Arkadaşlar sizlerle paylaşmak istediğim bir hikaye var. Uzunca zamandır yazmayı planladığım bir hikayedir. Eğer okumak isteyenleriniz varsa yazacağım ve bu gece bitireceğim. Geceye saklamak istedim gececi arkadaşlar vardır diye.

Yaklaşık 4 yıl önceydi bu satırları yazmama sebep olacağını bilmeden yaşadığım o güzel günlerin başladığı zaman. insan bazen hayatında yaşadıklarından, yaşaması muhtemel olan şeyleri tahmin eder ya da deyim yerindeyse kestirebilir. Ve insanın yine hayatında bir zaman vardır ki insan bildiği tüm gerçekleri kenara bırakıp yaşayacaklarının doğrulu ve yanlışlığına kapılıp umarsızca yaşar yaşayacaklarını. işte 4 yıl önce ayak bastığım, tatil için gittiğim otelin bu umarsızlığın başladığı durak, o kumsalın, kestiremediğim bir çok olaya korkusuzca baktıracak bir bucak olacağını hiç düşünememiştim. 4 yıl öncesinden başlıyorum dostlar.

Üniversiteye yeni başlamış, yaşadığı şehirden başka bir şehre okul dolayısıyla tek başına yaşamak suretiyle taşınmış birisiydim. insan bazen bir yerden bir yere yaptığı küçük bir otobüs yolculuğunda bile geride bırakabildiğini sanır gece yastığa kafasını koyduğunda kaçamadığı şeyleri. Bir şehir değiştirmek ise geçmişte bırakacak bir hayatı olanlar için oluşabilecek en büyük fırsatlardan birisidir. Birisi vardır hayatınızda, bir şeyler ters gider, gökyüzü artık güneşe sadece yüzünü asarak ev sahipliği yapan bir haline gelmiştir, tahammül seviyeniz kalmamıştır aldığınız nefesteki oksijene dahi. Bu seçeneklerin arasında kendimi kaybetmek üzereyken üniversite çağına gelmiş, yaşadığım bir kaç tatsız arkadaş ve ilişki ikilemlerinden usanmış yani kısacası üniversitenin, başka bir şehrin çözüm olabileceğini düşünmüştüm. Velhasıl üniversiteye yerleşmiş, yeni hayatın verdiği zorluklarla baş ederken gerçekten de kaçmaya çalıştığım şeyleri bir nebze de olsa unutmaya başlamıştım. Aile özleminden kaçamayacağımı da anladığım zamanlara denk geliyor bu zamanlar. Okula başlayışımın üzerinden bir ay geçmiş, ufak tefek arkadaş ortamım oluşmuştu. Ancak ilişki bakımından kafamda hiçbir şey yoktu. Geçmişin verdiği yorgunluklardan arınabilmekti istediğim. Bir gün trende, kulaklıklarımı takmış düşüncelerin sessiz çığlıkları arasında bir nebze de olsa sesimi duyurabilmeye çalışıyordum. Ta ki bu sessizlik, sessizliğe sebep olan onca çığlığı susturacak bir uyanışla yerini haykırışlara bir bakışla bırakana kadar.

Trende nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde eski bir arkadaşımı görmüştüm. Kendisi pek de haz etmediğim, doğduğum büyüdüğüm şehirde bırakmaya çalıştığım, istemediğim gerçeklerden birisiydi. Biraz daha detaylı anlatmak gerekirse; yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmediği halde, eski kız arkadaşımın beni aldattığı, kendisini en yakın arkadaşım olarak lanse eden şahsiyet demek pek de yanlış olmayacaktır. işte o an sessizlik çığlıkları yerini damarlarımda akan kanın şiddetli çalkalanışına bırakmıştı. Olayın biraz verdiği şok ile, biraz da rastlantının sorgulayışı ile okul durağına gelmiştim. indikten sonra okula girdim ve en yakın arkadaşım olarak kategorize edebileceğim arkadaşımı, ihsan'ı aradım. ihsan ile aynı bölümdeydik ve kendisi de pek sessiz bir insandı. Kendisiyle derslerden, okuduğumuz kitaplardan vesaire sohbet etme fırsatı bulurduk sık sık. Bu sebeple kendisiyle olan ilişkim için en yakın yakıştırmasını yapmaktan çekinmiyorum. Kendisiyle hala da görüşürüm. ihsana başımdan geçen olayı anlattıktan sonra böyle bir rastlantının mümkün olabileceğini, geçmişte yaşamanın yaratacağı tek etkinin giden bir arabada geriye bakıp mide bulandırmakla aynı etki olduğu gibi klagib, bir kulağımdan giren diğerinden çıkan sözlerle biraz zaman öldürmemi sağladı. Bir kaç ay bu olayın etkisi ile hata olabileceğini düşündüğüm bir kaç olay yaptım. Hatalarım benim için iyi şeylerdi. Öğreniyordum. Ancak hayat hatalar yaparak öğreneceğim daha büyük şeyler olduğunu söylüyordu. Tıpkı bu satırları yazmama sebep olan hataları yaptığımda farkına vardığım gibi. Yarı dönem, yıl sonu derken biz sınavlarımızı bitirmiş, kaldığımız bir dersin olmayışının verdiği rahatlık ile 1 aylık ev tatilinden sonra ihsan ve bir kaç arkadaş daha bir tatil planı yapmaya karar verdik. Tatil rotamızı belirledikten sonra ( burada şehir detayı vermeyeceğim, çevresel faktörler ve kişi isimleri vs bulunması mümkün olabilir ) tatilin zamanını bekleyeceğimiz sürece girdik.

Okumaya devam eden arkadaşlar varsa yazacağım arkadaşlar?

Süreç boyunca tilkinin dönüp dolaşacağı yerin kürkçü dükkanı olduğu gibi ben de eve geri dönmüş, ailemle vakit geçiriyor bir yandan da geçmişteki olaylarla ilgili anılar tazeliyordum. Şimdi yine anımsıyorum ne kadar da zor geçen 1 aylık bir süreç olduğunu. Rastlantı olayını da çözümlemiştim. Eski kız arkadaşım arkadaşımdan da ayrılmıştı. Arkadaşım ise yaşadığım şehirde bulunan bir kaç arkadaşını ziyaret etmeye gitmişti. Arkadaş olduğumuz dönem bu arkadaşlık bağları bulunmadığı için de tahmin etmesi hayli zor bir olay haline gelmişti benim için. Zaman tıpkı farkında olduğumuz andan itibaren bile geride kaldığı gibi geride kalıyordu. Tatile gideceğimiz gün geldi çattı. Otobüslere atladık, çantalarımızı aldık ve yola koyulduk. Yaklaşık 8 saatlik bir yolculuğumuz olacaktı. O yolculuk sırasında bir kaç şarkı düzenlemesi yapmıştım telefonumda. Otogardan otobüse bindik ve ben yine geride bıraktığım düşüncelerin ferahlığı ile kulaklıklarımı takıp yolun keyfini çıkarmayı, başıma geleceklerden habersiz güzel anılar düşlemeye başladım.

Yolculuğumuz nihayet bitmiş, bir kaç saatlik uykudan geriye kalan uykusuzluğun yorgunluğu ile yapılacaklar listesinin başını çeken uyku yerini çoktan almıştı. Otobüsten indikten sonra bir minibüs ile biraz daha yol teptikten sonra otele varmıştık. Çok büyük beklentilerimiz yoktu otele dair. Amacımız sadece yılın yorgunluğunu bir nebze de olsa atabilmekti. Oda işlemlerinden sonra odaya çıktık. 2 oda kiralamıştık. 2 şer kişilik yataklar şekilndeydi. 4 kişiydik. ihsan, Mert ve Cenk. Saat akşam yemeği saatine yaklaşıktı. Ben yemek dahi yemeden uyumak istediğimi bildirip odaya çıktım. Onlar ise yemeğe katılıp otelin küçük, bar ismi verilebilecek kısmında zaman geçirmek istediklerini söylediler. Ben odaya çıkıp uyudum. Gece 2 gibi odanın kapısı açıldı ve ihsan içeriye girdi. Sarhoştan biraz hallice bir durumda direkt yatağa girip uyudu. Otelin sanırım en güzel detayı bir iskelesinin olmasıydı. Kumsaldan bir kaç adım sonrasında iskeleye ulaşabiliyordunuz. Oldukça geniş ancak eski bir iskeleydi. ilk gece bitmişti. Sabah ihsanı ve diğerlerini de uyandırıp kahvaltıya indik. Ben yine düşüncelerin esiriydim nedenini bilmediğim bir şekilde. Yemekten sonra ben odaya çıkmak için haber verirken çocuklar havuz başında şezlonglarına yerleşmişlerdi bile. Ben tekrar odaya çıktım.

Sanırım okuyan kimse yok arkadaşlar?

Burada ara veriyorum, okuyan arkadaşlar ses verirlerse devam edeceğim.

Hikayeyi sonlandırıyorum arkadaşlar. Okuyan herkese teşekkürler.