burada sadece içimi döküyorum

anasını gibeyim okumak için en ufak bir ışık aradım ama adam paragrafları zütümüze sokarcasına oyun oynamış.
pekekentin yavrusu.

sabah alanya turu vardı saat 08.00 da, otel resepsiyonuna 06.45 te uyandırma verecektim onu unutmuştum. saat 07.00da kalkınca aklıma geldi, resepsiyonun aradım hemen kaldırın benim odaları dedim. millet inene kadar saat 8 e gelmişti zaten. kavlatı yapamamıştı zütler, acıdım yarım saat geç çıkarız diyince sevindiler. restoranta baktım aslı yok. lobiden aradım, telefon meşgul. gene aradım gene meşgul, bi kere daha aradım aynı. odasına cıktım açmıyor, ses yok. benim züt 10 numara tutuştu. resepsiyondan master key istedim, gurup rehberi olduğumdan verdiler hemen cıktım. kapıyı açtım. baktım aslı yatağın üstünde oje sürüyordu ayak tırnaklarına. ne oldu hayrıdır dedi. kızın o an ki tavrı bile beni ona aşık etmekten alı koyamıyordu. hadi dedim tura cıkıyoruz. ben gelmiyorum dedi. bugun çarşıda dolaşmak istiyorum denize falan girerim sonra merak etme dedi. biraz direttim ama oralı olmadı. milleti otobuse yerleştirdim, bir umut belki aslıda gelir diye beklettim 2 dkka şöfürü ama gelmedi. çıktık alanyaya doğru tura

alanya turunu atla aslıya dön

kızın üstünden tüm çarşı geçmiş hacı

gibileta

aklımda, ruhumda aslıda kalmıştı bütün resmen liseli gibi aslıyı düşünüp durdum. hatta alanyada tekne turuna çıkmıştık, huur çocuğunun teki yüzünden dönüşte tekne bekleme yapmak zorunda kaldı diye as kalsın anasını gibecektim o cocuğun. bir an önce antalyaya otele geri dönmek istiyordum. ama daha alanya kalesine çıkartacaktım milleti, hay amk bugun nasıl geçerdi. neyse kısacık bir kale gezintisinden sonra, millete resim çekme falan fırsatı vermeden otobuse tıkıştırdım herkezi. geri dönmemiz lazımdı antalyaya.

alanya- antalya arası yaklaşık olarak 1 bucuk saat sürer, tam olarak bir bucuk saat boyunca hiç durmadan acaba aslıyı ikna edip bu gece birlikte olmalımıyız diye düşündüm. cevap basitti , bilemiyordum.

ama en kötü karar bile , kararsızlıktan iyi değil miydi. akşam saat 18.00 da otele gelmiştik nihayet. heyecanla aslıyı aramaya koyuldum

amk sen buralarda harcanıyosun git ciks hikayesi sitelerine yaz burda ne işin var bin

bu da sana ayraç olsun... iyi gidiyosun lafı fazla uzatma

odasını aradım, açmadı. havuz başına çıktım baktım. zaten yemek vakti yaklaştığı için meydancılar şezlongları kaldırıyordu. ordan da sahile gittim gene yok. ulan neden kızın cep numarasını almamıştım ki. neyse kendime söve söve cıktım odaya. duşa attım kendimi. acayip asılasım var çavuşa ama kendimi bu geceye şartlamıştım. dokunmadım reyize. ne gibim olacaksa

hızlı yaz bin

neyse bir iki hazırlık indim restorana , etraf anasının amı gibi kalabalık. gittim büfeden atıştırmalık bişeyler aldım. oturdum yemeğe. hem yiyorum hem etrafı kesiyorum. kız gene yoktu. hafiften züt tutuşmaya başladı bende, sabah hazırlanıyordu kız çünkü. acaba basıp gitti mi istanbula. eğer öyleyse vallaha oturur ağlardım.

yemekten sonra otelin lobiye uğradım, oralarda da yoktu. bende sigara içmeye cıktım otelin önüne. ana dedim. kız otelin önünde oturmuş sigaranın gözüne vuruyor. gittim yanına, munzur munzur dedim 'ateşinizi alabilirmiyim bayan'. mırıldanarak ' sen hiçbişeyi alamazsın ya neyse ' dedi uzattı çakmağı. sonra artık ciddi ciddi konuşma zamanı geldi dedim, çünkü basit birşey yaşamamıştık genede.

arkadaşlar aslıyı kısaca tanımlamam gerekirse, bu kız kesinlikle çok yürekli ve cesaretli bir kız. kesinlikle cocuk gibi tavır yapan, yada cocukca hareketler yapacak birisi değildi. ne olursa olsun başı hep dikti. bazen benden daha erkekti hatta. her daim dik duruşlu, sağlam bir kızdı. hani derler ya ' eğlenilcek kız var, evlenilcek kız var ' diye. bu kız iki özelliğide taşıyordu en güçlü şekilde. ama bir gerçek var. kesinlikle basit bir kız değildi.

devam etsene bin

o akşam resmen köpek gibi yalvardım birlikte takılalım diye. hiç imkan vermedi. saat 22.00 gibi de odasına çekildi, telefonu aradım meşguldu hep. ulan dedim huur cocuğu kendi kendime. kızı gibsem daha kötüsü olabilirmiydi diye ? olamazdı . iş güç gibimde değildi, artık. zaten son 5 gece kalmıştı istanbula dönmeye. kaybedecek başka zaman yoktu. sabah uyanır uyanmaz aslının kapısına attım kendimi. kapıyı vurdum, kim o dedi. benim dedim. bekle 5 dkka geliyorum dedi. yanlış hatırlamıyorsam tam 50 dkka kapı önünde bekletmişti beni. odadan çıktığında ise her kızın sorduğu o gibik soruyu sormuştu. 'fazla bekletmedim dimi ' diye

vay anasini serhat neler olmus ya

eeeeeeeeee

allahtan o gün tur mur bi gibim yoktu, herkez serbestti o gün için. dolaşalım bugun ikimiz dedim tamam dedi. kahvaltıdan sonra o odaya cıktı hazırlık için. bende otel lobisindeki rent a car 'cıdan araba kiralamaya gittim. aslı geldi, otel önünde biraz bekledik arabanın gelmesini. sonra araba gelince, bastık gittik manavgata. şelaleyi falan gezdirdim buna , ordanda sideye geçtik denize girmek için. geldik ben arabayı falan parkettim. gittik güzel biryere şezlonga yerleştik. yüzelim dedim girdik denize. biraz açıldık. baktım aslının boyunu baya aşmış, zorlanıyordu yüzerken. kendini serbest bırak dedim ama yok kız çırpınırcasına yüzüyor, yanına gittim, direk can havliyle kucağıma attı kendini. ayaklarıyla ahtapot gibi dolandı, tabi rahat durmak yok, başladık yiyişmeye

deevdıbını alayım

bu yiyişmeler akşama kadar sürdü, artık sabır mabır kalmamıştı. mutlaka bi davamı gelmeliydi. yoksa bu defa gibmediğim için çok pişman olacaktım. ama herşeyden önce gibişmek önemli değil, önemli olan böylesi bir kızla birlikte olmaktı. devamı olmasıydı. ilk günden beridir aslıya hiç bir zaman tek gecelik bir kız gözüyle bakmadım. o da bana o gözle hiç bakmamış, ilerde anladım aslıyı tanıdıkça