1. 276.
    0
    "Aynen öyle... " dedi, kopçayı açtığı anda, yavaş yavaş üzerime doğru fakat kapıya yakın birşekilde yürümeye başladı. "Dagrau... " dedi tekrar adını tekrardı, sütyenin bir tarafını çıkartmış ama aksi yöndeki eli ile göğüsünü tutmuş bana bir anlık göğüslerinin görüntüsü kalp krizi yaşatmıştı. içimden kesin gibişicez diye düşünmeye başlamıştım ayrıca neden burada olduğumuda düşünmeye devam ediyordum. Kız geldiğimden beri beni elde etmeye çalışıyordu, ben zaten dünden razıydım bu duruma ama anladığım kadıryla elde etmeden de rahat etmeyecekti.

    "O içtiğin şey... " dedi yavaşça kapının yanında durup kapıyı kilitlediğinde, "seni bizden birisi yaptı... " diye devam etti ve bana döndü "bizden derken, warlowun çemberinden değil." diye açıklığa kavuşturdu ben daha sormadan, yavaşça sütyenini tamamen çıkartıp kolundan aşağıya sarkıttı. Sağ göğüsü tamamen gözler önündeydi "Artık bana aitsin."
    ···
  2. 277.
    0
    Hiçbirşey söylemeden kıza baka kaldım. Bir süre bana ciddi ciddi baktı, hatta bir an özgüvenimi kırdı ve gözlerine bakamaz hale geldim, gözlerim hemen yaralı olan yada daha doğrusu olduğunu sandığım elime ilişti. Elimi açıp kapamaya çalıştığımda hiçbir şekilde acı hissetmiyordum, birkaç kez daha denedim, acımıyordu, bir daha denedim, alicia ya baktım, elime bakıp tekrar açıp kapattım ve Jonnanın özene bezene yaptığı sargıyı yırtarak açtım.

    Elimdeki yara kaybolmuş, yerine küçük bir çizgi gelmişti. Aklıma ilk gelen ne zamandır baygın olduğumdu çünkü bu yara okadar çabuk geçebilecek bir yara değildi, Alicia ya döndüm tam ağızımı açmıştım ki daha ben sormadan sanki aklımı okumuştu, cevabını yüzüme tokat gibi çarptı "Tam bir gündür o yataktasın. Ve evet, elin çabuk iyileşti."

    "Ne?!" dedim şaşkınlıkla, elimi açıp kapıyor tip tip bakıyordu, sanki el benim elim değildi, olamazdı, bukadar çabuk iyileşemezdi "içtiğin sıvıdan dolayı böyle oldu." dedi alicia ve ayağa kalkıp gardrobun olduğu tarafa doğru ilerledi. Koltuğa sol ayağımı koyup koltuğa yayıldım ve gözlerimi ondan ayırmadım "Ne sıvısı." diye sordum ardından "O sıvı neydi", "Dagrau" dedi, ve üstündekileri sırtı bana dönük bir şekilde çıkartmaya başladı. Ben o sıvının isminden çok kızın gözümün önünde soyunuşuna inanamamıştım. "Da... Dag-", kız arkasını döndü sütyenleriyle beraber güzel prüzsüz bedenini gözlerimin önüne sermişti. Zaten sırt bölümündeki o omur çizgisi ve göbeğinin düzlüğü beni benden almış üzerine orta büyüklükteki göğüsleri ekleyince dilim tutulmuştu. Sadece güldü ve elini arkaya sütyenin kopçasına attı.
    ···
  3. 278.
    0
    Yapılacak şey belliydi, o sopayı alıp warlowa saldırmam gerekiyordu. Ayaklandım ve çömelir bir pozisyona geçtim, eğer tuttuğumda elimi kesiyorsa en azından hemen kaptığım gibi warlowa saldırıp sopayı yere bırakabilirdim.

    Bir kaç saniye sürdü pozisyonu almak, sopayı tuttuğum gibi fırlamam ve Warlowun arkasına patır kütür ses ile geçmem bir oldu. Sopayı tuttuğum andan itibaren acı elimden bütün vücuduma dağıldı, sopanın ucundaki taş gelecek şekilde, warlowun sırtına boydan boya bir savurma hareketi yaptım.

    Warlow acıdan dolayı çığlığı bastı, insanlar busefer üzerimize doğru koşmaya başladılar. Warlow yana insanların geldiği yöne doğru savruldu, o sırada bende alicianın yanına attım kendimi. Kızı hemen kavradım ve "iyimisin" diye sordum ingilizce olarak. Kız beni anında kendinden uzağa doğru itti.
    ···
  4. 279.
    0
    Sopayı elimle kavradığım gibi elime sanki binlerce iğne batıyormuş hissini yaşadım ve istemeden yere bıraktım, bağırmamak için acıdan tıslama gibi bir ses çıkarttım. Elime baktığım zaman elim kanamaya başlamıştı, içimden bağırma hissi geldi, bilmediğim şeyler oluyordu ve kafayı yemek üzereydim. Normal bir sopa elimi kesmişti, nasıl olabilirdi bu?!

    Kızın anlamadığım o dilde yalvarır gibi birşeyler söylediğini duydum, Warlowun ona cevap verdiğini ve ona birdaha bağırdığını. Birisinin koşar adımla gelen ayak seslerini ve ardından Warlowun "CEM! DUR OLDUĞUN YERDE!" diye bağırdığını işittim, Cem ondan daha sinirli bir şekilde "dıbına koyduğumun evladı! Ne yapıyorsun, herifler gelicek birazdan bunun zamanı değil şimdi!" diye böğürdu, Warlow dahada sinirlendi "Sana sorucak değilim, olduğun yerde kal yoksa ffonun tadına busefer sen bakarsın!" dedi. Ne cevap nede ayak sesi duydum.
    ···
  5. 280.
    0
    Kızın çığlığını duyanlar olmuş olacak ki patır kütür sesler duyulmaya başladı holden. Warlow odadan tamamen çıkmıştı, odada birtek ben vardım, yerdeydim ve hala olayın şokundaydım. Nefes alış verişlerim düzelmiş fakat nekadar aliciaya soru sormuş olsam bile iradem kendine gelememişti.

    Bir hışırtı sesi daha duydum ve Alicianın bir çığlığı daha, Warlow anlamadığım bir dilde öfkeli bir şekilde birkaç kelime bağırdı. Ayak seslerini duydum tekrar, "Kimse buraya gelmesin!" diye bağırdı ingilizce olarak, bütün ses kesilmişti. Birşeyler yapmam gerekiyordu.

    Etrafa baktım, silah olarak kullanabileceğim hiçbirşey yoktu odada, yeni fark etmiştim bunu. Bir oda lambası bile yoktu. Daha sonra kızın küçük sopası dikkatimi çekti. olduğum yerden sürünüp ona doğru uzandım. Ve o sesi birdaha duydum, Alicia birdaha çığlık atmıştı ama o hışırtı sesi gelmemişti.
    ···
  6. 281.
    0
    Odaya girdik, yatağı işaret etti "Otur" dedi ingilizce konuşuyordu. Uzun saçlı kız bana tip tip bakıyordu, kapıyı kapatıp önceden oturduğu yere geçti. Pek oturmak istemedim, camın olduğu tarafa doğru gidip camın yanındaki duvara yaslandım. Alicia bana bakıp "Nasıl istersen" dedi.

    Bir süre sessizlik oldu, kızlar bana bakıyordu, ben göz teması kurmamaya çalışıyordum, buraya neden geldiğimide bilmiyordum. Sessizliği bozan Alicia oldu.

    "Adın n-" diyemeden durdu "doğru adın yoktu... " diye kendi sorusunu kendisi cevapladı. "Aslında var." dedim, "o ismin beni ilgilendirmiyor." dedi sırıtarak, yanındaki yine güldü "Ne gülüyorsun" dedi kıza. "Bu çocuk neden burada." dedi, kıza baktım, "Bak aynı soruyu oda soracaktı." dedi yine gülmeye başladı, alicia bi bana bi ona baktı sonra bana döndü aşağıdan yukarıya süzdü beni "bilmiyorum." dedi.
    ···
  7. 282.
    0
    Arkadan bir ses yükseldi "Sen ne yapıyor!", joel dı bu, bana doğru hızlı hızlı yürümeye başladı. Kızlar kapıyı kapatmak üzereydi ama kapıyı açtılar, açmasıyla beraber birisi ensemden tutup beni öbür tarafa çevirdi "ben söylemdi sana yok dışarı çıkmak diye?" bağırmaya başladı adam bana. Birden Alicia araya girdi o anlamadığım dili konuşmaya başladı Joel ile, joel sinirli sinirli ona karşılık verdi, alicia sakinliğini korudu birkaç kez aynı kelimeyi tekrarlayıp tekrarlayıp durdu.

    Sonunda Joel elini omuzumdan çekti bana bakarak "Birdaha, yok dışarı çıkmak. Ne Alicia çağırsın, ne Kadi, yok." adama tip tip baktım sadece "Anladın?" dedi , Alicia ya baktım, "Anladın?!" dedi bağırarak busefer, alicia gözlerini söyle der gibi bana dikti ve kaşıyla yana doğru, joelın olduğu tarafa doğru işaret etti. "Evet." dedim elimden geldiğince sakin birşekilde, kalp atışlarımı önemsemeden. "Güzel, şimdi git." dedi.

    Alicia Joela birşeyler söyledi sonra Joel sıkıntılı bir nefes verdi, birşeyler söyledi, Warlowun adı geçti. Ardından gülerek ona birşey söyledi kolumdan tuttu, beni kendi odalarına doğru zütürdü
    ···
  8. 283.
    0
    "dönmüyorum" dedim kendimden emin bir ses tonu ile. "Odada yapılacak birşey yok, bom boş ve çok sıkıcı. Akşama daha saatler var." dedim kol saatimi ona göstererek. Kız gülümseyip "eminmisin?" dedi bana sadece. Ondan sonra bana yaklaştı, elini enseme doğru yaklatırdı, daha dokunmadan giydiği uzun kollunun orada kolunu tuttum "Sakın" dedim, kızın sağ kaşı havaya doğru kalktı "Sakın bana o ten oyunlarını falan yapma." dedim, gözlerimin içine baktı kız bir süre ve sıcak bir gülümseme sundu bana ardından.

    Anında içimdeki yağlar erimeye başladı. kızın elini bıraktım. Arkadaki kız birdaha kahakayı patlattı "Birisini etki altına almak için dokunmak zorunda değilim." dedi kız, arkadakı yine kırıldı gülmekten. Yüzüm busefer sinirden kıp kırmızı oldu, sağ elinin içini boynuma doğru yasladı, parmakları ensemdeydi nazik birşekilde tutuyordu "Odana git." dedi sadece "Ve odanı iyice araştır, yapacak birsürü şey bulacaksın." dedi

    Sonra kulağıma doğru yaklaştı, türkçe konuştu "birşeye ihtiyacın olursa beni çağır." dedi bende kulağına doğru fısıldadım "onu nasıl yapıcam?" dedim kıza, elini boynumdan çekti ve bana sırtını döndü arkadaşına doğru ilerledi "Alicia." dedi yürürken.
    ···
  9. 284.
    0
    Kızlardan birisi yanıma gelmişti, saçı kısa ve sarıydı, gözleri masmaviydi, teni bembeyazdı. Bu özelliklerine içeriye baktığımda dikkat etmemiştim, taş gibi hatundu. Bana doğru gelmeye başladı, ingilizce konuştu "Nereye gidiyorsun?" dedi. Etrafıma baktım afaladım, o kadar ingilizce eğitimi görmüştüm yurt dışında kullanmanın zamanı gelmişti etrafa baktım şaşkın bir şekilde "banamı diyorsun" dedim, arkamı işaret etti "yok oradaki" ded. iyi bari dedim kendi kendime arkamı döndüm arkamda kimse yoktu, kız benle bildiğin dalga geçiyordu.

    Arkamı dönüp donup kaldığım an ile aynı anda bir kahkaha yükseldi, diğer kız, uzun saçlı ve aynı şekilde sarışın mavi gözlü kız, kapının orada durmuş arkadaşının arkasından bana baka baka gülüyordu. "Hay gibeyim... " dedim türkçe, kısa saçlı kız kaşlarını çattı "birdaha duymayayım." dedi akıcı bir türkçeyle, rengim attı bembeyaz olduğumu hissettim. "Odana dön." dedi tekrar ingilizce konuşarak. "Warlow seni görürse benim kadar merhametli davranmaz sana." diye devam etti.
    ···
  10. 285.
    0
    Reserved
    ···
  11. 286.
    0
    bir kaç kapıyı es geçtim, hiçbir kapıdan ses gelmiyordu, holün başındaki kapısı açık olan odaya gelene kadar kalp atışlarım normaldi fakat o odanın önüne gelmeden içeriden ses duymaya başlamıştım, kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Korku ile dolmuştum birden bire.

    içeriden iki tanımadığım kızın konuşma sesleri geliyordu, gülüp kıkırdıyorlardı ve bilmediğim bir dilde konuşuyorlardı. içeriye baksammı diye düşündüm ama holün öbür tarafına geçmem gerekiyordu. Kapı ağızına kadar açıktı ve her türlü beni görüceklerdi, ya içeriye bir göz atıp sırtları bana dönükmü diye bakacaktım yada direk sanki normal biryere gidiyormuşum gibi yürüp geçecektim. Fakat joel dışarı çıkma demişti, türkçesi bozuktu, bunlar yabancı bir dil konuşuyordu. Ki buda şu demekti, Joelın söylediklerini biliyor olabilirlerdi.

    Bir itlik yapmıştım ve devdıbını getirmem gerkeiyordu, kapıya doğru yavaşça yaklaştım ve içeriye baktım. iki kız benim odama benzeyen bir odada, yatağın üzerine oturmuş, kapıya yan duran bir şekilde birbirleriyle hararetli bir şekilde sohbet ediyor gibiydiler, beni fark etmeden önce hemen kapının önünden geçeyim dedim hemen hızlı hızlı kapının önünde geçtim, tam yırttım demiştim ki arkadan bir ses duydum

    "Hey!"
    ···
  12. 287.
    0
    yavaşça odanın kapısına doğru ses çıkartmadan parmak ucunda yürümeye başladım, kapıya geldiğim zaman kapının kulpuna elimi koydum, kapıyı kilitlmemeişti, yani öyle umuyordum. Kulpu yavaşça çevirdim, kapı "çılk" sesi ile açıldı hemen, kapıyı biraz aralayıp uzun hole baktım. Bir sürü oda kapısı vardı, birtanesi dışında hepsi kapalıydı. Arka tarafta ne olduğunu görmek için kapıyı birazdaha açtım ve kapının çivilerinin olduğu yerde oluşan aralıktan baktım. Arkamda sadece bir oda vardı, ışık geliyordu kapının altından ama kapı kapalıydı. Yapacaksam tam zamanıydı.

    Dışarıya adım attım, yer siyah mermerdi, duvarlar biraz parlak beyaz kil gibi, tavan tahtaydı ve hol kocamandı, loş bir ışık vardı bütün holde. Sanki adım attığımda yerden ses çıkacakmış gibi parmak ucumda yürüyordum sanki yer tahtaydı
    ···
  13. 288.
    0
    ihtiyacım olan herşey vardı açıkcası, belki yaptığım iyi birşeydi yada bilmiyorum kötü birşeyde olabilirdi, insanlar aileleri için yaşar ama ben kendim için yaşıyordum ve hala kendim için yaşıyorum. Giysilere teker teker bakıp dolaba kaldırmaya başladım. Birkaç tanesi üzeirme olmamıştı. Üstümü çıkartmadan yatağa uzandım ve boş boş tavana bakmaya başladım. Verdiğim kararlar ve Warlowun yaptıkları aklıma geliyordu.

    Ailemi birdaha göremeyecektim bu bir gerçekti, en azından şimdilik bir kaç kere görme imkanım vardı ama sonra onlardan tamamen kopmam gerekiyordu. Warlow bundan bahsetmişti. Yeni aile çember olacaktı.

    Canım sıkılmıştı, kitap okumakta istemiyordum, laptop nekadar yeni gözüksede kullanmayı düşünmüyordum içerisinde yazılımlar olabilirdi girdiğim yerler epostalarım vs herşey ile ilgili bilgileri alabilirlerdi. Ondan onada hiç dokunmadım, macera yaşmaya karar verdim.
    ···
  14. 289.
    0
    yatagın üzerindeki giyiislere baktım, hepsi koyu renkli şeylerdi birkaç tane cüppe gibi şeyler vardı, elime alıp baktım. Bildiğin benim bedenimdi, hatta inanamadım, joel sesli sesli güldü "Bedenler senin, cem aldı." dedi. "Ben yukarı çıkıyor, kızlar bekledi." dedi. "Sağol" dedim kapıyı kapatmadan önce "Sen dışarıya çıkmak yok, bekleyeceksin burda, Warlow gelecek, akşam yemekte." diye, hiçbirşey analyamaıdm işlk başta sadece kafa slalaıdm ve kapıyı kapatıp gitmeisni izledim.

    Gitikten sonra üstümü çıkarıtp yeni alınmış marka giyisilere baktım, üzeirme geçirdim, bildiğin beni mbedenimdi. Tekrar kendi üstümü giydim, etrafa bkamaya bşaladım. Oda hakkaten güzel dizayn edilmişti gerçekten güzel bir yerdi, kitapların olduğu dört raf dikkatimi çekti, ilginç ve eski gözüken kitaplar vardı. Kitapların olduğu yere doğru ykalaştım, yanındaki çalışma masasının üstündeki laptopta dikkatimi çekmişti

    "Yeni hayat başıyor." dedim kendi kendime.
    ···
  15. 290.
    0
    ···
  16. 291.
    0
    "Odada sıkılıyormuş, Joel büyük ihtimal canına okuyacaktı." dedi Alicia, "yaaa... Joel... Bizim Joel... " dedi ve bir kahkaha daha patlattı uzun saçlı kız. "Bi sus Jonna, gülmekten başka birşey yapmıyorsun." diye kızdı Alicia "iyi tamam." diye karşılık verdi hoşnut olmayan bir ses tonuyla.

    Ben orada durmuş onları seyrediyordum "Eee?" dedim konuşmaları bitince. "Eee?" diye karşılık verdi Alicia. "Kendinden bahset bakalım. Bizden birisi olucaksın, akşam büyük ihtimal bu soruyu cevaplaman gerek ama sana soru soramayacağız ertesi güne kadar herhalde... " dedi gülümseyerek, Jonna ciddi bir hal almıştı "Kendinden bahset, bak bende sabırlı değilim." dedi.

    istemeye istemeye kendimden bahsetmye başladım, yurt dışında birkaç sene geçirdiğimi, kuzey ülkelerine gittiğimi, birçok ingilzice konuşulan ülkede olduğumu ve öğrenimimin şu an pek iyi gitmediğini hatta olmadığından bahsettim, aile, çocukluk, hayat vesaire derken akşam oldu.
    ···
  17. 292.
    0
    "Oldumu?" dedim, "Bazı yerleri atladın." dedi Alicia, "Doğru." dedim bazı noktaları atlamıştım herşeyi anlatmak istememiştim. "Peki." diye karşılık verdi sonra Jonna dışarıya baktı, havanın karardığını fark etti Alicia ya dönüp birşeyler söyledi ve kapıya yönelip dışarıya çıktı.

    Alicia ile baş başa kalmıştım, biraz gerilmiştim açıkcası. Bir kız ile baş başa kalmak, ki bu kız bana baya bir yakın davranmıştı.

    Kıza bakmıyordum, kız gözlerini bana dikmiş beni izliyordu. Böyle bir süre geçti, kız ayağa kalktı üzerime doğru yürüdü, dahada gerilmeye başladım. Tam yüzümün önünde durdu. "Ne oldu." dedi alaycı bir tavırla. "Hiç bir kızla aynı odada baş başa kalmadın mı?" dedi gülerek. Birşey söylemedim, eliyle çükümün olduğu yeri kavradı, ömrümde kendimi böyle sıktığımı hatırlamıyorum, neyin ne olduğunu bilmediğin yerde tanımadığım hatun bana yavşıyordu. "Ne oldu, koca oğlan." dedi "çekici değilmiyim yoksa?" dedi, kızın gözlerinin içine baktım, aslında hakkaten ciksi bir hatundu, ona o gözle bakmamıştım sadece heyecandan. "Gayet çekicisin." dedim, Dudaklarını dudakarıma yaklaştırdı, terlemeye başladım "Eee ozaman?" dedi, kızın nefes alış verişini burnundan çıkan nefesini dudağımda hissediyordum. Ne yapacağımı bilemedim o anda. Eliyle birdaha çükümü sıktı ve dudağıma küçük bir buse kondurdu.
    ···
  18. 293.
    0
    Yavaşça geriye kendisini ve elini geriye çekti ve gözlerimin içine baktı "Benden alabileceğin en fazlası buydu." dedi hiçbirşey olmamış gibi. "Ve aynısı birdaha olmayacak." dedi sanki ben onunla beraber olmak istedim de beni red ettmiş gibi. Yatağa oturdu "Şimdi erkekliğini ellediğime ve seni öptüğüme göre." dedi yatağı gösterdi eliyle "gel yanıma otur." dedi

    Kalbim nekadar yerinden çıkıcakmış gibi atsada, kıza atlayıp öpmek istiyor olsamda kendimi zor tuttum. Yanına geçtim. Kız yanına geçtiğim an itibariyle yatağa doğru yan uzandı ve beni izlemeye başladı. "Akşam bütün çember burada olacak." diye lafa girdi. "Ayrıca başka bir çember daha ve siz yeniler." dedi, "burada okadar büyük bir yemek salonumu var." dedim gülerek "üst katı görmedin mi?" dedi sadece. "Neredeyse yirmiden fazla kişi burada olacak." dedi gülerek ve devam etti. "Çok az."
    ···
  19. 294.
    0
    Aliciaya tekrar baktım, elindeki ucunda beyaz kristal taş bulunan bir sopadan çok az miktarda kan damlıyordu. Konuşmaya çalıştım fakat ağızımdan çıkan tek ses öksürüğün sesi oldu. Birdaha denedim, birdaha öksürdüm. Alicia sadece kafasını iki yana salladı, "Ne yaptın sen" dedim daha sonra gücümün yettiği kadar sesli ama normal konuşma tonundan bile düşük bir ses tonu ile. Boşta olan işaret parmağını dudağına zütürüp Bana sus işareti yaptı.

    Gözleri busefer Warlow a dikilmişti, Warlow hiçbirşey yokmuş gibi ayağa kalktı ama elinde kan vardı. ilk bana sonra Alicia ya baktı ve ani bir hareket ile aynı sopanın biraz daha büyüğünü ve kızıl renkli bir taşı olan sopayı çıkartıp alicianın omuzuna doğru savurdu. Kız çığlık atarak geriye doğru hole doğru sendeledi, odadan çıkmadan kapının yanındayken elindeki sopa olduğum tarafa doğru yere düştü.

    Warlow gülerek kıza ilerledi "Demek onu bekliyordun." dedi bana hitap ederken dalga geçen bir tonda.
    ···
  20. 295.
    0
    Yere yığılmıştım, deliler gibi öksürüyordum, akciğerime giren yeni hava bildiğin bayram havası estiriyordu içimde, hiç nefes aldırken bukadar zevk almamıştım. Yüzüm duvara dönüktü, o yüzden ne olduğunu kimin ne yaptığını bilemiyordum. Ellerimi yavaşça yere doğru yerleştirdim ve kendimi doğrultmaya çalıştım.

    Doğrulturken yerdeki damla damla siyaha yakın kanı gördün, "hasgibtir." dedim tıslar gibi. Ondan sonra Aliciayı gördüm, orada durmuş bir bana bir Warlowa bakıyordu. Warlow yerdeydi, giydiği pelerin ile batman misali kendini kavramış yerde yatıyordu oda.
    ···