Civarda en az 20-30 kilometre çapında yerleşim yeri bulundurmayan, yağmur ormanlarının içerisinde ağaçların tepesindeki ahşaptan bir evde yaşamak isterdim. evin civarına rüzgar türbinlerini koyar onların elektriğini kullanırdım. ihtiyaçlarım için şehire inebileceğim biri yedek olmak şartıyla iki tane cross motoruda koyardım oraya, ayda bir şehire iner erzakları temin ederdim. su yuda kendi imkanlarımla elde ederdim bear grylls'i boşuna izlemedik o kadar amk. yiyecek konusunda hayvanları avlamazdım, normal günümüz yiyecekleriyle geçinirdim. Ayrıca tuttuğum escortlarıda rahatlıkla bağırta çağırta halledebileceğim bir ortam elde etmiş olurdum. ne güzel olurdu lan. vay amk böyle fakirce yaşamak istesek bile para gerekiyor. yok motoruydu yok eviydi türbiniydi yiyeceğiydi unut unut amk unut bunuda unut. yak sigara buda olmadı. Bir hayal kurak diyoruz hayatın bizi bir gibmediği kalıyor amk.