+5
-1
Kaybetmislerin ilk, kaybedeceklerin son duragidir tarlabaşı.. istiklalin hemen dibinde, o neon ışıklı tabelalarin yüz metre aşağısında, hic istiklale benzemeyen bir kardes, istabulun uvey evladidir tarlabasi.bu uvey evladin sokaklarinda; mütemadiyen gelen sidik kokusu, faiselerinin isveli bakislari, çocukların bagirislari ile birbirine karisir.bu sesten, renkten, kokudan harmanlanan duygusal cümbüş girdigin andan itibaren carpar yüzüne. kanına isler. seversen bir daha da kopamazsin o yazili olmayan kuralları olan semtten. acima ile baktığın huursu bile delikanlidir. eger o merhametli bakışlarını sezerse o da sana acima ile bakmaya baslar.ben felegin cemberinden bin kere gectim, sen kimsin ki bana aciyorsun der bakislariyla.
roman yazan travestisinden, kürtçe konuşan zencisine, tozcusundan, torbacisina kadar binbir çeşit insan vardir. sokaklara boydan boya asilimis renkli camasirlari rüzgarda dans ederken, kilisenin caninin sesine ezan sesi eşlik eder, atinayi ozleyen rumuyla, bingolu anlatan kurdu ayni masada tavla oynar, ayni hasretle yad eder memleketlerini.
iste bizde tarlabasinin bu sokaklaribda komünist olduk, o sidik kokan kaldrimlarinda elimdizde samsun, aklimizda marksla gezdik.her köşe başında bir numunesine rastlayabilecegin, calinti arabalari parcalamanin üstadı kral kaportacilarin tamiranesinde, dumani havada hala asili olan üçlüyü dönmekten kanlanan gözlere bakarak hayati anladik.
Işte tarlabaşı böyledir yada böyleydi. çünkü o tarlabaşı kalmadi artik amina kodugumun kentsel dönüşümü yüzünden.bir gün;kafam iyi olduğu vakit 1998 ile 2007 arasi, ilk gecligimin, ilk dumanimin, ilk barbutumun, ilk sevdamin hikayesini yazacagim buraya.bu hikayede ask var, ihanet var, kavga var, ölüm var, hayal var, hakikat var.. Işte yıllarca yüreğimde taşıdığım, belki evlenirsem bir gün karıma anlatirim diye kimseye anlatmadigim o hikayeyi, bu gün otuz iki yaşındayım artık evlemeye ne mecalim ne istegim kaldi, belki size anlatacagim..
hala bütün ayrıntısı ile bellegimdedir tarlabasinin kaybedislerle, yenilgilerle dolu carpik kaldirimlari. dunmus gibi hatirlarim her penceresinde sangir sungur dus kirikliklarini gördüğüm, fiziken yillar evvel koptugum ama manen hala kopamadigim o mahalleyi.bir gün anlatirim belki bu hikayeyi... seni yalan ettiler tarlabasi fakat bu hikayeyi yalan edemeyecekler... elbet bir gün..