her zamanki hastanede mesaimi tamamladıktan sonra haftasonunu memlekette geçirmek için otobüse bindim .

daha ilk otobüse bindiğim anda tatilimin yannan gibi geçeceğini anlamıştım. otobüste verilen şölen marka keke fazla takılmadan evin yolunu tuttum.

benim bir huyum vardır. eğer memlekete gidersem gittiğim geceyi evde gecirdikten sonraki gün sevdiğim akrabalarımı tek tek gezerim.

bunun akabinde babannemgile gittim. eli boş gitmek olmaz diyerekten bimden tanesi 1.5tl olan sunta tadı veren centro gofretten 2 paket aldım. bi keresinde kandil günüydü mahalle kahvesinde bu centro gofretlerden 10 paket dağıtmıştım . 2 tane yaşlı amcanin solunum yolu tıkanmıştı sunta gofret yüzünden. hastaneye falan kaldırdılar . ogunden beri almiyordum hic. tekrar bugüne nasip olmuştu.

eve gittiğimde babannem yoktu. dedemde 55 ekran beko televizyonunda bayburt tvyi açmış zütü yırtık içliğiyle bal reklamı izliyodu. hemen sarılıp centro gofretlerimi takdim ettim. dedem çocuk gibi sevindi tabi. düsünsenize ayda bir petibör bisküvi yiyen bir adama muzlu gofret getiriyosun. yırtmaçlı içliğine aldırış etmeden kolumdan tuttu. bu ziyareti neye borçluyuz yakışıklı dedi.

ben hâlâ eğilip elini öpeceğim sanarken birden dudaklarıma yapıştı. yırtık içligini daha fazla yırtarak BDSM izlediğini ispatladı. önümde eğildi ve bu gofretlerin teşekkürünü vermek istiyorum dedi. ne yapacağımı şaşırdım. gofret poşetini de alarak evden kaçtım. ilk gördüğüm kahvehaneye girerek dağıttım.