çalıştığım kurumda uzun süredir istihdam etmekte idim. benle aynı yetki pozisyonunda bir çalışma arkadaşım daha vardı. kendisi ile de aramız oldukça iyiydi. gerek hafta sonları gerekse iş çıkışları bazen buluşur hem işle ilgili bazı şeyleri görüşürdük hem de akabinde bir şeyler içerek kafa dağıtıp yorgunluk atardık.

o zamanlar farkına varmasam da sanırım her şey müdürümüzün emekli olacağını ikimize açıklaması ile başladı. yaklaşık 1 sene önce müdürümüz, bu sene mart ayı için emekli olma planından bahsetti bize. ikimizden birinin kendi pozisyonuna geçeceğini, hangimizin geleceğine bölgenin karar vereceğini, kendi kanaatinin de etkili olabileceğini ama uymulu çalışmamızın bozulmayacağına dair bize güvendiğini söyleyerek tüm bu konulardan bahsetmişti. daha eski bir çalışan olmam ve müdürle aramın iyi olmasından ötürü dışardan bakılınca pozisyona benim geçecek olmam daha kuvvetle muhtemel görünüyordu ama içimde hiç öyle hırslar yoktu. benim için kimin seçildiği önemsizdi.

rez alan bile yok dıbını koyim

neyse bn yinede yazmaya devam edicem

al sana rez aldık işte rezzz

normal hayatımıza devam ettik. ya da ben öyle sandım. birkaç ay içinde arkadaşım evlendi. düğününe kimsecikleri çağırmadı. eşi yabancı olduğundan ailesi karşı çıkmış ve bu sebeple kendi aralarında nikah yapmışlar. eğlence vs de tertip etmedi. sadece tebrik ettik iş yerinde o kadar. o sırada benim de bir sevgilim olmuştu. seyahatte uçak yolculuğunda tanışmıştım sevgilimle. yanımda oturuyordu. sohbet muhabbet derken rusya yolculuğunda uyuyup başı omzuma düşmüştü. ben de rahatsız olmasın diye ses çıkarmamıştım. meğer beni beğenip tenimin kokusu nasıl diye merak etmiş diye böyle bir dümen yapmış. o uykusu hayatımın en heyecan verici anlarından biriydi de. ben de ondan hoşlanmıştım ama onun üstüme yatması, başını boynuma koyması ve oluşan tensel temasla etkilenmem, onu rahatsız etmemek ve uyandırmamak için kıpırdayamamam ama içimden ona sarılmanın ve öpmenin gelmesi gibi dürtülere karşı direnmemle inanılmaz bir elektriklenme olmuştu bende. uyanınca yolculuk da bitmişti. bir şeyler içmeyi teklif etmiştim ve böyle başlamıştı.

arkadaşım artık evliydi benim de başım bağlı sayılırdı. artık hem bu sebepten hem de benim bazı projeler için hep seyahatlere gitmemden dolayı aynı ortamda pek bulunamıyordum. benim merkezde değil de hep görüşmeler ve seyahatlerle vaktimi geçirmem bir nevi müdür olacağımın işaretleri idi. zira müdürle gidiyorduk. bir nevi alıştırma turları idi.

birkaç kere arkadaşım, merkezdeki arkadaşlara evini açmış. parti vermiş. eşiyle tanışmış herkes. beni de arayıp az nazire yapmadılar. seyahatte olduğumdan gidememiştim hiç. ben gidemedim diye beni birkaç kere yalnız evine davet etti. hatta beni onore etmek için diğer çalışma arkadaşlarına seslenerek bugün sadece "sebastian'a özel yemek veriyoruz" diye gülerek de söylenip çıkıyordu. hoşuma gitmişti beni böyle onurlandırması. zamansız çıkan rekabete rağmen aramız çok iyiydi. kimse bu müdürlük hikayesine rağmen bu kadar iyi olacağımızı ummuyordu. birkaç kere de ben onları evimde ağırladım. amma velakin diğer iş arkadaşları da olacak şekilde hiç bir ortamda bulunmadık.

okuyan bir kişi bile varsa ses versin kendi kendime yazıyormuş
gibi hissediyorum

yaz hocu

ben sevgilimden ayrılmıştım. benim beraberliğim kısa sürmüştü 2 ay kadar. aradan 2 ay geçince başka biriyle birlikte olmaya başlamıştım. bu seferki daha ciddi bir ilişki idi. evlenmeyi bile düşünmeye başlamıştım. hatta arkadaşımla tanıştırmıştım bir akşam bir restoranda. "bu kızı bırakma" diye de telkin etmişti beni. bazen buluştuğumda sevgilimde onu da çağırıyordum hem bir şeyler içiyorduk hem de bizi bahane edip eve biraz geç gitmiş oluyor ve kendini özgür hissettiğini söylüyordu. "o kadar da evli olmamak iyidir" diyerek gülerek bizi eğlendiriyordu.

geçen perşembe mükemmel gittiğini sandığım hayatım altüst oldu. merkezde olduğum nadir zamanlardan biriydi geçen hafta. arkadaşım hışımla geliyordu. noldu acaba diye düşünürken "bunu bana nasıl yaptın şerefsiz" diye bağırarak bir yumruk indirmişti. nolduğumu anlamadan yere yığılmıştım. ortada hiçbir şey yoktu. ben olayın şaşkınlığından kendimi bile savunamazken o bana tüm gücüyle vuruyordu. araya girdiler. üstüm başım dağılmıştı. ağzım burnum kanıyordu. müdürün odasına zütürdüler onu. çok geçmeden müdür beni çağırdı. bir cd gösterdiler. müdürüm yüzüme acıyarak baktı. ilk defa onu öyle gördüm. "iş arkadaşının eşiyle nasıl birlikte olursun" diye söylendi müdür. ben şaşkınlıktan cevap veremedim. ve cd'yi açtılar. gizli çekim bir kamera ile eski sevgilimin sevişme görüntüleri vardı. ben de gülerek "ne var ki bunda, arkadaşımla ne alakası var" deyince bir yumruk daha yemiştim. bana ciddi bakışları görünce şaşırmıştım. onun karısı ile ne alakası olduğunu sordum. bu kişinin eski sevgilim olduğunu söyledim. müdür onaylamaz biçimde başını sallıyordu. arkadaşım ise yüzsüzlükle suçlayıp bana bir tane daha vurmuştu. sanki herkes akıl tutulması yaşıyordu ve basiretim bağlanmış gibi şaşkınlıktan kendimi savunamıyordum. anlattım bu eski sevgilim diye bağırdım ama ben böyle dedikçe iyice üstüme geldiler. aklımı yitirmiş gibiydim. bağırış çağırıştan ne beni dinliyorlardı ne de kendimi anlatabiliyordum.

beni eve yolladılar. akşdıbına sevgilim geldi. kapıyı açar açmaz elinde bir cd göstererek suratıma bir tokat attı ve tükürdü. "yazıklar olsun bi de senle evlenecektim be hayvan" diyerek gitti. kendimi anlayamadım bile. yalınayak peşinden koştum umursamadı. kolunu tuttum bir tokat daha yedim. olayları oturtamıyordum bir türlü. kafayı yiyecektim. bütün gece içtim. parçaları birleştirmeye çalıştım. nolduğunu anlamaya çalıştım. içerken sızıp kalmışım.

anlatım iyi lan. bastım şukunu üstten alta. devam panpa.

sabahın köründe sevgilim arıyordu. heyecanla açtım. ağlayarak konuşuyordu. intikdıbını aldığını, benim yüzümden kendini pislik gibi hissettiğini, arkadaşımın karısı ile aldattığım için geceyi arkadaşımın yatağında geçirdiğini ve onunla yattığını söylüyordu. ne kendini ne de beni affedemeyeceğini söyleyerek ağlıyordu ve bana bağırıyordu. içimden parça kopmuştu. hayatım allak bullaktı. suratıma kapattı. aradım ama kapalıydı.

nasıl bir gibiş dönüyor amk burada?

olan biteni anlayamıyordum. işten bir arkadaşı aradım. telefonu açar açmaz "sen naptın amk ya" diyerek çıldırtmıştı beni. sakin sakin nolduğunu anlatmasını istedim her şeyi, en baştan, bebeğe anlatır gibi anlatmasını istemiştim. sözde arkadaşımın eşiyle yatmışım ve eşiyle kaydettiğimiz görüntüleri tesadüfen arkadaşım pc'de bulmuş ve olaylar kopmuş. herkesin bildiği buydu. ama o kişinin eski sevgilim olduğunu söyledim. kayıtlardaki tarihte arkadaşım evli idi. ben de eski sevgilimle beraberdim. ama arkadaşımın eşiyle tanıştığımda eşi bu kadın değildi. yani eski sevgilim değildi. uçakta tanışmıştım onla. yabancı bir kadındı. türkçesi de vardı. aradığım arkadaş ise eşiyle tanıştığını, eşinin o olduğunu söylüyordu. görüntüleri izlemiş. yemin etsem de inandıramamıştım. arkadaşa ısrar edip beraber arkadaşımın evine yüzleşmeye gitmeye ikna ettim. evin önünde buluşalım dedim. eve vardığımda arkadaşa nerde olduğunu sordum. orda olduğunu söyledi. ben de orda olduğumu, onu göremediğimi söyledim. sonra anladık ki farklı evlerdeyiz. işte o an bir şeyler döndüğünü anlamıştım. zira ben seyahatte iken hep merkezdeki iş arkadaşları ile evinde parti vermişti. hiç ortak bir toplaşma olmamıştı. işin içinde bit yeniği vardı. arkadaşa içeri girmesini ve renk vermemesini söyledim. ben de bulunduğum yerdeki evin kapısını çaldım. kapıyı başkası açtı. burda başkasının oturduğunu söyleyince ara ara dışarda olduğunda evini arkadaşlarının kullandığını ama söylediğim gibi bir arkadaşı olmadığını söyledi. o halde arkadaşlarını tanıyordu benim arkadaşım. diğer arkadaş ise eve girdiğinde iş arkadaşımı bulmuş. doğru ev orası imiş. ama benim bldiğim o ev değildi. çaktırmadan da nasıl olduğunu merak etmiş gibi yapıp çıkmış.

tüm haftasonu parçaları birleştirmeye çalıştım. eskiden bankacı olduğumdan eş tc'sini bir bankacının bulabileceğini biliyordum. eski arkadaşları aradım. arkadaşımın tc'sini acil durum klasöründen alıp verdim. eş tc'si bulmasını ve mümkünse fotosunu yollamasını istedim. şansıma eski çalıştığım bankada eşinin hesabı vardı. bugün mesai ile birlikte hem eş adresini hem de fotosunu bana yolladılar. bu eski sevgilimdi. eşi olduğu doğru idi. o halde başka evde eş diye bana tanıştırdığı kişi başkası idi. ama bunu ispatlayamazdım. zira sözde eşi ile sadece bana özel bir gece tertiplediğini herkese duyurmuştu. evine gidiyorduk. kimse bana böyle bir kumpas kuracağını düşünmezdi. çok kötü tufaya gelmiştim. eşi olmayan bir kadını bana eşi gibi tanıtmış, herkese eşiyle beni tanıştıracağını belli etmiş, benle birlikte çıkmış ama eşi yerine başka kadınla tanıştırmıştı ve başka eve zütürmüştü. bunları ispat edemezdim. her şey onun lehine idi.

ben de önce eşinin hesabı olduğu banka şubesine gittim. durumu anlattım. eski çalışan olduğumdan ve durumu da öğrendiklerinden yardımcı olmaya çalıştılar. her çalışanla konuştum. kadının eskort olduğunu bir çalışan özel olarak anlattı. bir kez de birlikte olmuş para karşılığı. kadının evli olmadığı, evli olsa bile vatandaşlık almak için dümenden evlenmiş olabileceği fikrini ortaya koydu. zira başka yabancı kadınlarla birlikte kaldığını, kaldığı evlerin randevu evi olduğundan emin olduğundan söz etti. muhtemelen arkadaşımla anlaşma yapmışlardı. kadın sınır dışı edilmekten kurtulacaktı, arkadaşım da bu dümenle beni tufaya getirip müdür seçimine 1 ay kala beni saf dışı bırakıp kendisi müdür olacaktı. hayatımın en garip günlerinden biriydi. muhtara gidip adres teyidi yaptım. muhtardan bilgi aldım. mernis kaydındaki evde kadını aradım. mernis kaydı arkadaşımın gerçek evinde idi. ama oraya gittiğimde böyle bir kadının yaşamadığını hem apartman sakinleri hem de cebine para sıkıştırdığım kapıcı söylemişti. banka çalışanının dediği adres ise randevu eviydi. içeri gittim. kadını göremedim ama kıllanmasınlar diye de fazla sormadım. denk geleceğim zamanı kollamalıyım. durumu anlarlarsa önlem alırlar.