benimkisi garip bir aşk hikayesi

chapter 105: garden state 2

14.30 da okuldna çıkıyor. 16.00 gibi buluşuyoruz bununla. filmi de berk'in bi abisi var, genelde kuşadasın da oluyor. bu binten abisinin evinin anahtarını alıyorum. gidiyoruz eve. ezginin oturduğu yerin 3 sokak aşağısında zaten. geçiyoruz içeri takıyorum filmi. bununda film pek gibinde değil. içten içe biliyor asıl amacın ne olduğunu. ben büyük dikkatle izliyorum filmi. elimde bunun belinde, ara sıra indiriyorum züte kadar. film bitiyor diyorum ki beğendin mi, aşk tesadüfleri sever daha güzel diyor.o an dünyasını gibicem bunun sinirden. istifimi bozmuyorum ben izlemedim bi ara beraber izliyelim onuda diyorum. peki güzel olur diyor. bununla başlıyoruz öpüşmeye. elimi çekiyorum zütünden hayvan sanmasın beni diye. bu elini atıyor benim dalgaya. çıkartıyorum bunun t shirtünü. boynunu, kulak arkasını öpüyorum. bu iyice sıkıyor benim dalgayı. kucağıma alıyorum zütürüyorum bunu yatak odasına. çıkartıyorum bunun pantolonunu. yatıyor bu. çıkartıyorum bende. tam gibicem bunu ben bakire değilim diyor. küçükken bigibletten mi düştün diyorum. ya bi dalga geçme diyor. yav tamam geçmişte yaptıklarının benim için önemi yok diyorum. yarım saat falan gibiyorum bunu. ağzına alma, zütten gibme yok. kalkıp oturuyoruz bununla yarım saat daha. sonra bırakıyorum bunu evine. eve gelip bunu zütten gibtiğimi düşünerek asılıyorum.

şekerler dışarı çıkıyorum. gece gelirim artık.

geldim lan. kitlenin ekran başına.

chapter 106: sorry we are fucked

mesaj geliyor bundan. dünkü yaşadıklarımız sence de hata değilmiydi. bu da nerden çıktı diyorum. ben çok yanlış hissediyorum diyor. e diyorum benden ne yapmamı istiyorsun. bir şey yapmanı istemiyorum diyor. içimden diyorum kesin iyi gibemedim ondan trip atıyor bu diye. ezgi ben düz adamım anlamam böyle konuşmalardan altı üstü birlikte olduk ne var bunda diyorum. sen beni seviyomusun diyor. seni bildiğinden daha çok seviyorum da bu hareketlerin iyice soğutuyor beni diyorum. kendisini gibtiğime bin pişman ediyor beni. akşamüstü buluşuyoruz bununla tekrar hiç bu konulardan bahsetmiyoruz, normal konulardan bahsediyoruz. daha sonra kuzenine bırakıyorum bunu. akşam da halı sahda maç almışlar, berk beni alıyor maça gidiyoruz. bizim takım da, altınyarak, ben, baran, cengiz, berk, serdar. altınyarak hariç 5miz ilkokul dan beri aynı takımda oynuyoruz. baya da sınıf turnuvası kazanmıştık. hepimizin de ayrı ayrı özellikleri var. altınyarak içimizde en yeteneklisi. bende diğer binlere göre biraz daha tekniğim paslarım olsun, plase şutlarım olsun. ama hiç koşmam, mücadele etmem. serdar bini de it gibi koşar. serdar'ın olmadığı çoğu maçı kaybederiz. neyse sahaya giriyoruz. ben, serdar, altınyannanta hep kalenin yanında soyunuruz, elbiseleri telefonları kale direğinin oraya koyarız. neyse maç başlıyor. karşı taraftaki huur çoçuklarını bir sürü kız izlemeye gelmiş. bu binlerin bu yüzden zütü başı oynuyo sürekli. bizim altınyannanta sürekli haraket yapar. bi kaç bacak atıyo, haraket yapıyo binler yediremiyo buna tekme atmaya başlıyolar. serdar da dayanamıyo daha fazla çoçuğa kafa atıyor. daha sonra itişme kakışma derken tekrar dönüyor maça. 2 farkla öndeyiz. bizim kalede baran bini var. 1.90 boy var malda. yerden gelen tüm topları yiyor. adam gibi kaleci olsa kalemizde 7-8 fark rahat önde oluruz. neyse benim telefon çalıyor, açıyorum telefonu. arayan ezgi, blowjoe çabuk gel diyor. noldu diyorum söyle. bu gene geldi beni tehdit ediyor diyor. berk'e diyorum olum böyle böyle. giberim ezgini maç bitsin öyle diyor. lan olum sokturtma maçına diyorum. blowjoe gibtir git bu huur çoçuklarına kaçtı mı dedirtcem ben diyor. yapacağın işi giberim diyorum gidiyorum bunun yanına..

http://youtu.be/A5GYOsKLp6o

beyler blackoptayım binlerle. yavaşlık o yuzden.

neyse çıkıyorum oyundan şimdi.

chapter 107: yüzleşme

varıyorum ela gözlü yarimin yanına. alıyorum bundan huur çoçuğunun telefon numarasını. bu kızdan ne istiyosun lan sen, nişanlı adamsın sen nasıl adamsın diye bağırıyorum bine. senin ben dıbınakorum huur çoçuğu sen kimsin diyor. gel lan diyorum buna. carrefourun yan tarafında buluşuyoruz bununla. ezgi yi de kuzenine bırakıyorum gelmeden önce. bu bini görüyorum tanıdık. binin kardeşinin üzerinde çok emeğim geçti tüm ailesi de bilir. bu bin beni görüyor kardeşim hayırdır diyor. ya diyorum herifin tekiyle buluşcam benim manitayı tehdit ediyormuş surekli. hasgibtir ezginin sevgilisi senmisin diyor. he benim demeden bin başlıyor benden özür dilemeye. kardeşim yemin olsun bilmiyordum valla bak falan demeye. bak kaç yıldır seni adam sanıpta sana abi çekiyordum, bu yaptıkların sana yakışıyo mu diyorum. kardeşim olaylar bildiğin gibi değil diyor. anlat lan diyorum. ezgiyle bizim olayımız farklı diyor. nasıl farklı diyor. ulan nasıl farklı diyorum anlat. kardeşim orasını boşver bu ezgi senin bildiğin gibi değil, bu bana çok çektirdi hala da çektiriyo. ha bundan sonra selam bile vermem arada sen varsan. ama sen otur ezgi ile konuş diyor. tamam diyorum, ayrılıyorum bunun yanından. arıyorum ezgiyi. adam gibi bütün olanı biteni anlat diyorum. sen kimsin ki ben sana hesap vericem diyor. iki üç dakika rahat küfür ediyorum buna. sonra üzülüyorum kızın anası babası ayrı, abisi yok. kıza sahip çıkan tek bir kişi yok. arıyorum bunu tekrar açmıyor telefonu.

@430 ne capsı dıbınakoyım. liseli gibi bir de capsmı koyam. bugun bir tane huur çoçuğu koymuş zaten üstüne bir de kaşlarını aldırmış. cıx cıx cıx

chapter 108: pavyon

sabah kalkıyorum. ben kendi içimde kapatıyorum artık ezgi defterini. bu yaşadıklarım ne dıbınakoyım diyorum. bu çektiğim eziyet, dert nedir arkadaş eğlenmek varken diye. benim eski hatunla da mesajlaşıyoruz sürekli arkadaş çercevesinde. bu da sürekli arkadaşları ile tanıştırmak istiyor beni. gitmiyorum her seferinde. tekrar çağırıyor kibarca reddetiyorum. hiç karı kız davalarına girmiyorum. oturuyorum evimde osbirimi çekiyorum. tekrar mgs4 oynama başlıyorum. bir hafta falan böyle rutin geçiyor benim. facebooku da kapatıyorum. o günden beri de hala kapalı. bu ezgi de arayıp sormuyor beni hiç. hafta sonu aydın da ki hatun mesaj atıyor. ben didime gelmek istiyorum diye. iyi gel diyorum. nerde kalıcam diyor. diyorum yer yok bende. e diyor napacam ben. akşam gidersin veya berke söylersin seni bırakırsa bırakır diyorum. sen benim gelmemi istiyomusun, istemiyomusun diyor. benim için farketmez diyor. iyi yarın gelirim ben diyor. tamam diyorum. yarın oluyor gelmiyor. aramıyorum bende hiç. akşamları baran bini ile takılmaya başlıyorum. burda bi tane pavyon var. yemeğe giderken önünden geçiyoruz. burda bira ne kadardır lan diyorum. bu mal diyor ki 40 liradan aşağı değildir. lan gibtir git 40 liraya bira içecek adam mı var didim'de diyorum. burda yaşayan yaşlı bir adam var didimin en zengini huur çoçuğunun gecekondu gibi evi var yanında ufak tarlası var. plastik sandelyesini koyar tüm gün orada oturur. bu gene bana bunu anlatıyor. ne zaman didim de kim zengin muhabbeti geçse onu anlatır. neyse bu salağa diyorum ki 10 lirayı geçmez içerde bira. yok diyor 40 ile 60 lira arası. lan gel gidelim dıbınakoyım diyorum. atm den çekiyorum para. giriyoruz içeri. 2 tane bira söylüyorum. ortaya da biranın yanında kuruyemiş ile meyve tabağı getiriyolar. içiyoruz biraları. kalkalım lan diyorum. bu bin 2 tane daha söylüyor ne kalkması olum diyip. içerde de bitane şarkı söyleye karı, 4-5 tane de konsomatris var. bir tane karı geliyor bizim masaya. gençler naber falan diyor. işte kalkamaya hazırlanıyoduk bizde diyorum. bırakmam falan diyor. huur arkadaşını da çağırıyor. direk diyor karı ne içki söyliceniz bize. ne içcekseniz söyleyin diyorum. ikisi de rakı söylüyor..

chapter 109: hesap

karı bana ne iş yaptığımı soruyor. bir iş yaptığım yok diyorum. baban ne iş yapıyo diyor. babam yeni vefat etti, kafa dağıtmaya geldim diyorum. karı hiç giblemiyor bile. kendi hayatını anlatıyor bana. sonra diyor ki üst kata çıkalım mı gençler. baran soruyor ne kadar. karı diyor ki 500 lira kasa alıyo, bize de ne verirseniz diyor. baran diyor bizde yok o kadar. 300 olsun o zaman diyor. diyorum ki bizim paramız çıkmaz ben hesabı nasıl öderim diye düşünüyorum, arkadaş maaşı alsın geliriz diyorum. kalkıyor bunlar masadan. istiyorum hesabı. 200 lira hesap gelmiş. adisyon da bira xxxx 30 xx 40 lira ile meyve tabağı çerez tabağı fiyatı yazıyor. anlıyacanız bira 7.5 lira. tabaklardan 15Er lira. toplam 100 lira yapıyor. en altta toplam kısmında 200 yazıyor ama. olum bu ne lan diyorum. 100 lira ediyo burda 200 lira yazmışlar. lan yanlışlık olmasın diyorum. lan pavyon burası diyor. lan olum kesin yanlışlık var ben gidip söyliyim diyorum. lan gel manyakmısın başımıza iş açıcan diyor. lan bu ne o zaman diyorum. olum karılar oturdu masaya ya ondan almışlardır diyor. lan ne alakası var bunların görevi içki söyletmek ordan çıkartıyolar parayı dıyorum. gidiyorum kasaya soruyorum. bu çağırıyor ordan takım elbiseli bir adamı. kardeşim ne var diyor. abi diyorum böyle böyle. kardeşim 200 lira hesabın, sıkıntı var mı. yok abi diyorum. veriyorum 200 lirayı. çıkıyoruz bu binle dışarı. bu bin kafayı karıya takmış. maaşı alınca gelip gibecem diyor. allah için gibtir git diyorum.

http://youtu.be/5Z8oYH_bhnA

sevgili dostlar yatıyorum ben. yarın sabahtan devam ederim.

beyler yeni geldim, çok yorgunum. başımda gibiyor beni. yarın devam ederim artık. sorry guys.

geldim kankeytalar.

caps koy falan diye oluyodu, bu da beni merak edenler için resmim.

http://imgim.com/20115284400.jpg

chapter 110: çikolata kız ömrün yeterse girsin zütüne beş bin şişe

msn den titreşim geliyor. titretiyorum bende. ardından çikolata kız dan selam yazısı geliyor. çikolata kız da ezgi. bunun nicki yıllardır chocalate girlmiş. selam diyorum bende. hatalıydım, üzgünüm gibilerinden yazılar yazıyor bana. e diyorum ne istiyorsun. görüşelim bir ara diyor. tamam diyorum. akşam gidiyorum sahile. iskelenin orda ki taşlara oturmuşum ağzımda sigara, elimde bira, kulağım da kulak, çalan şarkı waiting for my chance to come. bekliyorum öylece. 45 dakika geç geliyor. ama biliyorum sıf huur çoçukluğu yapacak diye geç geliyor, işi falan yok. hiç sormuyorum bile nerde kaldın diye. diyor e nereye gidecez. ben gitmem bi yere diyorum. manyakmısın hava esiyor diyor. yok diyorum buraya oturcaksan oturalım. oturuyoruz bununla. hayatının ne kadar berbat gittiğinden, annnesinden babasından, çıktığı oğlanlardan bahsediyor bana. buna diyorum ben seni iş yerinde görüyodum, cıvıl cıvıl neşeli, güleryüzlü hoş bir kızdın, o zamanlar nasıl etkileniyodum senden. sende ki bu emo tripleri nerden çıktı ben anlamıyorum diyorum. o zamanlar mutluydum diyor. bu kadar kısa sürede ne oldu diyorum. başlıyor gene arka sokaktaki oktay gibi anlatmaya. tamam iyi canını sıktın yeter gel gidelim bir yere diyorum. gidiyoruz bununla artis diye mekana. canlı müzik olur orda çarşamba, cuma, cumartesi günleri. içiyoruz bununla. bunun keyfi yerine geliyor. sen çok iyi birisin diyor bana. he diyorum. hadi kalkalım diyorum, bu kalkmak istemiyor. on dakika sonra diyorum gitmem lazım, evine bırakıyım seni. bu trip yapıyor bunu. yarın gene birşeyler yaparız diyip bırakıyorum bunu evine.

şarkıyı unutmuşum lan; http://youtu.be/wdPF4h9K0bs

@463 olum ben değilim o. hay dıbınakoyım ya.

chapter 111: guitar hero

ertesi gün bundan mesaj geliyor. ders çıkışında arkadaşlarla bir şey yapacaz sende gelsene. ne işim var amk diyorum. hep böyle mi olacak diyor. senin liseli arkadaşlarını benden uzak tut diyorum. sen insanları küçük görmek zorundamısın diyor. yav he he diyorum. akşam buluşalım işin yoksa diyorum. akşam haber veririm diyor. napacan diyorum. test çözecem diyor. bir gib yapacağı da yok. günden güne öğreniyorum burda ki adamlar gibi boş bir kız. akşam mesaj geliyor bundan. napacaz diyor. gel diyorum bize gidelim guitar hero oynıyalım. guitar hero ney diyor. hay dıbınakoyım ya diyorum. anlatıyorum buna guitar heroyu. çoçukmuyuz biz, başka bahane bulamadın mı beni eve çağırmak için diyor. babam da istanbulda, annem de ablaların yanına izmir'e narlıdereye gitti. evde kardeşimle ben kalıyorum. kardeşim de çoğu zaman halamın yanında kalır. ev boş o gece. bununla geliyoruz eve. veriyorum bunun eline gitarı. diğer gitarda bende. kings of leon çalıyoruz. bunun çok hoşuna gidiyor. sürekli gülüyor. sonra çıkıyoruz balkona oturuyoruz, uludağ limonata içip browni yiyoruz bununla. hadi gel sana pul koleksiyonumu gösteriyim hehehe diyorum. buna çizgi romanlarımı gösteriyorum. sonra yatağa uzanıyorum ben bi yandan müzik dinliyorum, bi yandan çizgi roman okuyorum. bu da nette takılıyo. geliyo sonra oturuyo benim yatağıma. ayy bu saçların öldürcek ya beni diyor..

http://youtu.be/gnhXHvRoUd0

chapter 112: erkeem

başlıyoruz bununla öpüşup yiyişmeye gene. çakıyorum ben buna gene. baya uzun gibtim ama bunu bu sefer. daha sonra arıyor bunu annesi bu açmıyor telefonu. kadın sürekli arıyor bunu açmıyor. lan açsana kadın merak etmiştir diyorum. yok açmıcam diyor. iyi sen bilirsin diyorum. ben hala da üzülürüm bu kadının annesi için. neyse bakıyorum bunun gitmeye niyeti yok hiç. sormaya da çekiniyo. e diyorum kalırsın artık o zaman burda. annen, baban gelmezler demi diyor. yok gelmezler diyorum. tamam o zaman diyor. tamam ama anneni ara kuzenimdeyim falan bir şey söyle diyorum. arıyor bu kuzenını daha sonra annesini arıyor. sabah okula gidecek bu; gitmeden bir daha gibiyorum. sonra çıkıp gidiyor bu. sabah 10 gibi günaydım erkeğim diye mesaj atmış bana. bende günaydın ezgi diyorum. ya canım şimdi sana kahvaltı hazırlıp birlikte kahvaltı etmek vardı diye mesaj gönderiyor. başka zaman onuda yaparız diyorum. daha sonra soruyorum buna akşam napıcan. bugun evde durmam gerek :(( diyor. tamam yarın görüşürüz diyorum. iniyorum merkeze zaman geçsin diye, 17:30 gibi berk işten çıkacak onun çıkmasını bekliyorum..

beyler elektrikler gitti. devam ediyorum.