım. yine aynı koku. yine aynı karın ağrısı. hissetti ağladığımı beyza. sarıldı bana. yazarken yine ağlıyorum. kimse yok nasıl olsa. rahat rahat ağlarım.
tarihten saatten haberim yok artık. ne kadar oldu benden gideli? 2 ay falan galiba. öyle güzel geçiştiriyorum ki kendimi. saçma sapan işler yapıyorum. sen varken saçma işler yapıyodum. artık sapanı da koydum yanına. çok güçlü bi silahım var. kuş vurabilirim. kanadından! ne zaman uçsam vurdular beni. olsun iyileşir yine kanatlanırım ben. birlikte uçup birlikte vurulmak içindi bütün çabam. olmadı. olmasın. nabayım? başkasıyla uçar başkasıyla düşerim. -
38.
0sana yazdım en anlamlı şiirimi yalayamadım adriananın ön deliğini
-
39.
0dıbını zütünü gibmek istiyorum.
son. -
40.
0kalbim yalnız ve paramparça aşktan hasarlı,
en sevdiği marmaris büfe ürünü biftek kaşarlı.
adımlarım hep ileri ve kararlı,
sen ne ilginç bir insansın ve demirhan hararlı. -
41.
0reserved
-
42.
0ben bu yazıyı sana yazdım.
yalnızca sana;
yanımdan sessizce geçip giderken, ardından bıraktığı yasal acılarına sığındığım insan. seni unutturacak bir şeyler olmalı çünkü her hatırladığımda parça parça alıp zütürüyorsun beni...
tüm yalnız gecelerimde kimle ve nerde olduğunu her hatırladığımda haberin yok ben ölüyorum!
seni tüketeceğim günleri düşünerek yaşıyorum, kendime edindiğim amacın hazzını yaşayarak, seni içimden kazıyıp atacağım günü bekliyorum. tek korkum ise paramparça olup dağıldığını görmeden yorulmak.
umut yorgunuyum...
oysa ne güzel şeydi seni düşünmek, çiçek pazarında ortancaların ardı sıra elele yürümek. bir masal tutmuş ve yaşamım düşe dönüşmüştü oysa.
hani sonunu bildiğin halde izlediğin filmler vardır ya bilerek beklersin son sahneyi...
bende bildiğim halde bekledim son sahneyi, fazlaydın bana, fazlaydım ben bu aşka...
sana her baktığımda; geçmişine, en derinine, geleceğine, kalbine ve hatta düşüncelerine baktığımı bildiğinden emindim oyüzdendi tüm huysuzluğun. belki çok acemi, belki de çok geç kalmış bir aşkın şansız iki bedeniydik...
bekleme! gün yok bizim için.
tüm günleri, ucu yakılmış düşleri tükettim, ardın sıra gelemem artık. seni kalıcı kılmaya çalışırken farkettim ki ben ölüyorum! -
43.
0beni ele güne rezil ettin , canın sağolsun
-
44.
0Biraz canlandırın şu başlığı dıbına koyim ya. Burdan yürürüz ilerde.
-
45.
0kolay kolay söyleyemem ben bazı şeyleri. açıkça yazmak bile zor gelir bazen. sözcüklerle oynarım, gölgelerin içine saklarım kelimeleri. sen anla isterim seslere dönüşmeden. sen bil isterim yalnızca beni, olduğum gibi. yanında özgür hissederim kendimi de yine de kaçmak gelir içimden. bendeki sen’i bilmezsin; hep seninle konuştuğumu… sana iyi geceler demeden uyumadığımı… yine ben beni bir tek içimdeki sen’ e anlatırım, sen benden bihaber olsan da… yani değişen bir şey yok istanbul yine yağmurlu. fakat artık bu yağmurlar da nefes aldıramıyor bana. bu defa açıkça söylemek istedim yalnızca. ben seni çok özledim lan.
-
cccrammsteinccc bu resimde ne görüyorsunn
-
bakircan sandığımızdan daha hayatsız biri olabilir
-
albay sen ilk geldifinde öğrenciydin de mi la
-
ben bir gün sevişirsem de
-
olum bu iceceklerin neden gazı yok arıtk
-
29 temmuz 2025 karnımın acıkması
-
krem rengi lacoste
-
ben haric 19 adam var her biriniz
-
ferre kategoris nerde söyleyene 100 tl
-
minguziyi öldürenler
-
sıla eskiden ne güzel kadınmış
-
arkadaslar yarranizi atmayin vikings kızıyor
-
ben kürdüm askerlik benim neyime
-
mesaj atmak için çok yensiinn
-
kız müslüman değilim diye konusmayi kesti
-
escorta gitmeyin travestiye gidin
-
insanlar niye çoğalıyor
-
iki gündür femboy entry giriyorum diye
-
sözlük içi gibişebilen şanslı
-
işe git eve gel inciye gir instaya gir
-
kaptan kirk göğüs kılı
-
deniz akkaya 10 yıl sonra akrep nalanaa
-
ulu zombi bana borcun vardı
-
flood yapma az beyinli
-
taşaklarım takumu içiyorrrrrrr
-
bana ilk reis diyeni sağk kolum yapcam
-
3 gundur öleceğimi hissediyorum
-
en az 3 gün burdayım
-
bakircan umudunu kaybetme
- / 1