ocak ayı başında mezun olmuştu bugun diplomasını aldı, özelde okudu.

ilk sene ygs barajını aşamamıştı ikinci girişinde 220 puan alarak yapma hakkı kazanmıştı.

final zamanı hocaları 10 soru veriyordu 5 tanesini hiç değiştirmeden sorduklarını gururla anlatırdı.

bana çözdürdüğü sorular bizim hocanın “gibtir et bunlar gereksiz” diyip işlemediği kek konulardı. Ama onların final sorusuydu.

nitekim adam türev, integral, fizik statik bilmeden mühendis oldu. Statiği mekaniği üç boyutu kavramamış mantık olarak bağlantı kuramıyor ama proje çizeceğim diye uğraşıyor.

sonunda okulu iki sene uzatıp bitirdi. Ben çalışıyordum şimdi o da inşaat mühendisi olarak çalışacak meslektaşım oldu.

arkadaşımı kötülemek içinde yazmıyorum bunların aynısını onun yüzünede söyledim, o sadece bir örnek.

özel üniversitelerin en büyük mantıksızlığı burada ortaya çıktı.
250 puan yapan adamda aynı yerde okuyor 400 puan yapanda. akıl var mantık var bu adamlar nasıl aynı derse girecek ya da eğitim anlamında hoca dersi kime göre anlatacak?

üstün körü anlatsa ya da bir defa kasmadan anlatsa sınıfın bi kısmı anlamaz, yavaş yavaş sindirerek anlatsa bu sefer diğer kesim sıkılacak. tabi para konuştuğu için hocalar yavaş anlatmayı seçiyor.

böyle iş mi olur demeyin oluyor.

tamam özel üniversiteler olsun adamın durumu varsa şehir dışında yapamam diyorsa gitsin ailesinin yanında okusun eyv ama en azından barajı geçenide almayın karşımıza doktor, mühendis, yönetici, hakim diye dikmeyin yazıktır günahtır.

aynı şey ülkemizde tıp ve hukuk için çok geçerli değil ama onunda çözümü var. hukuk için barajın biraz üstüne çıkıp para veriyorsunuz, tıp ve eczacılık içinse barajı geçin kıbrısa gidin orada okuyun.

sonuçta herşey para.