-
51.
+6Bir insan ne kadar büyük hata yapabilir?
Kendini öldürecek kadar mı? Yoksa kendine bir ömür boyu işkence yapacak kadar mı?
ikinci seçenek bendim. Onunla tanışmam bile hataydı.
Onu tanımaya başladığımda, onun bana ait olamayacağını hissetmiştim bile. Tam 3 yıllık sevgilisi vardı.
Ki bunu tanıştığımız gün; yazdığımız, 3bin mesaj içerisinde öğrendim.
Ben onu unutmalıyım düşüncesiyle yanarken, o bana sevgilisiyle durumlarının kötü olduğunu anlatıyordu.
Sevdiğiniz insan size sevgilisini anlatsa?
inanın daha büyük bir acı yok. Ben bu duruma dayanamazken aptal bir nedenle kavga ettik.
Onun gözlerinden tam 1 ay kaçtım. Size yemin ederim o 1 ay içerisinde bir kere gözlerine bakmadım. Peki o bir ay içerisinde ne mi yaptım?
Mila ile tanıştım. Tekrar. Mila kim mi? Ben de bilmiyorum.
Onunla tam 2 yıl önce komşuyduk. Ankarada ona rastladım.
Rastlantılar gerçekten raslantı mıdır? Yoksa yolların kesişmesi midir? -
52.
+6Sonrasında gelen ilk hafta sonunda beni yanına çağırdı. Ben de gittim.
Yalnız kalıyormuş. Hoş bir evi var. Klima bile vardı iyi hatırlıyorum.
Bizim tabi dertleşeceğimiz çok belli. Rakı alıp geldim 100lük. Ona da meze hazırlamasını söyledim. Ama o sipariş ederiz dedi. Ve etti.
Tabi sakin sakin demleniyoruz. Kafalar yerine gelmeye başlayınca. Mila bana anlattı; ailesiyle olan tüm sorunları. Gerçekten içler acısıydı. Çok üzüldüm.
Mila daha fazla sarhoş olmaya başlayınca bana çok daha yakın oturmaya başladı. Beni de tabi korku sardı. Ne oluyor diye düşünüyorum. Mila gözlerimin içine bakarak hoşuma gidiyorsun dedi.
Ve tekrar öpmeye kalkışacakti ki engel oldum.
Gel seni uyutuyum dedim. Yatağına zütürdüm yatırdım. Tabi yatmanın etkisiyle midesi bulandı. Bir de kusmaya zütürdüm. Sonra yattı uyudu.
Peki ben mi ne yaptım. Kalan rakının bana yetmeyeceğini anlayıp. 2 de bira almaya karar verdim. Biramı da alıp tüm gece o gözleri düşündüm.
Eğer biri aklınızdan çıkmazsa ne yaparsınız?
Beyninizi uyuşturmak çözüm sayılır mı? -
53.
+5Beyler milayla sevişmek gibi bir amacım yoktu. Ona da öyle söyledim.
"Bak Mila biz birbirimize destek olmak için varız. Asla seninle sevişmek gibi bir niyetim yok. Bırak biz birbirimize manevi destek olalım. Ve beraber olabileceğimiz birini seversek kolayca kopalım birbirimizden"
Biraz garip baksa da kabul etti. Bence de öyle olmalı dedi.
inanın o gece birimiz bile sex isteseydi olurdu. Ancak ikimiz de kararlıydık. Her şeyimizi anlattık birbirimize.
Sapıttık beyler ikimizde rahatlık isteyen insanlardık. Benziyorduk birbirimize. Içtikçe içtik para onun sayesinde hiç dert olmadı.
inanın en eğlenceli zamanlarımdan 1 ay geçirdim. Sarhoş ve mutlu anılarımı anlatmak isterdim ancak çok sevinilecek ve anlatmaya gerek duyulacak bir olay yok bu zamanda. Sadece rahat bir şekilde geçti ayımız.
Bu arada bir yerde onunla barıştık inanın ne zaman hatırlamıyorum(onunla ilgili her şey hafızamdan siliniyor). Ama komik bir olayla barışmıştık.
Ben sıramda daha ne kadar sürecek tarzı bir yazıyla karşılaştım.
Tesadüfler var mıdır? Şans mı onun adı? Raslantı? Yoksa hepsi bizi yanıltanlar mı?
ihtimalleri ne belirler? Rastgele midir? Yoksa belirli midir sırası? -
54.
+5Dünyanın en güzel şarkısını paylaşmak isterim.
https://open . spotify.com/track/3DKwV4v8jB1wMP5apNw9s2
Ahmet kaya - Ayrılığın hediyesi
Burdan sonra zihnimde yalnız kalan anıları ileticem. inanın 5 yaşımı daha çok hatırlıyorum. Eğer bir şeyi unutmaya gerçekten çabalarsanız unutursunuz...
Öncelikle onunla(o) hayatımda gerçekleşen bir kaç güzel anımızı yazmak isterim.
Ben ona tatlı kız demeyi seçmiştim. Çünkü tatlılığın güzellikle alakası yoktur. Annenizin yaptığı pudingli o kötü görünümlü pasta bile dünyanın en tatlı pastası olabilir. Çünkü değerlidir.
iyi geceler tatlı kız yazarak yattığım her gece mışıl mışıl uyumuşumdur. O da bana bir şey diyordu ama unuttum.
Unutmak nasıldır biliyor musunuz? Beyniniz bir insanın önce yüzünü unutur. Ne kadar düşünseniz de gözünüzün önüne gelmez. Ardından sesi gider onu da silersiniz. Sonrasında kokusunu unutursunuz. Ve son olay ona dair olan şeyleri unutmaktır. Bu durum rüyanızı unutmaya benzer ne olduğu dilinizin ucundadır ancak söyleyemezsiniz. Beyniniz bilir siz değil.
Onuna mutlu olurduk bunu hatırlıyorum. En salak gülüşümü ona attığımdan eminim. Beraber sıramızda uyurduk bunu da hatırlıyorum.
Bir gün okul çıkışı ona her şeyi anlatmayı isteyerek onu bir parka zütürdüğümü ancak köpekleri sevip geri döndüğümüzü hatırlıyorum.
Karın altında benim otobüsümü beklerken o güzelliğine dayanamayıp bir otobüs sonrasına bindiğimi hatırlıyorum.
Yağmurun altında onunla deli gibi ıslandığımız bir gün hatırlıyorum.
Ondan geriye kalanlar sadece bunlar. Gerisi zihnimden gitti. Bunları da unutmamak için yazıyorum. Geçmişini unutanın geleceğini giberler. ( Atatürkten alıntı)
Gelecekteki kararlarımızı geçmişimiz mi belirler? Hiçbir şey yaşamasak da aynı kararları verir miydik? -
55.
+5Sizin için birinin hayatınızdan çıkması ile ölmesi arasında bir fark yoktur. Hayatınızdan ayrılır.
Ancak onun için yaşamak en kıymetli hazinedir. Biri sizin için ölebilir. Ama unutmayın kendi için yaşıyor.
Ben bir hata yaptım. Ona defalarca ulaşmaya çalıştım. Büyük hata...
Eğer bir kadın sizi bırakmış ise sizden umudunu kesmiş demektir. Zorlamak boşuna. Giderse onun hayatında ölmelisiniz. Yoksa ona acı çektirirsiniz.
Gerekirse 100 kişilik acıyı tek başınıza taşıyın. Ancak onları başkalarına vermeyin. Elbet tekrar size verecekler. Yapmanız gereken acının morfin etkisine kendinizi bırakmaktır.
Canımız fazla acıdığında çeşitli yatıştırıcılar kullanırız.
Bedenimiz onca işlevini bir neden için yaparken acı çekmeyi unutmuş olma ihtimali var mı?
Acaba acı da diğer kötü şeyler gibi bağımlılık yapar mı? -
56.
+5Yüzüme bir kere bakıp ardından önüne döndü. Yavaş bir şekilde yanına oturdum. Özür dilerim, dedim. Önemli değil, dedi. Biralardan birini bana uzattı. Midem, dedim. Gülüp pardon, dedi.
Tüm hayatlarımızı birbirimize anlattık. Ben anlatırken bayağı etkilenmiş görünüyordu. Daha fazla içmesine izin vermedim. Cidden sapıtıyordu içince.
Biraz daha durunca üşüdük. Beni evine davet etti. Kabul ettim. Geçtik. Atıştırmalık bir şeyler getirdi yedik. Sonra film izleme fikri çıktı ikimizden de. incir reçeli izlemiştik. Halil sezainin şarkı söylediği kısımda şarkıya ben de eşlik edince. Dönüp yüzüme baktı.
Sonra dudaklarıma yaklaştı. Öpüştük. O gece aramızda güzel şeyler yaşandı. Beraber uyuduk. Ancak sabah bende çok fazla pişmanlık vardı. Tabi onda da. Sevdiklerimizi aldattığımızı hissettik.
Ancak umrunda değildi. Artık geçmişten pişmanlık duymak istemiyordum. Ona da düşüncelerimden bahsedince beni haklı buldu. Sabah gidip sıcak simit ve poğaça aldım.
Çay demledim. Yedik içtik. Birkaç günüm onunla geçti.
insanlar her şeyi fiziksel olarak düşünüyor. Bence kirli olan beden değil düşüncelerdir. Zira fiziksel bir kirliliği duş alarak temizleyebilirsiniz. Peki ya zihinsel kirliliği? -
-
1.
0Düşünceler cenabet ama gusül alacak su yok pnpa😂
-
1.
-
57.
+5Ben bu hayatta kimseye üzgün olduğumu söylemedim. Ve söylemeyi bırak anlamamaları için güzel bir oyunculuk yaptım. Anlamadılar. Zaten istemiyordum yanımda kimseyi.
Eğer yanınızda birinin olmasını istiyorsanız olmaz. Bu çoğu zaman gerçekleşen bir olaydır.
Üzüntümü nasıl mı aştım? Öfke. Şuan hala sahip olduğum en temiz duygu. inanın sinirlendiğimde zarar verdiklerimin haddi hesabı yok.
Bursada kalırken canım fazlasıyla sıkıldı. Ben de topkapıda tanıştığım kızı aradım. Buluştuk. Öğretmen olduğunu öğrendim. Eğlenceli bir kızdı. Ancak pek neşem yoktu. Eğleniyormuş gibi yaptım.
Hayat kendimizi aramak, biz kimiz demek gibi amaçlarımız da vardır. Ama yaptığımız bir hata var. Her gün değişiyoruz. Değişen bir şeyi bulmak imkansızdır. Benim pes ettiğim nokta tam bu zamanlardı. Kendime söz verip anı yaşayacağıma söz verdim. Anılarda yaşamak yerine.
Anılar artık bir hikaye sevdiklerim ise sadece bir sayfa. istediğimde okurum, eğlenir, üzülürüm. Gerektiğinde ise tozlu raflara terk ederim.
Peki hikayelerin halk efsanelerine dönüşmesi ne kadar sürer? Hiçbir zaman inanmayacağımız gerçeklere dönüşmesi... -
58.
+5Bir süre beraber kaldık. Ardından, bir akşam ikimizin de ortak arkadaşı olan kızlardan biri, bizi yemeğe davet etti. Ben bir hinlik aradım. Çünkü sevmediğim kızlardan. Onlarca zararları dokundu bana daha önce. Ayrıca sevmiyorum amk restorantları. Ben ne kadar öyle desem de; Berkay, aga incelik yapmışlar gitmek lazım diyerek beni ikna etti.
Gittik, oturduk mekana. Mekan sahibi, tanıdığım bir çocuğun abisi çıktı. Kapıda birbirimizi tanıdık. Kızlar daha gelmeyince; ben arka tarafa geçtim az sohbet ettik. Geri döndüğümde kızlar gelmişti. Ben gelirken oo mekanı sahiplenmişiz dediler. Bulaşıkçı arıyorlarmı diye sordum dedim mekanı gözlerimle göstererek. (Mekan bayağı lüks )
Şimdi gelelim her şeyde olduğu gibi tak olan kısıma. Kızlar 4 kişi beraber gelmişlerdi. Ben hadi sipariş vermeye başlayalım dediğimde; bu acelen ne bee tepkisini almıştım. Tepkileri bana garip geldi. Ama neyse dedim.
Ardından ben, telefondan okumadığım mesajları okurken; kapıdan eski ilkokuldaki sevgilim, giriş yaptı. Kızı en azından 4 yıldır görmüyordum lan. muallakliğe bak resmem tuzak kurmuşlar. Kız da köpek gibi süslenmiş. iğrenç gözüküyordu. insanların kendi yaşlarından daha büyük giyinmesi, sadelikten kaçınması ve abartı makyaj yapması hep rahatsız etmiştir beni. -
59.
+4Bazen ileride nasıl bir ilişkim olması gerektiğini düşünüyorum. ikimizin de bilgili olması gerektiğini biliyorum. Ancak farkettiğim üzere kızlar manipüle etmekte bizden çok daha iyiler.
Her an dikkat etmeniz konudan uzaklaşabilir ve onu unutabilirsiniz. Bunun için özellikle dikkatli olucağımı düşündüm.
ikinci olarak %100 dürüstlük olsun istiyorum. Ancak %100 dürüstlüğün olduğu yerde aşk olmayacağını öğrendim. Gizem bittiğinde sizi çözmeye çalışan biri olmayacaktır.
Bu durumda tek çarem kaldığını farkediyorum. Hayattan nasibini almış, ,kültürlü ve benim gibi yorulmuş birini bulmak.
Hayat sana malzemeleri verir ve bir şeyler yapmanı ister. En iyisini yapsam bile bazen elinde sadece belirli şeyler yapacak kadar malzemen olduğunu bilmelisin.
insanları tecrübelerimize göre yargılamak yanlış mı? -
60.
+4Dardayım fırsat bulunca yazıcam. Şuan başlasam 1 parttan fazla yazamıyacağımı biliyorum. Ki yazma isteğim de yok.
Şimdiden kusura bakmayın. Kesinlikle devam edecek. -
61.
+4Gözlerinizi açıp etrafa bakındınız. Bir farklılık hissediyorsunuz. Vucudunuzda bulunan tüm hisler gitmiş. Kalp atışlarınızdan tut, ayak parmağınızdaki kırığa kadar hiçbir yerde acı hissetmiyorsunuz.
Ayağa kalkmaya çalıştınız biraz zor oldu. Ancak sonunda kalktınız. Çok tuhaf hissediyor ne yapmanız gerektiğini bilmiyorsunuz. Adeta sizi bir kukla gibi kullanıyorlar.
Sokağa çıktığınızda insanların yanınızdan hızla geçtiğinde oluşturduğu esintiyi bile hissedemiyorsunuz. Uğultulu sesler geliyor. insanların acelesi var gibi.
Hastaneye gidiyorsunuz. Hastalığınız olmadığı söyleniyor. Aklınıza bir süredir düşündüğünüz acısız intiharın tam zamanı olduğunu düşünüyorsunuz. Takım elbiselerinizi giyip daha önce iş yemeği sebebiyle gittiğiniz; lüks, çok katlı binaya gidiyorsunuz. Son bir sigara içmek istiyorsunuz ama onu bile hissedemiyorsunuz.
Terasa çıkıp korkulukların diğer tarafına geçiyorsunuz. Normalde ölümüne korkacağınız manzara, bugün bir harika gözüküyor gözünüze. Bırakıyorsunuz kendinizi yüksek katlardan. ilginçtir ama sağ kulağınızda hava basıncını hissediyorsunuz. Sonra sol kulağınızda...
Umutsuzluğun ne zaman biteceğini bilemezsiniz. Önemli olan biteceğine inanmaktır. En büyük hatalar umutsuzken yapılır -
62.
+4Eğer bir hastalık size bulaşırsa çarelerini bulmak için binbir yol denersiniz. Ve biri işinize yarar. Tekrar o hastalıkla karşılaşırsanız o tedaviyi yeniden uygularsınız.
insanın hayran kaldığım ve asla keşfedilemeyeceğini düşündüğüm özelliğidir bu. Öğrenim ve seçim.
insan hatalarından ders alır ve bunları tekrar yapmamak için çabalar. Bir robota bunları öğretebilir misiniz? Sanırım evet. Ancak arada bir hata yapmasını? Hiç sanmıyorum. Eğer hata yapamazsa alacağı dersler de bir hayli az olacaktır.
Sabah kalktığımda ilk işim hatalarımı düzeltmek oldu. Direk bir ev aradım. Eriklide dublex bir ev buldum. 1.5milyar kira miss dıbına koyuyum. O evi de zor buldum. Asgari ücretli insanı düşünemiyorum.
Gittim bir tane dayıdan, 2. El eşya aldım. 0 ürün fiyatına söylediği şeyleri zorla 2. El ürün fiyatına indirdim. 1000 lira da o tuttu. 2.5 milyar mükemmel dıbına koyuyum mükemmel.
O arada bir yerde O' na mesaj attım. Beni geçiştirdi. Neyse amk diyip topkapıya gittim. Manzara izledim. Nargile içtim. Midem öldü bu arada nargile içerken. Sonra gittim sokakta oturan bir bursalı kızla konuştum.
Ankaradan geldiğimi söyleyince taşındınız mı diye sordu. Hayır yalnız geldim dediğimde ise şaşırdı. Onla da biraz konuştuktan sonra telefonlarımızı verip ayrıldık.
Üzgün olduğumuzu sesimizin kırgınlığından anlayacak insanlara ihtiyacımız her zaman vardır. Ancak onlardan üzgün olduğumuzu gizleyecek kadar da zekiyizdir. Eğer birinin sizin üzgün olduğunuzu bilmemesini istiyorsanız emin olun bilmez.
Peki soruyorum üzgün olduğumuzu anlamalarını neden istiyoruz? Onlara üzgün olduğumuzu söylemek yerine... -
63.
+4Ben hayatım boyunca dikkatimi toplayamadım. Emin olun, yakınım öldüğünde bile bu halı niye böyle diye düşünmüşümdür. Bu yazıyı yazarken sigaradaki çizgi sayısını sayıyorum mesela.
Bu bana. en çok bir insanla konuşurken oluyor. O kişinin, gerçekten komik bir olayda gülüşünü adeta kaydediyorum. Sonrasında ise sahte olan tüm gülüşlerini bir reflex misali algılıyorum(Herkes yapıyor sanırım ancak düzeylerinin bulunduğunu düşünmekteyim).
Tabi bir çok yalanı da... insanlar yalan söylerken genel konuşmasında yaptıkları hataları yapmamaya başlar. Çünkü tüm hareketlerine dikkat ediyorlardır.
Birkaç gün sonra öğretmen arkadaşımızın bana güzel bir yalan söylediğini öğrendim. Ben o akşam onu benim seçtiğimi, tabiri caizse onu oltaladığımı sandım. Meğersem oltaya gelen ben mişim. Manita hikayesi felan palavraymış. Nu hikayeyi kullanarak bir çok çocukla çıkmış. inanmaı zor değil mi?
Ben de Bursa serüveni bitti diyerek evime döndüm. Gerçek evime.
Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı. Ne ilginç bir atasözü. Bize eninde sonunda sonumuzun başlangıcımız olduğunu mu söylüyor acaba? -
64.
+4Dünyanın en güzel kelebeği serbest mi olmalıdır? Yoksa sizin mi? Herkes görmeli mi onun güzelliğini? Yoksa kendinize saklayıp gözlerinizi ayırmaz mısınız?
O zamanlar öfkemi kontrol edemiyordum. Odamın duvarını yumruklarımla delik deşik edince babam bana kum torbası almıştı. Bari badanaya verdiğimiz para bir taka yarasın dediğini hatırlarım.
Ben sadece doğum günüm bir taka yarasın, o gözler sadece bana baksın istedim. Kelebeği elinize alabilirsiniz. Bir süre duracaktır. Taa ki sizin odanızdan daha parlak bir ışık ufukta görünene kadar. Kelebek bile güce tapar.
O aptal doğum günü park saçmalığının ardından aklımda iki düşünce birbirini yiyordu. Biri sizi ya giben ya da yücelten umut, ikincisi ise kötü ihtimaller.
Eğer bir durumu artık etkileyemiyorsanız: olabilecek en kötü ihtimali düşünün. Üniversite sınavını, ya yanlışlıkla fulletsem diye düşünmeyin. Ya sınava yetişemezsem diye düşünün. Sınavı fulleyemezsiniz ancak sınava yetişebilirsiniz.
Bardağımın yarısı dolu ya da yarısı boş ne önemi var? Bardağım var benim. -
65.
+4Neşet ertaş- Maphusanelere güneş doğmuyor
(Behzat ç den de hatırlarsınız)
https://youtu.be/7UhH6gJ7Nps
Ankaraya döndüğümde ve pek önemli olmayan kısımları atladığımda, bu beni O' nunla tekrar barıştığım zaman dilimine taşıdı.
En azından ben, o zamanlarda yaşandığını hatırlıyorum. O günlerde aklımdaki tüm düşünceler; neden geri döndüğünü anlamak üzerineydi.
Bir kafede buluştuk. Çok güzel, küçük, tatlı ve sakin bir kafe. Oturduk. Çok yoğun duygular yaşadım o anlar inanamazsınız. Kısa bir süre sonrasında eve geri dönmek istedi. Kabul ettim. Metroda yere oturduk. Omzumda uyudu. Heralde hayatımın en iyi anlarından biridir.
Sonrasında metrodan indik. Artık, ben ona dokunduğumda bile onu aldattığımı düşünüyordum. Metrodan indiğimizde biraz daha yakınlaştık. Öpüşme mesafesine geldiğimizde, ben onu öpmek istemedim. O ise aksini istedi.
Onun istediği oldu. Öpüştük. inanın en aptalca ancak en güzel öpüşmemdi. Duygu yüklüydü. En azından benim açımdan. Aklımdan düşünceler ilk kez tamamen silinmişti.
Ona son dokunuşum olduğunu eve gidince öğrendim. Eski konular açıldı ve çok güzel bir kavga ile birbirimizi uzaklaştırdık.
Bir şey az olduğu için bizi mutlu eder. Eğer biz onunla beraber olsaydık. Emin olun ben o anı aklıma kazımayacaktım.
Annenizin en az yaptığı yemeklerden hiri sizin en sevdiğiniz yemektir. Sebebi ise az olması.
Azla yetinmeyen çoğu bulamaz atasözü bir aptal avunmasıdır. Azla yetinseydiniz zaten o az olmazdı ki.
Yoksa olur muydu? -
-
1.
0Devam panpaa
-
1.
-
66.
+4Bu hayatta amacın ne diye sorarsan bana, "her gün değişiyor" derim.
Bir gün o güzel gözlere bakarken uyuya kalmak derim. Bir gün sadece boş boş oturmak. Bir gün sigaramı içip oyun oynamak iken. Bir gün o gözlere bakarak ölmek derim.
Hiç birine gerçekten inanarak beraber ölelim dediniz mi? Gerçekten siz onsuz ya da o sizsiz 1 saniye geçirmesin istediniz mi?
istemeyin çünkü mümkün değil göreceğiniz tek şey sizsiz geçirdiği bir ömür olacaktır. Eğer yeterince geniş düşünebilecek seviyede bir insansanız. Tek bakışta onsuz geçen bir ömürün haritasını gözünüze getirebilirsiniz.
ilk sevişmesi, belki ilk evlenişi, ilk acı çekişi hepsini kaçırmak demektir bu. Adeta bebeğiniz elinizden alınmış ve sizsiz büyüyormuş gibi bir his. Üzücü olan ise onun sizi hatırlama ihtimali. Oralarda bir yerde böyle bir insan vardı demesi sizin ve onun için en acı gerçeklik haline gelebilir.
Eğer bebeğinizi kaybettiyseniz. Bir an bile düşünmeyin. Uzaklaşın oradan. Onun sizi bulabileceği sınırların dışına çıkın ve mutlu olmaya çalışın.
Masum bir bebeği mutsuz etmek istemezsiniz değil mi? -
67.
+4Anlat be kardeşim.
-
68.
+4Yanına yaklaştım selam verdim. Benden büyük olduğu barizdi. Tahminim 20 üstü. Sigaramla yaklaştım. Ateş isteyip ardından oturma izni aldım. Otur derken gözlerinde, bunun amacı ne acaba bakışları barizdi.
Önce karşımdakinin normal bir insan olup olmadığını ölçtüm. Sigaramdan çekip ardından; rahatsız olmuş gibi bakıyorsun, dedim ki tepkisini direk versin. Evet tedirgin oldum biraz, dedi. Bu an herhangi bir keko söz söylese koşarak uzaklaşırdım. Mesela, manalı bir evet olabilirdi bu.
Tedirgin olmana gerek yok. Arkadaşça geldim. Zaten küçüğüm ben ya, dedim. Güldü. Üni okuduğunu, parasının çok olduğunu ve sevgilisinin fazla gururlu bir fakir olduğunu öğrendim. Çocuk ailelerin kültür farkından dolayı beraber olamayacaklarını belirtmiş ve ayrılmışlar. Ben de kendimden bahsettim.
Yaklaşık 6 saat civarı orda kaldık. Ağladı biraz. Ben de destek oldum. Fazla sarhoş olunca, onu evine bırakarak. Kendi evime taksiyle geçtim. Numaramı da vermedim. Bir daha konuşmak istemiyordum. Çünkü bu durumun olayı budur. Sadece bir gece sohbet eder ve gidersin.
Ortak çıkarlar için beraber olmak da denilebilir. huurluk? Ancak bu durum o kadar rahatsız etmiyor insanı. Nedendir acaba ? -
69.
+4Gittim 24 saat tekelciden birkaç bira aldım. Çektim arabayı manzaraya, açtım m müziğimi biraz kafamı topladım. Günümün analizini yaptım. Sesli günlüğüme bir şeyler kaydettim. Alarmımı kurdum arabada sızdım.
Sabah zorla kalkıp arabayı okula biraz uzak bir yere çekip derse yetiştim. Bayağı tuhaf davranışlar sergiledim okulda. Bira koktuğumdan şüphem yoktu. Gün sonu Zeynepi aradım buluşalım diye. ilk kez meşgulüm dedi. Sebebi bariz...
Neyse gibtiret dedim. Gittim kızılayda bir internet kafeye lol attım. Bir kaç abiyle tanışıp rank kastım. Saat geç olunca arabayı Doğan abime bırakıp eve geçtim. Annem biraz azarladı geç kaldığım için ancak pek takmadım.
Birkaç günüm daha rutin geçtikten sonra, Zeynepin eski sevgilisiyle tekrar çıkmaya başladığını öğrendim. intikam alıyordu sanırım, aklınca. Ben de onunla bağlantımı kestim. Kaşarlığa dayanamıyorum beyler. Kızların kolay sevgili bulduğu bir gerçek. Ancak aptal gibi önüne gelenle çıkanlar gerçekten rahatsız edici.
O günlerde bayağı bir yalnız kalınca yeni arkadaşlar bulmak üzere Doğan abimden arabasını alıp bahçeliye gittim. Kafede 3lü 2 kız 1 erkek bir tayfa gördüm. Onlarla tanışıp onlara birkaç kağıt oyunu öğrettim. Bayağı eğlendim.
insanlarla tanışmaktan korkmayın. Maksimum verecekleri tepki sizi kibarca reddetmek olacaktır. Aksi bir durum olursa karşınızdakilerin zekasıyla alay edip yolunuza devam edebilirsiniz. -
70.
+4Mila' nın hayatına özenmiştim. Fazla para, rahatlık, aileden bağlarını koparmış bir kız.
Özlem giderdik. Bir öğrenci şehrinde yalnız kalıyormuş.
Mila, güzeller güzeli gözleri unutmama yardımcı olabilir diye düşündüm. Aptalım.
Muhabbetlerimiz sade gitti. Mila Ankarada'dan gitmeden bir daha görüşmek istedi. Bir parka oturduk. Zira gürültülü kafeleri hiç sevmem. Sakin olmalı ortam. Ya kimsenin bilmediği bir yer yada bir park.
Biraz sohbet ettikten sonra sigara ikram etti. Kötü bir şey anlatacağını anlamıştım. Duygularını pek saklayamazdı zira.
Uzun süredir sigara içmesemde kabul ettim. Annesininin babasıyla ayrı olduğunu anlattı. Durumlar kötüydü. Üzüldüm. Bir sigara da ben istedim.
Sonra gidelim bir meyhaneye içelim lan dedim. Kabul etti. Burda mütevazi bir şekilde paramın olmadığını belirttim. Umrumda değil yorumuyla karşıladı.
Orada ben ona o güzel gözleri anlatırken, o bana tak gibi geçen hayatını anlattı. Ve benim durumum hakkındaki yorumu; " Aşık olmuşsun ama imkansıza " idi.
Ve bir şeyi daha belirtmek isterim. Mila benden yaşça da büyüktü. Ben lisedeyim o ise üniversite.
iki insanı sevgi bir araya getirebilir. Peki bunu üzüntü yapabilir mi?
Sevgi birleştirdiği kadar ayırıcıdır da. Peki üzüntü mükemmel bir birliktelik başlatabilir mi?
başlık yok! burası bom boş!