-
126.
+4 -2Üçüncü sınıfta sekizinci sınıf konularını bitirmiş Coşkun hocasiyla. Tecavüzcü coşkun mu lan bu? Hayatın amacını böyle saçma bir hikaye ile uydurmakta güzel.
-
-
1.
0Hahahha ulan
-
1.
-
127.
+2Rezervasyon
-
128.
+2Rez alak
-
129.
+2Çevrenizde sizinkilere benzer evlere sahip insanlar var. Ancak öyle bilgisiz insanlar değil. Şehir hayatından sıkılıp gelen yaşıtlarınız.
Her gece çeşitli oyunlarla eğlendiğiniz komşularınız. Aynı anda bahçelerinizde salça pişirip, ilk elden yediğiniz komşularınız. Mangal yapıp, mısır közlediğiniz komşularınız...
Yanınızda sizin gibi hayatın yoğunluğundan bıkmış bir kız arkadaşınız var. Delice aşık değilsiniz birbirinize. Hayatın kazığını yemiş insanlarsınız. Amacınız sadece mutluluğu kaybetmemek.
Gününüzün tamamında farklı işlerle uğraşıyor ve tatlı bir yorgunlukla salonunuzdaki yorgana oturuyorsunuz. Beraber bir film seçip ardından mısır patlatıyorsunuz. O omzunuza yatarak izliyor filmi. Arada bacak aranızdaki mısırdan alıyor. Heyecanlanıyor sarılıyor, korkuyor sarılıyor. Gözlerinde dürüstlük var onun.
Evin üst katını açtırmışsınız çatısı yok. Çıkıp bir yatak koyarak yıldızları izleyebiliyorsunuz. Eski sezen aksu şarkılarının olduğu plağınız sağınızda çalıveriyor. Üşüyen sevgilinizin ellerini ısıtıyorsunuz. Sabah beraber olmadığınız zamanlarda neler yaptıklarınızı anlatıyorsunuz. Sonraki günleriniz için planlar yapıyorsunuz... -
130.
+2Okuyabilrim
-
131.
+2
-
132.
+2Çok güzel gidiyor devam et
-
133.
+2Günlerim rutinliğinde 1 ay kadar devam etti. O' nu unutmak için çabaladım durdum. Günüm asla boş geçmesin diye çabaladım sadece. Biliyordum yalnız kaldığımda yine onu düşünecektim.
Bir gün Zeynep aradı. Ağlamaklı sesi vardı. Buluşalım mı dedi. Anladım ki sevgilisinden ayrılmıştı. Çok ısrar edince kabul ettim. Onun evinin yakınlarındaki bir barda buluştuk. Kafası bayağı güzeldi.
Biraz üzgün bir haldeydi. Biraz durduktan sonra ben artık sarhoş kafasına dayanamadım. Seni eve bırakıcam dedim. Hesabı ödeyecek hali bile yoktu. Hesabı ödeyip koluna girerek evine zütürdüm. Ailesi tatildeymiş. Kapıyı açtıktan sonra onu salona bırakıp. Evden çıkmaya hazırlandım.
Ama o, dursana sana ihtiyacım var dedi. Ne kadar reddetsem de ağlamaya başlayınca mecbur kaldım. Ama seziyorum bir saçmalık yapacak. Film izleyelim dedi. Salak saçma bir film açıp izlemeye başladık.
Ayrı ayrı koltuklarda oturuyorduk. Kalkıp dolaptan bira alıp geldi. Sonrasında, eski yerine değilde benim yanıma oturdu. Biraz içtikten sonra filmde öpüşme sahnesi çıktığında, yüzüme bakmaya başladı. Ben ise onun aksine gözümü filmden ayırmadım. Yüzümü tutup kendine çevirdi. Öpüşmeye başladık.
Biraz daha ilerleyince olay benim kontrolümden çıktı. Uzun zamandır ilişki yaşamamıştım. Biraz daha ileri gidince ağlamaya başladı bir anda. Ben ise şaşırdım kaldım. Tüm erkekler aynı diye konuşmaya başladı. Öğrendim ki sevgilisi bakireliğini alıp sonrasında da sorumluluğu fazla diye terk etmiş Zeynebi.
Ben tuhaf bir durumda kaldım. Dedim bence ben gideyim. Reddetmedi. Ben de çıkıp Doğan abimin yanına gittim. Bişeyler içtik. Mevzuyu anlattım. Elin gibinde kalmış lan dedi. Güldük.
Erkekler kızlar göre fazlasıyla zeki bence. Ancak uçkurumuza kızlar kadar sahip çıkamıyoruz. Mantıklı düşünmemizi engelliyor. -
134.
+2Bazen de ölümü merak ediyorum. Aslında iple çekiyorum gelmesini bile diyebilirim. Aklımda şu var. Acaba tekrar mı başlayacak hayat?
Yoksa kararacak mı?
Yok mu olacağız?
Bir din gerçekten tutacak mı?
Yoksa tüm dinler bir başlıkta mı toplanacak?
Aslında similasyondayız?
Açıklama yapacak birileri olacak mı?
Zihnimiz hala aynı mantıkla mı düşünecek?
Zaman kavramı değişecek mi?
Aslında zaman kavramı hiç yok muydu?
Sevdiğimiz insanlarla bağlı mıyız?
Umrumuzda olmayacaklar mı?
Kötü insanlar acı çeker mi?
Ölüm sebebim?
O" ölümüme nasıl tepki verecek?
Ölümsüzlük bulunur mu?
Tüm bu sorular aklımda dönüp dururken onca kavramı düşünüyorum. Acaba dini tamamen reddeden hawking son gününde dua etmiş midir?
Ölümü düşünürken O" nun beraber ölelim sözleri kafamda tekrarlanıp durur. -
135.
+2Bazen düşünüyorum da dünyada bizim ölmemize, hastalanmamıza ya da acı çekmemize sevinen kaç insan var acaba?
Sizden nefret eden birkaç aptaldan bahsetmiyorum. Sağlık sektörü mesela. Ya da besin üreticileri. Sırf siz acı çektiniz diye onlarca insan eline birasını alıp eğleniyorlar. Hemde farkında olmadan.
insan düşünce yapısı fazlaca hatalı. Bunu kusursuz olarak algılamak aptallıktır. Ne kadar delirmememiz için diye düşünsek de delirmemizi sağlayan da beyin.
insan sadece durum farkedildiğinde üzülecek kadar aptaldır. Örneğin bugün ülkede önemli bir diplomat aktör bla bla öldüğünde herkes bir üzülür. Ama unuttuğunuz bir şey var. Her 5 saniyede dünyaya değer katmış önemli bir kişi ölüyor.
Ateş düştüğü yeri yakar. Sizinle nöral bağları olmayan( yakınlarınız) kişilere üzülmek yalandır. Tamamen algı oyunudur. Bir tür suçluluk duygusudur. Üzülmez isem beni kötü sanarlar. Ancak gerçekte bu durumlara üzülseydik muhtemelen ölene kadar yas tutardık.
Çevrenizdeki kusursuz şeyler ne kadar kusursuz? Kusursuzluktan kusur kavramı nasıl oluştu? Hiç görmediğiniz bir şeyin zıttı nasıl oluşabilir?
insan beyni için en değerli gerçeklik her an kendini korumaya odaklanmasıdır. Bundandır ki en sevdiğinizi bile yavaş yavaş siler... -
136.
+2Abimden adresi öğrendim çıktım sigara almaya büfeye giderken uyuycam nerdeyse. Adama zombi gibi gidip abi uzun chester dedim. Adam bildiğin korktu. Aldım geri döndüm.
Sigaraları içtik artık dağılırız diye düşünürken bahçeliye gitmeye karar verdik(oyumu uyumak için kullandım). Gittik bizim bir abimizin barına. Oturuyoruz. Karşıda 2 tane kız var. Tabi ben 50 derece gördüğüm için kızlara bilgisayara bakar gibi bakıyomuşum farketmedim. Tabi kız da bana bakıyor.
Ataberk beni iyice gaza getirince ben konuşmaya yanlarına gittim. Kızla tanıştık. Ben komik olmayan espiriler yapıyorum kız gülüyor. Anladım ki kız bana boş değil. Bir de yanındaki kız benim bir arkadaşın yanına gitmem gerekiyor diyerek gidince kaldık baş başa.
Biraz muhabbetten sonra ben bunun omuzuna yattım. Ama nasıl güzel kokuyor. Ufak ufak sohbet ediyoruz. Bira sipariş etmişiz içiyoruz.
(Burdan sonrasını başkasından dinledim)
Ben omzunda uyuyakalmışım:) bizim salaklar da bırakmışlar beni kızla. Kızın arkadaşı geri dönmüş 1 saat sonra. Kız beni uyandırmaya çalışmış yok uyanmıyorum. Mekan sahibi abim oo koçum diye gelip uyuduğumu görünce kızlar durumu açıklayıp gitmişler.
Ben sabah 8 de uyandım. Bir baktım ne kız var ne insan. Neyse gibtiret dedim. Sordum abime telefonunu bıraktımı diye, bırakmadı dedi.
Ben bizim ekipte bayağı dalga konusu oldum. Tam 6 ay sonra aynı gömleği giyiyorum. Üst cebinde kağıt buldum.
Kış uykusundan uyandığında haber ver ayıcık *
Bu taktan hikayeden çıkarılacak sonuç. Siz siz olun uyuyun * -
137.
+2Yanından bir ambulas geçse içindeki hastaya bir anda üzülecek belki de dualar edecek kadar aptal olduğumuzu düşünüyorum.
O araçtaki kişiyle bağlantınız yok değil mi? Peki neden üzüldünüz. içinde hasta ya da ölmek üzere olan bir insan olduğu için mi?
Dünyada her saniyede 2 kişinin öldüğü gerçeğiyle bakarsak bu duruma herhalde ömrümüz boyunca yas halinde kalırız.
Bacağınız kaşınırsa bacağınızı kaşırsınız. Peki sizle ilişkisi olmayan onlarca durumla neden ilgileniyorsunuz. Vucudunuzda tek bir noktanın bile hayati değeri var. Ancak bilinen organlar dışında vucut dışında oluşan her türlü organizma vucutca reddedilir.
Çünkü artık sizin hayatınız için bir yük oluşturmaya başlar. Peki biz neden hayatımızda saçma uzuvlarla yaşıyoruz. Neden onları umursuyoruz. Neden ihtiyacımız dışına çıkıyoruz.
Bir hayvanı ele alın amacı yaşamak ve ölmektir. Hayatını kimseyi umursamadan geçirir.
Eğlence ihtiyacımız olmasa daha uzun yaşar daha amaçlı mı olurduk?
Zekamızın olması zayıflık olabilir mi? -
138.
+2iyı uykular. Umarım kimse sizi aptal hayallerinizden uyandırmaz. Çünkü uyandığınız an karşınıza o kadar çok problem çıkacak ki uyandırandan bile nefret edeceksiniz.
Ben bir kaç kişiyi uyandırdım. Hepsi şuan benden nefret ediyor. Analarına sövsem yanımda olabilirlerdi... -
139.
+2Bazı şeyler hayallerinde kalmalıdır ki değerli olsunlarlar. Onlara ulaşmaya calışıp başaramamalısınız. Eğer başarırsanız hayalleriniz olmaktan çıkar.
Kar yağdığında eğer olduğunuz yerde kalırsanız; mükemmel beyazlığı görebilirsiniz. Ancak karın gerçeklerini araştırmak için üzerinde gezindiğinizde elinizde olan beyazlığı da kaybettiğinizi farkedebilirsiniz. -
140.
+2Ona da inanmıyorsuz. Telefon kullanırken yakalanıp ceza yiyorsunuz. Onunla konuşamıyorsunuz. ilk aramanızda ise açmıyor. Askerlik bitene kadar ona ulaşamıyorsunuz. Bir defter alıp içerde 9 yılın hatırlayabildiğiniz her gününü yazıyorsunuz. Ona yılları hatırlatmak istiyorsunuz.
Askerlik bitiyor. Eve dönüyorsunuz. Sizin eve 2 aydır gelmediğini öğreniyorsunuz. Evine gidiyorsunuz. Öküz gibi bir çiçekle. Kapıyı çalıyorsunuz açıyor. Karşınızda sevdiğiniz insan dev gibi bir çiçekle dursa ne yaparsınız? Sarılırsınız gözleriniz parlar değil mi? Onunki parlamıyor. Hatta size bile bakmıyor.
Yere bakan her an açıklama yapacak bir duruşu var. Size rahatsız olduğunu kendinde sıkıntılar olduğunu düşünmesi gerektiğini söylüyor. Ne kadar beraber düşünmeyi teklif etseniz de reddediyor.
2 ay her gün bir gülle yanına gitmek dışında hiçbir şey yapamıyorsunuz. Çoğu zaman ona ulaşamıyorsunuz. Bir adam olduğuna inanmıyorsunuz. Ama hayat size gösteriyor. Çiçekcide onu görüyorsunuz size aldığını düşünüp ona arkadan bir süpriz yapmak istiyor koşa koşa arka sokaktaki çicekcide aynı çiçekten alıyorsunuz. Tam size geldiğinde arkasından çıkıp vereceksiniz.
Size gelmiyor. Bilmediğiniz ev bilmediğiniz adam. Çiçeği verip evine giriyor. Kapıda onu öpüyor. Aklınızdan intihar dışında hiçbir şey geçmiyor. Sahile geçip insafsızca içip cesaret arıyorsunuz. Denizin buz gibi sularına atlayıp bankta uyuyorsunuz. Sokakta yaşayan bir adamın gece üzerine montunu örteceği kadar rezil haldesiniz. Hastasınız. Evden çıkmıyorsunuz.
Onun gelmesi gerekiyor sizin için açıklama bekliyorsunuz, gelmiyor. Bir süre sonra gelse özür dilese yeter diyorsunuz. Gelmiyor. Yakın arkadaşın her gün ziyaretine geliyor. Anneniz her gün en sevdiğiniz yemekleri odanıza getiriyor. Babanız bile oğlum nasılsın diye sormaya başlıyor. -
141.
+2Kardeşinizin bir gün gelişin size neşe katmaya çalışır gibi değil. Düşünceli bakışlarını anlıyor soruyorsunuz. Elindeki nişan davetiyesini gösteriyor. Koşa koşa çıkıp gidiyorsunuz. Vucudunuz terliyor. Karnınıza ağrılar giriyor. Acıyı tek noktada hissediyorsunuz. Koşuyorsunuz. Yorulana kadar. Durunca hayatınızda ilk kez sigara alıp içiyorsunuz. 2 saatte 1 paket. Kesmiyor içki. Sarhoş olup saatlerce ağlıyorsunuz. Onun gidişini kabullenmek zorunda kalıyorsunuz.
O evleniyor. Gelinlikli fotoğrafını görüyor. Yanındaki adamın sizden çok daha iyi olduğunu düşünerek kendinizi yok ediyorsunuz. Kendinizi çalışmaya verip haftada 4 gün çalışma 3 gün barda bira içme şeklinde bir rutininiz var.
Biri geliyor yanınıza güzel bir kız. (kıza B diyelim) Sizi her gün gördüğünü söylüyor tanışıyorsunuz. Ona hikayenizi anlatıyorsunuz. Onun da sizinkine benzer bir hikayesi olduğunu öğreniyorsunuz. Birbirinize destek olarak bu çukurdan çıkıyorsunuz.
Ondan beri hiç eğlenmeye gitmemiş siz. ilk kez onunla beraber bir konsere bilet alıyorsunuz. Konsere giriş yapıyor bara doğru devam ediyorsunuz. Onu görüyorsunuz. Karnı şiş. Saçlarını kesmiş. Siz uzun severdiniz oysa.
En sevdiği kırmızı ruhun yerini siyah almış. Kocasının omzunda. Hayat adil mi? B sizi dışarı çıkarmaya çalışıyor. O da fotoğraflardan tanıyor onu. Çıktığınız an çocuk gibi ağlıyorsunuz. Tekrar depresyon.
B sizi hayata bağlamak için elinden geleni yapıyor. Konuşmayı bırakan siz yavaş yavaş konuşmaya bile başlıyorsunuz. Bir gece B ailesinin kaza haberiyle evden aceleyle çıkıyor. Gitmek istiyorsunuz. Şuan tanışmanız uygun olmaz diyor.
Bir daha haber yok. Kimliğiyle karakola gidiyorsunuz isim soyisim tcsi ne varsa söylüyorsunuz. Memur oturun diyor. Tanıyorsunuz bu bakışı. Dün gece trafik kazası geçirmiş. Hastane adı veriyorlar. Bir ameliyat yaşama şansı az ama yapılmalı. Sakat kalma ihtimali yüksek yapılmaz ise.
Ailesi reddediyor. Ancak siz onlara Byi çok iyi tanıdığınızı ölmeyi sakatlığa tercih edeceğini söylüyorsunuz. -
142.
+2Zor da olsa ameliyat tamamlanıyor. 2 gün risk var. Sadece 2 gün daha dayanması gerek. Aşağıda sigara içiyorsunuz. Babası Bnin sizden çok bahsettiğini her şeyi anlattığını söylüyor sizi çok sevdiğini söylüyor.
Düşünüyorsunuz. Sevdiğiniz şuan başkasıyla evli. Ve sizi seven bir kadın var. Onu mutlu etmek sizi de mutlu edeceğini düşünüyorsunuz. Uyanırsa ona deli gibi sarılıp bırakmayacağınıza ve aptal depresyonlarla bir daha hiç uğraşmayacağınıza söz veriyorsunuz.
Ve 2 gün doluyor. Uyanıyor. Ona deli gibi sarılıyor sarılıp ağlıyorsunuz. Ailesi mutlu. O mutlu ama iyileştiğinden değil. Sizi mutlu gördüğü için.
Bir düğün hazırlıyorsunuz bir başınıza. Annesinden babasından ve kendi bildiklerinizden onun en sevdikleri şeyleri seçiyorsunuz. Ona bir şelale önünde evlenme teklifi ediyorsunuz. Gelinlik alıp beraber sonraki gün düğün yapıyorsunuz.
Yıl 2018 2 çocuğunuz var. Mutlusunuz. Ama onu unutmamışsınız. Onun mutsuz olduğu haberleri gelmiş kulağınıza. Kocası dövüyormuş onu. Artık umrunuzda değil.
Siz mutlusunuz.
Unutmayın bir binayı ne kadar emek harcayarak yaparsanız o kadar zor yıkılır. 1 günde yapılan kule ancak 2 ay dayanır. Siz siz olun emeklerinizden vazgeçmeyin. Emeklerinden vazgeçenlere de değer vermeyin.
Bu dünyada iyi insan sayısı da bir hayli fazla. Siz doğru insanı değil iyi insanı arayın. Yanlışlar doğruyu zütürebilir ancak iyilik ebedidir.
Hikaye yaşanmıştır. Bir abimden dinlediğim bir hayat hikayesidir. Hala görüşürüm. -
143.
+2Hikaye illaki biticek ama şu an değil size önerim gelin ve 1 yıl sonra okuyun. Ben kimse okumasa bile yazıcam zaten. Şuan ruh halim fazlasıyla iyi. Dolayısıyla yazma isteğim kaçıyor.
Bir şeyi güzel yapan taşıdığı duygular değil midir?
Sizi kandırmak istemem hissettiğimde yazmaya devam edicem. Ve elbet hissedicem. -
144.
+2Yağmur benim için çok anlam içerir. 4 5 yaşlarında evde ablamla kalırken herhalde bana en yakın yıldırımı görmüştüm. Gökyüzü kıpkırmızı olmuş ve ben deliler gibi ağlamıştım.
Ergenligin başlarında sinir sorunlarımın artmasıyla yağmurlu havada dışarı çıkar, elimi kanatmak için duvara yumruk atar ve tatlı sızlamasıyla kendime gelirdim.
O"nunla kavga ettiğimiz her gün yağmur yağdı.
Uzun bir süre stres atmak için yağmur altında ıslanarak sigara içtim.
Onca anıyı şu an tek bir damlacıkta hissediyorum. Buna rağmen en çok sevdiğim hava durumu yağmurdur.
Kara bulutların arasından çıkan dolunay, delicesine yağan yağmur, bir elimde kahve diğer elimde sigara odamın cdıbına oturmaktan daha çok zevk aldığım şey yoktur.
Hava durumları bizi neden etkiler? -
145.
+2Akıt geldin hocam kahvaltı yapmadım okucam diye
başlık yok! burası bom boş!