1. 101.
    0
    Haydi diyorum gibtir et her şeyi. Buna zerre kadar hakkım yok. Her gece ettiğim duanın büyük kısmı benim ömrümün onunkine eklenmesi. Benim ölümüm ondan önce olmak zorunda.
    Konuşmamaya çalışıyorum artık. Bundan yakınıyor, eskisi gibi değilsin var sende bir şey deyip duruyor günlerdir. Abi engel olamıyorum. O neyin var sorusuna bile sinirleniyorum. Bunu ona yapmaya hakkım yok. intihar cehennemin yoludur diyor beyinsizler. Cennetin ayağının altında oladuğu bir varlık. Onun üzüldüğünü görmekten daha mı ızdırap dolu bu cehennem? Ya da onun huzurundan daha mı güzel cennet?
    Toprağın yüzü soğuk oluyor. Ne diyor Nazım "en fazla bir yıl sürer yırmıncı yüzlyılda ölüm acısı…".Yakın zamanda gördüm birader o kadar bile sürmüyor.
    Bir adım daha attırıyor bu fikirlerime…
    ···
  2. 102.
    0
    Mehmet sen misin olm?
    ···
  3. 103.
    0
    hristiyansan tabut ölçünü alalım

    kefen zaten standart
    ···
  4. 104.
    0
    Belkide bu 8 yıl boyunca dayanma gücünü aldığım kaynaklardan biride budur.
    Biride Kazım Koyuncu'dur.
    Oğlum siz hiç kendibizi karşınıza alıp hayırdır birader dediniz mi lan.
    Her gün takıldığınız o arkadaşlarınızla goygoy ya da alkol masasında karı kız muhabbeti yaparak ciddi şeyler konuştuğunuzu düşünmeniz dışında.
    Ayık kafayla rakı masasında akla gelenlerle dolaşmak ne demek bi' fikriniz var mı
    ···
  5. 105.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  6. 106.
    0
    kardeş şu dünyada mesala bir oyunda ki ismim kazım koyuncu onu geç benim dünyadam kazım ı benim kadar seven görmedim onun bana anlattıklarını isyanlarını haykırışlarını benim gibi duyan da görmedim ve senin anlattıklarına bakınca bir kişi var diyebilecem benim kazım dan duyduklarımı duyan bir kişi sonra yaşadıklarına gelince üzücü hangimiz yaşamadık ki bir şeyler kimler terk etmedi ama hala birileri varsa en başta kendin varsa kazımın da dediği gibi şarkılar bir çığlığa sığınmaksa şimdi
    sonsuz bir yangın gibi
    sevmesem öyle kolay çekip gitmek
    yaralı bir kuş gibi

    bana ulaşmak istersen bir şekilde ulaş kardeş
    ···
  7. 107.
    0
    Hep en kolayı olmuştur insanlar için. Kaybetmeyi kabullenmek. Başı sıkışınca gibtir olup gitmek.
    Küçüktüm oğlum o zamanlar. Öyle derinde düşünemiyorsun. Bende denedim. Her günki gibi sokağa çıkıp gitmeyi. Geri dönmemeyi.
    O zamanlar tanıdım Kazım'ı. "Biliyorsun kaçar için birgün, sürgün başlar…" diyordu.
    işte o zaman başladım kendimi gibtir edip başkalarını düşünmeye başlamaya…
    ···
  8. 108.
    0
    Henüz yeni yıkılmış bir aile. Yıkıntılarının üzerindeki dumanı dağılmamış. Havada kocaman bi' şaşkınlık asılı kalmış. Enkazın altında annem ve ben…
    Ne bir eş ne bir dost. Kimse yok lan düşünsenize. Çocuksun ve karşında çaresiz gözü yaşlı bir kadın. Ve bu senin annen…
    Nereye gidiyorsun öyle kuyruğunu kıstırıp.
    işin zor kısmı buralarda başladı. Kimse çıkıpta şunu şunu yapmalısınız demedi.
    Çocuk aklınla sokaktaki maçı yarıda bırakıp koşa koşa yere düşmek üzere olan yaşantımızı tutmak zorundaydım. Tüm bu olan bitene bi' köşede sümüklerimi kollarıma sürerek ağlayamadan.
    ···
  9. 109.
    0
    Ben o zamanlar liseye başladım. Annemin iyi hissetmesi için hiç bir şey olmamış gibi hevesli olmam lazımdı her şey için. Bende öyle yaptım.
    Anneme bir de masraflarım yük olmasın diye çalışmaya başladım aynı zamanda. Hem iş hem okul benim için iyi oluyordu bir bakımla. Kendimle baş başa kalamıyordum neredeyse. Akşam eve gelip kafamı koyar koymaz uyuyordum yorgunluktan.
    Bu tabiki yıl sonuna kadar böyle sürdü. 1. Sınıfta kaldım. Tekrar yapmak istemiyordum aslında. Annemin zoruyla ve bi' tanıdığımızın gazıyla yazıldım yeniden.
    Bu arada bu tanıdık ilk boş teselliyi aldığım kişidir.
    ···
  10. 110.
    0
    Bro senin isim neydi
    ···
  11. 111.
    0
    7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı.
    8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı.
    10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki hocasından dayak yedi.
    17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.
    24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.
    25 yaşında sürgüne gönderildi.
    27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı kendisinin de üyesi bulduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu.
    30 yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşmanların eline geçti.
    30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.
    37 yaşında böbrek hastalığından Viyana’da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.
    37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu, dağıtıldı.
    38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.
    38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı.
    38 yaşında kendisi için tutuklanma kararı çıkarıldı.
    38 yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun Kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı.
    39 yaşında idam cezasına çarptırıldı.
    Sonra ne mi oldu ?
    42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu!
    ulu önderimiz atatürk sana ilham versin kardeşim.
    ···
  12. 112.
    0
    Her zaman olduğu gibi bu gecede kendimi gibtir edip Kazım'dan bahsetmek istiyorum. Yer yüzünde "insan" sıfatını tam manasıyla hak eden ender adamlardandır o…
    Her insan topraktan yaratılmış derler ya. Onun hamuru Karadeniz topraklarıyla birlikte Karadeniz'in suları harmanlanarak yapılmıştı bence.
    Öyleki sesini dinlerken Zigana'nın çam ormanlarından gelen esintiyi hissediyorum yüreğimde. O zaman taşlar yerine oturmaya başlıyordu zaten.
    Kazım'ı bu kadar benimsememin nedeni ölümle bu kadar burun buruna yaşarken nasıl oluyor da bu kadar yaşam dolu olabiliyordu. En ufak fırsatta havlu atan insanların keşfedemediği bir şeyi biliyor olmalıydı bu adam.
    ···
  13. 113.
    0
    Sanatçı kimliğine bakıldığında o kadarda zevk içinde mala mülke sahip de değil. Dışarıdan bakıldığında bir şeye ihtiyaç duyabilecek duruma sahip değil. Biraz daha uzun nefes hakkı dışında… Ve tüm buna rağmen nasıl bu kadar pozitif olabiliyordu.
    Her ne kadar Karadeniz'li olsakta Kazım'in onda gördüğünü göremiyormuşuz biliyor musunuz. Yavaş yavaş anlamaya başlamıştım Karadeniz'in sudan ibaret olmadığını.
    5N1K'da Kazım belgeselini sunarken sunucunun bir ifadesi vardı "Kazım'in hikayesi aslında Karadeniz'in hikayesidir birazda…" diyordu…
    ···
  14. 114.
    0
    http://inciswf.com/kobrareyiz.swf
    ···
  15. 115.
    0
    he amk hee tamam yaa çok fena marjinalsiniz amk hee okey tamam yaa
    ···
  16. 116.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  17. 117.
    0
    Allah sana da rahatlık versin kardeş
    ···
  18. 118.
    0
    kardeş verem mi bilirmisin bu verem ki dünya ya bir sürü yazar kazandırmışdır niye ölüm o kadar yakınken ancak bu kadar çıkarsız ve bu kadar samimi olabiliyorsun kazım da da olan oydu bir örneği bildiğim kafka yanlış bilmiyorsam
    ···
  19. 119.
    0
    Ama her ölüm bir son değilmiş biraderlerim. Bununki bir uyanışmış.
    Bu kadar dinliyorum dedim. Bende Karadeniz'liyim bu da. Neden öldü acaba diye araştırdım. Sonuç pekte şaşırtmadı beni "kanser". Kanser bizim kaderimiz oldu zaten artik. Her neyse böyle araştırmaya devam ederken videolarına, röpörtajlarına rastladım.
    Birader ben ömrümde bu kadar buruk bir sevinç yaşamadım. Ulan bir insan bana ait hisleri nasıl böyle güzel anlatabilir aklım almıyor hala…
    Bir kaç videosunu hayranlıkla izledikten sonra kendime sorduğum tek soru şuydu "hangisi daha zor?"
    Bizim ailemiz dağıldı. Neden baba olacak adamın uçkuru yüzünden…
    Ulan ölümle yaşamaktan daha mı zor?! Bu adam ölümle yaşamış. Öleceği zamanı bilerek ve bunu bile bile gülerek yaşamış.
    Bu adamın telafi şansı yokken bile bu kadar umutlu olabiliyorsa. Ölüme bile yaşamla gülebiliyorsa benim içten içe yakınmaya hakkım yoktuki…
    ···
  20. 120.
    0
    Şöylede bir sıkıntısı var yazmanın. Bir süre sonra ne yazarsanız yazın kendinizi ifade edemediğinizi düşünürsünüz. Ya da bana öyle geliyor bu durum bilmiyorum. Çünkü öyle bir halki bu hali anlatabilecek kelimeleri ben henüz bulabilmiş değilim lugatta.
    Bazı insanların yokluğu varlığından daha kıymetlidir birader. Bazılarını yokluklarında daha iyi anlarsın.
    O pgibolojide hep bizim kadar kötü bir durumda kimse olamaz diye düşünüyordum.
    Demiştim ya Kazım'ı o zamanlar tanımıştım diye. Öldüğünden bi' haberdim onun. Ulan ilk duyduğumda şok olmuştum resmen. Tek onun şarkılarını dinliyordum.
    Ulan ne şanssızım diyordum kimi dinleyeceğim ben artık.
    Bencilliğe bakın. Adam ölmüş ulan ben ne diyorum…
    ···