-
1.
02 kişi gelsin anlatacağım
-
2.
0geldimmmmmmmmmmm
-
3.
0aranan kan benim anlat
-
4.
0tamam başlıyorum o zaman herkez buradaysa
-
5.
0çok uzun bir hikaye değil zaten üstüne bir de özet geçeceğim 3-4 kısa entry de bitiririm
-
6.
0bekliyorum.
-
7.
0anlat . saçma sapan olursa zükerim
-
8.
0Şimdi öncelikle şöyle bir ön bilgi vereyim ki ben bir ayak fetişistiyim. Fakat bir çok fetişist gibi kölelikten falan hoşlanmıyorum. Benim tercihim genelde güzel temiz bir çift ayağı bak okşamak onlarla oynamak üzerine falan kurulu. Bir de gıdıklamak gibi bir zaafım var. Eğer bu bir fetişizmse evet ben bir gıdıklama fetişistiyim. Özellikle de ayak gıdıklamak en büyük zevklerimden biridir. Neyse bu kısa ön bilgiden sonra yine bu kısalıktaki öyküme geçiyorum.
-
9.
0anlat panpa
-
10.
0anlat panpada o ne gibim fantezi amk
-
11.
0Onunla lisede tanışmıştık. Ufak tefek minyon bir şeydi. ilk zamanlarda pek güzel bir kız sayılmazdı açıkçası. Ama yokluk işte... Ergenliğin de zirve yaptığı bir noktadayız. Pas veren ilk kıza kıtlıktan çıkmış gibi atlamıştık. Çok güzel bir kız değildi o zamanlar. Öyle ciksi bir şey de sayılmazdı, fizikte yoktu yani kaldı ki 15 yaşındaki kızda daha ne fiziği amk... Zekasıyla büyüleyen biri de değildi...
Ama yine de sevmiştim... Belki de o aralar bir şeyleri sevmeye ihtiyacım vardı. Ya da bir şeyler tarafından sevildiğimi hissedebilmeye. Ergenler böyledir en ufak duygusal titreşimleri büyütüp büyütüp bir çığ haline getirebilme potansiyeline sahiptirler. Hepsinin dıbına koyayım...
Sevmiştim... Onun da beni sevdiğine kendimi inandırmıştım. Sonra o gibtir oldu gitti.
Aradan 1 sene geçti... -
12.
049 numara baya bir nasırlı ayağım var panpa istersen gel de oyna dıbına koyduğum şizofren bini
-
13.
0devam et yannan
-
14.
0ve 16 yaşına geldin ee
-
15.
0aradan 1 sene geçti... ne olduysa daha o yaşta arkadaş kalabilme olgunluğunu gösteremişsek de en azından yolda birbirimize selam verebilme olgunluğunu gösterebiliyorduk birbirimize... ne olgunluk değil mi amk?..
yaz tatili sonuydu. okulun ilk günü. camel'ın camel olduğu zamanlardaydık. okulumuzun arka tarafında gizlice sigara içiyorduk. camel'ın camel olduğu zamanlarda köşe başından dönüşünü görmüştüm... camel'ın camel olduğu zamanlarda bile camel bu derece iyi kafa yapamazdı. yaz mı yaramıştı. artık benim değil diye mi o kadar güzelleşmişti bilmiyorum. hafif de makyaj mı yapmıştı ne. yoksa... yok artık amk boyu da mı uzamıştı... evet evet uzamıştı ve bana gülümseyerek merhaba demişti... camel'ın camel olduğu zamanların dıbına koyayım ona bir şey olmasındı... çok sürmedi zaten bir kaç haftaya kadar yeniden başladık... ben sınava hazırlanıyordum artık. okul çıkışı gittiğimiz bir cafe vardı. etütüme kadar orada birlikte oturuyorduk. o kısacık boyuyla alttan alta bana bakıyordu. ben çaktırmadan onun beline sarılıyordum. aklımız sıra oynuyorduk birbirimizle... ben onu öpmek için yanağına sokulduğumda benim daha iyi bir fikrim var deyip geri çekmişti kendini ve benim dudaklarıma yapışmıştı... camel'ın camel olduğu günlerdi ve benim dudaklarım ilk kez camel dışında bir şeyle öpüşüyordu... -
16.
0hadi amk bekliyoruz
-
17.
0neredeyse her gün o küçük dar ve bizden başka müşterisi olmayan cafede saatler geçiriyorduk onunla. bazen yapacak bir şey bulamayıp telefondan oyun bile oynadığımız oluyordu. benim elim yine onun ince belindeydi. hem o kadar kısa hem de o kadar zayıftı ki bazen kollarıma gerek olmadığını sadece büyük ellerimle onun belini kavrayabileceğimi düşünüyordum. sonra o da kısacık kollarıyla benim belime sarılırdı. o haldeyken onu kızdırmaya hiç gelmezdi hemen belime ya çimdik atar ya da gıdıklamaya başlardı... ona bu kozu ilk verdiğim gün muzaffer bir ifadeyle "sen gıdıklanıyor musun?" diye sormuş ve "ben hiç gıdıklanmam" demişti. blöf yapmıyordu. o gün her denememe rağmen gerçekten gıdıklanmamıştı. kollarından belinden boynundan hiç bir yerinden... sonra kendisi söylemişti. babam benle oynarken beni gıdıklamaya çalıştığında hiç beceremez. ama ayaklarımı kavradığında bana her istediğini yaptırır ben sadece ayaklarımdan gıdıklanıyorum ama felaket derecede demişti. tüm o sözleri benim her yerimde garip bir karıncalanma hissi oluşturmuştu. farketmeden geyik muhabbeti olsun diye söylediği tüm o cümleler beni kendisine tamamen aşık etmişti.
ve evet süpriz...
bir ay sonra bir kez daha gibtir oldu gitti.
aradan 1 sene daha geçti... -
18.
0devamı ve son part geliyor
-
19.
0aradan 1 sene geçti... mezun olmuştum. o 1 sene içinde neredeyse çorap değiştirir gibi sevgili değiştirmiştim. ama onu unutamamıştım. aslında unutamamak da değildi bu. yani unutamamanın hüznü değil bir şeyi yavaş yavaş unutuyor olmanın kederi gibiydi daha çok. sadece bazı geceler soğuk ve çıplak ayak koridorda dikilirken hatırlayabildiğim hatıralara dönüşmüştü artık o. ve bundan nefret ediyordum. kararlıydım... en azından adam akıllı sonlandıracaktım her şeyi... durup dururken gidişine anlam veremiyordum. en azından tahminimi ondan duymalıydım. o benim yüzüme bakmalı ve "seninle sadece boşta kaldığım zaman eğleniyordum senden daha iyisini bulduğumdaysa tabii ki ona atlıyordum" demeliydi. sokaktaki köpek kadar gururlu olup yüzüme bağırmalıydı... evet serdar ortaç dinlediğim bunalımlı bir dönemimdi.. o dönem daha inci sözlükten haberim yoktu tahmin edebilirsiniz o ruh halini...Tümünü Göster
okulun önüne gitmiştim. beni görünce yüzü çok garip olmuştu. bir an o şeyi yakalamıştım... o özlemi... tutup kolundan konuşacağız diyerek önüme kattım zütürdüm. oturduk konuştuk... "babam öğrenmişti" yalanını attı... iki seferde de mi dedim "ilkinde annem öğrenmişti babama söylemekle tehdit etmişti ikincisindeyse doğrudan babam öğrenmiş" demişti ağlaya ağlaya... zerre inandırıcı yalan söyleyemiyor ama çok güzel ağlıyordu çok güzel ve çok aşık olunası... "eğer istiyorsan" diye cümleye başladığımda ise yeniden dudaklarıma yapışmıştı... o an hiç bir şey gibimde değildi hiç bir şey... sadece beni seven kalbi, tatlı ince ama bana ait dudakları ve belki biraz da 36 numara şirin ve kışın hep üşüyen ayakları... şey tamam belki "biraz"dan daha fazla...
sonra?...
sonra o gibtirip gitti demememi bekliyorsunuz değil mi
hayır aslında tam olarak öyle olmadı
bir kaç gün sonra beni karşısına aldı. yüzü oldukça ağlamaklıydı. sana bir şey itiraf edeceğim ve kalkıp gideceksin demişti. salaklık anlamamıştım. gitmeyeceğime dair söz verdim... beni 2 seferde de bırakmasının sebebi bana baktıkça kendisinden iğrenmesiymiş... ben onu o kadar saf seviyormuşum ki artık beni daha fazla kandırmaya cesaret edemezmiş. bir hata yapmış daha çocuk sayılabilecek bir yaşta. nasıl yaptığını o da bilmiyormuş. sadece tek bir kez yapmış ama geri dönüşü olmayan bir hataymış. sırf beni kandırmak istemediği için bırakmış beni her seferinde...
sonra...
evet dooğru tahmin
gibtirip gittim... -
20.
0film gibiydi amk